42. Sevgilinin yüzü.
Mefulü, Mefa'iliin, Fe'uliin (c.I, 122)
• Gül bahçesine benzeyen, güzel yüzünü gördüm. însanı büyüleyen o yüz, nurun kaynağı, nurun nüru gibi parlaktı.
• 0 yüz, can kıblesi idi, canların secde ettikleri yerdi. 0 yüze bakınca insan, kendini emniyette hissediyor. îfade edilmez manevî zevkler, safalar dııyuyordu.
• Bu hali görünce gönül coştu da; "0 yüze canımı vereyim, o yüze canını kurban olsun, onun uğrunda varlığımı, benliğimi feda edeyim." dedi.
• Can da heyecana kapıldı, sema'a, dönmeğe başladı. 0 hem dönüyor, hem de durmadan ellerini çırpıyordu.
• Akıl ise, oraya geldi. Bu durumu görünce; "Ben bu tali'i, bu yüce mutlu' luğu nasıl anlatayım; nasıl öveyim? Bu güzellikler karşısında ben aciz kalıyorum, bir şey söyleyemeyeceğim, susacağım." dedi.
• Sevgilinin yüzünün gül bahçesinden gelen koku, ihtiyarlıktan beli ikiye bükülmüş her boyu, selvi boylu yapıyordu. •Aşk çok güçlüdür, her şeyi değiştirir, Ermeni'yi bile Türk yapıverir.
• Ey can; sen güzelliğin tesiri ile, canlar canına ulaştın, ey beden; sen de eridin, yok oldun, bedenlikten çıktın can oldun...bütün güzelleri, güzellikleri yaratan büyük yaratıcıyı, o eşsiz, benzersiz, tek olan azîz varlığı bulmak istiyorsan gönül evine gir, gönülde oturmayı adet edin; çünkü o göklere, yerlere sığmadı, geldi gönle girdi.
• Güzellerden, güzelliklerden duyulan manevî zevki, gönülde ara, dışarıda arama. Şunu bil ki, o lezzetli ölümsüzlük şarabını da, ancak gönül evinde inzivaya çekilmiş kişiye sunarlar. • Sus, susma zevkine var, susma hünerini elde et, edebiyat yapma, hünerlerle dolu lafları bırak!
• Bırak da, imanını, inancını gönlünde sakla! Çünkü gönül, aynı zamanda iman yurdudur.
|