Mevlana Șeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya
Çarşamba, Eylül 30, 2009
Lefke, Kıbrıs KKTC
HER HÜCRE AHENK ÜZERINEDIR.
Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allahu Ekber. Lailahe illAllah. Lailahe illAllah. Lailahe illAllah. Seyyidina Ve Mevlana Muhammedun Rasulullah (s.a.v.)
Herşeye kadir olan Allah (cc) ’in adı ile. En Merhametli. En Lütufkâr. En Cömert. Ey Rabbimin mübarekleri. Mübarek kulları. Bize iyi terbiyenizden verin ki göklere daha yakin olalım nefsimizin karanlığından ve şeytani bölgelerden korunalım. Şeytani bölgeler. Şeytanın bölgeleri yoktur ama deriz ki, şeytan nerde olursa ve kime kaçar acele ederse ve onu karanlık bölgelerini takip ederse bu şeytani bölgelerdir.
“ Elfu Elfu Selat Elfu Elfu Selam ” sanadır Ey en sevgili rehber. Ya Seyyidi Ya Rasurullah…(arapça) bütün insanoğlu. Vehhabiler ve selefiler çok kıskançlar. Biz sana en yüksek saygımızı verirsek patlayıp ölürler. Belki bu onların cezalarıdır. Ve içimize sonsuz bir zevk hissederiz o da bize keyif, hoşnutluk, sefa verir, nur verir. Biz parlıyoruz.(oturuyor)
Ey insanlar, Ey insanlar, Ey insanoğlu, Ey Rabbimin kulları. Ben zayıf bir kulum ve siz dinlemeye daha fazla fazla öğrenmek için çalışıyorsunuz. …(Arapça)….Ve diyoruz ki; “ Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahim “ . Çok azametli ve şereflisin. “Bismillahirrahmanirrahim “ demek, herkes için kolay değildir.
Ey insanlar.
Esselamun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatuhu.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
Bu müzik bize.... Ooo kadar mutluluk ve zevk verir.
Ey insanlar, çünkü Rabbinizin, Âlemlerin Rabbinin şanı için yapacağınız herşeyi hissetmelisiniz. Kendi içinizde hissetmelisiniz. Maddi bedeninizin sadece tek bir yerini tayin etmiyorum. Ama benim amacım… Benim büyüğüm, o sadece bu gezegenin mübareği değil, der ki; vucutunun tek bir kısmı zevklenip hoşnut olmasın ama bedenin her tarafı dans etsin.
Bir kişinin milyarlarca hücresi vardır. Bütün hücreler canlıdır. Canlı olmak demektir ki, onlar birşeyler biliyorlar ve mutlu oluyorlar. Her hücre veya her organ zevklenir ve keyiflenir.
“Bismillahirrahmanirrahim “ dersek bedenimizdeki her hücreye bir keyif gönderir. O kadar çok zevklenirler. O kadar çok keyiflenirler ki, hayal edemezsin.
Yaşayan bir kişinin hücreleri mutlu olursa, o zaman ilmini doldurmak için temel yaratılmanın amacına ulaşır. Anladınız mı, Ey insanlar? Uyumayın! Bu hem bir ikaz hem de bir eğitimdir. Biz zayıf kuluz. Ve bizim şerefimiz… (şeyhimiz hapşuruyor) ... Bedenimiz çok mutlu oluyor “ Hapşu “ derken. “ Hapşuu “. Ve bir uyandırma oluyor. Bu göklerden gelir. Ama sonra baslarsan “Haa haaa haa” (şeyhimiz esneme taklidi yapıyor) “ Haa haaa haaa” o zaman demeye başlarsın “ Haaa haaa haaa” bu hayvanlar seviyesinin amelidir. Bu demektir ki organlarınız mutsuzdur. O organın her hücresi yorgundur. Ama “ Hapşuu” bütün hücreler uyanır.
Ey cahil insanlar, bakin, size Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in ilminden anlatıyorum. Ben bilmem ama doğudan batıya bütün insanoğluna hitap etmem için dilimi konuşturuyorlar. Ve onlar duymalılar ve dikkat etmeliler. …(Arapça birşeyler soyluyor) Şeyh Hişam bilmez.
Dikkat etmeliler. Herşey zevkle veya gamla var olur. Bu hayat, Ey insanlar, çok kolaydır, sorunsuz. Eğer Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in bir kelimesini tutup takip ederseniz o zaman kendinizi yeni bir seviyede bulursunuz. Ve dersiniz ki, " bu öyle bir seviyedir ki bana hoşnutluk veriyor, nefes alıyorum, mutluyum, halis düşünüyorum, yorulmadan koşuyorum, anlıyorum, yanlış anlayış değil ." “ bu seviyede mutluyum.
Ey insanlar ne yapıyorsunuz? Hepinizin elinde samsonite ( çanta markası) var. Her sabah samsonite. Bir tarafları böyle aşağı iner. Derim ki; “ Ey dostum, sağ omzun yere düşüyor. Obur tarafa da bir samsonite al da dengelensin. Böyle böyle olsun. “
Lailahe İllallah. Seyyidina Muhammedun Rasulullah.
Ey insanlar, siz nefsinize hak vermek için mi yaratıldınız? Nedir bu? Ne için koşturuyorsunuz? Son noktanız nedir? Ey insanlar, siz yaratıldınız ve sizi yaratan Âlemlerin Rabbi sizin her varlığınızın bir parçasına sürekli hareketli olmayı vermiştir. Seni yaratan Âlemlerin Rabbi sizi eşek gibi iki tarafta ağır çantalar taşıyasın diye mi yarattı?
Siz insansınız, insanoğlusunuz. İnsanların bütün yaratılanların arasında özellikleri vardır. Öğrenin ve eğitilin. Bu önemlidir. Bir hücre, belki beyin hücresi veya kalbin hücresi veya midenin hücresi veya sindirim sistemin hücresi. …Hücreler bizim neslimizi sürdürmek için ayağı kalkarlar.
Her organın her hücresi zevk ve keyif içindedir. Gözlerinden, başından ayaklarınıza kadar. Bakın Ey insanlar. Eski zamanda insanlar hiçbir zaman şikâyet etmezlerdi. Eski zamandaki insanların acı çektikleri hiç görülmemiştir. Hiçbir zaman ıstırap çekmediler. Belki 100 kişi içinde 10 kişi.
Şimdiki zamanda hastalıklar sayisizdir. Öncede… Dinleyin, Ey uyanıklar, Ey düşünenler, başınızı temiz bölgelerde tutun. Aklınızı iyi bir yerde tutun. Ancak o zaman ne söylediklerimizi anlarsınız. Ancak sarhoş kişiler anlamaz
Şimdi sayısız hastalıklar var. İnsanlar acı çekiyor. Eskide bir doktur olurdu, hastasına reçete verirdi. Şimdi, bir insan doktora giderse bakar ve der ki; “ Önce git tahlil yaptır bedenine, genel bir sağlık kontrolünden geç. Ve bana sonuçlarını getirmelisin ve bakmalıyım. O zaman birşeyler yaparım. Onu yapmazsan sana tedavi uygulayamam.
“ Ey doktorum, sağlık kontrolü için tımarhaneye de gitmem gerekir mi? “
“ Evet, git kendine baktır. “ “ Eğer aklında bir mükemmellik varsa o zaman tedaviye başlarız.” “ Evet, evet, sağlık kontrolü için tımarhaneye git. “
“ hayır, beyim, ama zannediyorum ki, tımarhanedeki doktorların bir sağlık kontrolden geçmelerine ihtiyaçları var. “
“ Doğrudur, doğrudur “
“ Onlar yanlış bir reçete verirler ve beni daha deli yaparlar. “
“ Fark etmez. Tımarhanenin de sağlık kontrolünden geçmeye ihtiyacı vardır. “ Buraya gel, seni bir tünelden geçireceğim. Bir yerden içeriye girersin, obur taraftan çıkarsın ve ben bakarım sana ne olduğunu.”
“ Ey doktor, onu yapana kadar…
(yayın burada kesilir)
İlim insana en iyisini verir. O zaman o insan mutlu, zevkli ve sıhhatli olur. Sağlık hücrelerimizden gelir. Hücrelerimiz tek bir kere yaşarlar ve bu göklere bağlantılıdır. Çünkü hayat göklerden gelir. Ve her hücre canlıdır. Onların cani da göklerden gelir. Göklerde onlara keyifli bir hayat gelir. ( yayın kesilir)
Bana eşeğe baktığın gibi mi bakıyorsun? Tövbe. Ahenk de. Bizim dünyamız temel kutbun etrafında döner. Yaratılan herşeyin bir ahengi vardır. O ahenk bizim anlayışımızın üstündedir. Her varlığın bir ahengi olmalı. Onlar bu dünyaya gönderildi, yaratıldılar ve ahenkleri vardır. Ahenk olmadan düzensizlik olur.
Şimdi yeni bir şey öğreniyoruz Bende öğreniyorum. Bu kâinatta iki asil görünüş vardır. Ya ahenkli olur ya da ahenksiz olur. Kendinde bir ahenge ulaşırsan o zaman hayatin, Yüce Allah (cc) ’in buyurduğu gibi; “ Hayatin Tayyibe “. En iyi ve en mutlu hayat. Hiçbir şey sana dokunamaz ve hiçbir şeye zarar vermez. Çünkü bütün varlıklarla bir ahenk içindesin.
Bir akrep gelse sana dokunmaz. Büyüklerimden duymuştum bir kere, bir akrep bir zamanlar büyüklerden birisine gelmiş. İmamı Azama gelmişti. O Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in yolunda insanlara rehberlik yapardı. Onun üstüne bir akrep geldi. İnsanlar onu öldürmeye koştular. Dedi ki; “Bırakın, birşey yapamaz. “ “ Bırakın ısırsın, fark etmez. “
O akrep gelip ısırdı ve düşüp öldü. Yapamaz. Zarar veremez, yasaktır. Her varlığa zarar vermek yasaktır. Hayır. Yüce Allah (cc) o kadar sayısız şekiller, o kadar sayısız varlıklar yarattı. Ve onları amaçsız var etmedi. Dünyamızda, gezegenimizde bir ahenk vardır. Olmalı.
Eğer bir ahengi olmazsa, kimse yaşayamazdı. Bir saat içinde birbirlerini öldürürler ve bu dünyada hayat olmaz. Onun için bir ahenk vardır. Özellikle insanlar bu dünyanın sultanlarıdır. Göklere bağlantısı olmadan olmaz. Ama o ilahi anlaşmaya uymazsa o ahenk kesilir. Eğer ahenk kesilirse herşey onun üzerine gelir ve ona zahmet verir. Ve vucutumuzda bir düzensizlik meydana gelir.
Hatırlıyorum ki, benim yaşımda ilkokulda 100 sene önce.
“ Ey Şeyh, sen çok yaşlısın.”
“ sen benden sadece 10 yaş daha gençsin. “
Kendimi 80, 70,90 sene önce hatırlıyorum. Ama Âlemlerin Rabbi bana öyle bir özellik verdi ki, herkese bir özellik ikram ettiği gibi. Herkesin bir özelliği vardır ki, ikinci bir kişi o ayni özelliği taşımaz. Çünkü Alemlerin Rabbi, o Yaratan dır, fotokopi yapmaz. Herkesin hayatında yeni bir görüntüsü vardır.
“ Evet, beyim, organlarımız hakkında konuşuyoruz. “ ve o kadar insanların organları çalışmıyor. Gelip bana sorarlar; “ Ey Şeyh, benim ne sorunum var? “
“ Bütün organların iyidir ama birisi çalışmaz. “
Ben ona küfür ederim. “ Neden bana geliyorsun? “
İnsanoğlunun ahengine göre bütün organların hakiki durumunda olur. Hiçbir zaman yaşlanıp faydasız hale gelmez. Bunu bilmelisiniz.
Ey papa. Ey Dalay lama. Ey istanbulda ki veya başka yerlerdeki piskoposlar. Ey haham başı. Söylediklerimi anlıyor musunuz? Benim yanlış konuşuyorum mu zannediyorsun? Kimse bunu söyleyemez. Evet, insanlara anlamaları için bir açıklama yapıyoruz. Bilsinler ki bu hayatta herşey en mükemmel ahenk içindedir.
Dünya varlıkların ve göklerin durumları arasındaki ahenk mükemmel olmalı. Eğer o ahengi yok ederseniz, kendinizi yok etmiş olursunuz. O ahenk alınırsa, bütün tabiatın birbirinle savaştığını görürsün. Şimdi insanlar birbirlerinle savaşırlar, zarar verirler, öldürürler, yıkarlar ve yakarlar çünkü manevi varlıkla göklerin arasındaki hakiki ahengi kayıp ettiler. Bu çok önemlidir.
Ey insanlar, dinleyin ve elinizde tutun. Ben birşey bilmem. Ama bana bu öfke göklerden geliyor. Bu gezegendeki bütün insanlara ilahi öfkeliyim. Çünkü onlar kendilerinle göklerinin arasında ahengi tutmazlar. Onun için şimdi dünyada sonsuz bir düzensizlik var. Şu kural, bu kural, şu idare, bu idare getirmeye çalışıyorlar. Hepsi faydasızdır.
Önce krallığı yıktılar ve iyi bir hayat istediler. Ama daha kötüleri geldi. Başkaları geldi onların hayatlarını eskisi gibi düzenlemek için. Kralların ve sultanların zamanındaki insanların durumu en iyi durumdu. O düştü, düştü, düştü sonra zalimlerin ellerine düştüler.
Zalimlerin inancı, imanı, merhameti yoktur. akılları da yoktur. Onlar sağ ve sol nerde olduğunu bilmezler. Şimdi dünyada en büyük düzensizlik vardır ve insanlar titrerler. Dev silahlarla doldurup yakarlar. Bu insanoğlu için bir utançtır, son taleplerini, amellerini… Onların son noktası öldürmektir. Ancak doldurup helak etmek isterler. Onun dışında bitmişlerdir.
Bu 21. yüzyılın ayıbıdır. Son hedeflerinin sınırlarını öldürmek yıkmak yakmak için yapıyorlar. Bu baştan sona kadar bu dünyada görülen en büyük düzensizliktir. Allah (cc) bizi affeylesin.
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “
“ bu ahenk seni mutlu eder, ve sana iyi duygular verir. onun için diyoruz ki, ve insanlara vermek istiyoruz...
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
" Bize göklerden birisini gönder o sorun yaratanları ve şeytani gurupları alıp götürsün ve dünyaya iyiler gelsin bize rehberlik yapsın, senin için ve
En parlak ahengin için. İnsanoğluna ulaşabilecek en güzel en mutlu olmak, keyif ve şereflenmek için...
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
Haramdır demeyin, haram olsaydı Allah cc Davud a.s. ilahi şarkılar söylerken ilahi kitaplarda, bütün dağlarda, hayvanlar, kuşlar, gelip Seyyidina Davud a.s. beraber şarkı söylemezlerdi.
Fatiha
_________________ " Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."
|