Fethullah Hoca'nın kendi sitesinden alıntıdır:
http://tr.fgulen.com/content/view/2257/141/Şekilcilik İslam'ın Ufkunu Daraltır[1]— Kadın tecrit edilerek örtünmesi isteniyor. Kezban Hatemi, Kur'an'da baş örtme yoktur diyor. Örtünme var mı, yok mu? Bu konudaki dayatma nedir?— Kezban Hanım'ı ben de dinledim. Kur'an'da örtünmeden bahsedilir, ama nasıl örtünüleceği, şekli açıklanmaz. İran'daki gibi çarşaf mı giyilecek, peçe mi takılacak, bunlar net değildir. Şekil üzerinde durmak, İslam'ın geniş ufkunu daraltmak olur, zevksizlik olur. Hatta İslam dinini bir kostüm dini haline getirmek olur ki, bunlar yanlıştır.
Başörtüsü de aynı şekilde üzerinde durulacak usul, yani imanın ve İslam'ın esaslarından, şartlarından değildir. Bunlardan dolayı, insanın adeta dinin dışında tutulması dinin ruhuna aykırıdır. (Böyle bir tavır var mıdır bilemiyorum. Duymadım, görmedim.
talib) Bu konuda dayatmalar, ısrarlar ifrattır ve zorlamadır. Hatta nefret ettirmedir. Gönülde sevgi önemlidir, sevdirme önemlidir. İşin kaynağıyla irtibat önemlidir. Herkes hoşgörü ister, ben de kendi telakkilerim, kabullerim içinde hoşgörü isterim. Benim de buna ihtiyacım vardır. Ancak böyle olursa, toplumun değişik parçaları bir araya gelebilir. Aynı ölçüde ben de herkesi bağrıma basmalı ve kabullenmeliyim. O kadar çok müşterek yanımız var ki, teferruatta bölünüp parçalanmamalı. Caminin içinde birbirimize düşeceksek, şekilden önce ruh veya muhtevayı öne alıp avluda barışacaksak, orada barışı sağlamalıyız.
Türban Meselesi[2]'Okullarımızdaki başörtüsü sorunu, çok hassas hale geldi. Ancak şu kadar söyleyeyim, okumayı istemek ile okumamak arasında kalan bir insan ne yapmalı' Ülke ve millet adına okumak mı yararlıdır, okumamak mı' Dinin füruata ait bir meselesinde bu denli hassas olmak mı, yoksa tercihini başka istikamette kullanmak mı gerekli' Kişi kanaatı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler.'
Başörtüsü Eylemleri[3]Üniversitelerde devam eden başörtüsü direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz?Genç kızlarımızın zorlanmaları halinde tercihlerini eğitim gören hedefinden yana yapmalarını arzu ederim. Tabii ki dini mülahazalarla başlarını örten hanımlara müdahale edilmesine karşıyım.
Onların dinin detayına ait bir konuyla tahsilleri arasında tercih yapmak zorunda bırakılmalarına üzülüyorum. Ama toplumumuz hassas bir dönemden geçiyor. Herkesin bunu göz önüne alması lazım. Bir taraf bunu kavga sebebi yapmamalı, diğer taraf da tepkileri kavga başlatıldı diye görüp üzerine gitmemeli... Hukukçu bir dostumuz yazdığı kitaba
'Müntesiplerinin Cehaleti, Hasımlarının Kör Düşmanlığı Arasında Talihsiz Müslümanlık' adını koymuş.. Çok doğru.. Durumumuzu özetliyor kitabın ismi. İki taraf da cehalete yenik düşüyor.
Kadınların Başını Örtmesi Şart mıdır?[4]-
Kadının başını örtmesi meselesi bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir. Allah'a karşı kulluk, umumi manada kulluk meselesi ölçüsünde önem arz etmez bunlar. Teferruata ait meselelerdir. Nitekim, yani Allah'a iman meselesi ta Mekke'de efendimize tebliğ edilmiş. Namaz meselesi orada bize farz kılınmış, daha sonra zekat farz kılınmış. Ama tesettür meselesine gelince biraz farklı. Zannediyorum peygamberliğin 16'ncı, 17'ncı senesinde Müslüman kadınların başları açıktır. Ama geçmişte türban meselesi yüzünden toplum neredeyse birbirine girecekti. Siz bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?-Temel meseleler varken, teferruatın kavgasını vermek zannediyorum üslup bakımından yanlış. Onları öne çıkartmak bir yönüyle diğer meselelerin önemsizliğini bir yönüyle ifade etmek gibi bir şey olur. İnsanlar yine işin başına geçsinler, başlarını açsınlar, belli bir dönem sonra kapatsınlar demek de değildir bu yani. Ondan da farkı bir meseledir. Dindeki başörtüsünün nereye konacağı meselesi çok iyi karlaştırılmalı evvela. Bir diğer yanı da birileri de bundan çok rahatsız olmamalı bence. Bu mozaik içinde toplumun bir kesimi olarak kabul edilmeli.
Yanlış hatırlamıyorsam ben, 1990'da falan bu türban olayı toplumu gerginleştirdiği zaman sizin mesajınız bu doğrultudaydı.-Belki aynı şeyleri söylemişimdir. Teferruata boğulmayalım. Küçük şeylere büyük şeyleri feda etmeyelim. Yani başörtüsü eğer İslami öğretiler, İslami esaslar arasında dördüncü beşinci sırada bir meseleyse, bununla kavga ederek bir yönüyle belki imana müteallik meseleleri çok geri plana atıyoruz. Yani birinin imanı vardır. namazı da vardır, belki hacca da gidiyordur. Fakat bu meselede farklı düşüyorsa, bu insan bunu hiç kabul etmemezlik demek, işte dördüncü plandaki bir meseleyi birinci plandaki meselenin önüne geçirme demek gibi bir şeyler oluyor.
-------------------------------------------------------------------------------
[1] Yeni Yüzyıl, Fethullah Gülen'le New York Sohbeti, 20 Temmuz 1997
[2] Akşam, Orhan Yurtsever'in Fethullah Gülen'le Yaptığı Röportaj, 13 Mart 1998
[3] Radikal, Avni Özgürel, 21 Haziran 1998
[4] Hürriyet, Ertuğrul Özkök'ün Röportajından Bir Bölüm, 23 Ocak 1995