Ey kabrin kenarından dönüvermiş Hekimoğlu İsmail = Ömer Okçu şimdi sana mı inanalım ?
o "Kalb İbresi"nin o meşum sözleri söyleyen dile oksijen taşıyan kalbin ibresinin nereyi gösterdiğini düşünüyorsun?
Kalbin İbresini Doğrultan Kitap Mustafa Yılmaz
Yeni Şafak
05.05.2010
M. Fethullah Gülen imzalı 'Kalp İbresi', yılların sonunu gösteren ibreler hızla hayatın sonunu gösterirken kalbin gitmesi gereken yöne dair önemli ipuçları veriyor.
İnsan kalbine ait özelliklerle insandır. İnsanın hakikati yani hakikat-i insaniye de başka değil kalbdir. Yine insan, ancak kalbine ait özelliklerle meleklerin önüne geçebilir. İnsanın Hak nezdindeki kıymeti de onun kalbi ile ölçülür. Evet, Hakk'ın insanla muamelesi onun kalbine göre cereyan eder. Zira Allah insana insanın kalbiyle bakar; boyu-posuyla değil. Bu kesintisiz bir bakış olduğu içindir ki, kalb nazargâh-ı ilahîdir. Ayrıca, kalbe "beyt-i Huda" denmiş, Allah'ın evi sayılmış hatta Kabe'den daha eşref görülmüştür. Yine kıymetinden dolayı arş-ı a'laya mukabil tutulmuş ve 'kalb-i mü'min arş-ı Rahmandır" denilmiştir. Bütün bu mülahazalarla kalb evi, Sahibi'nin nüzulü için her zaman mücella bir ayna gibi tertemiz ve pak tutulmalıdır.
Kalbin Kaynakları
Ahsen-i takvîm ile esfel-i sâfilîn arasında gel-gitler ve iniş-çıkışlar yaşayan insan acaba kalbin bu mualla konumunu her zaman koruyabilir, kalb ibresinin sapmalar yaşamasına mani olabilir mi, sorusunun cevabı bizzat sorunun içindedir ve "hayır"dır. Beşer tabiatının gereği kalb ibresinde oynamaların olacağı muhakkaktır. Ne var ki, hedef kalbin ibresini sabitlemek ve kalbi oynamayan bir ibre haline getirmektir. Bu da ancak kalbin hakiki hedefini tayin etmekle mümkün olur ki, o hedef iman, marifetullah, muhabbetullah ve netice itibariyle Allah'ın hoşnutluğudur. Bu hedef istikametinde sapmalar yaşamadan yürüyebilmesi için de onun, Kalbin Zümrüt Tepelerine esas teşkil eden ibadet, ihsan, ihlas, tefekkür, murakabe, muhasebe gibi kaynaklarla beslenmesi iktiza eder.
Şayet kalbe yüksek hedefler çizilemez ve hayatiyeti için en lüzumlu kaynaklarla beslenemezse o kalbin aritmi yaşaması, dağınıklık ve bozulmaya maruz kalması, yaralanması hatta katılaşıp taşlaşması bile sözkonusu olabilir.
M. Fethullah Gülen Hocaefendi elli küsur yıldır kendisini dinleyenlerin kalb ibrelerinin istikamet kazanması ve o istikamette devam etmesi için konuşuyor ve yazıyor. Beyanlarıyla ister meltem gibi ruhları okşasın, ister tembih ve ihtarlarla içlere havf ve haşyet hisleri salsın, ister iltifat ve müjdelerle reca duygularını tetiklesin; o hep kalbimize sesleniyor ve kalbimiz için sesleniyor. Elbette sadece seslenmekle kalmıyor. Kalb ibrelerimiz hep hedefe kilitli kalsın mülahazalarıyla gece-gündüz Allah'a dua ediyor.
Kalb İbresi işte bu derin düşüncelerin, dokunaklı nağmelerin, bereketli gözyaşlarının, iki büklüm oluşların ve Hakk'a yakarışların bir semeresi olarak gelip bizlere ulaşıyor.Melekleşme UfkuLağviyat karşısında mümince duruş nasıl olur; insan yaşlanınca dine hizmet vazifesi sona erer mi; toplumda işlenen günahlardan dolayı bazı hususlarda mazur sayılabilir miyiz; melekleşme ufku nasıl elde edilir; objektif ve sübjektif mükellefiyeti nasıl anlamalıyız; aktüaliteye dalmanın kalb hayatımıza zararları var mıdır; akıl ve his dengesi nasıl kurulur.. gibi pek çok sorunun cevabı da Kalp İbresi kitabının sayfaları arasından okura ulaşıyor.
Ülkeye Dönecek mi?Ayrıca, Gülen Hocaefendi Türkiye'ye dönecek mi, dönecekse ne zaman ve nasıl dönecek? En acılı ve en ızdıraplı yıllarını hayatının hangi zaman diliminde yaşadı?
Bunlar gibi bazı hususî sorulara verdiği cevapların yer aldığı özel röportajı da bu eserin sayfaları arasında bulmak da mümkün olacak.
Dakikaları, saatleri, günleri, haftaları, ayları ve yılları gösteren ibreler aktıkça ömür gelip geçiyor ve herkes dünya yolculuğunun sonuna yaklaşıyor. Ömür gelip geçmeden o ibrenin nasıl sabit tutulabileceğini bu satırlardan okuyup öğrenebilirsiniz.
Son Güncelleme ( 06.05.2010 )
http://tr.fgulen.com/content/view/18413/11/