Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Türkistan Rüyası / Dr. Hayati Bice
MesajGönderilme zamanı: 01.08.17, 12:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.03.09, 09:49
Mesajlar: 311
Türkistan Rüyası

Dr. Hayati Bice

H YAYINLARI

‘’Türkistan Rüyası’’ kitabı, Dr. Hayati BİCE’nin hayatındaki önemli gelişme ve olayların roman tadında kaleme alındığı eseridir. Ancak, kitapta anlatılan olaylar sade bir hatırattaki gündelik olayları içermez. Komünizm sonrası Türkistan Cumhuriyetleri’nin durumu, Türk yurtlarında misyonerlik faaliyetleri, Kerkük dramı, Doğu Türkistan’daTürk asimilasyonu, Yesevilik tasavvufun günümüzde nasıl yaşanacağı konusunda çok önemli bilgiler, Allah dostlarından tavsiyeler, gibi bir çok konu yaşanmış olaylar etrafında inanılmaz gerçeklikleri ile yazıldı.

Otobiyografik bir roman olan ‘’Türkistan Rüyası’’nda, yazar Dr. Oğuz Karaçay takma adı ile okurla buluşur. Kitapta yer alan isimlerin bazıları rumuzlu isimleri ile konuların içinde yer alsa da kamuoyu tarafından iyi bilinen veya maneviyat sahasının önemli şahsiyetleri gerçek isimleri kullanılarak olaylara kahraman olmuştur.

Türkistan’ın bir ucunda görülen, Türkistan’da mânanın maddeye bir kez daha hâkim olacağını müjdeleyerek Türk’ün milli ruhunun konulmasını vurgulayan ve kitaba ismini veren “Türkistan Rüyası” başlı başına bir ruhanî nasip meselesini gözler önüne seriyor. Dr. Hayati Bice, etkili bir tasavvuf silsilesinin “yaşayan mürşid-i kâmili” Mustafa İhsan Karadağ ile buluşuyor ve Kazakistan’a gidiş gelişlerinde O’nun manevî rehberliğine müracaat ediyor. Medine’de, Ravza-ı Mutahhara gölgesinde tanıştığı Kaşgarlı bir Uygur Türk’ünden aldığı Divan-ı Hikmet'i parça parça yayına hazırlayan Bice, gördüğü ‘ağır bir rüya’nın Mustafa İhsan Karadağ Dede tarafından yorumlanması için huzura varıyor; mürşidi kahramanımıza, görülen rüyanın derin bir anlamı olduğunu söylüyor ve… Görev başlıyor.

İNTERNETTEN SATIŞ: Kitapyurdu.com
http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkist ... er_id=2399



Alıntı:
Dr. Hayati Bice’nin "TÜRKİSTAN RÜYASI" adlı eseri çıktı!..

23 Şubat 2012

“Dr. Hayati Bice’nin otobiyografik roman tarzındaki son eseri ,“Türkistan Rüyası”nın ikinci baskısı geçtiğimiz günlerde H Yayınları tarafından yayınlandı.

Hayati Bice, bu eserinde Kazakistan’da bulunan Ahmed Yesevî Üniversitesi’nde görevlendirildiği dönemde yaşadıklarını esas alarak Türk dünyası, Sovyet sonrası dönemde Türk Cumhuriyetleri’nde yaşananlar; Tasavvuf, Nakşbendîlik ve Yesevîlik; Ahmed Yesevî ve Divân-ı Hikmet gibi konuları roman tarzında ele alıyor.

Yazar, karayolundan umre yolculuğu yaptıkları sırada Bağdat’ta karşılaştığı bir Türkmen’in dilinden Irak Türkleri ve Kerkük sorununu; Medine’de misafiri olduğu Kaşgarlı bir sufinin anlatımı ile Doğu Türkistan’ın yakın tarihi konusunu gündeme getiriyor. Yazarın bu konuları işlerken kaleme aldığı satırlar, esere bir belgesel havası veriyor.

Bu nitelikleri ile okunup bir kenara konacak romanlardan olmayan eserin önsözünden anlaşıldığına göre anlatı, yine otobiyografik tarzda kaleme alınacak bir seri ile devam edecek.

Eserin, grafiker Burak Anılır tarafından hazırlanan kapağını süsleyen Yesevî türbesi görünümü, ismini Yesevî’nin şehrinde görülen ve gerçekleşen bir rüyadan alan eserin mistik havasına uyumu ile dikkat çekiyor.

***
Sunuş Yazısından:

“Bu roman nice zamandır yayınlanmak üzere, bilgisayarda demleniyordu. Romanda bahsedilen olaylarda ismi geçen ve çoğu hayatta olan kişileri incitmeme duygusu ile eserinin yayınını geciktiren Oğuz Karaçay, bu isimleri gerçek hayattaki şekliyle verip vermemekte tereddüt içerisindeydi. Eserde bahsedilen kişilerden bazılarının bekâ âlemine göç etmiş olmaları da, konuya “kul hakkı” zaviyesinden yaklaşıldığında, işi ister istemez daha da çetrefil bir hale getiriyordu. (…)
Bu tereddüt yıllarca devam etti… Tâ ki, görülen bir başka rüyaya kadar…”


***

İNTERNETTEN SATIŞ:
Kitapyurdu.com
http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkist ... er_id=2399

DAĞITIM:

İstanbul:
H Yayınları KİTABEVİ
Hakimiyet-i Milliye Cad. Beysel Ticaret Merkezi. Nu. 66/21-22
ÜSKÜDAR - İSTANBUL
Tel. 0216-5323313

Ankara:
HASRET Kitabevi – Hamamönü Sk. No.6/A ANKARA Tel. 0312-3117062



Resim


Hayati Bice’nin Türkistan Rüyası

Hayati Bice’nin otobiyografik roman tarzındaki eseri ,“Türkistan Rüyası” geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

04 Mart 2012 Pazar

Dr. Hayati Bice’nin otobiyografik roman tarzındaki son eseri ,“Türkistan Rüyası” geçtiğimiz günlerde Bizim Büro Basımevi tarafından yayınlandı.

Hayati Bice, bu eserinde Kazakistan’da bulunan Ahmed Yesevî Üniversitesi’nde görevlendirildiği dönemde yaşadıklarını esas alarak Türk dünyası, Sovyet sonrası dönemde Türk Cumhuriyetlerinde yaşananlar; Tasavvuf, Nakşbendîlik ve Yesevîlik; Ahmed Yesevî ve Divân-ı Hikmet gibi konuları roman tarzında ele alıyor.

Yazar, Bağdat’ta karşılaştığı bir Türkmen’in dilinden Irak Türkleri ve Kerkük sorununu; Medine’de misafiri olduğu Kaşgarlı bir sufinin anlatımı ile Doğu Türkistan’ın yakın tarihi konusunu gündeme getiriyor. Yazarın bu konuları işlerken kaleme aldığı satırlar, esere bir belgesel havası veriyor.

Bu nitelikleri ile okunup bir kenara konacak romanlardan olmayan eserin önsözünden anlaşıldığına göre anlatı, yine otobiyografik tarzda kaleme alınacak bir seri ile devam edecek.


Fatma Ünal haber verdi.

http://www.dunyabizim.com/duydukduymadi ... uyasi.html

***

ALLAH dostlarının şakası yoktur!..

http://www.kitapyurdu.com/kitap/turkist ... er_id=2399

***
Facebook/Türkistan Rüyası sayfasında kitapta ismi geçen kişilerin resimleri ve kitap ile ilgili yorumlar yer alıyor.

https://www.facebook.com/pages/T%C3%BCr ... 408?ref=hl

Alıntı:
TÜRKİSTAN RÜYASI

Ethem Göktürk


Dr.Hayati Bice’nin kaleme aldığı “Türkistan Rüyası” Bizim Büro yayınları arasında çıkıp kitapçı raflarında yerini aldı.

Bir Ahmet Yesevi sevdalısı olan Dr.Hayati Bice, daha önce kitaplaştırdığı; Kafkasya’dan Anadolu’ya Göçler, Türk Yurtları Üzerine Notlar, İmanımızın İşaret Taşları, Hoca Ahmed Yesevi Türbesi, Divan-ı Hikmet, Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi, Annenin Rehberi, Antimikrobial Tedavi Rehberi gibi geniş hacimli eserlerle kültür dünyamıza önemli katkılar sağlamıştı.

Ayrıca sayısı binlere varan makale kaleme alan yazarımız Türkistan Rüyası ile milli tarihimiz içinde çok önemli bir şahsiyeti tekrar gündeme getirmiş oluyor.

“Pir-i Türkistan” diye bilinen Ahmet Yesevi, Türk kültür hayatının ilk mutasavvıflarından olup “Hikmetler”i ve yetiştirip dört bir yana gönderdiği “Horasan Erenleri” ile etrafına ışık saçıp gönüllere taht kuran tarihi bir kanaat önderidir. İnsanımız arasında adı çok bilinip sevilmesine rağmen yetiştiği çevre ve eserleri, bilinirlik açısından maalesef aynı dereceye varamamıştır.

Dr. Hayati Bice’nin gönül sevgisiyle kaleme alıp ince bir emekle örgülediği Türkistan Rüyası, hiç şüphesiz ki Ahmet Yesevi’nin, kültür dünyamızda daha çok konuşulup hatırlanmasına ve hikmetlerindeki derinliğin daha iyi anlaşılmasına büyük katkılar sağlayacaktır.

Roman kaleme alınırken Ankara, Denizli, İzmir, Yalova, İstanbul, Bağdat, Mekke Medine ve tabi ki Türkistan arazisinin pek çok şehri yazarı adeta kendine çekmiş, bu rüya bir nevi yaşanarak yorumlanmış. Çeşitli vesilelerle Türkistan coğrafyasını defalarca dolaşan yazar, hiçbir geziden meyvesiz dönmemiş. Niyet halisane olunca kader, Yesevi Hazretlerini tanıtma yolunda, Dr. Hayati Bice’nin önüne ummadığı kolaylıkları çıkarmış. Bu karşılaşmalardan hangi yeni sayfalar açılmamış ki. Mesela şirin bir yuva kurulmuş.

Hoca A. Yesevi, milyonlarca Türkün Müslüman oluşuna vesile olması hasebiyle romanda; “En büyük Türkçü” olarak vasıflandırılmaktadır.

Eserin bir özelliği de, sözsüz konuşup, gözsüz bakanların tanıtılıyor olması…

Yine romanın sayfaları arasında Türkistan’ın zaman zaman yaşadığı dramlara da şahit olmak mümkün. “1949 sonrasında postanelere yerleştirilen Çinli ajanlar mektupları sıkı bir kontrole aldılar… Her doğu Türkistanlı üç günde yerel bir polis merkezine giderek üç gün içinde ne yaptığını anlatmak zorunda tutuldu. Ve ülke bütünüyle bir Açıkhava hapishanesine dönüştürüldü. Öyle ki bir kişi bir başkasını ziyaret edeceğinde polise başvurarak ziyaretinin maksadı, zamanı ve görüşeceği konu hakkında bilgi vermek zorunda idi.” gibi satırlar, yıllardır kanayan derin bir yarayı tekrar gündeme getiriyor. Oradan Kerkük’e atlayıp yaşanan acıların eşliğinde Temmuz ayının ikinci haftasının “Esir Türkler Haftası” olarak anıldığını yeniden hatırlıyorsunuz.

Hassas bir kurguyla kaleme alınan yaşanmışlıklar yansıtılırken yazarın yakaladığı bazı sorular, eminim pek çok aydınımızın zihnini meşgul edecektir. Dr. Hayati Bice, “Yesevi’nin manevi coğrafyasında cirit atan misyonerlerin amaçları ne olabilir?” sorusuna cevap ararken birkaç ihtimal sıralanıyor zihninde:

1- Türkistan’ın manevi lideri olarak bütün tarih boyunca Türkistanlıları birleştiren A. Yesevi Hazretlerinin bu gün de oynayabileceği birleştiricilik misyonunu baltalamak.
2- Ahmet Yesevi’nin eseri olan Divan-ı Hikmet hakkında şüpheler uyandırarak eserdeki mesajların günümüzde Türkistanlılara ulaşma kanallarını tıkamak.
3- Türkistanlı boylar arasında Rusların yetmiş yıldır yeşertmeye çalıştığı rekabet duygusunu kışkırtarak düşmanlık boyutuna ulaştırmak.
4- Yesi şehrinde özellikle Türkiye’den gelen öğretmenlerin, Özel Türk Lisesi ve Yesevi Üniversitesinin yerli halk nezdinde oluşturduğu Türkiye hakkındaki olumlu havayı değiştirmek.
5- Türkistan’da köklerimize dönüyoruz şeklinde pırıltılı bir sloganla İslam’dan koparılan halkı, Hıristiyan misyonerlerin olanca çabalarına karşı bir türlü başaramadığı Hıristiyanlaştırma hedefini, “Şamanizm” ara durağından sonra gerçekleştirmek.
En akla sığmayan iddialar ortaya atarak üniversitedeki Kazak aydınların milli hassasiyetlerinin derecesini ölçmek.

Yazar eserinde, sabırla toplayıp biriktirdiği kültür öğelerini ata yurdumuzu az-çok merak edenlerin istifadesine sunmuş. Türkistan Rüyası’nı okurken çoğumuzun tarih atlaslarından hatırlayıp da gidip görme imkânı bulamadığımız şehir ve mekânların ulvi havasına kendimizi bırakmak hiç de zor olmuyor.

Okuyarak bir Türkistan seyahati yapmaya ne dersiniz?

http://hayatibice.net/?p=472


Teşekkürler...

"ALLAH dostlarının şakası yoktur!.."

***
Alıntı:
Hayati Bice’nin “Türkistan Rüyası” Değerlendirildi

21 Mart 2012


“Haberiniz.com.tr. yazarlarından Dr. Hayati Bice’nin geçtiğimiz günlerde Bizim Büro Basımevi tarafından yayınlanan otobiyografik roman tarzındaki son eseri ,“Türkistan Rüyası” tartışıldı.„

Türk Ocakları Genel Merkezi’nde Arslan Küçükyıldız’ın moderatörlüğünde düzenlenen “Kuşlukta Yazarlar” programında Bice’nin“Türkistan Rüyası” kitabı, yazar ve okurlar tarafından çeşitli yönleri ile değerlendirildi.

Toplantıda kitap ile ilgili sorular eserin yazarı Hayati Bice tarafından cevaplandırıldı.



Türkistan Rüyası

Türkistan Rüyası Dr. Hayati Bice’nin gerçek olaylar ve gerçek insanlardan yola çıkarak yazdığı romanın adı. Otobiyografik roman tarzında hazırlanan eser aslında bir serinin ilk eseri olarak düşünülmüş.

Kitap İstanbul’da başlayan, ardından karayoluyla gidilen umre yolculuğu ve devamında Kazakistan’a uzanan bir hizmet yolculuğunu roman tarzında anlatıyor. Hayati Bice ağırlıklı olarak Kazakistan’da bulunan Ahmed Yesevi Üniversitesi’nde görevlendirildiği dönemde yaşadıklarını esas alarak genelde Orta Asya coğrafyasına özelde ise tasavvuf, Nakşbendilik ve Yesevilik konularına farklı bir pencereden ışık tutuyor. Diğer taraftan geçmişte ve günümüzde Orta Asya’da yaşanan güç savaşlarını, Sovyet sonrası dönemde Türk Cumhuriyetlerinin içinde bulunduğu durumu olayların örgüsü içinde gözler önüne sermeye çalışıyor. Kitapta Ahmed Yesevi’den ve onun Türk dünyasını derinden etkileyen Divan-ı Hikmet isimli eserinden izler bulmak mümkün.

İsteme adresi: İstanbul: KİTABEVİ, Çatalçeşme Sok. No: 46 Cağaloğlu / İstanbul Tel:0212-5112143
Ankara: HASRET Kitabevi – Hamamönü Sk. No.6/A ANKARA Tel. 0312-3117062

***

2012-Temmuz, Sayı: 317, Sayfa: 062

http://dergi.altinoluk.com/index2.php#s ... d317s062m1

Alıntı:
Kitaplar âleminde bir gezi

İSMAİL KÜÇÜKKILINÇ

Kitap okuru ihtiyacını kitapçılardan karşılayabilir. Ancak bu tertipli dükkanların kitap tutkununa kafi gelmesi mevzubahis olamaz. Onun mutlu olduğu mekan tozlu rafları ve sürprizleriyle sahaflardır.

Sahaf gezilerinin kendine has bir güzelliği vardır. Çoktandır aradığınız bir kitaba tesadüf etmek, hiç görmediğiniz ve hatta bilmediğiniz bir kitapla tanışmak, henüz gelmiş kitap kolilerini herkesten önce karıştırmak farklı bir duygu olsa gerektir. Bu sebeple işinin ehli bir sahaf veya ikinci el kitap satıcısı mümkün mertebe müşterisine "aradığınız bir kitap var mı; yardımcı olalım?" demez. Mesela bugüne kadar aradığı bir kitap için nadiren sahafa gitmiş olan fakir bu yaklaşımdan rahatsız olmaktadır. İnsan bazen kitap almak için değil, kitaplara dokunmak, onları seyretmek, o atmosferi solumak için de sahaflara gider.
Kitabın önemi esasen onun sahip olduğu meta kıymetiyle değil, aslî fonksiyonuyla ölçülür. Bunun yanında bir kitabın sahafiye değeri, onun salt baskı tarihi, cildi ve nadir bulunurluğu ile de ölçülemez. Kitapları obje olarak değerlendiren kitap dostlarını bahusus hiç okuyamayacağı bir el yazmasına müzayedelerde hatır sayılır meblağlar ödeyenleri de takdir ediyoruz. Ancak bizim nazarımızda nadir eser, sahafiye kitap; okumak, okuduklarımızı paylaşmak için sahip olunması lazım gelen bir metadır. Mesela yakınlarda sahip olduğumuz Ziya Paşa'nın iki ciltlik Endülüs Tarihi (Cild-i evvel, İstanbul: Takvimhane-i Amire, 1276; Cild-i Sani, İstanbul: Tercüman-ı Ahval Matbaası,1280) isimli tercümesinin ilk baskısı böyledir.

Son bir aylık sahaf gezilerimizde aldığımız kitapların hiçbiri aradığımız, kendilerini bulmak almak için sahafa gittiğimiz kitaplar değildi. Mesela Mustafa Reşit Belgesay'ın Kur'an Hükümleri ve Modern Hukuk ( İstanbul: Fakülteler Matbaası, 1963) isimli eseri böyle bir sahafiye kitaptı. Yine kısa bir süre önce vefat eden Taha Toros'un kendileri hayattayken göremediğimiz kitabı Türk Hatipleri (Ankara: Kültür Basım ve Yayın Kooperatifi, 1950) de böyledir.

Bazı kitaplar, sahafiye değerinden dolayı değil de ilk baskı olmaları itibariyle de alınabilir; çünkü muhteva ve mevzu itibariyle bir önemi haizdirler ama sonraki baskılarla karşılaştırmaları da gerekir. Bu kabil kıymetli kitapların bazılarının ilk baskıları çeşitli sebeplerle problemlidir ve yalnız atıfta bulunmak istediğiniz takdirde değil, okumak istediğinizde de sizi yorarlar. Mesela Mehmed Alî Aynî'nin Milliyetçilik (İstanbul: Marifet Basımevi, 1943) isimli kitabı ile Ali Haydar Midhat'ın Hatıralarım 1872-1946 (İstanbul: Güler Basımevi, 1946) isimli kitapları böyledir. Ancak her iki kitap da ciddî bir araştırmacı tarafından titizlikle elden geçirilmiş ve eksiklikleri giderilmiştir. İsmail Dervişoğlu tarafından yayına hazırlanan her iki kitaptan Milliyetçilik, 2011 tarihinde Kurtuba Kitap, Hatıralarım 1872-1946 isimli kitap da 2008 tarihinde Bengi Yayınları'ndan çıkmıştır.

Biz, son sahaf gezimizde aldığımız ve bu aralar bize gelen veya takdim edilen bazı kitapların mümkün olduğu kadar sadece künyelerini vererek bu yazıyı tamamlayacağız. Önce aldıklarımızdan...

1-Artun Ünsal, Siyaset ve Anayasa Mahkemesi- "Siyasal Sistem" Teorisi Açısından Türk Anayasa Mahkemesi, (Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi, 1980). Artun Ünsal, ciddî çalışmalara imza atmış çok yönlü bir isimdir. Okumak için sıraya aldığımız bu kitabın göz gezdirdiğimiz sayfaları arasında "1961 Anayasası: Bürokrasinin Rövanşı" başlıklı bölümünde şu ifadelere rastladık: "1961 Anayasasını daha çok bürokrasiden yana bir metin olarak da değerlendirmek olasıdır... Halk tarafından seçilmemiş ama 'atanmış' temsilciler de Senatoya girebileceklerdi. Bu durum kanımızca, parlamento çoğunluğunun sınırlı da olsa 'memur parlamenterler' aracılığı ile denetlenmesi amacını yansıtıyordu" (Ünsal, a.g.e., s.104).

2-1962 56/51. Dönem Sıhhiye Yedek Subay Albümü (İzmir: Ege Üniversitesi Matbaası, 1962). 1980 senesine kadar olan okul ve asker yıllıklarını toplamaya çalışıyoruz. Yıllığın sayfaları arasında gezinirken 5176 no'lu Dr. Fahrettin Cüreklibatur'a (yıllıkta Cüretlibatır yazılıdır) tesadüf ettik. Yıllıkta yer alan fotoğrafta bu yedek subay doktor adeta jön gibi durmakta ve hayli yakışıklı. Kur'ada Bingöl'ü çekmek istemiş; Hatay'a isabet etmiş ama memleketi Eskişehir ile değiştirmiştir. Fahrettin Bey bu esnada nişanlıymış ve cerrahi ihtisası yaparak Akdeniz bölgesine yerleşmek istiyormuş. Mezbur aşina bir sima gibi ama tam emin değilim(!)

Gelen ve takdim edilen bazı kitaplar ise şunlar:

1-Mustafa Öztürk, Cahiliyeden İslamiyet'e Kadın ( Ankara: Ankara Okulu, 2012).

2-Mustafa Öztürk, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Meal ve Tefsirin Serencamı (Ankara: Ankara Okulu, 2012).

Mustafa Öztürk, artık kitaplarını, makalelerini değil okumak, takip etmekten bile yorulduğumuz velud bir akademisyen. Nefesini tüketircesine konuşan, nefsini tüketircesine yazan Öztürk, anlaşılan o ki, kendisini takdir ve takip eden okuyucularına nefes aldırmamaya kararlı gibi görünüyor. Kıymetli dostumuza Cenab-ı Hak'tan sıhhat ve afiyet diler, aynı gayretin temadîsini temennî ederiz.

3-Hayati Bice, Türkistan Rüyası (Ankara: Bizim Büro Basımevi, 2012). Hayati Bey ile rû be rû tanışmıyoruz. Birbirimizi şahsen değil, ismen ve simaen tanıyoruz. Hayati Bey ile facebook'ta yer alan Kitap Severler Partisi isimli kapalı-devre gruptan arkadaşız. Grup; daha ziyade kütüphanesi olan, okuyan ve okuduklarını paylaşan insanlardan müteşekkildir. Grupta ara sıra tartışmalar olsa da hiç kimse seviyeyi düşürmemektedir. Birbirinden farklı düşüncelere sahip insanları bir araya getiren tek şey kitap sevgisidir.

4- (Haz.) Tayyar Altıkulaç, Hz. Ali'ye Nisbet Edilen Mushaf-ı Şerîf-San'â Nüshası (İstanbul: Elma Basım, 2011). Bu mükemmel çalışma Muhterem Hocamız Dr.Tayyar Altıkulaç tarafından fakire imzalanarak takdim edildi. Gıyaben tanıştığımız hocamızla vicahen de tanışmak için kendisini, hayırla yâd edilmesine yetecek hatta artacak derecede hizmet ettiği, emeğinin geçtiği İSAM'ın kendisine tahsis edilmiş mütevazı odasında ziyaret ettik; doğrusunu söylemek gerekirse biz daha büyük ve şatafatlı bir oda bekliyorduk; karşılaştığımız mahviyet bizi şaşırttı. Hasbıhalden sonra hocamıza gelen telefondan bilistifade bir iki dakika içinde odasındaki kitaplara göz gezdirmeye çalıştık; hocamızın odası bir kütüphane. Biz de kendilerine II. Meşrutiyet'in İlanında Halk Unsuru (Ankara: Cedit Neşriyat, 2011) isimli naçizane çalışmamızla Türkiye Günlüğü dergisinin makalelerimizin yer aldığı sayılarını takdim ettik.

Hocamızın Zorlukları Aşarken (İstanbul: Ufuk, 2011) isimli üç ciltlik hatıratının yeni baskısının haberini aldık. Kendi eserimizin ikinci baskısı yapılacakmış gibi bir memnuniyete gark olduk. Kanaatimizce Tayyar Altıkulaç, kadri kıymeti hayattayken takdir edilen bir isim; ancak gün geçtikte bu takdir daha da ziyadeleşecektir. Kitaplarından ayrılmayı bir felaketle müradif gören fakir bile yaşarken kitaplarını İSAM Kütüphanesine bağışlamaya karar verdiğine göre İSAM'ın ehemmiyetini izah için fazla gayrete gerek yok. İslam dünyası, ne kadar çok İSAM'lara sahip olursa, insanlık da o oranda farklı bir renge bürünecektir.

Kitaplar, sadece kütüphane raflarında yer alsınlar, hatta okunsunlar diye alınmazlar; kendilerinden bahsedilmesi de gerekir. Kitapların özetlerini çıkarıp yayınlamak, her ne kadar belli bir oranda tembelliğe yol açma riskini de taşısa da kitaplara meraklı ama bugünün yaşam şartları gereği pek okuma imkân ve fırsatı bulamayan ya da eşyanın tabiatı gereği her kitabı okuyamayacak olanlar için bulunmaz bir nimet olacaktır. En azından fakir; Cenab-ı Hak, kendisine 100 yıl daha ömür verse bile -velev kaliteli olsun- ilgi sahasına pek girmediği için okumaya sıra gelmeyecek, okuma listesine almayacağı kitapların bir özetini bir yerde görürse okumak için gayret sarf etmektedir. Bu sebeple herkes en azından kitap eklerinin olduğu gün gazete almalıdır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye