700 yıllık Cihat fetvası
VATAN
27.03.2010
Cihat Fetvası, ilan edildiği Mardin’de tartışılıyorEl-Kaide gibi aşırı dinci örgütlerin eylemlerine alet ettiği Cihat Fetvası, ilan edildiği Mardin’de tartışılıyor.
İslam alimleri: “Cihat günün koşullarına göre yeniden yorumlanmalı”
Moğol istilası altındaki Mardinlilerin isteği üzerine, İslam dünyasının önde gelen alimlerinden İbn-i Teymiyye tarafından 1300’lü yılların başında verilen ve Müslümanları, Müslüman olmayan yönetimlerle savaşmaya çağıran ’Cihat fetvası’, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve diğer İslam ülkelerinden 20’ye yakın tanınmış din aliminin katılımıyla, 700 yıl sonra ortaya çıktığı Mardin’de masaya yatırıldı. Canopus Consulting adlı düşünce kuruluşunun direktörü Aftab Ahmad Malik, İngiltere başta olmak üzere batı ülkelerinde terörist olarak nitelenenlerin hep Müslümanlar olduğu için bu tür bir etkinliği gerçekleştirdiklerini söyledi. İslamın masum insanların öldürülmesini emretmediğine dikkat çeken Malik, cihadın İslami kaidelerle yeniden yorumlanması gerektiğini belirterek şöyle dedi:
İslam dini iyiliği emreder”Bugün İslam adına cihadı kullananlardan hiçbiri ne alim ne de medrese eğitimlidirler. Cihadı yapanların ancak yüzde 3’ü İslam medreselerinden mezun olmuşlar. Onların cihat emri İslamın yorumu değildir. Dünya Müslümanlarına sorduğumuzda bizlere ilk olarak ‘İslam iyiliği emreder’ diyorlar. Az grubun öfkesi kesinlikle bizi temsil etmiyor. Radikal grupların eylemlerini meşrulaştırmak için kullandıkları dini argümanların başında ‘Mardin Fetvası’ olarak bilinen ve Müslümanları, Müslüman olmayan yönetimlerle savaşmaya çağıran fetva gelir. Mısır’daki cihatçı hareket bu fetvayı kullanarak ayaklandı. İslam dünyasının yanı sıra ve İslam ile ilgili çalışmalar yapan batılı bilim adamları uzun süredir bu fetvayı tartışıyor. Bizler de bunu Mardin’de masaya yatırdık.”
Malik, gazetecilerin El-Kaide ya da başka gruplarından tehdit alıp almadığı yönündeki bir sorusuna ise “Çok fazla konuşmamam konusunda uyarıldım” yanıtını verdi.
Yaptıkları yanlışKüresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi Kurucu Üyesi Şeyh Abdullah Bin Bayah ise şunları söyledi:
“Fetvalar geçmişte çok önemliydi. Bugün Mardin fetvasını ele alıyoruz. O dönemde fetva neden verildi. Ona bakmamız gerekiyor. Fetvanın verildiği dönemde Moğollar ve Şeyhülislam İbn-i Teymiyye arasında bir çatışma vardı. Şeyhülislam İbn-i Teymiyye için İslamı savunmak Moğolları savunmaktan daha önemliydi. Bu nedenle İbn-i Teymiyye fetvayı verdi. Aradan geçen zamandan sonra bazı gençler bu fetvayı farklı yorumladı. Bu gençler ‘İslam dinin olmadığı yer savaş alanı olmalıdır’dediler. Ama fetvanın içeriği bu değildir. İnsan bu fetvanın gerçek değerinin üstünü örttü. Mardin fetvası bir kapıdır. Bu kapı sayesinde pek çok soruna çözüm getirebiliriz. Bu fetva üzerine savaş açanlar yanlış yapıyor. Bu konuda Kuran-ı Kerim’de de anlatımlar vardı. Terörist saldırı yapmak İslam'la bağdaşmaz. Şeriatın sesi terörizimle ilgili değildir. Bu tür terörist saldırılar yanlıştır. Barışı savunmak ve barışı görmek istiyoruz.”
Dünyadaki Müslüman Azınlıkların Başkanı Dr. Ali Al-Karadağı ise herkesin karşı çıkmasına rağmen, fetvanın yeniden okunması ve yorumlanması açısından doğru bir zamanlama olduğunu kaydetti.
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay ... z0jrDaj5De***
20 aydın, 700 yıllık cihat fetvasını tartıştıFarklı din ve etnik kökenden insanların barış ve kardeşlik içinde yaşadığı Mardin, önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor.
Yurtiçi ve yurtdışından gelen 20'ye yakın aydın, 1300'lü yılların başında İslam dünyasının önde gelen âlimlerinden İbn Teymiyye'nin Moğol istilası altında ezilen Mardinliler için verdiği 'cihat fetvası'nı tartışıyor. Merkezi İngiltere'de bulunan İslami düşünce kuruluşu Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi (GCRG) tarafından organize edilen 'Barış Yurdu Mardin Konferansı'nda aydınlar, radikal grupların eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı 700 yıllık fetvaya çıkış yolu arıyor. Fetvanın 'işgale karşı bir direniş mi' yoksa 'bazı örgütlerin kanlı eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı bir argüman mı' sorusunun yanında, 'darü'l harp' ve 'darü'l İslam' gibi kavramlar da ele alınıyor.
Artuklu Üniversitesi'ndeki konferansta konuşan GCRG kurucusu Şeyh Abdullah Bin Bayah, terörist saldırıları İslam'la bağdaştırmanın mümkün olmadığını vurguladı. İbn-i Teymiyye'nin verdiği fetvanın bazı kesimler tarafından yanlış yorumlandığını belirten Bayah, "Bu fetva üzerine savaş açanlar yanlış yapıyor. Şeriatın sesi, terörizmle aynı değildir. Bu tür terörist saldırılar İslam'la bağdaşmaz." dedi.
Tabah Vakfı Direktörü Şeyh Habib Ali Jifri de, "İbn-i Teymiyye tıpkı diğer alimler gibi, kendi yaşadığı koşulları göz önünde bulundurarak fetvasını verdi. Dünyada İslam adına katliamlar işleniyorsa ve bazıları İslam'ı kendi istedikleri şekilde yorumluyorsa bu konuda üzerimize çok şey düşüyor. Cinayet, katl, zarar verme ile direnme arasında çok fark var. Teymiyye önemli bir alim. O dönem için söylenenler o dönem için söylenmiştir. Bu fetvayı, gerçekliğin hükümranlığı altında doğru yorumlamamız gerekir. Gerçekler ile yüzleşip kendi kendimizle barışmamız lazım." şeklinde konuştu.
Dünyadaki Müslüman Azınlıkların Başkanı Dr. Ali al-Karadaği ise ilmi ne olursa olsun, bir insanın her söylediği sözün sonsuza kadar doğru olmayabileceğine dikkat çekti. Karadaği şunları söyledi: "Fetvalar bazen yanlış yerlerde yanlış şekilde kullanılıyor. Bugün şiddet yolu ile bir şeyler yapmak isteyen insanlar eylemlerini bu fetvaya dayandırıyor. İbn-i Teymiyye doğru bir fetva vermiştir. Ama bugün insanlar bu fetvadan yanlış sonuçlar çıkarmıştır. Müslüman'ın kanı ve malları saldırıya maruz bırakılmaz. Müslümanların, gayrimüslimleri de koruması gerekiyor. Eğer bunu başaramıyorsak işbirliği yapmamız lazım."
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habern ... tartisiyor***
"Barış Diyarı Mardin" Sonuç Bildirgesi"Terörist grupların eylemlerinin cihat değil, keyfi cinayetlerdir" Din adamları, İslam adına yapılan teröre karşı birlikte durma kararı aldı28 Mart 2010
Moğol istilası altındaki Mardinlilerin isteği üzerine, İslam dünyasının önde gelen âlimlerinden İbn-i Teymiyye tarafından 1300'lü yılların başında verilen ve Müslümanları, işgalcilere karşı savaşmaya çağıran 'Cihat Fetvası' 700 yıl sonra ortaya çıktığı Mardin'de, barışçıl bir dile çevrildi.
Dünyanın dört bir yanından tanınmış din âlimlerinin katılımıyla İngiltere merkezli Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi (GCRG) ile Canopus Consulting düşünce kuruluşlarının Mardin'de düzenlediği "Barış Diyarı Mardin" konferansında terörist grupların eylemlerinin cihat değil, keyfi cinayetler olduğu fikri benimsendi.
Global Centre for Renewal and Guidance (GCRG) ile Canopus düşünce kuruluşunun 27-28 Mart tarihlerinde Mardin'deki Artuklu Üniversitesi'nde düzenlediği zirve sona erdi. Zirvede, İslam dünyasından dünya çapında tanınmış bir grup âlimi, ilahiyatçılar ve akademisyenler, terör eylemlerinin dini gerekçelere dayandırılmasını reddetmek ve kınamak için bir araya geldi.
Moğol istilası altındaki Mardinlilerin isteği üzerine, İslam dünyasının önde gelen âlimlerinden İbn-i Teymiyye tarafından 1300'lü yılların başında verilen ve Müslümanları, işgalcilere karşı savaşmaya çağıran 'Cihat Fetvası' 700 yıl sonra ortaya çıktığı Mardin'de, barışçıl bir dile çevrildi.Mardin Artuklu Üniversitesi'nin ev sahipliğini yaptığı Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi (GCRG) ile Canopus Consulting düşünce kuruluşlarının organize ettiği 2 günlük 'Barış Diyarı Mardin' başlığını taşıyan konferansı sonuç bildirgesi ile sona erdi.
Sonuç bildirgesinde teröre karşı birlikte durma kararı alındı.
GCRG editörü Şeyh Abdullah Bin Beyyeh'in okuduğu sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi;
"Suudi Arabistan, Türkiye, Yemen, Hindistan, Senegal, Kuveyt, Bosna, İran, Fas, Moritanya ve Endonezya'nın da dahil olduğu ülkelerden ve geniş bir yelpazedeki İslami düşünce okullarından gelen alim ve ilahiyatçının tecrübe ve uzlaşısına dayanmaktadır.
Terörist grupların eylemlerinin cihat değil, keyfi cinayetler olduğunu öne sürmektedir. Mardin fetvasının yanlış yorumlandığını ve terörizm veya şiddeti haklı çıkarmak için hiçbir şekilde kullanılamayacağını öne sürmektedir. Bütün Müslümanlara, İslamiyet'in getirdiği en yüksek hukuki ve etik standartlara uygun yaşamaları çağrısında bulunmaktadır.
İslamiyet'in ayrım gözetmeksizin adam öldürme ve cinayeti kati biçimde yasakladığı açıktır. Teröristlerin, yanlış eylemleriyle İslamiyet adına kendi inançlarını yok ettikleri ve İslamiyet'in ve Müslümanların itibarını dünyanın nezrinde sarstıkları açıktır."
Beyyah, "Bu tarihi ve önemli zirve bize şunu göstermiştir: 'İbn Teymiyye ve özellikle de Mardin fetvası terörizme gerekçe olarak kullanılamaz. Bu zirve, İbn Teymiyye'nin böyle bir tutum sergilemeyeceğini ve de ana akım İslami yaklaşımlarının buna izin veremeyeceğini ortaya koymuştur. Bu zirve, İslamiyet içinde farklı kanaatlerden gelen ilahiyatçı ve âlimleri bir araya getirerek şu görüşte birleşmesini sağlamıştır: İslamiyet terörizmi ve ayrım gözetmeksizin cinayet işlenmesini kınamaktadır."
CİHAN
http://www.haberturk.com/yasam/haber/50 ... e-cevrildi***
Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi (GCRG) ile Canopus Danışmanlık tarafından organize edilen "Barış Yurdu Mardin Konferansı" ile ilgili sonuç bildirgesi yayımlandı.
The Global Centre for Renewal and Guidance (GCRG) ile Canopus Danışmanlık tarafından 27-28 Mart'ta Mardin'deki Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen konferans sona erdi.
Konferanstan sonra sonuç bildirgesini, Raportör Prof. Dr. Ahmet Senduni, Arapça olarak okudu.
Basın mensuplarına Türkçe olarak dağıtılan bildirgede, terör eylemlerinin dini gerekçelere dayandırılmasını reddetmek ve kınamak için İslam dünyasından dünya çapında tanınmış bir grup alimin, ilahiyatçının ve akademisyenin bir araya geldiği tarihi bir zirve düzenlendiği belirtildi.
Özellikle de 14. yüzyıl alimi İbn Teymiyye tarafından çıkarılan ünlü Mardin fetvasının incelenmesi için bir araya gelindiği bildirilen sonuç bildirgesinde, şöyle denildi:
"Ünlü Mardin fetvası, El Kaide gibi sayısız şiddet yanlısı aşırıcı grup tarafından, İslam adına işlenen cinayetleri ve terörizmi haklı çıkarmak için kullanılmıştır. Bu yetkin grup tarafından hazırlanan bildiri aşağıdaki nedenlerden dolayı önem taşımaktadır: Suudi Arabistan, Türkiye, Yemen, Hindistan, Senegal, Kuveyt, Bosna, İran, Fas, Moritanya ve Endonezya'nın da dahil olduğu ülkelerden ve geniş bir yelpazedeki İslami düşünce okullarından gelen alim ve ilahiyatçının tecrübe ve uzlaşısına dayanmaktadır. Terörist grupların eylemlerinin cihad değil, keyfi cinayetler olduğunu öne sürmektedir."
Bildirgede Mardin Fetvasının yanlış yorumlandığı, terörizm veya şiddeti haklı çıkarmak için hiçbir şekilde kullanılamayacağı vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: "'Bütün Müslümanlara, İslamiyetin getirdiği en yüksek hukuki ve etik standartlara uygun yaşamaları çağrısında bulunmaktadır. İslamiyetin ayrım gözetmeksizin adam öldürme ve cinayeti kati biçimde yasakladığı açıktır.
Teröristlerin, yanlış eylemleriyle İslamiyet adına kendi inançlarını yok ettikleri, İslamiyetin ve Müslümanların itibarını dünya nezdinde sarstıkları açıktır. Konferansın sözcülerinden birinin söylediğine göre; 'Bu tarihi ve önemli zirve bize şunu göstermiştir; 'İbn Teymiyye ve özellikle de Mardin Fetvası, terörizme gerekçe olarak kullanılamaz.
Bu zirve, İbn Teymiyye'nin böyle bir tutum sergilemeyeceğini ve de ana akım İslami yaklaşımlarının buna izin veremeyeceğini ortaya koymuştur. Bu zirve, İslamiyet içinde farklı kanaatlerden gelen ilahiyatçı ve alimleri bir araya getirerek şu görüşte birleşmesini sağlamıştır. İslamiyet terörizmi ve ayrım gözetmeksizin cinayet işlenmesini kınamaktadır."
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/03/ ... /569849.0/***
Mardin'de teröre karşı ortak tavır Taraf
29.03.2010
İbn Teymiyye’nin radikal İslamcı grupların eylemlerine dayanak yaptığı Mardin Fetvası’nı düzeltmek için Mardin’de toplanan din adamları, “İslam’la terör yanyana gelemez” dedi. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Global Centre for Renewal and Guidance (GCRG) ile Canopus Danışmanlık tarafından düzenlenen ve dünya çapında tanınmış ilahiyatçı ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen Barış Yurdu Mardin Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Terör eylemlerinin dinî gerekçelere dayandırılmasını reddetmek ve kınamak için düzenlenen tarihi zirvenin sonuç bildirgesinde, 14. yüzyıl İslam âlimi İbn Teymiyye tarafından çıkarılan ünlü Mardin Fetvası’nın, El Kaide gibi şiddet yanlısı aşırıcı gruplar tarafından İslam adına işlenen cinayetleri ve terörizmi haklı çıkarmak için kullanıldığı belirtildi.
Terörü haklı çıkarmazSonuç bildirisinde şu ifadeler yer aldı.
» Suudi Arabistan, Türkiye, Yemen, Hindistan, Senegal, Kuveyt, Bosna, İran, Fas, Moritanya ve Endonezya’nın da dahil olduğu ülkelerden ve geniş bir yelpazedeki İslamî düşünce okullarından gelen âlim ve ilahiyatçının tecrübe ve uzlaşısına dayanılmaktadır.
» Terörist grupların eylemlerinin cihad değil, keyfi cinayetler olduğu belirtilmektedir.
» Mardin Fetvası yanlış yorumlanmakta. Terörizm veya şiddeti haklı çıkarmak için hiçbir şekilde kullanılamaz.
» Fetva bütün Müslümanlara, İslamiyetin getirdiği en yüksek hukuki ve etik standartlara uygun yaşamaları çağrısında bulunmaktadır.
» İslamiyet cinayeti kati biçimde yasaklamıştır.
» Teröristlerin, yanlış eylemleriyle İslamiyet adına kendi inançlarını yok ettikleri, Müslümanların itibarını dünyanın nezrinde sarstıkları açıkça ortadadır.
İslam cinayete karşıdırKonferansın sözcüsü Dr. Ahmed Senduni Arapça olarak okuduğu sonuç bildirgesinde şunları söyledi:
“Bu tarihi ve önemli zirve bize şunu göstermiştir: ‘İbn Teymiyye ve özellikle de Mardin Fetvası terörizme gerekçe olarak kullanılamaz.
Bu zirve, ana akım İslamî yaklaşımlarının buna izin veremeyeceğini ortaya koymuştur. Bu zirve, İslamiyet içinde farklı kanaatlerden gelen ilahiyatçı ve âlimleri biraraya getirerek şu görüşte birleşmesini sağlamıştır: İslamiyet terörizmi ve ayrım gözetmeksizin cinayet işlenmesini kınamaktadır.”İsrail’e ‘Başkent Kudüs’ tepkisiKonferansta İsrail tarafından Kudüs’ün başkent olarak gösterilmesi büyük tepki topladı. Irak’ın önemli din âlimlerinden biri olan Dr. Ali Karadaği, İsrail’in bu kararından dolayı çok üzgün olduklarını belirterek, kararın hiçbir şey ifade etmeyeceğini söyledi. Suudi Arabistanlı din adamı Nasıri El-Suud ise, Yahudilerin hırsları ve tamahkârlıklarının hiçbir zaman bitmeyeceğini belirtti.
Yeni Salâhaddin EyyûbilerMardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Serdar Bedii Omay ise şunları söyledi: Aslında bu meseleyi kaderimizi belirleyen bir kilometre taşı olarak mütaala etmemiz gerekir. Çok ibret almamız gereken bir hadisedir. Bundan sonra sanırım başka Selahaddin Eyyübi’lerin çıkmaması için sebep yoktur. İsrail’in bu kararını kınıyorum.”
http://www.taraf.com.tr/haber/48110.htm