Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 99 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1 ... 5, 6, 7, 8, 9, 10  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 06.04.10, 04:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 218
Meselemizin vuzûha kavuşması için risâlelerin bağlı bulunduğu geleneği iyi bilmemiz gerekir.Eğer bu geleneği/yolu iyi bilmez ve 'etrâfını câmi ağyârını mâni' bir şekilde mefhûmlarını tanımlamaz isek bu tâifenin tarikât kurumuna yönelik demagojilerine sühûletle aldanırız ve esaslı bir savunma ve tenkîd yapamayız.
Risâleler aklî aksiyonları ve mantığı kullanarak İslâm esâslarını isbât etmeye dayanır ve bu hâliyle yüzlerce yıllık kelâm geleneğinin bir uzantısıdır.Kelâm ilmi de rasyonalist/akılcı helen felsefesinin bâtıl olan iddialarına karşı dîn-i mübîni ve ehl-i sünnet i'tikâdını savunmak için büyük İslâm âlimleri tarafından bizzat helen kaynaklarından da istifâde edilerek-Porphyrios'un isagoji kitabını isa gûci adıyla tercüme edilib şerh edilmesi gibi-kurulan bir ilimdir.Arab dünyasında o zaman popüler hale gelen rasyonalist helen felsefesi,bu felseden hüccetler alan bâtıl mezhebler ve diğer dinselliklerin-zerdüştîlik,mazdekîlik gibi-karşısında İslâmı ve ehl-i sünnet i'tikâdını savunmak adına,bu ilmin kurulması gerçekten o asrın iktizâsı idi!Demek ki ilm-i kelâm rasyonalizmin aklî saldırılarına karşı akılla karşı koyan bir ilimdir.Bir nevî İslâmî rasyonalizmdir...
Sâid Efendinin kelâm usûlüyle kendisine karşı savunmaya geçtiği küfür,artık rasyonalist çehresini yüzlerce yıldır bırakmıştır ve yeni bir akıma,emprisist pozitivizme yani deneyci maddeciliğe dayanmaktadır.Ve bu akım da aklî delilleri hüccet kabûl etmez!Hüccet,deney netîceleri ve şu algıladığımız maddedir der.Yani Sâid Efendi'nin zamanı aslında kendisini kelâm usûlüyle cevap verilecek bir asır değildir bilakis bilimle ve müşâhede ile cevap verilmesi gereken bir asırdır!Ve kelâmî risâleler de bu hususta cevap vermekte âciz kalmıştır.Küfrün vatanı olan batıda herhangi bir etki bırakmamış,sıradan kafası karışık müslümanların-elhamdülillâh-kalplerini islâm üzarinde sâbit kılmıştır.
Şu halde emprisist ve materyalist asra,İslâmı müdaafa adına ne cevap verebilirdi?Tarikât!Çünkü tarikât ve tasavvûf risâleci tâifenin küçümsediği keşf ve müşâhede ile bir çok ilmi hakîkatleri çok önceden haber vermiştir ve bunları gören batılı kâfir müdekkikler birer birer islâma girmeye başlamışlardır.Edison bile ben ampülü fütühât-ı mekkiyyeyi okuyarak buldum demiştir.
Emprisist deney ile tasavvûfî keşif arasında niceliksel olmasa da niteliksel bir benzerlik vardır ve bu benzerlik te ikisinin de görmeye dayanmasıdır.Tasavvûf ulularının fusûsu'l-hikem gibi kitâblarda keşflerinde gördüklerini manevî bir usulle anlatmaları garplı ilim adamlarının kafalarından eksik kalan noktaların doldurulmasına ve bu yolla müslüman olmalarına sebeb teşkîl ediyordu.İşte tasavvûfun bu hüccetlerini, hala kaba bir seviyede kalan bilim ve bilim adamlarına Sâid Efendinin zamanında cevâbı böyleydi.Günümüzde ise bilim pozitivizmden tamamen uzaklaşmış,maddenin enerjinin yoğunlaşmış şekli olduğunu anlamış,görülen tüm nesnelerin zihinde/bilinçte olduğunu görmüş böylelikle ister istemez bir yaratıcıyı sezmiştir.Ya'nî bilim bütün beşerî imkânlarını kullanarak tarikât kapısının önünde durmuştur.Zihin,madde,bilinç,kuvvet gibi hususlarda Mutasavvıfların yüzlerce sene önce söylediklerini görerek birer birer müslüman olmaya ve bilimden aşka geçmeye başlamışlardır.Artık bu geçiş günümüzde olağan üstü bir hal almıştır.Batı İbn Arabi (k.s) ve Mevlâna (k.s) kürsüleriyle doludur.
Şimdi bilim insanlarının açıklasıyla zihin gerçeğini bilen,ve rûhu aç insanlar-Türkiyede bile!-sağlam bir bilinç felsefesi olan ve içerisinde maneviyat ta taşıyan Budizme yönelmekteler.Pekiyi Budizme ve diğer dinselliklere kayan insanları biz nasıl İslâma çekeceğiz?Mantık delillerinden bıkmış bu insanlara risâle mi okuyun diyeceğiz?Hayır!Onları Tasavvûfla tanıştıracağız ki kalp ayağıyla rûhlarını tatmîn etsinler ve İslâm ile hidayet bulsunlar!Demek ki bu zamanda tasavvûfun önemi hiç olmadığı kadar artmıştır.Şeyh Nâzımların,Muzaffer Ozakların ve bilmediğimiz nice tasavvûf büyüğünün eliyle müslüman olanların varlığı,tasavvûfun bir hidâyet hareketi olarak önemini çok güzel anlatır idrâk ehli dimağlara...Risâleci tâife zamanı kendi üstâdlarına ve yollarına hasrede dursun,tasavvûf küfrü tâ anavatanında,batıda vurmaktadır!
Velhasılıkelâm şu zamanda bilim iki boyutluluktan yani maddecilikten üç boyululuğa yani bilince geçmiştir.Ve bilimin bu irşâdına maruz kalan insanlara da hidâyet için iki boyutlu,akıl yürütmeye dayanan kelâm ve risâle değil müşahede ve ayniyyete dayanan üç boyutlu tasavvûf ve tarikât lazımdır.Bu iddiamıza batıda,risâlelerin adı çok az anılırken her tarafta tasavvûf araştırma merkezlerinin açılması delildir.
Küfrün anavatanında imanı sorunlu insanlar bile tasavvûf eliyle hidâyete ererken,inanç zedelenmesi batıdaki kadar olmayan Türkiyemizde Tasavvûf sayesinde Cenâb-ı Hakkın izniyle çok güzel şeyler yapılacaktır ve yeni yetişen ârif/tarikâtlı gençlerimiz bizi eski manevî günlerimize taşıyacaktır.

şu halde YAŞASIN TARİKÂT!DEVİRLER HEP TARİKÂT DEVRİYDİ VE HEP ÖYLE OLACAK!

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 06.04.10, 06:11 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 409
Eyvallah ağabey, pek güzel bir fotoğraf çekmişsiniz. Bu fotoğrafı değil photoshop'ta, paint'te yamultup, insanlara başka şekilde göstermeye çalışanlara ne denilmeli?

Gören gözler görüyorlar ki, küfrün merkezinde en büyük hizmeti tarikatlar yapıyorlar. Buna rağmen, hala tarikat devri değil demek, İslam ve insan merkezli değil cemaatçi merkezli düşünmektir.

Nurcuların hizmetleri yok mu? Pek çok. Fakat bizler diyor muyuz, millet risale okumasın.

Ne var, kim ne okursa okusun, hakikate ulaşmak için bir mürşidi kamile ihtiyaç vardır. Bunların hakikatten kasıtları temel seviyedeki İslami bilgiler ise, bu pek çok kaynaktan elde edilebilir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 06.04.10, 08:12 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 218
talib yazdı:
Eyvallah ağabey, pek güzel bir fotoğraf çekmişsiniz. Bu fotoğrafı değil photoshop'ta, paint'te yamultup, insanlara başka şekilde göstermeye çalışanlara ne denilmeli?

Gören gözler görüyorlar ki, küfrün merkezinde en büyük hizmeti tarikatlar yapıyorlar. Buna rağmen, hala tarikat devri değil demek, İslam ve insan merkezli değil cemaatçi merkezli düşünmektir.

Nurcuların hizmetleri yok mu? Pek çok. Fakat bizler diyor muyuz, millet risale okumasın.

Ne var, kim ne okursa okusun, hakikate ulaşmak için bir mürşidi kamile ihtiyaç vardır. Bunların hakikatten kasıtları temel seviyedeki İslami bilgiler ise, bu pek çok kaynaktan elde edilebilir.


Keşki uhuvvet risâlelerine uyarak başka hizmetlere karışmasalar diyeceğim emme başka risalelerde bizzat müellif karışıyor.
Biz Tarikâtın ali hatırına şom ağızlara karşı reddiyeleri sürdüreceğiz.
Gün gelir jetonları düşer,ehl-i tariyki tahfîf etmeyi bırakırlarsa can ciğer oluruz.Vehhâbîler,abdühçüler,merdudîciler,selefîler,reformistler var iken bir de nurcularla uğraşmak canımızı iyice sıkıyor...

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 06.04.10, 08:15 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 567
Kudsî yazdı:
22. mes'ele: garib misaller tuhaf kıyaslamalar hakkında..

"..O şakirtlerin gayet keskin kalb ve basireti şöyle bir hakikati anlamış ki: Risale-i Nur'a hizmet ise, imanı kurtarıyor; tarikat ve şeyhlik ise, velayet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını kurtarmak ise, on mümini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplıdır. Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mümine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bakiyeyi temin eder. Velayet ise, müminin Cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adamın imanını kurtarmak, on adamı velî yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir. İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerin bir kısmının akılları görmese de umumunun keskin kalpleri görmüş ki, benim gibi biçare günahkâr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, belki de eğer bulunsaydı müctehidlere dahi tercih ettiler. Bu hakikate binaen, bu şehre bir kutup, bir Gavs-ı Âzam gelse, “Seni on günde velayet derecesine çıkaracağım” dese, sen Risale-i Nur'u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın..” (Kastamonu Lahikası, 104)


yukarıda verilen misaller (ve kıyaslamalar) tuhaflığın çok çok ötesinde.. bi kere on mü'minin velayet derecesine çıkması (yetiştirilmesi) ne demektir?.. o belki on (manevi) güneşin on karanlık iklime tulû etmesine benzer ve bu da o arzda yaşayan ne kadar imansız varsa cümlesinin irşadına ve bin-netice imanı kabil olanların imanlarının kurtarılmasına medar olmak demektir.. isterse veli olarak yetiştirilen zat ümmî olsun.. nitekim: "Allahu Teala cahilden Veli edinmez: eğer edinirse Öğretir.." buyrulmuştur..

dolayısıyla o yine el-Hâdî mazharıdır.. "Qum fe-enzır.. Kalk ve Uyar!.." hitabının sırrıyla imanın her mertebesine celb ve cezb eder.. hele ki irşad velisidir "müeyyed min-ındillah" olduğu için daveti en azılı kafirler üzerinde bile tesir icra eder.. zira tasarruf ve teveccüh sultasına maliktir.. binaenaleyh mürşidin misyonu muallakta kalmaz..

sonra, velayet cennatın vüs'at ve cilasından ibaret değildir.. velayet şanında müteaddi bir ma'na vardır (yani) onun feyzi tesiri "geçişlidir" kişiye hatta bütün bir cemiyete sereyan eder.. (mü'min olacağı düşünülen) sıradan bir âdem ise lazım ma'nada 'geçişsiz' olduğu içün -tesiri- kendine müslümandır (irşad ve delalet cihetinden) gayrılara faydası dokunmaz.. (fark ve neticeler salim kafayla kıyas oluna!..)

bir adamı veli olarak yetiştirmek o adamı topluma sultan (mutasarrıf) etmeye benzer; cemiyet ve tevabi' ondan müstefad olsun içün.. velide ki o müteaddi ma'na öyle muazzam (tılsımlı) bir iştir ki onun vücudunun (nefesinin) gülbangiyle (salâsıyla) on binlerce gavurun (kısa bir sürede) tevbe edip imana gelmeleri hatta imandan sonra kurb ve kuds menzillerini bile kat' etmeye başlamaları her zaman muhtemel ve mücerreb (daha önce defaatla tecrübe edilmiş şahid olunan) işlerdendir..

ben şu soruyu "Allah Aşkı" için sormak istiyorum: acep o evliyalar ve müctehidler ve müceddidlerle yârân (beraber) olmak "imanları kurtarma" davasını terk etmek, "imana hizmet" mesleğini ta'tile uğratmak, "iman harekatını" iptal etmek demek midir?.. Allah Allah !.. bu nasıl bir fedakarlık cinsidir?.. tevazu mudur?.. tekebbür müdür?.. neyi neye tercihdir anlamak mümkün değil!...

şimdi acizane, ben de bir Hû'cu olarak Nur'cu kardeşlerime şöyle bir ihtarda bulunayım: eyyühel ahî! bir Gavs-ı âzam gelip sana bizzat o daveti yapsa ve sen de meslekî tefaddul (işini üstün görme) hayaline kapılarak o zatı hakir tutsan (emrini ve yarlığını yabana atsan) ve o senin ayağına kadar gelmişken sen kalkıp yanından firar ediversen: helak ve zelil olursun -gayrın imanını kurtarmak şöyle dursun- bu cürmünün edebsizliğinin ve ahmaklığının bir cezası olarak belki de kendi imanını yele verirsin.. (el-ıyazüBillah!..) Allah'ın rızası ve Hakk'ın hakkı içün yazdım (yazıyorum).. ha bu nameleri alın da bir güzel fehm ediverin inşallahu Teala...


Said nursi efendinin bu misal sözleri bizide şaşırtmaktadır.Velilik,bir makam sevdası değildir ki,
"ben erdim".
"Eeee,"
"şöle dünyadan el etek çekeyim ,inzivaya çekileyim, Başkasından banane"
demek değil ki.
Kendinden başkasına faydası olmayan adam demek değil ki.
Ve irşad görevide çocuk oyuncağı değil ki.
Dinin Rasulullahtan Alındığı asli şekliyle taşınması lazım insanlığa.
Kalben terakki etmemiş biri,gönlüne imanı hakiki yerleşmemiş biri,kendi kafasındaki dine davet eder ancak.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 06.04.10, 13:14 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 342
Allah razı olsun gümüşhanevi ve dua hocalarım.. meseleyi farklı boyutları ile daha bir güzel anlatmışsınız elhamdülillah.. ne demişler bir elin nesi var iki elin sesi var..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 07.04.10, 03:32 #mesajın linki (?)
bu zaman iman kurtarma zamani diyen sapiklara soruyorum.imanin ne oldugunu acaba biliyorlarmi,eger biliyorlarsa turkiyede bana birisini gostersinler.risale-i nur okumakla iman kurtarilsa idi,ninemin sakali olur,dedem olurdu.

bu gun risale-i nur okuyanlar her .... yapiyorlar,biz bunlari goruyoruz,her yerde amerikada bunlari goruyoruz calistirdiklari is yerlerinde yani pizza restorantlarda domuzda satiyorlar ickide,kimse ,kimseyi kandirmasin.hani bunlarin imani,sizin iman anlayisiniz bumu.

turkiyeye gelince,turkiyedekiler dahada kotu,bunlarin isi gucu gosteris.altlarinda son model arabalar.adamlarin her seyleri son model.bunlar fakir fukarayi gozetmezler,peygamberimiz,s,a.v,buyuruyorlar ki.komsusu ac yatan bizden degildir.bunlar yalnis kendi iskembelerini doyururlar.

ben turkiyeli degilim ama, turkiyede ne kadar fakirler oldugunu iyi bilirim. bunlarin kazigini bende yedim.bunlarin islamla hic alakasi yok.kalkmislar iman kurtarmaya.bastakileriniz,once kendi imanlarini kurtarsinlar.iman bakkallarda satilmiyor sapli seker gibi gidip alasin,millete risale-i nur okutmakla,yalla cennete olsaydi,vay bu okumayanlarin haline,araplarin ve acemlerin isi bitmis demek.

burdan gulen cemaetine sesleniyorum.ben evliya degilim, alimde degilim,ben sifir kere sifir elde var sifirim.turkiyede aksam ac yatip,sabaha ac kalkan fakir allahin kullari var,butun dunyada boyle.bunlarin karinlarini doyurunuz.sadaka,sadaka,sadaka,turkiyeyi sadakalar ile besleyiniz millet ac.yakin bir zamanda turkiye buyuk bir iskale hazirlaniliyor.sadakalarla milleti doyurunuz,aksi takdirde biteceksinis.

=========================================================

MODERATÖR NOTU: Lütfen usluba dikkat ediniz.


Başa Dön
  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 08.04.10, 04:18 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 342
23.mes'ele: “..Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur'âniyede kuvvetli, dirayetli arkadaşlarım! Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.. " sözünün meali hakkında..

Tarikat-ı aliyye zümresi Muhammedî bir cemaat değil midir?.. Tarikat davasında hizmet-i Kur'aniyye'ye kuvvet ve dirayet sarf edilmiyor mu?.. (medreseler kurslar dersler ne oluyor?).. ehemmiyet (kıymet verme) şahs-ı manevi ve maddiye göredir.. nitekim: Allahu Teala Kitab ve Şeriatla beraber Peygamberler de irsal etmiştir.. hz.Peygamber'in (sav.) varlığının zuhuru bereketi olmasa, kademinin feyzi olmasa kim neyin kıymetini bilecekti?..

O'nun nurundan ta'b olunan şu evliyanın ve asfiyanın varlığını (kudumunu) da buna kıyas et.. Allah Adamlarının maddi ve fani tenleri bile şahs-ı maneviyelerinin rengine boyanmıştır.. nitekim: ruhlarının nuru adeta yüzlerine vurmuştur: "Onlar görüldükleri zaman Allah hatıra gelir".. melaike-i kiram dahi o manevi çehreleri temaşaya izdiham (-ı mecaz) ve sürat eder.. her hakikat (ve ma'na) bir şekille mürtesemdir.. Namazda dahi fani cesedimizle "Vav u Elif" resm etmiyor muyuz?..

bediüzzaman üstad (rh.a) şu ibarede ne der bilir misin?.. aman ha! maddi şahsa (şeyhe) kapılanmayın/kapılmayın.. illa ancak manevi şahsa (şu risale-i nura) bendegan ve murtebit (rabıtalı) olun..der.. bu aynı zamanda benim şahs-ı maneviyeme murtebit olun demektir de.. ha öyle ha böyle.. o zaman söz: subhu mesa (sabah akşam) kendinizi bu "kitab adama" arz edin: emri vaazı bundan alın.. kalbî rabıtanızı bu "kitab adama" hasr edin demeye kadar varır..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 08.04.10, 04:50 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 218
Kudsî yazdı:
23.mes'ele: “..Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur'âniyede kuvvetli, dirayetli arkadaşlarım! Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.. " sözünün meali hakkında..

Tarikat-ı aliyye zümresi Muhammedî bir cemaat değil midir?.. Tarikat davasında hizmet-i Kur'aniyye'ye kuvvet ve dirayet sarf edilmiyor mu?.. (medreseler kurslar dersler ne oluyor?).. ehemmiyet (kıymet verme) şahs-ı manevi ve maddiye göredir.. nitekim: Allahu Teala Kitab ve Şeriatla beraber Peygamberler de irsal etmiştir.. hz.Peygamber'in (sav.) varlığının zuhuru bereketi olmasa, kademinin feyzi olmasa kim neyin kıymetini bilecekti?..

O'nun nurundan ta'b olunan şu evliyanın ve asfiyanın varlığını (kudumunu) da buna kıyas et.. Allah Adamlarının maddi ve fani tenleri bile şahs-ı maneviyelerinin rengine boyanmıştır.. nitekim: ruhlarının nuru adeta yüzlerine vurmuştur: "Onlar görüldükleri zaman Allah hatıra gelir".. melaike-i kiram dahi o manevi çehreleri temaşaya izdiham (-ı mecaz) ve sürat eder.. her hakikat (ve ma'na) bir şekille mürtesemdir.. Namazda dahi fani cesedimizle "Vav u Elif" resm etmiyor muyuz?..

bediüzzaman üstad (rh.a) şu ibarede ne der bilir misin?.. aman ha! maddi şahsa (şeyhe) kapılanmayın/kapılmayın.. illa ancak manevi şahsa (şu risale-i nura) bendegan ve murtebit (rabıtalı) olun..der.. bu aynı zamanda benim şahs-ı maneviyeme murtebit olun demektir de.. ha öyle ha böyle.. o zaman söz: subhu mesa (sabah akşam) kendinizi bu "kitab adama" arz edin: emri vaazı bundan alın.. kalbî rabıtanızı bu "kitab adama" hasr edin demeye kadar varır..


Mü'min mü'min kardeşiyle imtihana tabi tutulurmuş ya...

---------------------------------------------

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


En son Gümüşhanevî tarafından 08.04.10, 20:37 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 08.04.10, 07:15 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 145
aziz dervişim,

biriniz, "Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.." bu sözü, risalede diye, evirip - çevirip kendine bir reddiye yapacak pay çıkarmış! hey hat!!

halbuki bu şu zamanının genel geçer sosyolojik bir kavramıdır.

şu zamanda, tek adam devri bitmiş, "ona tabiyim" demek belki yetmiyor, "aynı fikir ve ruhtaki insanların bir araya getirdikleri topluluklar (cemaat)" zamanıdır diyor.
ona tabiyim demek yerine, evet onun fikrindeyim demek doğru.

gerçekten de öyledir.

başınızı kaldırıp, şu toplumu okumanız yeterlidir kardeşler.

bakın doğuya; hala tek adam devri vardır, ancak başları bir türlü sıkıntılardan kurtulmuyor.
diğer tarafta ise, tek adam değil, aynı fikirdeki insanların oluşturdukları toplumlar varken, bir derece daha özgür fikirliler.

ha sonra da bundan kendince fıkra ile eşdeğer bir pay çıkaran kardeşim, sana diyecek lafım yoktur:)

vesselam..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 08.04.10, 08:03 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 218
Bozacının şâhidi şıracı.

Meşâyıh-ı kirâmı doğunun despotlarıyla,saddamlarıyla mukayese ediyor,pes!O zâlimlerin iktidarları maddîdir ona uymak zorunludur yoksa seni keser!Ama meşâyıhın iktidarı,gücü onu kabul edenleredir!Bir kere bir Şeyhe biat edip terbiyesine girersen O hazretin emirlerine uymalısın ki vâsıl olasın!Bu iş kendilerini hastalıklarında uzman doktorlara emanet edip onların verdikleri reçete ile sıhhat bulanların durumu gibidir.İlmi olmayan kimse o doktora muhalefet etse ben dediklerini yapmam dese sıhhat bulabilir mi?El cevab:nah bulur!
Hem Rasûlullâh (s.a.v) üç kişi kalınca aranızdan birini imam tayin edin buyuruyor!Açın kitap okuyun demiyor!!!Hem o Meşâyıh öyle imamlardır ki,öyle kalp doktorlarıdır ki Onları tayin eden bizzat Rasûlullâh (s.a.s) dir.

ona tabiyim demektense onunla aynı fikirdenim demek lazımışmış!Ya siz kendinizi risale-i nur şakirdi demiyor musunuz?Demek risalelere tabisiniz!Risaleleri yazan kim Sâid efendi!Eee siz ona tabi değil misiniz?Yok biz onunla aynı fikirdeyiz.Kardeşim adam risaleleri yazarken beraber miydiniz de,istişare ederek mi yazdınız da aynı fikirdeyiz diyorsunuz?Yaptığınız laf salatasıdır demagojidir!Felsefe dersi verdiklerime bundan sonra diyalektik-dil oyunlarıyla laf yutturma felsefesi- öğrenmeleri için Aristonun organon'unun yanında risale de okutacağım!

Tarikâtların bir imamı ve pîri vardır ve o pîr ve talebeleri bir şahs-ı manevi olup İslâma hizmet ederler zaten!Bize kafanı kaldır diyeceğine sen kafanı kaldırıp biraz tarikat dünyasına baksan bunları göreceksin...

Haa o çok övdüğün batı demokrasileri var ya,hani insanları daha özgür dediğin!Eşcinsellik,iateizm,porno,çocuk tecavüzü,ensest vb ne kadar yaygınoralarda bir bak!Bunlar hep fikir ve vicdan hürriyeti safsatasının netâyici!!!

Bizim özgür olmak adına nefsin ve nefsin sözcüsü aklın ittiatine girmek gibi bir niyetimiz yok!Ne de bir zamanlar yasaklanmış-hani said efendi kapanmış diyordu ya tekkelere-bir kitaba kendimizi teslîm ederiz!Biz bizi nazarıyla,nefesiyle,sırrıyla irşâd edecek canlı kanlı yaşayan kitap bir Hak dostuna itaat ederiz ve sözünden çıkmayız!

Siz ne derseniz deyin!

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 99 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1 ... 5, 6, 7, 8, 9, 10  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye