yakuti yazdı:
hurrican yazdı:
Kırk erenlerden değilde kırk sahtekarlardan olmadığı ne malum. Bikaç videosunu izledim bana hiç inandırıcı gelmedi. Delil var mı diye sorsam pek bi anlamı yok. şöyle sorayım,
zamanındaki Meşur şeyhlerden bu zatı tasdikleyenler var mı
Aranacak 1. şart; şeri şerife ve sünneti seniyyeye ittibası ve sevenlerini Rasulullah'a ve Allah'a ulaştırmaya gayret etmesidir. Başka bir şart kimse arayamaz ! Allah razı olsun kardeşim. Üstadım Abdullah baba hazretleri, büyük üstadımız çorumlu Hacı Mustafa ANAÇ Efendi Hazretlerinin tavsiyesine uyarak diyar diyar dolaşmıştır.
Çorumlu Mustafa Efendimiz kendisine: Evladım sıhhatim el verse bir teyip alacağım (ses kaydı yapmak için), diyar diyar ümmeti muhammede İslâmı anlatmak için dolaşacağım, biz yapamıyoruz sen dolaş evladım Abdullah, der.
Abdullah Babam bir başına Nevşehirden otobüse biner, İzmire, Antalyaya, İstanbula, Ispartaya giderdi.
Bir üstad düşününki dervişlerinin ayağına gidiyor. Aslında üstad dervişe muhtaç değildir. O zaten Allah'a vasıl olmuş. Derviş Üstada muhtaçtır. Eksik olan derviştir. Üstadsa zaten tamdır.
Dervişleri: Efendim siz böyle gelmeseniz, biz sizin ayağınıza geliriz dediklerinde:
-Evladım ben tek kişiyim, siz ise daha fazlasınız. Ben dolaşıyorum, tek masraf oluyor, derdi.
Sırf insanlara İslâmı, Şeriati, Tarikati anlatabilmek için diyar diyar dolaşmıştır..
Üstadım mürşidi kamil olmadan evvel İstanbul'a Mehmet Zahid KOTKU (ra) hazretlerini ziyarete gider. (ayakkabı alıp sattığı için zaten istanbuldaki toptancılara da gidecektir.) Yolda otobüste iken bir rüya görür. Burdan ötesini de üstadımın ağzından yazıyorum:
Rüyamda;
─Uçağa biniyorum fakat uçak yavaş gidiyordu. Bu esnada uçağın camını delerek uçaktan çıktım. Uçaktan daha hızlı uçmaya başladım. Uçarak Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Mısır, Suriye, Mekke ve Medine’ye gittim. Bu sırada denizin içine daldım. Balıklar Allah’ı zikrediyorlar, ben gittikçe bana yol verip istikbal ediyorlardı. Sudan çıktım, dağlarda, ovalarda, kabristanlarda, kiliselerde zikir yapıp, camilerde vaaz ettim. Bu esnada üzerimde cübbe, başımda sarık vardı. Rüyamın devamında;
Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri:
─Evladım Abdullah, bizi ziyarete gelmeyecek misin? dedi.
Ben de kendisine:
─ Efendim, Peygamber Efendimiz (sav) Hazretleri;
İstanbul’u fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel asker”, diyerek sizi ve askerinizi övdü, methetti. İnşallah, önce sizi ziyaret edeceğim, dedim ve bu şekilde uyandım.
─İstanbul’a iner inmez, Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri’nin Türbesi’ne gittim. Ziyareti yaptıktan sonra, yanıma bir zât yaklaştı:
─Ben, Kemahiye Müftüsü Muhammet Koyunoğlu’yum. Kemahlıyım, sizinle ahiret kardeşi olmak istiyorum, dedi. Bir müddet orada sohbet ettik ve ikimiz beraber, Mehmet Zahit Kotku Hazretleri’nin yanına gittik.
Mehmet Zahit Kotku Hazretleri beni sağına, müftüyü soluna oturtturdu. Bir müddet sohbet ettikten sonra Mehmet Zahit Kotku Hazretleri:
─Bir soracağınız var mı? dedi.
Ben de kendisine, İstanbul’a gelirken otobüste görmüş olduğum rüyayı anlattım.
Mehmet Zahit Kotku Hazretleri:
─Evladım sen Şerif misin? Seyit misin? dedi.
─İkisi de değilim, dedim.
Tekrar sordu:
─Emir Sultanlardan mısın?dedi.
Ben, yine:
─Hayır, Efendim, dedim.
Mehmet Zahit Kotku Hazretleri:
─Senin rüyan sahihadır. Büyük bir irşatçı olacaksın. Rüyanda gördüğün memleketlere gideceksin, defalarca hac ve umre yapacaksın. Ömrün uzun olacak. Sakalın ağaracak, dedi.
─Aman Efendim! Aç tavuk kendini buğday ambarında zannedermiş. Bizim oraları gezmemiz mümkün değildir. Ben evimin maişetini karşılayamıyorum. Kaldı ki buralara gitmek... Yıldızlar ne kadar uzaksa, oralara gitmek bana o kadar uzak. Allah affetsin! Ben ne evliyalık, ne irşatçılık isterim. “İlahi ente maksudi ve rızake matlubi Ya Hazreti Allah.” Allah’ım bana “kulum” desin yeter, dedim.
Mehmet Zahit Kotku Hazretleri;
─Evladım, Allah(cc) külli şeye kadirdir. Bunların hepsi olacak. Sen istesen de istemesen de, Cenab-ı Allah bunları sana nasip edecek. İnşallah bizlere de dua etmeyi unutma, dedi. Bana “Tasavvuf ve Ahlak” isimli üç ciltlik kitap hediye eti.
Mübarek zâtın duasını aldıktan sonra müsaade istedim. İstanbul’da işlerimi halledip tekrar Nevşehir’e döndüm. Bu tarihten sonra kundura alıp satmaya başladım. Mehmet Zahit Kotku Hazretleri de, her bayramda, mübarek gün ve gecelerde kutlama tebrikleri gönderirdi.