Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: 011- HÛD SÛRESİ (001-123. Âyetler -İndirilişi-)
MesajGönderilme zamanı: 02.01.09, 17:23 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
011- HÛD SÛRESİ (001-123. Âyetler -İndirilişi-)

İbn Abbâs ve Abdullah ibmı'z-Zubeyr'den surenin istisnasız tamamının Mekke'de, Hıcr ve Zâriyât surelerinden önce nazil olduğu rivayet edilmektedir.

İbn Abbâs'tan rivayete göre Hûd ve Hıcr arasında bir sure, Hıcr ile Zâriyat arasında ise 13 sure nazil olmuştur.[1] Cumhurun görüşü de Sûrenin tamamının mekkî olduğudur..

Ama bunun yanında 12, 17 ve 114 üncü âyetlerinin Medine-i Münevvere'de nazil olduğu da söylenmiştir. Bu, Mukatil'in kavlidir.[2] Özellikle 114. âyetinin Medine'de Ebu'l-Yeser hakkında nazil olduğuna dair sahih rivayetler de bulunmaktadır.[3]

İbn Atıyye bu surenin, Yûnus Sûresinden sonra nazil olduğunu söylemiştir.[4]


**

5. Dikkat edin, onlar, Peygamber'den kendilerini gizlemek için iki büklüm olurlar. Elbiselerine büründükleri zaman da dikkat edin. Allah, onların gizlediklerim ve açığa vurduklarını bilir. Hiç kuşkusuz O, göğüslerdekini Alîm' dir.

Bu âyet-i kerimenin nüzul sebebinde birbirinden farklı bir kaç rivayet vardır:

l. Bu âyet-i kerime, hoş görünüşlii, tatlı sözlü, Rasûlullah (sa) ile karşılaştığında onun sevdiği şekilde davranıp kalbinde ona karşı (ondan hoşlanmadığı) duygular saklıyan el-Ahnes ibn Şerîk hakkında nazil olmuştur. Bunu Kelbî şöyle ifade etmektedir: Ahnes ibn Şerîk, Hz. Peygamber (sa) ile oturduğu zamanlarda onu sevindirecek şeyler yapar, izhar eder ve fakat kalbinde, gösterdiğinin aksine duygular saklardı. İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.[5]

2. Hz. Peygamber (sa) ile karşılaştıklarında onunla karşılaşmaktan hoşlanmadıkları için eğilip bükülerek gizlenmeye çalışan, ona arkalarını dönüp elbiseleriyle yüzlerini kapatan ve bu yaptıklarından Hz. Peygamber (sa)'in haberi olmadığını sanan bazı kâfirler hakkında nazil olduğunu Ebu Hayyân tefsirinde zikretmektedir.[6]

3. İbn Cerîr'in Abdullah ibn Şeddâd'dan rivayetine göre ise Hz. Peygamber (sa)Me karşılaştığı zaman Allah'ın Rasûlü (sa) kendisini görmesin diye gizlenmeye veya eğilip bükülerek yüzünü kapatmaya çalkan münafıklar hakkında nazii olmuştur[7] ki buna göre bu âyet-i kerime de Medine'de nazil olmuş gibi görünmekte ise de Mekke'de iken, ilerde vukubulacak münafıkça davranışları önceden haber verme kabilinden olması mümkündür. Öte yandan Aûsî'nin özellikle belirttiği gibi, burada zikredilen münafıklığın Medine'de ortaya çıkan münafıklık olması yanında, münafıkların davranışına benzer şekilde müslümanlara karşı müdârât ile davranan, ne onlarla, ne de müşriklerle aralarını bozmamaya çalışan bazı kureyşlilerin bu kabilden davranışları üzerine Mekke'de nazil olmuş olması da ihtimal dahilindedir.[8]

4. Buhârî'nin Muhammed ibn Abbâd ibn Cafer'den rivayetine göre o, İbn Abbâs'ı bu âyet-i kerimeyi okurken işitip bu âyettekilerle kimin kastedildiğini sormuş da İbn Abbâs şöyle demiş: Onlar bir takım insanlardı ki helaya gittiklerinde edeb yerlerinin (göğe doğru) açılmasından, kadınlarıyla cinsel ilişkide bulunurken edeb yerlerinin açılmasından utanırlardı. İşte bu âyet onlar hakkında nazil oldu.[9]

5. Zeccâc'ın kaydettiğine göre müşriklerden bir grup: "Muhammed'e düşmanlık üzere kapılarımızı kapatıp örtülerimizi sahversek, elbiselerimize bürünsek ve göğüslerimizi büküp gizlensek Muhammed bizim kendisine düşman olduğumuzu nereden bilecek!?" demişler de Allah Tealâ onların gizledikleri bu düşmanlıklarını haber vermek üzere bu âyet-i kerimeyi indirmiştir.[10]



8. Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteliyecek olsak mutlaka "Bunu alıkoyan da ne?" derler. Dikkat edip uyanık olun, o geldiği gün onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları kuşatıp mahvedecektir,

İbnu'l-Munzir ve İbn Ebî Hatim'in Katâde'den rivayetlerinde o şöyle demiştir: "İnsanlara, hesaba çekilmeleri vakti yaklaştı..." (Enbiyâ, 21/1) âyet-i kerimesi nazil olunca insanlar günahlardan çekinmeye başladılar. Bir kısmı biraz çekindi, ama çok geçmeden daha önce yapmakta oldukları kötü amellere tekrar döndüler. Bunun üzerine Allah Tealâ: "Allah'ın emri geldi, binaenaleyh onun acele gelmesini istemeyin..." (Nahl, 16/1) âyet-i kerimesini indirdi. Dalâlet ehlinden bazı kimseler: "İşte Allah'ın emri bu, nihayet geldi." deyip kötü amelleri bıraktılar. Ama onlardan bir kısmı yine çok geçmeden kötü ameller işlemeye döndüler de bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.[11]



9. Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra onu geri alırsak andolsun ki o. pe£ ümitsiz, pek nankör olur.

lO. Şayet başına gelen bir sıkıntıdan sonra ona bir nimet tattırırsak "Kötülükler başımdan gitti. " der, şımarır ve öğünür.

İbn Abbâs'tan rivayete göre el-Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olmuştur. Abdullah ibn Ebî Ümeyye el-Mahzûmî hakkında indiği de söylenmiştir.[12]



12. Belki de sen. "Ona bir hazine indirilmeli. " veya "Yanında bir melek gelmeli değil miydi? " demelerinden ötürü sana vahyolunanların bir kısmını terkedecek olursun. Sen ancak bir uyarıcısın ve Allah herşeye Vekildir.

Bu âyet-i kerime. Mekke müşrikleri Hz. Peygamber (sa)'e: "Eğer gerçekten Allah'ın elçisi isen bizim için Mekke dağlarını altına çevir, ya da bize senin peygamberliğine şehadet edecek melekler getir." demeleri üzerine nazil olmuştur. İbn Abbâs'tan gelen rivayette müşriklerin bu tekliflerine karşı Hz. Peygamber (sa): "Hayır, ben bunu yapamam, benim buna gücüm yetmez." demiş de bunun üzerine bu âyet-i kerime inmiştir.[13]

Mekke müşriklerinin "Ona bir hazine indirilmeli, veya yanında bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri üzerine Hz. Peygamber (sa)'in, belki kendisine tabî olurlar umuduyla müşriklerin putlarını kötülemeyi (onlara sövmeyi) bırakmaya niyyetlendiği ve işte Hz. Peygamber (sa)'in bu niyyeti üzerine bu âyet-i kertmenin nazil olduğu da söylenmiştir (Kurtubî. age. ix.ıo). Bu, Mukâtil'in kavlidir.[14]

Bir rivayete göre bu âyet-i kerime de bu surenin 9 ve 10. âyetleri gibi, Abdullah ibn Ümeyye el-Mahzûmî hakkında nazil olan âyetlerdendir.[15]



15. Kim dünya hayatını ve onun süsünü isterse onlara amellerinin karşılığını burada tastamam öderiz. Onlar bu hususta hiçbir zarara da uğratılmazlar.

16. Onlar öyle kimselerdir ki âhirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri ameller boşa gitmiştir. Yapageldikleri de zaten bâtıldır.

Enes ibn Mâlik bu âyet-i kerimelerin yahudi ve hristiyanlar hakkında nazil olduğunu söylerken Mücâhid ve başkaları da riyakârlar hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir.[16]



17. Rabbmdan açık bir delil üzerinde bulunan, ardınca da Rabbı tarafından şâhid gelen, ondan önce de Musa 'nın imam ve rahmet olan kitabını tasdik eden kimse başkaları gibi midir?...

Hz. Ali, "Kureyş'ten hiç kimse yoktur ki hakkında bir veya iki âyet inmiş olmasın." demişti. Bir adam: "Peki, sen; senin hakkında hangi âyet nazil oldu?" diye sordu da Hz. Ali: "Hûd Süresindeki "Rabbmdan açık bir delil üzerinde bulunan, ardınca da Rabbı tarafından şâhid gelen..." âyetini okumuyor musun?" diye cevap verdi (Taberî, age. xn,ii). Ancak Taberî bu kavli değil, "Ardınca da Rabbı tarafından şâhid gelen, ondan önce de Musa'nın imam ve rahmet olan kitabını tasdik eden kimse" kavli ile Hz. Ali'nin veya Hz. Peygamber (sa)'in değil de Cibrîl'in kastedildiğini söyleyen görüşü tercih etmiştir.[17]



114. Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler, kötülükleri giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.

1. Abdullah ibn Mes*ûd"dan rivayette c şöyle anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber (sa)'e geldi ve: "Ey Allah*in elçisi, şehrin uzak bir yerinde bir kadın gördüm, onunla cima etme dışında bir erkeğin bir kadına yapabileceği her şeyi yaptım. (Ama pişman oldum) ve işte huzurundayım. benim hakkımda vereceğin hükme razıyım; benim hakkımda dilediğin hükmü ver." dedi. Ömer, adama: "Şu yaptığını gizlemiş olsaydın Allah da senin için bunu örter gizlerdi." derken Hz. Peygamber adama cevap vermedi. Adam Efendimiz (sa)'in huzurundan ayrılıp giderken Allah'ın Rasûlü (sa) arkasından birisini gönderip geri çağırdı ve ona (o sırada nazil olan) "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler, kötülükleri giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür." âyet-i kerimesini okudu. Orada bulunanlardan birisi: "Ey Allah'ın elçisi, bu, sadece ona mı mahsus?" diye sordu da Efendimiz: "Hayır, aksine bütün İnsanlar için." buyurdular.[18]

İbn Mes'ûd'dan gelen başka bir rivayette bu adamın kadını sadece öptüğü, ondan haram bir öpücük aldığı ve Rasûlullah (sa)'a bunun keffâretini sorduğu, bu yaptığı hakkında âyet inmesi üzerine bu inen âyetin hükmünün sadece kendisi hakkında mı yoksa genel mi olduğunu sorduğu; Efendimiz (sa)'in de: "Sen ve ümmetimden bununla amel eden herkes hakkında" cevabını verdiği belirtilmektedir.[19]

Ebu Davud et-Tayâlisî'nin... Abdullah ibn Mes'ûd'dan rivayetinde o şöyle anlatmıştır: Bir adam Hz. Peygamber (sa)'e geldi ve: "Ey Allah'ın elçisi bir kadınla, cinsel ilişkiye girme dışında herşeyi yaptım (işte geldim, bana ne yapman gerekiyorsa yap)."" dedi. Efendimiz cevap vermedi de hemen akabinde "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl..." âyeti nazil oldu. Sahabeden biri: "Ey Allah'ın Rasûlü, sadece ona mı mahsus yoksa herkese mi?" diye sordu da Efendimiz: "Aksine bütün insanlara." buyurdu.[20]

Ahmed ibn Hanbel'in Müsned'indeki rivayetinde adamın kadını bir bostan (bahçe)de yakaladığı ve yaptıklarını orada yaptığı, Hz. Ömer'in "Gizleseydi Allah da onun bu ayıbını örter, gizlerdi." dediği ve inzal kaydı olmaksızın Hz. Peygamber (sa)'in o adama bu âyeti okuduğu, "Ey Allah'ın Rasûlü, sadece ona mı mahsus yoksa herkese mi?" diye soranın Muâz ibn Cebel[21], Taberî'de ve Musned'deki başka bir rivayette de soranın Hz. Ömer[22] olduğu zikredilmektedir.

2. Yine Tirmizî'nin kendi isnadıyla Ebu'1-Yüsr[23] Ka'b ibn Amr'dan rivayetinde o şöyle anlatıyor: Bana bir kadın geldi. Hurma satın almak istiyordu. "Evde bunlardan daha iyi hurmalar var. (Gel, onlardan vereyim." dedim. Benimle birlikte eve girdi, ona doğru eğildim, onu öptüm. (Sonra yaptığımdan pişman olup) Ebu Bekr'e geldim ve yaptığımı ona anlattım. "Bunu kendine sakla, kimseye anlatıp ifşa etme ve yaptığından da tevbe et." dedi. Ancak bu sırrımı saklamaya tahammül edemedim, Rasûlullah (sa)'a geldim ve ona da yaptığımı anlattım. "Allah yolunda gazaya çıkan bir gazinin arkasından hanımına bunu yaptın ha!?" buyurdu. Ravi der ki: Ebu'1-Yüsr, bu yaptığı sebebiyle cehennemliklerden olduğu zannına kapılmış ve daha önce değil de o saatte müslüman olmuş olmayı bile temenni etmiş. Allah'ın Rasûlü (sa) başını uzun süre yere eğerek susmuşlar, nihayet Allah Tealâ "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler, kötülükleri giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür." âyet-i kerimesini vahyetmiş. Ebu'1-Yüsr kendisi şöyle devam ediyor: Rasûl-i Ekrem'in yanına geldim, bu âyet-i kerimeyi bana okudu. Ashabı: "Ey Allah'ın elçisi, bu sadece ona mı mahsus, yoksa bütün insanlar hakkında genel mi?" diye sordular da O: "Aksine bütün insanlar içindir." buyurdular. Tirmizî hadisin hasen sahih olduğunu da kaydetmektedir.[24]

Tirmizî'deki Ebu'1-Yüsr rivayeti İbnu'l-Esîr'in Usdu'1-Gâbe'sinde Amr ibn Gaziyye el-Ansârî hakkındadır. Şöyle ki: Ebu Salih'in İbn Abbâs'tan rivayetine göre "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl..." âyet-i kerimesi Ansâr'dan hurma tüccarı Amr ibn Gaziyye ibn Amr hakkında nazil olmuştur. Ondan hurma satın almak üzere bir kadın gelmişti. Kadından çok hoşlanan Amr: "Evde bundan daha iyi bir hurma var, benimle beraber gel, sana ondan vereyim." dedi. Kadın onunla eve geldi, eve girince de kadının üzerine atlayıp onunla cima etme dışında bir erkeğin bir kadına yapabileceği her şeyi yapıp şehvetini tatmin etti. Peşinden de yaptığına pişman olarak gusletti ve Hz. Peygamber (sa)'e geldi, durumunu sordu. Hz. Peygamber (sa): "Sana ne cevap vereceğimi bilmiyorum." dedi. O sırada ikindi namazı vakti olmuştu. Allah'ın Rasûlü (sa) kalkıp ikindi namazını kıldırdı. Namazı bitirince Cibril indi, onun tevbesini getirdi ve: "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl..." dedi.[25]

3. Atâ'dan "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler, kötülükleri giderir." âyet-i kerimesi hakkında rivayete göre bir kadın, un satın almak üzere bir adamın yanına (dükkânına ya da evine) girmiş. O da tutup kadını öpmüş. Ama öptükten sonra da elleri yanına düşmüş, yaptığına pişman olmuş. Gelmiş Hz. Ömer'e durumunu sormuş. Ömer: "Sakın o kadın, Allah yolunda gazaya giden bir gazinin kadını olmasın?" demiş. Adam: "Evet, fiilen o bir gazinin kadını." diye cevap vermiş. Ömer bir şey dememiş, birlikte Hz. Ebu Bekr'e varmışlar, o da Ömer'in dediği gibi demiş ve bu sefer üçü birlikte Hz. Peygamber (sa)'e gelmişler ve durumu anlatmışlar. Allah'ın Rasûlü (sa) de Ömer ve Ebu Bekr'in söylediklerini söylemiş ve susup bir cevap vermemiş ve bunun üzerine Allah Tealâ "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler, kötülükleri giderir..." âyet-i kerimesini indirmiş.[26]

Yezîd ibn Rûmân'dan gelen rivayette bu adamın Ğunm oğullarından olduğu, kadını öpmesine ek olarak eliyle de tacizde bulunduğu[27], İbn Abbâs'tan gelen bir rivayette de adamın kadını evinin içinde daha küçük bir odaya sokarak orada cinsel temas dışında ona herşeyi yaptığı, hakkında bu âyetin inmesi üzerine adamın: "Bu sadece bana mı yoksa bütün insanlara mı?" sorusuna Hz. Peygamber (sa)'den önce davranıp Hz. Ömer'in: "Gözün aydın olmasın be adam, elbette sadece sana değil, bütün insanlara." dediği ve Efendimiz (sa)'in de: "Ömer doğru söyledi." buyurduğu[28];

Yine İbn Abbâs'tan gelen başka bir rivayette adamın kadını: "Yazıklar olsun sana, ben, Allah yolunda gazaya giden bir gazinin arkasında bıraktığı eşiyim." demesi üzerine bıraktığı ve yaptıklarına pişman olduğu[29] ayrıntıları bulunmaktadır.

Bu âyet-i kerimenin nüzulüne sebep olan şahabının, biraz önce geçen Ebu'l-Yeser Ka'b ibn Amr ya da Amr ibn Gaziyye el-Ansârî olduğu rivayetleri yanında Ebu Nüfeyl Amir ibn Kays el-Ansârî olduğu rivayeti de vardır.[30]

Bütün bu rivayetler âyet-i kerimenin Medine-i Münevvere'de nazil olduğu anlamına gelmektedir. Ancak bunların yanında namaz vakitlerine işarette bulunduğu, bir çeşit namaz kılınacak vakitleri bildirdiği için İbn Kesîr, beş vakit namaz mi'râcda farz kılınmadan önce Mekke'de nazil olmuş olabileceğini, bu ihtimali de gözden uzak tutmamak gerektiğini kaydetmiştir (ibn Kesîr, age. rv,284j Ancak Medine'de inmiş olduğuna dair rivayetler sahih olup İbn Kesîr'in ifadesi bir tahminden öteye geçmemektedir. Kaldı ki âyette ifade edilen namazların farz namazlar olması da gerekmemektedir.[31]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Alusi, Rûhui-Maânî, xn,97
[2] ibnui-Cevzî, age iv,72.
[3] Alusi, age. xi,202.
[4] Alûsî, age, XII,20.
[5] Vahidî, age. s. 186.
[6] Alusi, age. xi,209.
[7] Alûsî, age. XI,210.
[8] Alusi, age. Xl,210.
[9] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 11/1.
[10] İbnu'l-Cevzî, age. IV,76-77.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/501-502.
[11] Alusi, age. XII, 14.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/502.
[12] Kurtubî. age. IX.9: Alûsî, age. XII, 16.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/503.
[13] Alusi, age xıı,i9:20.
[14] İbnu"l-Cevzî: age. IV.82.
[15] Alusi, age XI1,2O.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/503.
[16] ibn Kesir, age. rv,244.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/504.
[17] Taberî, age. xiı,i2.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/504.
[18] Müslim. Tevbe. 42. Ebu Davud, Hudûd, 3), hadis no: 4468; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 11/4. hadis no: 3112, 3113. Ayrıca bak: İbn Mâce, Salât, 193, hadis no: 1398; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,406.
[19] Buhârî. Tefsîru'l-Kur'ân, 11/6; Mevâkît, 45; Müslim, Tevbe, 39-40; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 11/6. hadis no: 3114: İbn Mâce, Zühd, 30, hadis no: 4254; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,385-386, 430.
[20] Ahmed Abdurrahman el-Bennâ, Minhatu'l-Ma'bûd fî Tertibi Musnedi't-Tayâlisî Ebî Dâvûd, 11,20.
[21] Müslim, Tevbe, 43; Müsned, 1,449.
[22] Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,445; Taberî, age. XH,80.
[23] veya Ebu'1-Yeser, bak: îbnui-Esîr, usdui-Ğâbe, rv.484.
[24] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 11/7, hadis no: 3115.
[25] ibnu't-Esîr, Usdui-Ğâbe, rv,260.
[26] Taberî, age. xn,83.
[27] Taberî, age. xn,83.
[28] Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,245.
[29] Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,269-270.
[30] ibn Kesir, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, IV,287.
[31] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/505-507.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye