Yesevi'de "Aşk" Söylemi
Dr. Hayati BiceYesevi’de “Tengri” ; “Uçmak/Tamu” söylemleri konusundaki yazılarıma sayısında “Aşk” söylemini ele alarak devam edeceğim. “Aşk” kavramı için “Hazret Sultan Yesevi’den hareketle neler yazılabilir?” diye düşündüğümde Divan-ı Hikmet’teki “aşk, âşık, mâşuk, muhabbet” kavramı ile ilgili konulara bir göz atmak istedim.
Yaptığım ilk incelemede Divan-ı Hikmet’te “aşk” ile ilgili o kadar çok veri ile karşılaştım ki ister istemez konuyu sadece “aşk” kavramı etrafında sınırlamak zorunluluğu ortaya çıktı.
Son yıllarda güncel Türk kültürünü belirleyen kodların dejenerasyonu ile bozulan; yozlaştırılan Türkçe’nin en nadide sözlerinden birisi de “aşk” oldu. Önce tercüme edilen Hollywood filmleri artistlerinin diline uydurulmağa çalışılarak formatı değiştirilen bu “nazenin” kelime -bugün hormonların tesirindeki gövdelerin köpüklü ağızlarında- en yaban güdüleri tanımlama derekesine indirildi.
Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük’ünde aşk, “aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi” olarak tanımlanıp asliyetine uygun bir şekilde, Yunus Emre’den " Gel gör beni aşk neyledi" mısraı ile örnekleniyor.(1)
Prof. Dr. İskender Pala’nın şiir gibi sözleriyle “aşk ilahîdir; imanla başlar, vahdete götürür. Gönülde doğar, gönülde yaşar. Sırrı saklamayanlar, başını verir. Aşk, Allah'ın "Bilinmeyi istedim; kainatı yarattım" buyurduğu noktada başlar… Varlığımızı sürdürdüğümüz medeniyet birikiminin içinde aşkın bütün çeşitleri mevcut… Divan edebiyatı ve tasavvuf itibariyle beşeri aşkın (mecazi aşkın) ilahî aşka dönüşmesi tabii bir seyir. Pek çok mutasavvıf İlahi aşk için beşeri aşkı ilk basamak olarak görür… Gönlümüzle, Allah'ın işaretlerini görebilmemizi sağlayacak en önemli vasıtalardan birisidir aşk. Gönlü açmak ancak sevmekle olur… İlahi aşkın içerisinde beşeri aşkın cüzleri zaten mevcuttur. İlahi aşka vasıl olmak bilakis beşeri aşkların temelini sağlamlaştırır. Denizin içinde damla vardır; ama deniz damladan ibaret değildir… Türk coğrafyasının en bereketli olduğu husus aşktır.” (2)
“Divan-ı Hikmet” bir “Divan-ı Aşk” imiş meğer !Hazret Sultan Yesevi’nin 144 adet ‘Hikmet’ adı verilen şiirini içeren Divan-ı Hikmet’inde “aşk” kelimesi tam tamına 55 şiirde kullanılmıştır. Oran olarak bakıldığında bu % 38’lik bir yaygınlığa işaret eder. (Divan-ı Hikmet’te başka hiçbir kavram -sanıyorum- bu yoğunlukla kullanılmamıştır.) İnceleme bir de aşk ile doğrudan ilişkili “âşık, maşuk, muhabbet” kelimelerini kapsama alanına alarak genişletildiğinde çok daha büyük bir oran ortaya çıkacağı kesindir.
Divan-ı Hikmet’te aşk kavramı tek başına bir duygu durumunu anlatmak için kullanıldığı gibi “aşk ateşi” gibi bazı tanımlamaların bileşeni şeklinde de kullanılmaktadır. Aşk kelimesinin Divan-ı Hikmet’te çeşitli formlarda 173 (yüz yetmişüç) kez kullanıldığını görüyoruz. Aşk kelimesinin sıklıkla kullanıldığı tamlamalar olarak “aşk yolu”, “aşk derdi”, “aşk ateşi”, “aşk sırrı”, “aşk sevdası”, “aşk kapısı”, “aşk ehli”, aşk pazarı” ve daha pek çok deyiş dikkati çekmektedir. Bu incelememizde bu deyişlerin yer aldığı hikmetler sırası ile verilecektir. (3)
“Aşk Yolu”
Hazret Sultan Yesevi’nin yolunun bir sevgi ve muhabbet yolu olduğunun en kesin kanıtı aşk kelimesinin en sık kullanıldığı kavram “aşk yolu”dur. Yesevi’de tasavvuftaki kemal makamlarına ulaşmanın yolu olarak tarif edilen ”aşk yolu” kavramı ondokuz yerde kullanılmıştır.
12
Tarikatın yollarıdır çetin azap
Bu yollarda nice âşık oldu toprak
Aşk yoluna her kim girse hali harap
Erenlerden yolu sorup yürüdüm ben işte
77
Âşık olsan aşk yoluna koy adımı
Dünya kaygısını boşayıp koy Edhem gibi
Akıllı isen dünya için yeme gam
Kıyamet günü cezalarını verir dostlar
81
İşbu aşkın yolu dilim olmaktır
Burada ağlayıp âhirette gülmektir.
Gül renkleri zeferan gibi solmaktır.
Böyle olmadan, âşıkım, deyip söylemeyin dostlar.
Sırdan anlam duymayanlar yabancıdır
O âşıkın mekânları viranedir
Aşk yolunda can verenler sevgilidir
Candan geçmeden candan haber bilmeyin dostlar.
4
Yirmidokuz yaşa girdim, halim harab
Aşk yolunda olamadım misali toprak
Halim harab bağrım kebab, gözüm dolu yaş
O sebepten Hakk'â sığınıp geldim ben işte.
11
Aşk yolunda âşık olup Mansur geçti
Belini bağlayıp Hakk işini sıkı tuttu
Melametler ihanetler çok işitti
Ey müminler hem Mansur oldum ben işte
29
Pişman olmuş âsi kulum, aşk yolunda bülbülüm,
Arslan Baba'ya köleyim, kölen olur Hoca Ahmed.
33
Aşk yolunda yok olayım Hakk Bir ve Var
Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah'ım.
Elimi açıp dua kılayım, Azim Cebbar
Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah'ım.
…
Aşk derdini talep eyledim, dermanı yok;
Aşk yolunda can verenin korkusu yok;
Bu yollarda can vermese, imkânı yok;
Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah'ım.
…
Aşk pazarı ulu pazar, sevda haram;
Âşıklara senden başka kavga haram;
Aşk yoluna girenlere dünya haram;
Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah'ım.
51
Aşk yolunda damla damla kanlar yutarım
Rahman adı rahmetinden ümit tutayım
Şarap kadehini doyası versen candan geçeyim
Hasretinde iki gözümü yaşlasam ben
96
Dinmeden âşıklar Hű derler Allah'ına yalvarıp;
Yürür O'nun aşkında, gece gündüz sararıp.
Çok ağlatıp âşıkı aşk elinde Allah'ım
Aşk yolunda melâmeti ona görür münasip.
“Aşk ateşi” Kimi Yakar ?Hazret Sultan Yesevi aşk yoluna düşen aşığın “aşk ateşi” ile yanmağa başlayacağını bildirir. Aşk ateşi Divan-ı Hikmet’te en sık kullanılan kavramlardan birisi olarak hikmetlerin dokuz yerinde yanar. Yesevi, tasavvuf yolundaki olgunlaşmanın bir metodu olarak kişinin bilerek ve bilmeyerek aşk ateşine düşmesini gösterir. Aşk ateşi aşığı yaktıkça benliğinin negatif unsurları yok olarak batınındaki kemal mertebeleri açığa çıkacaktır.
139
Şevki, zevki muhabbetten ayân eyle
Âşıklara aşk ateşinden beyan eyle
Hor görülme-ağlama, meşakkatı nişan eyle
Gerçek âşıklar ateşten ne diye çekinsin?
61
Aşk ateşini gizli tutup saklar idim,
Canı yakıp, yürek bağrımı kebap etti.
Pirden yardım olmaz olsa, şimdi bana,
Bu dert bizi dostlar hadsiz harap etti.
118
Her kim yanar cana alır aşkın ateşini
Canı yansa uzuvlarından çıkar duman
Bağrı onun paramparçadır yoktur bütün
Halka zahiren görünüp duran yarası yok
12
Aşk ateşine yanan aşığın rengi uçar
Ahirete doğru çekip alıp burada geçer
Burada olan düğümlerini orada açar
Rasul dünya leştir dedi bıraktım ben işte
85
Kulum diyen daima dinmeden zikrini söyler
Aşk ateşine bağrı yanıp feryad eder
Habersizler bağrı ömrünü bilmeden yele satar
Gaflet ile cehenneme gider dostlar
93
Seher vakti kalkanlar, canı feda eyleyenler,
Aşk ateşinde yananlar seher vakti olanda.
94
Halka içinde " Hû " deyiniz, aşk ateşine yanınız,
Beden-can ile tâlipler, tekbir başlayıp deyiniz.
126
Gece kalkıp yürümeden, durmadan ağlayanlar
Aşk ateşine yürek-bağrını dağlayanlar
Rüsva olup sırdan manâ anlayanlar
Halk içinde rüsva olup yürüse olmaz
120
Kul Hoca Ahmed kabul eyledi gizliliği
Kabul eyledi aşk ateşinde yanmaklığı
Canını verip satın aldı yanmaklığı
Gerçek sözümdür asla onun yalanı yok
“Aşk Derdi”nin DermanıAşk yolunda ilerlerken aşk ateşi ile yanmağa başlayan âşık düştüğü aşk derdinin dermanını aramağa başlar. “Aramakla bulunmaz ancak bulanlar arayanlardandır” sırrına erince anlar ki aradığı zaten kendisini derde düşüren aşk imiş. Hazret Sultan Yesevi “aşk derdi”ne ve dermanına Divan-ı Hikmet’in onyedi yerinde değinmektedir:
17
Ey arkadaşlar, aşk derdine deva olmaz;
Diri oldukça aşk defteri tamam olmaz
Dar lahidde kemikleri ayrık olmaz
Lamekân'da Hakk'tan dersler aldım ben işte.
18
Riya tesbihi elinde, zünnar iyi bilseniz;
Hak rızası budur aşk derdini eyleseniz
Aşkını alıp mahşerde rezil olup dursanız;
Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük.
33
Aşk derdini talep eyledim, dermanı yok;
Aşk yolunda can verenin korkusu yok;
Bu yollarda can vermese, imkânı yok;
Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah'ım.
…
Kul Hoca Ahmed aşktan ağır belâ olmaz;
Merhem sürme, aşk derdine deva olmaz;
Göz yaşından başka bir şey tanık olmaz;
Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah'ım.
102
Ey dostlar aşk ehlinin serveti yok
Deva sormayın aşk derdinin devası yok
Bu yollarda âşık olsa dönüşü yok
Canı bedenden ayrı eyleyip yürür olmalı
118
Gerekli değil aşk derdine deva sormak
Viran edip gider imiş devası yok
Canını incitip yaşın akıp aklın gidip
Aşk derdinden dostlar acı belası yok
…
Kul Hoca Ahmed söyledi dostlar işitin bunu
Kaf dağı gibi taşlar değse çıkmaz sesi
Kime söyleyip kime ağlayıp aşk derdini
Vallahi-billahi aşk derdinin devası yok
123
Muhabbetin deryasına batmayınca
Ey dostlarım aşk mücevherini alsa olmaz
Tan atana kadar feryad edip ağlayıp inlemedikçe
Sarraf olup aşk derdini bilse olmaz
Aşk derdini bilen kişi dünyayı bulur
Erenlerin izin alıp dinmeden öper
Muhabbetin şevki ile yaşını döker
Yaşı akmadıkça riyazette solsa olmaz
133
Aşk derdine deva soran hazır tilbe
Zâhirde yok batın içinde eyler cilve
Mazı sarın hepsinin içinde eyler galip
Aşk derdine deva eylese Rahman eyler
140
Aşk derdini dertsizlere söyleyip olmaz;
Bu yolların engeli çok, geçip olmaz;
Aşk cevherini her nâmerde satıp olmaz;
Habersizlerin aşk kadrini bildiği yok
Aşka düştün, ateşe düştün, yanıp öldün;
Pervane gibi candan geçip kor ateş oldun;
Derde doldun, gama soldun, tilbe oldun;
Aşk derdini sorsan, aslâ dermanı yok.
Ey habersiz, aşk ehlinden beyan sorma
Dert iste, aşk derdine derman sorma
Âşık olsan, zâhidlerden nişan sorma
Bu yollarda âşık ölse, tavanı yok.
“Aşk Sırrı”na ErmekHazret Sultan Yesevi, Divan-ı Hikmet’te dört yerde “aşk sırrı”ndan söz eder. Aşk sırrına erme yolunu da gösteren Yesevi ; Aşk sırrına ermek için yakin derecesinde bir iman; takva derecesinde bir kulluk ve başa gelecek “yüz bin bela”ya sabır gerektiğini ve bu yolla Hakk cemaline vuslatın mümkün olacağını bildirir. Ancak dikkat edilmesi gereken incelikli nokta aşk sırrının ancak âşıklara beyan edilebileceği ve aşk sırrını herkese söylemenin caiz olmadığıdır.
61
Aşk sırrını her nâmerde söyleyip olmaz;
Nice yaksan, rüzgarlı yerde çıra yanmaz;
Yolunu bulan merdleri bilse olmaz;
Ağlaya ağlaya göz yaşını habap etti.
86
Aşk sırrını beyan eylesem âşıklara,
Tâkat eylemeyip, başını alıp gider dostlar.
Dağa, taşa başını vurup, şuursuz olup
Çoluk-çocuk, ev-barktan geçer dostlar.
82
Hakk'a yanıp mü’min olsan, ibadet eyle
İbadet eyleyen Hakk cemalini görür dostlar.
Yüz bin belâ başa düşse, inleme
Ondan sonra aşk sırrını bilir dostlar.
137
Candan geçmeden aşk sırrını bilse olmaz;
Maldan geçmeden ben-benliği koysa olmaz;
Utangaç olmadan yalnız kendini sevse olmaz;
Öyle âşık halk gözünden gizli olur.
Yesevi’nin Tarifiyle : “Aşksız Kişi” “Aşk ehli” tabirini Divan-ı Hikmet’teki sadece bir mısrada kullanan Hazret Sultan Yesevi’nin, “aşk” üzerine söyledikleri kadar dikkat çeken bir husus da “aşksız” insanları ayrıntılı olarak tarif etmesidir. Yesevi “Allah’a erme yolunda “aşksız” ilerlemenin çok zor olduğuna işaret eder. “Aşksız” olma üzerinde Hazret Sultan Yesevi’nin gösterdiği hassasiyet bu tarifin hikmetlerde tam onüç yerde işlenmesi ile ortaya çıkmaktadır.
59
Aşksız kişi insan değildir anlasanız
Muhabbetsizler şeytan kavmi dinleseniz
Aşkdan başka sözü eğer söyleseniz
Elinizden iman-İslam gitti olmalı
54
Dertsiz insan insan değil, bunu anlayın
Aşksız insan hayvan cinsi, bunu dinleyin
Gönlünüzde aşk olmasa, bana ağlayın
Ağlayanlara gerçek aşkımı hediye eyledim.
82
Arif âşık öz canını ateşe yakmaz
Dertsizlere çakmağını yakıp çakmaz
Dünya gelip cilve eylese dönüp bakmaz
Aşksız kişi hayvandan beter dostlar
104
Allah der eğer ki kulum neylerse eylesin
Her ne eylese melekler ikram eylesin
Aşksız adam aşk makamını görüp yürüsün
Hakk kudretini ifşa eyleyip yürür olmalı
123
Aşksızları gördüm dostlar şaşkın yürür
Müminim deyip imanları viran yürür
Mahşer günü cemal görmeden sersem yürür
Pir-i kamil nazar eylemeden görse olmaz
115
Meleklerinden aşığı çok ey habersiz
Bir "ahh" eylese alem olur altın ve mücevher
Zâhid, âbid, sâliklerin aşkı beter
Aşksız adem vallahi yolda kalır imiş
3
Her sabah vakti ses geldi kulağıma
Zikr söyle!" dedi, zikrini söyleyip yürüdüm ben işte.
Aşksızları gördüm ise, yolda kaldı;
O sebepten aşk dükkanını kurdum ben işte.
20
Kul Hoca Ahmed, aşksızların işi kötü
Sabaha varsa, Hakk göstermez ona cemal
Arş ve Kürsű, Levh ve Kalem hepsi bizar;
Aşksızlara cehennem kapısını açar dostlar.
102
Gerçek dertliler dertsizliği göze almaz
Zâhid-âbid mesleklerini dile almaz
Fayda görse aşksızlara bakış iliştirmez
Gerçek dertliye deva eyleyip yürür olmalı
108
Gelin toplanın zâkir kullar, zikr söyleyelim;
Zâkirleri Allah şüphesiz sever imiş.
Aşksızların imanı yok ey arkadaşlar;
Cehennem içinde dinmeden devamlı yanar imiş.
86
Aşksızların hem canı yok, hem imanı;
Rasűlullah sözünü dedim, mânâ hani
Nice desem, işitici, bilen hani?
Habersize desem, gönlü katılaşır dostlar.
140
Zâhid olma, âbid olma, âşık ol
Mihnet çekip aşk yolunda sâdık ol
Nefsi tepip dergâhına lâyık ol
Aşksızların hem canı yok, imanı yok.
Divan-ı Hikmet’teki Diğer “Aşk” KullanımlarıDivan-ı Hikmet’te yukarıda verdiğimiz sık kullanımlar yanında “aşk” kelimesi ile birlikte kullanılan bazı deyimleri de -sadece ismen bile olsa- vermek isterim.
Divan-ı Hikmet’te “aşk ışığı” , “aşk incisi”, “aşk dalgıçı”, “aşk rüzgarı”, “aşk hançeri”, “aşk yâdı”, “aşk belâsı”, “aşk darağacı”, “aşk yakarışı” deyimleri sadece birer kez kullanılmış ilginç deyişlerdir.
“Hakk aşkı”, “aşk ehli”, “aşk makamı”, “aşk cevheri”, “aşk dükkanı”, “aşk defteri”, “aşk küpü” ikişer kez kullanılmış deyimlerdir. “Aşk dâvası”, “aşk pazarı”, “aşk şarabı”,”aşk şiddeti” üçer kez ; “aşk bağı”, “aşk sevdası” dörder kez; “aşk kapısı” ise beş kez kullanılmış olan diğer deyimler olarak görülmektedir.
“Aşk Olsun” Ya Hû…--------------------------------------------------------------------------------
DİPNOTLAR:
1. TDK Güncel Türkçe Sözlük:
http://tdk.org.tr/TDKSOZLUK/SOZBUL.ASP2. Prof. Dr. İskender Pala ile ( M. Mehmet Gündem ) : "Aşk imiş her ne var alemde!.." ; ZAMAN Gazetesi, 13.02.2000.
3. Kıta başlarındaki rakamlar, bu makalenin yazarı Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki “aşk” kelimesinin geçtiği hikmetlerin sıra numarasını göstermektedir. ( Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet , Yayına Hazırlayan: Dr. Hayati Bice ; T.Diyanet Vakfı yayınları, 6. Baskı , 2010- Ankara.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=577230 )