88. De ki: "İnsanlar ve cinler bu Kur'ân’ın bir benzerini getirmek için toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar yine de onun bir benzerini getiremezlerdi.
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
Bu âyet-i kerimenin, bir grup yahudi hakkında ve Kureyş müşriklerinden bir grup hakkında nazil olduğuna dair iki rivayet vardır. Şöyle ki:
1. a- İbn Abbâs'tan rivayette o şöyle anlatıyor:
Mahmud ibn Şahhân, Ömer ibn Esân, Bahrî ibn Amr, Uzeyr ibn Ebî Uzeyr ve Selâm ibn Mişkem adlı yahudiler Rasûlullah (sa)'a geldiler ve:
"Ey Muhammed bize haber ver; şu senin getirdiğin gerçekten Allah katından getirdiğin bir hak mıdır? Çünkü biz onun, Tevrat gibi âyetlerinin birbiriyle uyumlu olduğunu görmüyoruz." diye sordular. Rasûlullah (sa) onlara:
"Allah'a yemin olsun ki sizler bunun Allah katından olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Çünkü onu, yanınızda (ki Tevrat'ta) yazılı olarak bulmaktasınız. İnsanlar ve cinler, onun bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler yine de onu getiremezler" buyurdu. Finhâs ve Abdulalh ibn Sûriyâ, Kinâne ibn Ebi'l-Hukayk, Eşya' ve Ka'b ibn Esed, Semev'el ibn Zeyd ve Cebel ibn Amr adlı yahudiler de oradaydılar. Efendimizin bu sözü üzerine bu sefer hepsi birden söze karışıp:
"Ey Muhammed, ne insanların, ne cinlerin bunu getiremiyeceklerini sana kim öğretiyor?" dediler. Efendimiz:
"Allah'a yemin ederim siz onun Allah katından olduğunu, benim de muhakkak Allah'ın elçisi olduğumu pek alâ bilmektesiniz ve bunları yanınızdaki Tevrat ve İncil'de yazılı olarak da bulmaktasınız." buyurdu.
"Ey Muhammed, Allah bir peygamber gönderdi mi ona dilediğini yaptırır ve onu dilediğine muktedir kılar. O halde bize okuyacağımız ve tanıyacağımız bir kitap getir. Değilse şu getirmiş olduğun kitab gibisini biz sana getiririz." dediler. İşte bunun üzerine Allah Teala onlar ve söyledikleri bu sözler hakkında
"De ki: "İnsanlar ve cinler bu Kur'ân'ın bir benzerini getirmek için toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar yine de onun bir benzerini getiremezlerdi." âyet-i kerimesini indirdi.[114]
Ancak İbn Kesîr "Sûrenin mekkî olması, akışının bütünüyle Kureyş'le ilgili olması; yahudilerin de Hz. Peygamber'le münasebetlerinin daha ziyade Medine-i Münevvere'de olması" gerekçeleriyle bu görüşü zayıf kabul eder.[115]
b- İbnu Abbas'tan (r.a.) Ikrime veya Saîd tarikından îbnu İshak ve İbnu Cerîr anlattı. İbnu Abbas (r.a.) dedi ki:
“Selâm İbni Meşkem ve bir gurup yahudi Nebî Aleyhisselâm'a geldi ve:
“Biz sana nasıl tabî olalım. Sen, bizim kıblemizi bıraktın. Senin getirdiğin şu kitapta, Tevrat'taki gibi uyumlu olduğunu görmüyoruz. Bize bizim bildiğimiz bir kitap indir, yoksa biz sana bize getirdiğinin benzerini getiririz.” dediler. Allahü Teâlâ, İsra: 17/88 âyetini indirdi.”[116]
2. a- Başka bir rivayette de Kureyş'ten bir topluluğun:
"Ey Muhammed, bu Kur'ân'dan başka, garip (bilmediğimiz) bir âyet (mucize) getir. Çünkü biz de bunun benzerini getirebiliriz." demişler de bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuş[117]
b- "İstesek biz de bunun bir benzerini getirebiliriz." diyen en-Nadr ibnu'l-Hâris hakkında nazil olduğu da tefsirlerde zikredilmektedir.[118]
90. "Bizim için şu yerden bir pınar akıtmadıkça sana asla iman edecek değiliz. " dediler.
91. "Yahut senin hurmalıktan, bağdan bir bahçen olsun da aralarında şarıl şarıl ırmaklar akıtasın,
92. Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allah 'ı ve melekleri kefil getiresin,
93. Yahut altından bir evin olsun, yahut göğe çıkasın. Gerçi ona çıktığına da asla inanmayız ya. Tâ ki üstümüze, okuyacağımız bir kitab indiresin. " De ki: Rabbımın şânı çok yücedir. Ben ancak bir beşer, bir elçiyim.
Ayetlerin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İkrime'nin İbn Abas'tan rivayetine göre Utbe, Şeybe, Ebû Süfyan, Nadr b, Haris, Ebu'l-Bahterî, Velid b. Mugira, Ebû Cehil, Abdullah b. Ebî Ümeyye, Ümeyye b. Halef ve diğer Kureyş başkanları Ka'be'nin arkasında toplandılar. Bazısı bazısına:
"Muhammed'e adam gönderin de O'nunla konuşun, çekişin ki böylece O'nun hakkında bir hüccetiniz, bir mazeret hakkınız olsun" dediler, Derken ona adam gönderdiler. Gelenler dediler ki:
"Kavminin ileri gelenleri seninle konuşmak için toplandılar;" Bu söz üzerine Rasulullah (s.a.v.) kendi peygamberlik davasından onlara bir şeylerin âyân olduğunu zannedip, koşarak onlara geldi, Zira onlar düşkündü, hidâyete ermelerini çok istiyordu. Onlara meşakkat veren, yaramaz bir hal O'na çok çetin geliyordu. Nihayet Rasulullah (s.a.v.) gelip meclislerinde yerini aldı. Kureyş reisleri dediler ki:
"Ya Muhammed, Allah'a yemin olsun ki biz, senin, kendi kavminin içine yabancı birşey sokup onların başına açtığın gibi Arab'dan, kavmine yabancı birşey sokan hiçbir kişi bilmiyoruz. Sen böyle yapmakla atalarına gerçekten küfretmiş oldun, ayıpladın, lekeledin. Akılları bunak yaptın, ilahlara sövdün, cemaati dağıttın, seninle aramızda mevcut şeyler hususunda ortaya getirmediğin hiçbir çirkin iş kalmadı. Eğer sen bu peygamberlik işini sadece ve sadece mal talep etmek için ortaya attıysan, mallarımızdan senin için bizim en çok mal sahibimiz olacağın bir mal toplayalım. Eğer içimizde mevki makam taleb etmek içinse seni kendimize lider yapalım. Eğer hükümdarlık istiyorsan, seni kendimize kral seçelim. Şayet sana gelen bu Raiyy[119] seni baskı altına alıyor görüyorsan, senin için tıbbî tedavi talebinde bütün mallarımızı harcayalım. Ta ki seni o cinden kurtaralım, yahut seni ma'zur görelim." Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Bu dedikleriniz bende mevcut değil. Size getirdiğim bu Nübüvvet Davası'nı mallarınızı istemek, içinizde mevki sahibi olmak ve başınıza kral olmak için size getirmiş değilim. Fakat güçlü ve yüce olan Allah beni size bir elçi gönderdi. Bana bir Kitap indirdi ve sizin için bir müjdeci ve korkutucu olmamı bana emretti. Ben de Rabbim'in peygamberlik davasını size tebliğ ettim ve size nasihatte bulundum, hayırhahınız oldum. Şayet size getirdiğim şeyi tarafımdan kabul ederseniz, o, sizin dünya ve Ahiret'te nasibiniz olur. Eğer onu bana geri çevirir, kabul etmezseniz, benimle aramızda hükmünü vereceği âna kadar Allah'ın emrine sabrederim." Onlar da şöyle dediler:
"Ya Muhammed, eğer sana sunduğumuz bu teklifleri kabul etmiyorsan, sen pekala bilmektesin ki insanlardan şehirleri bizimkinden daha dar, malı daha az, geçimi daha sıkıntılı hiç kimse yoktur. Haydi seni gönderdiği şeyle gönderen Rabbin'den bizim için iste de şu bizi sıktıkça sıkan dağları, üzerimizden kaldırsın, şehirlerimizi bize genişletsin. Bizim için beldelerimizde Şam ve Irak nehirleri gibi nehirler akıtsın. Babalarımızdan ölüp gidenleri bize diriltsin. Bizim için diriltileceklerden biri de Kusayy b. Kilâb olsun. Zira o, çok doğru bir büyüktür. Böylece senin bu dediklerinin hak mı yoksa batıl mı olduğunu o Kusayy'dan soralım. Şimdi sen, senden bu istediklerimizi yaparsan, seni tasdik eder, o sayede senin Allah katındaki dereceni öğrenir ve seni dediğin gibi bir peygamber gönderdiğini bilmiş oluruz." Rasulullah (s.a.v.) da şöyle buyurdu:
"Ben, sizin bu .istedikleriniz şeylerle gönderilmedim. Ben size sadece noksanlıklardan münezzeh olan Allah'ın beni kendisiyle gönderdiği şeyleri getirdim. Size kendisiyle gönderildiğim şeyi, size taleb ettim. Eğer onu kabul ederseniz, o sizin dünya ve ahiret nasibinizdir. Eğer onu reddederseniz Allah'ın emrini sabırla bekleyeceğim." Kureyşliler dediler ki:
"Eğer bunu yapmıyorsan, Rabbin'den, seni tasdik edecek bir peygamber göndermesini iste ve yine Rabbin'den senin için bahçeler, hazineler ve senin ardına düştüğünü gördüğümüz şeyden seni müstağni kılacak, zengin kılacak olan altın ve gümüşten yapılmış köşkler yapılmasını iste. Zira sen de bizim gibi pazarlarda dolaşıyor, bizim gibi geçim yollarını arıyorsun. Eğer iddia ettiğin gibi bir peygambersen Rabbin'in katındaki üstünlüğünü ve mertebeni böylece öğrenmiş oluruz." Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Ben, bunları yapacak değilim ve ben bunları Rabbin'den isteyecek birisi değilim. Ben, size bununla da gönderilmedim. Fakat Allah Teala beni bir müjdeleyici ve uyarıcı gönderdi." Onlar da şöyle dediler:
"O Halde Rabbin'in dilediği takdirde yapabileceğini iddia ettiğin gibi gökten üzerimize bir parça düşür." Rasulullah (s.a.v.):
"Bu Allah'a aittir. Dilerse yapar" buyurdu. Bu sefer içlerinden biri:
"Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmedikçe elbette sana inanmayacağız" dedi.
Abdullah b. Ümeyye el-Mahzumî de -ki bu kişi, Abdulmuttalib'in kızı, peygamberin halası olan Âtike'nin oğludur.- şu teklifi getirdi:
"Sen göğe bir merdiven kurup da benim gözlerimin önünde oraya yükselmedikçe, nihayet göğe varıp seninle birlikte açık bir nüsha ve senin dediğin gibi bir peygamber olduğuna şahitlik edecek bir grup melek getirmedikçe sana asla inanmayacağım." Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) kavmiyle aralarında geçen bu diyaloglardan ve kendisinden uzaklaşmalarını görmesinden ötürü üzüntülü bir vaziyette ailesinin yanına döndü. Derken Allah Teala "Şöyle söylediler: "Bize, yerden kaynaklar fişkırtmadıkça sana inanmayacağız." 90. âyetini ve devam eden âyetleri indirdi.[120]
2- Hz. Peygamber (sa) onların yanından ayrıldıktan sonra Ebu Cehil söz alıp dedi ki:
"Ey Kureyş topluluğu, görüyorsunuz ki Muhammed dinimizi ayıplamada, atalarımıza sövmede, rüyalarımızı aşağılamada, tanrılarımıza sövmede ısrar ediyor. Allah'a ahdim olsun ki yarın burada, taşıyabileceğim kadar büyük bir taşla oturup Muhammed'i bekliyeceğim ve (buraya Ka'be'ye) gelip secde ettiğinde de başını o taşla ezeceğim."[121]
3- Said b. Ahmed b. Cafer, Ebû Ali b. Ebî Bekr el-Fakih'ten, o Ahmed b. Hüseyn b. Cüneyd'den, o Ziyad b. Eyyub'dan, o Hüseyin'den, o Abdu'l-Melik b. Umeyr'den rivayet ettiğine göre müşarun ileyh, Said b. Cübeyr'e bu âyetin Abdullah b. Ebî Ümeyye hakkında mı indiğini sorup onun da: "Ulema böyle olduğunu iddia etmişler" diye cevap verdiğini bize haber verdi.[122]
4- Abdullah ibn Ebî Umeyye'nin, bu âyetlerde ifadesini bulan isteklerini havi sözleri üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeleri indirdi.[123]
5- Saîd İbni Mansur Sünen’inde Saîd İbni Cübeyr'den (r.a.) rivayet ettiğine göre o şöyle dedi:
“Bu âyet, Ümmü Seleme'nin kardeşi Abdullah îbni Ebî Ümeyye hakkında indirildi.” [124]
Suyuti der ki: “Bu rivayet, mürsel ve sahihtir. Bunun, makabli için şahidi vardır.” [125]
96. De ki: "Allah, benimle sizin aranızda şahid olarak yeter. Muhakkak ki O, kullarına Habîr'dir, Basîr'dir.
Bu âyet-i kerimenin de, biraz önce geçen
"Ben ancak bir beşer, bir elçiyim." âyet-i kerimesini duyan Kureyş kâfirlerinin:
"Peki o halde senin Allah'ın elçisi olduğuna kim şehadet eder?" demeleri üzerine nazil olduğu rivayet edilmiştir.[126]
110. "De ki: "İster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O'nundur."
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbn Abbas'ın rivayetinde Rasulullah (s.a.v.) Mekke'de bir gece vakti teheccüd namazı kılmış ve secdesinde:
"Ya Rahman! Ya Rahim!" demeye başlamıştı. Bunun üzerine müşrikler demişlerdi ki:
"Muhammed (veya İbn Ebî Kebşe) bir tek ilaha dua ederdi. Şimdi ise Allah ve Rahman diye iki ilaha dua ediyor. Biz ancak -Müseylemetü'l-Kezzab'ı kasdederek- Yemame'nin Rahmanı'nı tanırız, başka Rahman bilmeyiz." İşte Allah Teala da bu âyeti bu yüzden indirdi.[127]
2- İbnu Abbas'tan (r.a.) İbnu Merduyeh ve başkası anlattı:
“Rasûlullah, Mekke'de bir gün dua etti. Duasında:
“Ya Allah, Ya Rahman” buyurdu. Müşrikler:
“Şu Sâbiîye bakın. Bizi iki ilâh'a duadan men ediyor, kendisi iki ilâh'a dua ediyor.” dediler. Allahü Teâlâ, İsra: 17/110 âyetini indirdi.”[128]
3- Meymun b. Mihran da şunu rivayet etmiştir:
"Rasulullah (s.a.v.) kendisine vahyolunan sûrelerin başına “Bismikallahumme: Allah’ım senin isminle” diye yazdırıyordu. Nihayet şu: “Muhakkak ki O, Süleyman’dandır. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyladır.” (Neml: 27/31) nazil olunca bundan sonra “Bismillahi’r-rahmani’r-rahiim” diye yazdırdı. Bunun üzerine Arab müşrikleri:
"Şu "Rahim" kelimesini biliyoruz. Ya bu "Rahman" kelimesi nereden çıktı?" dediler. Allah Teala da bu âyeti indirdi."[129]
4- Dahhak'ın rivayetinde ise Ehl-i Kitap, Rasulullah (s.a.v.)'a:
"Şüphesiz sen "Rahman" ismini pek az zikrediyorsun, Oysa ki Allah, bu ismi Tevrat'ta çok zikretmiştir" dediler de Allah Teala bu âyeti indirdi.[130]
110- "... Namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut."
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Ebû Abdillah Muhammed b. İbrahim b. Muhammed b. Yahya, babasından, o Muhammed b. İshak es-Sakafî'den, o Abdullah b. Mutî' ve Ahmed b. Menî'den, onlar Huşeym'den, o Ebû Bişr'den, o Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbas'tan bu âyet hakkında şöyle dediğini bize haber verdi:
"Bu âyet, Rasulullah (s.a.v.) Mekke'de gizlendiği bir sırada nazil oldu. Zira müşrikler Kur'an'ı işittikleri zaman, Kur'an'a, onu indirene ve onu getirene sövüyorlardı. Dolayısıyla Aziz ve Yüce olan Allah, Peygamberi'ne: "Namazda yüksek sesle okuma, namazda sesini de fazla kısma, ikisinin arası bir yol tut." buyurdu. Allah Tealâ, Rasûlü'ne, duyup da Kur'ân'a, Allah'a ve Rasûlü'ne sövmesinler diye müşriklerin işitmiyeceği şekilde alçak sesle, ama ashabının duyup öğrenecekleri kadar yüksek bir sesle Kur'ân okumasını Rasûlü (sa)'ne emretti."[131]
Bu hadisi Buharı, Müsedded'den, Müslim de Amr en -Nakıd'dan, her ikisi de Huşeym'den rivayet etmişlerdir.[132]
2- Sa'd'den rivayette o şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (sa), Mescid-i Harâm'da namaz kılarken açıktan Kur'ân okurdu. Kureyş müşrikleri:
"Açıktan okuma; tanrılarımıza bu kıraatinle eziyet veriyorsun. Eğer böyle açıktan okumaya devam edecek olursan biz de senin Rabbını hicvederiz." dediler de bunun üzerine Allah Tealâ:
"Namazında pek bağırma, sesini o kadar kısma da. İkisinin arasında bir yol tut." âyet-i kerimesini indirdi.[133]
3- Mukatil der ki:
Bir gün Hz. Peygamber (sa) Safâ'nın yanında namaz kılıyordu. Kıldığı namaz sabah namazıydı ve O, namazında cehren Kur'ân okuyordu ki bunu gören Ebu Cehl:
"Allah'a iftira etme." dedi, bunun üzerine Hz. Peygamber (sa) sesini alçalttı da o, müşriklere:
"Gördünüz mü İbn Ebî Kebşe'ye ne yaptım, onu (Kur'ân'ını) okumaktan men'ettim." dedi ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.[134]
4- Said b. Muhammed b. Ahmed b. Cafer, Ebû Ali el-Fakih'ten, o da Ali b. Abdillah b. Mübeşşir el-Vasıtî'den, o Ebû Abdillah Muhammed b. Harb'dan, o Ebû Mervan'dan, o Yahya b. Ebî Zekeriyya el-Gassanî'den, o Hişam b. Urve'den, o da babasından bu âyet hakkında Aişe(r.a.)'nin: "Bu âyet dua hakkında inmiştir"dediğini bize haber verdi.[135]
5- Bunun benzerini İbnu Cerîr İbnu Abbas tarikından anlattı.[136]
6- Suyuti dedi ki: “Senet bakımından daha sahih olduğu için birincisi tercih edildi. Keza birinciyi, Nevevî ve başkası tercih etti. “[137]
Hafız İbni Hacer dedi ki: “Bu iki rivayet arasını cem etmek muhtemeldir. Ayet, namaz içinde dua hakkında indirildi.”[138]
7- İbnu Merduyeh Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre o şöyle dedi:
“Rasûlullah, Beytin yanında namaz kıldığı zaman, duada sesini yükseltirdi. Ayet indirildi.”
8- Hâkim ve İbnu Cerîr Aişe'den (r.a.) rivayet ettiğine göre o şöyle dedi:
“Bu âyet teşehhüt hakkında indirildi.”
Bu Aişe'nin geçen rivayetteki muradını açıklamaktadır. [139]
9- İbnu Meni’ Müsned’inde İbnu Abbas'tan (r.a.) rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir:
“Müslümanlar duayı aşikâre yaparlar: “Allahümmerhamni” derlerdi. Âyet indirildi. Gizlememek. aşikâre etmemekle emrolundular.”[140]
10- Ayet-i kerimenin "...Namazında pek bağırma, sesini o kadar kısma da. İkisinin arasında bir yol tut." kısmının nüzul sebebinde, bu âyet-i kerimenin Medine-i Münevvere'de nazil olduğu vehmini veren rivayetler de vardır:[141]
11- Aişe (r.a.)'nin rivayetinde de bu âyet teşehhüd hakkında inmiştir. Bedeviler "ettehiyyatü lillahi ve's-salavatü ve't -tayyibatü" diye seslerini yükselterek okurlardı. Bunun üzerine bu âyet nazil oldu.[142]
12- Abdullah b. Şeddad da şöyle demiştir:
"Temim Oğulları'ndan olan Araplar Peygamber (s.a.v.) namazından selam verip çıktığında;
"Allah'ım bizi mal ve çocukla rızıklandır" derlerdi ve seslerini yükseltirlerdi. Bundan dolayı Allah Teala bu âyeti indirdi.[143]
13- Rivayet edildiğine göre de Ebû Bekir (r.a.) Kur'ân okurken gizli okur ve şöyle derdi: “Ben Rabbimle sessizce konuşuyorum. O benim zaten ihtiyacımı bilmektedir”. Hz. Ömer ise Kur'ân'ı açıktan okur ve şöyle derdi: “Ben de bu şekilde okumakla şeytanı kovuyor ve uyuklayanı uyandırıyorum”. Ayet-i kerime nazil olunca Rasulullah (s.a.) Hz. Ebû Bekir'e sesini bir parça yükseltmesini, Hz. Ömer'e de bir parça kısmasını emretti.[144]
111. Ve de ki: "Hamd O Allah 'a mahsustur ki bir çocuk edinmemiş ve O'nun mülkünde bir ortak bulunmamıştır. Düşkünlükten dolayı O'nun bir yardımcısı olmamıştır ve O 'nu tekbir et.
İbn Cerîr'in Muhammed ibn Ka'b el-Kurazî'den rivayetle tahricinde o şöyle demiştir:
Yahudi ve Hristiyanlar:
"Allah çocuk edindi." dediler. Araplar (telbiyelerinde):
"Lebbeyk (Buyur Rabbımız), senin ortağın yok. Bir ortağın müstesna ki zaten sen hem ona, hem de onun sahip olduklarına sahipsindir." dediler. Sâbiîler ve Mecusiler:
"Şayet Allah'ın dostları olmasaydı o muhakkak zelîl olurdu." dediler de bütün bunlar üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.[145]
[1] Alûsi, age, XV.21. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[2] Kurtubî, age. XI,34. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[3] Alûsî, age. XV,2. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[4] İbnu'l-Cevzî, age. V,3. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[5] Alûsî, age. XV,2. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[6] Mahmûd Es'ad Seydişehrî. Tarih-i Dîn-i İslâm. Sadeleştirip yayına hazırlıyanlar: Ahmed Lütfı Kazancı ve Osman Kazancı, Marifet Yayınları, İstanbul 1983, s. 507. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[7] Râzî, age. XX, 145. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558.
[8] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/407.
[9] AIûsî, age. XV,4. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/558-559.
[10] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/11-12.
[11] Kurtubî. age. X,148. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/559.
[12] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 1,227. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/559. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/407-408.
[13] Kurtubî. age. X,151; Alûsî, age. XV,35. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/559.
[14] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/559. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/30.
[15] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/30.
[16] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/408. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/46
[17] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/408. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/46
[18] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, 1,227-228. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560.İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/409. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/46.
[19] Alûsî, age. xv.64. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560.
[20] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûi, 1,228. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/409. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/46.
[21] İbnu'l-Cevzî, age. V,29. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560.
[22] Alûsî, age. XV,63. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560..
[23] Senedi zayıftır. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 239. Vahidî, age. s. 202. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/410. İbn Merduyeh, Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/47.
[24] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 239. Vahidî, age. s. 202. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/560-561.
[25] Alûsî, age. XV,66. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/561. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/410. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/47.
[26] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 1,229. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/561. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/410.
[27] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/411. İbn Merduyeh Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/47.
[28] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/561.
[29] Ibnu'l-Cevzî, age. V,41. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/561.
[30] Kurtubî, age. X,176. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/561.
[31] İbn Hişâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, 1,316. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/561-562.
[32] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/411. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/77.
[33] İbn Kesîr, age. III,246; V,81. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/562-563.
[34] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/563.
[35] Taberî, age. XV,68. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/563.
[36] Alûsî, age. XV,89. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/563. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/77.
[37] Kurtubî, age. X, 176-177. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/563.
[38] Kurtubî, age. X, 176-177. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/563.
[39] Râzî, age. XX,221. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/563. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/76.
[40] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/77.
[41] el-Bahru'l-Muhît, VI/42. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/78.
[42] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 239. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/87.
[43] Kelbi zayıftır. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 240. Vahidî, age. s. 202; İbnu'l-Cevzî, age. 46; Kurtubî. age. X,180. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/564. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/87.
[44] Müslim, Tefsîr, 28-30; Taberî, age. xv,72. Bu haber, nüzul kaydı olmaksızın Buhârî'de de yer almaktadır. Bak: Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 17/7,8. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/564. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/412. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/93.
[45] Alûsî, age. XV,97. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/564. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/93.
[46] Vahidî, age. s. 192. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/565.
[47] İbn Kesir, V.88. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/565-566.
[48] Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,258; Taberî, age. XV,74. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/566.
[49] Taberî, age. XV,74-75. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/566-567.
[50] Nesai; Tefsir: 310, Ahmed; Müsned: 1/258, Hakim; Müstedrek: 2/362, İbn Cerir: 15/74, Suyuti; Lübab: s. 167, ed-Dürr: 4/190. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 240. Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/387. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/413. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/93.
[51] Taberî, age. XV,77. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/567.
[52] Alûsî, age. XV,107. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/567.
[53] Alûsî, age. XV,107. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/567.
[54] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/567. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/414-415. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/94.
[55] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/414-415. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/94.
[56] İbnu Merduyeh; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/415. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/567-568. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/94.
[57] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/415.
[58] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/415.
[59] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 1,231. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[60] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[61] Râzî, age. XX,236; Kurtubî, age. X,183. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[62] Senedinde tedlis var. Suyuti; ed-Dürr: 4/191, Lübab: s. 167. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 240-241. İbnu'l-Cevzî, Zâdu'I-mesîr, 5/55; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/387-388. Vahidî, age. s. 203. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[63] Tereyağı ile ekmekten yapılan yemek.
[64] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/415. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/94.
[65] Taberî, age. XV,78. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[66] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, I,232. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[67] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/568.
[68] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/569.
[69] Mürsel hadistir. İbn Cerir et-Taberî: 15/88, Suyuti; ed-Dürr: 4/194, Lubab: s. 168. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 241. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/569. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/417. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/119.
[70] Mürsel hadistir. İbn Cerir et-Taberî: 15/88, Suyuti; ed-Dürr: 4/194, Lubab: s. 168. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 241. Vahidî, age. s. 204. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/569.
[71] İbnu Ebî Hatim ve İbnu Merduyeh; Suyûtî, Lübâbu'n-Nukul, 1,232. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/569. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/417. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/119.
[72] Mürsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 241-242. Vahidî, age. s. 204. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/569-570.
[73] Suyûtî, Lübâbun-Nukûl, 1.233. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/570. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/417-418.
[74] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/417.
[75] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/570.
[76] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 241. Vahidî, age. s. 203-204. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/570. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/120.
[77] Mahmûd İbn Ömer ez-Zemahşerî, el-Keşşâf an Hakâiki't-Tenzîl ve Uyûni'l-Ekavîl fi Vucûhi't-Te'vîl, Beyrut tarihsiz, 11,460. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/570-571.
[78] Mahmûd İbn Ömer ez-Zemahşerî, el-Keşşâf an Hakâiki't-Tenzîl ve Uyûni'l-Ekavîl fi Vucûhi't-Te'vîl, Beyrut tarihsiz, 11,460. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571.
[79] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 1,234. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571.
[80] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/418.
[81] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/418.
[82] İbn Kesir, Tefsîru'i-Kur'âni'i-Azîm, III,586. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571.
[83] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 242. Vahidî, age. s. 204. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571.
[84] İbnu'i-Cevzî, age. V,70. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571.
[85] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 242. Vahidî, age. s. 204. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571-572.
[86] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 242. Alûsî, age. XV, 130. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/572.
[87] Alûsî, age. XV, 130-131. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/572.
[88] İbn Kesîr, age. V,97. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/572.
[89] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/419. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/120.
[90] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/419. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/120.
[91] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/420. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/120.
[92] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, 1,234-235. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/571-572.
[93] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 17/9, hadis no: 3139; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,223. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/572.
[94] Mürsel hadistir. İbn Cerir: 15/100, Tirmizi: 3139, Suyuti; ed-Dürr: 4/198. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 242. Vahidî, age. s. 204-205. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/572.
[95] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/420. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/127
[96] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/420. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/127
[97] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, 1,234. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/572-573.
[98] Alûsî, age. XV,147. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/573.
[99] Kurtubî, age. X,209. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/573.
[100] Buhari; İlim: 125, Tefsir; 4721, İ’tisam; 7297, Tevhid: 7456, 7462. Müslim; Münafıkların vasıflan: 32, 33/2794, Tirmizi; Tefsir; 3141.
[101] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 243. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/127.
[102] Buhârî, Tefsîru'l-Kur’ân. 17/13; Tevhid, 28; Müslim, Sıfatu'l-Münâfıkîn, 32-34; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 17/11, hadis no: 3141; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,389, 444-445. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/573-574. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/421.
[103] Taberî, age. XV,105. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/574.
[104] Taberî, age. XV, 105. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/574.
[105] Tirmizi; Tefsir; 3140, Nesai; Tefsir: 334, Ahmed: 1/255, Hakim; Müstedrek: 2/531, Suyuti; ed-Dürr: 4/199. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 243. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/127.
[106] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 17/10, hadis no: 3140.
[107] Tirmizi; Tefsir; 3140, Nesai; Tefsir: 334, Ahmed: 1/255, Hakim; Müstedrek: 2/531, Suyuti; ed-Dürr: 4/199. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 243. Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/399.
[108] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/421-422.
[109] Taberî, age. XV,104. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/574-575.
[110] Taberî, age. XV,105. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/575.
[111] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, l,236. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/575.
[112] İbni Kesîr, 111/60.
[113] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/127-128.
[114] Taberî, age. XV,106-107. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/575-576.
[115] İbn Kesîr, age. V.115. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/56.
[116] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/422-423. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/141
[117] Alûsî, age. XV,107. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/576.
[118] İbnu'l-Cevzî, age. V,84. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/576.
[119] İnsana tabi olan cine denir.
[120] Musannif bu hadsi senedsiz zikretti. İbn Cerir 15/110, ed-Dürr: 4/202. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 244-245. İbnu'l-Cevzî, Zâdu'l-mesîr, 5/85; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/409-410. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/425-426. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/577-579. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/145-146.
[121] Taberi,age. XV,III. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/579.
[122] İbn Cerir: 15/111, Suyuti; ed-Dürr: 4/203. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 245. İbnu'l-Cevzî, Zâdu'l-mesîr, 5/85; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/410.
[123] İbn Hişâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, 1,309. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/577.
[124] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/426. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/146.
[125] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/426.
[126] Kurtubî, age. X,215. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/579.
[127] Musannif bu hadisi senedsiz zikretmiş. İbn Cerir et- Taberî: 15/121. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 246; Vahidî, age. s. 207. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/579-580. İbn Merduyeh, Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/170.
[128] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428. Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 1,239. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580.
[129] Mürsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 246. Vahidî, age. s. 207. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/170.
[130] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 246. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/170.
[131] Buhari; Tefsir: 17/14 (4722), Tevhid: 34 (7490, 7535. 7547), Müslim; Salat: 145/446 s. 329, Timizi; Tefsir: 17/15-16 (3146). Nesai; Tefsir: 320. Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,23, 215. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580.
[132] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 246-247. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/170.
[133] Taben, age. XV,123. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580.
[134] İbnu'l-Cevzî. age. V,99-100. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580.
[135] Müslim; K. Salat: 146/447, Nesai; Tefsir: 321, Beyhaki; Sünen: 2/183. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 247. Buhari; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[136] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[137] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[138] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[139] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[140] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[141] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/580.
[142] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 247. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/428.
[143] İbn Cerir: 15/122. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 247.
[144] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/171.
[145] Taberî, age. XV,126; İbn Kesîr, age. V.129; Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 1,240. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/581. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/429. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 8/171.
_________________ " Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."
|