107. Kendilerine hainlik edenlerden yana uğraşmaya kalkma. Allah, hainlikte direnen suçluyu sevmez.
108. Allah'ın razı olmadığı sözü gece kurarlarken, onu, insanlardan gizliyorlar da kendileriyle beraber olan Allah'dan gizlemiyorlar. Allah işlediklerinin hepsini bilmektedir.
109. İşte siz dünya hayatında onları savunuyorsunuz ama, kıyamet günü onları Allah'a karşı kim savunacak? Veya onların vekaletini kim üzerine alacaktır?
110. Kim kötülük işler veya kendine yazık eder de sonra Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah'ı mağfiret ve merhamet sahibi olarak bulur.
111. Kim günah işlerse bunu ancak kendi aleyhine yapmış olur. Allah bilendir, Hakim'dir.
112. Kim yanılır veya suç işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, şüphesiz iftira etmiş, apaçık bir günah yüklenmiş olur.
113. Eğer sana Allah'ın bol nimeti ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir takımı seni sapıtmağa çalışırdı. Halbuki onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar, sana da bir zarar vermezler. Allah sana Kitap ve hikmet indirmiş, sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın sana olan nimeti ne büyüktür.
114. Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli toplantılarının çoğunda hayır yoktur. Bunları, Allah'ın rızasını kazanmak için yapana büyük ecir vereceğiz.
115. Doğru yol kendisine apaçık belli olduktan sonra, Peygamberden ayrılıp, inananların yolundan başkasına uyan kimseyi, döndüğü yöne döndürür ve onu cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!
116. Allah, kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse derin bir sapıklığa sapmış olur."
Bu âyetlerin hepsi birtek kıssa hakkında indirilmiştir.
1- Ensar'dan, Zafer b. Haris Oğulları'ndan Tu'me b. Ubeyrık isminde bir adam, Katade b. Numan ismindeki komşusunun bir zırhını çalmıştı. Zırh, içerisinde un bulunan bir dağarcığın içinde bulunuyordu. Un dağarcıkta bulunan bir yırtıktan dökülüp saçılmağa başlamıştı. Böylece yolda un izleri görünüyor ve bu izler eve varıncaya kadar devam ediyordu. Sonra Tu'me o zırhı, Yahudiler'den Zeyd b. Semin denilen bir adamın yanında sakladı. Zırh, Tu'me'nin yanında arandı fakat orada bulunamadı ve Tu'me, zırhı almadığına, onun hakkında hiçbir bilgisi olmadığına dair, arayanlara yemin etti. Bunun üzerine zırhın sahipleri dediler ki:
"Hayır, vallahi o, bize geceleyin gelip zırhı öyle aldı. İzini sürdük. İz, onun evine girinceye kadar devam etmiş. Böylece onun izini gördük." Tu'me yemin edince onu bırakıp onun izini takib ettiler ve sonunda Yahudi'nin evine vardılar da onu ele geçirdiler. Yahudi:
"Onu bana Tu'me b. Ubeyrık verdi" dedi ve bu hususta Yahudiler'den bir grup insan onun lehinde şahidlik yaptılar. Bunun üzerine Tu'me'nin Kabilesi olan Zafer Oğulları:
"Rasulullah (s.a.v.)'a gidelim" dediler. Rasulullah (s.a.v.)'a gidip bu hususta konuştular ve kendisinden, arkadaşları Tu'me'yi savunmasını isteyip dediler ki:
"Ey Allah'ın Rasulü, eğer bunu yapmazsanız, arkadaşımız mahvolacak, rezil rüsvay olacak, yahudi ise böylece aklanmış olacak." Rasulullah (s.a.v.) bunun üzerine -kendisi de onlarla beraber buna istekli olarak bunu yapmayı ve yahudiyi cezalandırmayı kurmuştu ki Allah Teala bu âyetlerin hepsini indirdi.
Bu, müfessirlerden bir cemaatin sözüdür."[167]
Tu'me, Mekke'ye kaçarak mürted oldu. Mekke'de hırsızlık yapmak için bir evin duvarını deldiği sırada duvar üzerie yıkılarak onu öldürdü.[168]
Tu'me b. Übeyrik hırsızlık edip de Rasulullah (s.a.v.), elinin kesilmesine hükmedince Mekke'ye kaçarak İslamdan döndü. Bunun üzerine Yüce Allah: Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim peygambere karşı çıkarsa., âyetini indirdi.[169]
2- Katâde Ibni Numan'dan Tirmizî Hâkim ve başkaları rivayet etti.
Katâde (r.a.);
-Beyt ehli Bizden idi. Onlara Benî Ubeyrık, Bişr, Beşîr ve Mübeşşir denirdi. Beşir, münafık biri idi. Şiir söyler, Rasûlııllah'ın ashabını hicveder, sonra söylediklerini Araplardan Bâzısına havale eder ve:
-Falan şöyle söyledi, derdi. Onlar, câhiliyyet ve İslâmda haccın ve vifakânın ehli beyti idiler. İnsanların Medine'de yemeği, hurma ve arpa idi. Amcam Rifâa Dermek'ten ticari yük satın aldı, onu meşrebeye (içecek kabına) koydu. Onun içinde Rifâa'ya ait silah vardı (zırh, ve kılıç) eşyanın konulduğu meşrebenin altındanan hırsızlık yapıldı. Meşrebe delindi yemek ve silahlar alındı. Sabah olunca, amcam Rifâa bana geldi ve:
-Ey Kardeşimin oğlu, bu gece eşyalarımız çalındı, meşrebemiz delindi, yemek ve silahımız gitti, dedi. Biz evi araştırdık, bazılarına sorduk. Bize:
-Biz bu gece Üseyrik'ı gördük, ateş yaktı. Gördüğümüz şeyde sizin yemeklerinizden bâzısı idi, denildi. Benî Übeyrik, evde biz sorarken:
-Vallahi biz, sizin arkadaşınızı görmedik. Sadece Lebîd İbni Sehl’i gördük.. O, bizden biridir, o salâh ve İslâm üzeredir, dedi. Lebîd bunu duyunca, kılıcını çekti ve:
-Ben çalmadım. Vallahi bu kılıca sizi karıştırırım veya bu hırsızlık açıklanır, dedi. Onlar:
-Sen haklısın ey kişi, sen onun arkadaşı değilsin. Biz evde sorduk onların arkadaşı olduğundan şüphe etmiyoruz dediler. Amcam bana:,
-Ey kardeşimin oğlu keşke sen Rasülullah'a gitsen de Rasûlullah'a bunları anlatsan, dedi. Ben Rasûlullah'a geldim ve:
-Bizden ehli beyt, cefâ ehli oldu. Amcama zulüm yaptılar. Onun meşrebesini deldiler, silah ve yemeğini aldılar. Silahlan bize versinler, yemeğe bizim ihtiyacımız yok, dedim. Rasûlullah:
-Buna bakarım, buyurdu.-Übeyrik bunu işitince, onlardan biri ki, ona Üseyr îbni Urve (r.a.): denirdi. Bu mevzuda ona konuştu, dar ehlinden insanlar toplandı ve onun hakkında:
-Ey Allah'ın Rasülü, Katâde İbni Numan ve amcası bizden ehli beyt, ehli İslam ve ehli salâh olanlara zulmediyorlar, delil ve kanıt olmadan hırsızlıkla itham ediyorlar, dediler. Katâde (r.a.):
-Ben Rasûlullah'a geldim. Aleyhisselâm bana:
-Sen, ehli beyte zulmettin, buyurdu ve onların İslâm ve salâhını anlattı. Delilsiz ve isbatsız onlara hırsızlık iftirası atıyorsun, buyurdu. Ben döndüm. Amcama durumu haber verdim. Amcam:
-Allah yardımcımızdır, dedi. Fazla durulmadı. Nisa: 4/105-113 ayetleri indi.
Benî Übeyrık'ın Katâde için söylediği şeyden dolayı“Allah'tan mağfiret dile.” Kur'an inince, silah Rasûlullah'a getirildi. Rasûlullah onu Rifaa'ya iade etti. Beşîr müşriklere katıldı ve Sülâfe İbni Sa'd'in yanına indi. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/115-116 ayetlyerini indirdi, dedi.
Hâkim: -Müslimin şartı üzerine sahihtir, dedi. [170]
3- İbnu Sa'd Tabakat’ında, senedi ile Mahmut İbni Lebîd'den anlattı. Mahmut îbni Lebîd:
-Beşîr İbni Haris, Katâde İbni Numan'ın amcası Rifâa İbni Zeyd'in malını çaldı. Onun meşrebesini üzerinden deldi. Ona ait yemekleri, iki zırhı edatları ile aldı. Katâde Nebî Aleyhisselâm'a geldi ve bunu haber verdi. Aleyhisselâm, Beşîr'i çağırdı ve ondan sordu. Beşîr inkar etti ve bunu dar ehlinden biri olan Lebîd îbni Sehl'e - ki hasep ve nesep sahibidir- iftira etti. Beşîr'in yalanlanmasından, Lebîd 'in berâeti için Kur'an indi, dedi.
Kur'an inince bu Beşîr'e ağır geldi. Mürted olarak Mekke'den kaçtı. Sülâfe İbni Sa'd'in yanına indi. Nebî ve Müslümanlar hakkında şüphe uyandırmaya çalışırdı.. Bunun hakkında Nisa: 4/115 âyeti indi. Hassan îbni Sabit onu dönünceye kadar hicvetti. Bu hicretin dördüncü senesi Rebi ayında oldu. [171]
123. "Bu, sizin kuruntularınıza ve Kitap ehlinin kuruntularına göre değildir. Kim fenalık yaparsa cezasını görür, kendisine Allah'tan başka ne dost ve ne de yardımcı bulur."
1- Ebû Bekr-i Temimi, Ebû Muhammed Hayyan'dan, o Ebû Yahya'dan, o Sehl'den, o Ali b. Müshir'den, o İsmail b. Ebû Halid'den, o da Ebû Salih'ten bize şunu rivayet etti:
"Ehl-i Kitab -Tevrat ehli olan Yahudilerle, İncil ehli olan Hıristiyanlar- vesair ehl-i din olanlar oturmuşlar, herbir grup, karşı taraftan olan arkadaşına: "Biz, sizden daha hayırlıyız" diye iddia ediyorlardı. Bu âyet işte bu sebepten dolayı indi."[172]
2- Mesruk ve Katade de şunu dediler: "Müslümanîar ile Ehl-i Kitab aralarında münakaşa edip birbirlerine karşı delil getirmişler, Ehl-i Kitab:
"Biz, sizden daha doğru bir yol üzere bulunuyoruz. Allah'a da sizden daha yakınız. Zira bizim peygamberimiz, sizin peygamberinizden, kitabımız da sizin kitabınızdan öncedir. Dolayısıyla da biz, Allah'a sizden daha yakınız" demişler; Müslümanîar ise:
"Biz sizden daha çok hidâyet üzereyiz ve Allah'a daha yakınız. Zira bizim peygamberimiz, peygamberlerin sonuncusudur, kitabımız da kendisinden önceki kitaplara hükmetmektedir" demişlerdi. Bu yüzden Allah Teala bu âyeti indirdi. Sonra Allah (c.c.) müsîümanların hüccetini, Ehl-i Din'den kendileriyle hasımlaşanlann hüccetine şu âyetlerle üstün kildı: "Erkek veya kadın, mümin olarak, kim yararlı işler işlerse, işte onlar cennete girerler, kendilerine zerre kadar zulmedilmez. İyilik yaparak kendisini Allah'a teslim edip, hakka yönelen İbrahim'in dinine uyandan, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah İbrahim'i dost edinmişti." (Nisa: 4/124-125)[173]
3- İbnu Abbas'tan (r.a.) İbnu Ebî Hatim anlattı. İbnu Abbas (r.a.):
-Yahudi ve Hıristiyanlar:
-Bizden başkası cennete giremez, dediler. Kureyş:
-Biz Baas olunmayız, dediler. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/123 âyetini indirdi, dedi.
Mesrûk'tan İbnu Cerîr anlattı, Mesrûk:
-Hıristiyanlarla İslam ehli tefâhür ediştiler. Hıristiyanlar:
-Biz sizden üstünüz, dediler. Müslümanlar:
-Biz sizden üstünüz, dediler. Allahü Teâlâ Nisa: 4/123 âyetini indirdi, dedi. [174]
4- Bunun benzerini Katâde, Dahhak, Süddî ve Ebu Salih'ten anlattı. Onların lafızları:
-Dinler ehli birbirleri ile müfâharet ettiler. Bir lafızda. Yahudilerden bir takım, Hıristiyanlardan bir takım, Müslümanlardan bir takım insanlar oturdu. Bunlardan biri:
-Biz sizden üstünüz, dedi. Diğerleri:
-Biz sizden üstünüz, dediler. Nisa: 4/123 âyeti indi, dedi. [175]
3- Yine Mesrûk'tan anlattı. Mesrûk:
Nisa: 4/123 ayeti inince Ehli kitap siz ve biz müsaviyiz, dediler. Nisa: 4/124 âyeti indi, dedi. [176]
125. "İyilik yaparak kendisini Allah'a teslim edip, hakka yönelen İbrahim'in dinine uyandan, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah İbrahim'i dost edinmişti."
Allah'ın İbrahim'i dost edinmesinde alimler ihtilafa düştüler.
1- Ebû Said en-Nadravî, Ebu'l-Hasan Muhammed b. Hüseyn es-Serrac'dan, o Muhammed b. Abdillah el-Hadremî'den, o Musa b. İbrahim Mervezî'den, o İbn Lehia'dan, o Ebû Kabil'den, o Abdullah'tan, o da Ömer'den bize haber verdiğine göre Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Ey Cebrail, Allah İbrahim'i ne sebepten dolayı dost edindi?" Cebrail (a.s.) de:
"Yemek yedirdiği için ey Muhammed" cevabını verdi.[177]
2- Abdullah b. Abdirrahman b. Ebza da şöyle dedi:
"İbrahim (a.s.) ansızın evine girdi de ölüm meleğini, tanıyamadığı bir genç suretinde gördü. İbrahim (a.s.) ona:
"Kimin müsaadesiyle içeri girdin?" dedi. Ölüm meleği de:
"Evin sahibinin müsaadesiyle" dedi. İbrahim (a.s.) derhal onu tanıdı. Ölüm meleği İbrahim (a.s.)'e dedi ki;
"Senin Rabbin, kullarının içinden bir dost edindi." İbrahim (a.s.):
"Bu kim?" dedi. Ölüm meleği:
"Onu ne yapacaksın?" dedi. İbrahim (a.s.) dedi ki:
"Ölünceye kadar ona hizmetçi olacağım." Melek:
"İşte o, sensin" dedi."[178]
3- Kelbî, Ebû Salih ve İbn Abbas tarikinden rivayet ederek dedi ki: "İnsanlara sıkıntı çektikleri bir kıtlık senesi gelip çattı da yemek istemek üzere İbrahim (a.s:)'in kapısına toplandılar. İbrahim (a.s.)'in Mısır'da bulunan bir dostundan herbir senenin meşakkati için yedek yiyecek gelirdi. İbrahim (a.s.), bu yiyeceği kendisinden istemek üzere kölelerini deve ile Mısır'daki dostuna gönderdi. Dostu dedi ki:
"Şayet İbrahim, bunu sadece kendisi için istemiş olsaydı, bunu onun için yüklerdik. Zira, insanların başına gelen sıkıntı bizim başımıza da geldi." Bunun üzerine İbrahim (a.s.)'in elçileri geri döndüler. Bathâ Vadisi'ne uğradılar ve dediler ki: "Şu Bathâ Vadisi'nden deveyi yüklersek, insanlar yiyecek getirdiğimizi zannederler. Biz, devemizi boş olarak onlara varmamızdan gerçekten haya ederiz." bunu müteakiben çuvallara kum doldurdular. Sonra bunlar, İbrahim (a.s.)'e geldiler. O esnada hanımı Sâre uyuyordu. Durumu kendisine bildirdiler. İbrahim (a.s.), insanların bulunduğu yere gitmeye niyetlendi, fakat gözleri ağırlaşıp uyudu. Sâre uyandı. Çuvalların başına gitti ve onları yırttı. Bir de ne görsün. Kumlar, çok güzel, bembeyaz un olmuş. Sâre, fırıncılara emretti, onlar da ekmek yapıp halka yedirdiler. Derken İbrahim (a.s.) uykusundan uyandı ve o anda yemek kokusu duydu.
"Sâre bu yemek nereden geldi?" dedi. Sâre:
"Mısırlı dostundan" dedi. İbrahim (a.s.) de:
"Hayır dostum olan Allah'ın katından, Mısırlı dostumdan değil" dedi. İşte o gün Allah (c.c.) İbrahim (a.s.)'i dost edinmiştir."[179]
4- Ebû Abdillah Muhammed b. İbrahim el-Müzekkî, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezid el-Cûzî'den, o İbrahim b. Şerik'ten, o Ahmed b. Yunus'tan, o Ebû Bekr b. Ayyaş'tan, o Ebu'l-Mühelleb el-Kinâni’den, o Ubeydullah b. Zemr'den, o Ali b. Yezid'den, o da Kasım b. Ebî Ümame'den, Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu bize haber verdi:
"Şüphesiz Allah, İbrahim'i dost edindiği gibi beni dost edinmiştir. Hiçbir peygamber de yoktur ki onun da bir dostu olmasın. Dikkat edin, şüphesiz ki benim dostum da Ebû Bekir'dir."[180]
5- Şerif Ebû İsmail b. Hasan en-Nakıb, dedesinden, o Ebû Muhammed Hasan b. Hammad'dan, o Ebû İsmail Muhammed b. İsmail Tirmizi'den, o Said b. Ebî Meryem'den, o Mesleme'den, o Zeyd b. Vâkıd'dan, o Kasım b. Muhaymere'den, o da Ebû Hureyre'den, Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu bana haber verdi:
"Allah, İbrahim'i dost, Musa'yı sırdaş, beni de sevgili edindi. Sonra da: "İzzetim ve Celalim'e yemin olsun ki sevgilimi, dostuma ve sırdaşıma elbette tercih ederim" buyurdu."[181]
127. "Kadınlar hakkında senden fetva isterler, de ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor: "Bu fetva, kendilerine yazılan şeyi vermediğiniz ve kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara ve bir de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususunda Kitap'da size okunandır". Ne iyilik yaparsanız Allah onu şüphesiz bilir."
1- Ebû Bekr Ahmed b. Hasan el-Kâdî'den, o Muhammed b. Yakub'dan, o Muhammed b. Abdillah b. Abdu'l-Hakem'den, o İbn Vehb'den, o Yunus'tan, o İbn Şihab'dan, o Urve b. Zübeyr'den, o da Aişe (r.a.)'den bize şu rivayette bulundu:
"Allah Teala Nisa: 4/127 âyetini indirdikten sonra insanlar, kadınlar hakkında Rasulullah (s.a.v.)'a danışıp ondan fetva istediler. Aişe (r.a.) dedi ki: "Onlara Kur'an'da okunan ilk âyette Allah Teala şöyle buyurmuştu:
"Eğer, velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz..." Nisa: 4/3 Diğer âyette de -ki mevzuyla alakalı olan âyettir- yukarıda geçtiği gibi buyurdu. Ayette geçen "Nikâhını istemediğiniz yetim kızlar..." kısmının tefsiri:" Sizden birinizin, evinde barındırdığı yetim kız, malı ve güzelliği yetersiz olduğunda onu nikâhlamayı beğenip istemediği şekilde..." zikrolunabilir. Böylece onlar, yetim kızların mal ve güzelliğine rağbet ederek onları gerçekte beğenmeyip, onlardan yüz çevirdikleri için onları nikâhlamaktan men olundular. Ancak adaletli davranılması şartıyla evlenebilirler."[182]
Bıi hadisi Müslim, Harmele, İbn Vehb tarikinden rivayet etmiştir.[183]
2- Bu âyet hakkında Buhari Aişe'den (r.a.) rivayet etti. Aışe (r.a.):
-Bu kişi, yanında yetim kız çocuğu olur. O yetimenin velîsi ve vârisidir. Yetime malında ortak oldu. Hatta rızıkta bile. Onu nikahlamaya rağbet eder, onu başka biri ile evlendirmeyi kötü görürdü. Onun malında ona ortak olur ve onu muattal ederdi. Nisa: 4/127 ayeti indi, dedi. [184]
3- Süddî'den, İbnu Ebî Hatim anlattı. Süddî:
-Câbir'in Amcası Demime'nin bir kızı vardı. O kız çocuğuna, veraset yoluyla babasından mal intikâl etmişti. Câbir onu kendisine nikahlamayı arzu eder, başka birine nikahlanması halinde onun, kızın malını götürüeceği korkusu ile onu başkasına nikahlamazdı. Nebî Aleyhisselâm'a bundan sordu. Nisa: 4/127 ayeti indi, dedi. [185]
128. "Eğer kadın, kocasının serkeşliğinden veya aldırışsızlığından endişe ederse, aralarında anlaşmaya çalışmalarında kendilerine bir engel yoktur..."
1- Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Haris, Abdullah b.. Muhammed b, Cafer'den, o Ebû Yahya'dan, o Sehl'den, o Abdurrahim b. Süleyman'dan, Hişam'dan, o Urve'den, o da Aişe (r.a.)'den bu âyetin sonuna kadar iniş sebebi hakkında bize şu rivayette bulundu;
"Bu âyet, adamın nikâhında bulunan kadın hakkında nazil oldu. Adam, kadından fazla bir meziyyet beklememekte ve ondan ayrılmak istemektedir. Halbuki o kadının iyi bir hayat arkadaşı olması ve çocuk doğurması muhtemeldir. Dolayısıyla bu durumda ondan ayrılmak hoş karşlanmayacaktır. Kadın, kocasına der ki:
"Beni boşama, nikâhında tut. Zira sen, benim durumumdan dolayı bir helallik içerisinde bulunuyorsun," İşte bu âyet bu sebebe binaen nazil oldu."[186]
Bu hadisi Buhari, Muhammed b. Mukatil'den, o İbn Mübarek'ten, Müslim, Ebû Küreyb'den, o Ebû Üsame'den, her iki taraf da Hişam'dan rivayet etmişlerdir.[187]
2- Ebû Bekr el-Hıyerî, Muhammed b. Yakub'dan, o Rabi'den, .o Şafiî'den, o İbn Uyeyne'den, o Zührî'den, o da Said İbnu'l-Müseyyeb'den bize şu rivayette bulundu:
Muhammed b. Mesleme'nin kızı, Rafi' b. Hadic'in nikâhında bulunuyordu. Rafı', onun yaşlılığını veya başka bir halini hoş karşılamamış, bu yüzden onu boşamak istemişti. Kadın da: "Beni boşama, beni nikâhında tut. Sana nasib olan kısmetten benim için de bir pay ayır" demişti. İşte bu âyetin iniş sebebi bu olaydır."[188]
3- Âişe'den (r.a.) Ebu Davut ve Hâkim rivayet etti. Âişe (r.a.): -Yaşlandığı zaman Rasûlullah'ın kendisinden ayrılması için Sevde ayrıldı ve günüm Âişe'nin olsun, dedi. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/128 âyetini indirdi, dedi. [189]
4- İbnu Abbas'tan (r.a.) bunun mislini Tirmizî rivayet etti.
Sa'd îbni Müseyyib'ten Saîd İbni Mensur anlattı. Sa'd:
-Muhammed İbni Mesleme'nin kızı Rafı' İbni Hadîc'in yanında idi. Rafı' ya ihtiyarlığından veya başka bir şeyden dolayı ondan ikrah etti. Onu boşamak istedi Mesleme'nin kızı:
-Beni boşama, sana zahir olan şeyi bana taksim et, dedi. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/128 âyetini indirdi, dedi.
Bunun için mevsûl şahit vardır.. [190]
5- Rafı' İbni Hadîc'ten İbnu Müseyyib tarikından Hâkim anlattı.
Hâkim, Âişe'den (r.a.) anlattı. Âişe (r.a.):
-Bu âyet, nikâhında kendisine çocuk veren bir kadın olan bir kimse hakkında indi. O kişi hanımını değiştirmek istedi. Yanında kalması ve ondan ayrılmaması üzerine onu razı etti, dedi.
Saîd İbni Cübeyr'den (r.a.) İbnu Cerîr anlattı. Saîd:
-Bu âyet indiği zaman bir kadın geldi ve:
-Senin nafakandan bana taksim olunmasını istiyorum, dedi. Halbuki o kadın kocasının bırakmasına, onu boşamamasına ve ona gelmemesine razı olmuştu. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/128 âyetini indirdi, dedi. [191]
135. "Ey İnananlar! Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onlara daha yakındır. Adaletinizde heveslere uymayın. Eğer eğriltirseniz veya yüz çevirirseniz bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır."
1- Esbat, Süddî'den rivayet ederek dedi ki: "Bu âyetin iniş sebebi şudur: Peygamber (s.a.v.)'e bir zenginle bir fakir mahkeme için başvurmuşlardı. Nebî'nin meyli fakirden yana idi. Zira, fakirin zulmedemeyeceği görüşünde idi. Bu yüzden Allah Teala sadece ve sadece hem zengin, hem fakir hakkında Peygamber (s.a.v.)'in adaleti ayakta tutmasını emretti de bu âyeti: "İsterse onlar, zengin veya fakir bulunsun. Çünkü Allah, ikisine de sizden daha yakındır..." kısmına kadar indirdi."[192]
2- Süddî'den İbnu Ebî Hatim anlattı. Süddî:
-Bu ayet Rasûlullah'a indiğinde fakir ve zengin olan iki kişi muhasame etti. Rasûlullah fakir'i zengine zulmetmez görüşü ile fakirle beraber oldu. Allahü Teâlâ, fakir ve zengin hakkında ancak adaletle muamele etmesini istedi, dedi. [193]
136. "Ey inananlar! Allah'a, Peygamberine, peygamberin indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği Kitab'a inanmakta sebat gösterin..."
Kelbî dedi ki: "Bu âyet Ehl-i Kitab müminlerinden Abdullah b. Selam, Ka'b'ın iki oğlu Esed ve Üseyd, Salebe b. Kays ve bir cemaat hakkında nazil oldu. Bunlar: "Ey Allah'ın Rasulü, biz muhakkak Sana, senin Kitabi'na, Musa'ya, Tevrat'a ve Üzeyr'e iman ediyor, diğer kitapları ve peygamberleri ise inkâr ediyoruz" demişlerdi de bu sebepten dolayı Allah Teala bu âyeti indirdi."[194]
148. "Allah, zulme uğrayan kimseden başkasımnın, kötülüğü sözle bile açıklamasını sevmez. Allah işitir ve bilir."
1- Mücahid dedi ki: "Misafirin biri bir kavme konuk olmuştu. Kavim, bu adamın konukluğuna kötü davrandığı için adam onlardan şikâyet edip yakınmiştı. İşte bu âyet, onun şikâyette bulunmasına bir ruhsat olarak nazil oldu."[195]
2- Mücahid'den Zühd kitabında Hennâd İbni Seriy anlattı. Mücâhid (r.a.):
Nisa: 4/148 âyeti, birini Medine'de kendisine izafe eden bir kişi hakkında indi. Köylüleri ona kötülük yaptılar, bundan dolayı o da kendisine kattığı kişiden yüz çevirdi. Onu veli ettiği şeyle medih etmeğe başladı O kimseye veli ettiği şeyle medih etmesine ruhsat verildi, dedi. [196]
153. "Kitap ehli, senin kendilerine gökten bir kitap indirmeni isterler. Musa'dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi ve "Bize Allah'ı apaçık göster" demişlerdi."
1- Bu âyet Yahudiler hakkında nazil olmuştur. Bunlar, Peygamber'e: "Eğer sen bîr peygambersen, Musa'nın getirdiği gibi bize, gökten (parça parça değil de) topluca bir kitap getir." dediler de Allah Teala bu âyeti indirdi."[197]
2- Muhammed İbni Ka'b El Kurazî'den İbnu Cerîr anlattı. Rasûlullah'a yahûdilerden bazı insanlar geldiler ve:
-Musa bize Allah yanından levhaları getirdi. Bizim seni tasdik etmemiz için sende Allah yanından bir levha getir, dediler. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/153-156 ayetlerini indirdi. Yahûdilerden biri diz çöktü ve:
-Allah, ne sana, ne Musa'ya ve nede îsa'ya hiçbir şey indirmedi, dedi. Allahü Teâlâ, “Allah’ı gereği gibi takdir edemediler” âyetini indirdi. [198]
163- Filhakika biz sana [yâ Muhammed] öyle vahiy indirdik ki Nuh'a ve ondan sonra gelen bütün peygamberlere vahyettiğimiz gibi; hem İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a, Esbat'a [Yakub'un ahfadına/torunlarına], İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a, Süleyman'a vahyettiğimiz; hem Davud'a, Zebur'u verdiğimiz gibi,
İbnu Abbas'tan (r.a.) İbnu İshak rivayet etti İbnu Abbas (r.a.):
-Adiy İbni Zeyd:
-Biz, Musa'dan sonra Allahü Teâlâ'mn beşer üzerine bir şey indirdiğini bilmiyoruz, dedi. Allahü Teâlâ Nisa: 4/163 âyetini indirdi, dedi. [199]
166. "Fakat Allah sana indirdiğine şahidlik eder, onu bilerek indirmiştir, melekler de şahidlik ederler. Şahid olarak Allah yeter."
1- Kelbî dedi ki: "Mekke'li reisler Rasulullah (s.a.v.)'a gelip şöyle dediler: "Biz seni Yahudiler'e sorduk da seni tanımadıklarını iddia ettiler. O halde Allah'ın, seni bize peygamber gönderdiğine dair senin lehinde şahidlik edecek birisini getir bize." İşte bu âyet, bu sebebe binaen nazil oldu." [200]
2- İbnu Abbas'tan (r.a.) İbnu İshak rivayet etti. İbnu Abbas (r.a.):
-Rasûlullah'ın yanına Yahudilerden bir cemâat girdi. Rasûlullah onlara:
-Vallahi ben, sizin benim Allah'ın Rasülü olduğumu bildiğinizi biliyorum, buyurdu. Onlar:
-Biz bunu bilmiyoruz, dediler. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/166 âyetini indirdi, dedi. [201]
171. "Ey Kitap ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, Allah'ın peygamberi, Meryem'e ulaştırdığı kelimesi ve kendinden bir ruhtur..."
Bu âyet, Hıristiyanlar'dan bazı grupların: "İsa Allah'ın oğludur" demeleri sebebiyle nazil olmuştur." [202]
172. "Mesih de, gözde melekler de Allah'a kul olmaktan asla çekinmezler, kim O'na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki, O, hepsini huzuruna toplayacaktır."
Kelbi dedi ki: "Necran topluluğu:
"Ey Muhammed, sen bizim sahibimizi ayıplıyorsun" dediler. Rasuİullah (s.a.v.):
"O'nun hakkında ne söylüyorum ki" buyurdu.
"Onun Allah'ın kulu ve peygamberi olduğunu söylüyorsun" dediler, Rasulullah bunun üzerine onlara şöyle buyurdu:
"Şu bir hakikat ki, İsa'nın Allah'ın bir kulu olması onun için utanılacak bir ayıp değildir."
Alimler, bu âyetin iniş sebebinin bu olduğunu söylemişlerdir." [203]
176. "Senden fetva isterler, de ki: "Allah size ikinci dereceden mirasçılar hakkında fetva veriyor; "Şayet çocuğu olmayıp bir kız kardeşi bulunan kimse ölürse, bıraktığının yarısı kız kardeşe kalır. Fakat kız kardeşinin çocuğu yoksa kendisi, ona tamamen varis olur. Eğer iki kız kardeş kalmışsa, bıraktığının üçte ikisi onlaradır. Eğer mirasçılar erkek ve kadın kardeşlerse, erkeğe, iki dişinin hissesi kadar vardır. Doğru yoldan saparsınız diye Allah size açıklıyor." Allah her şeyi bilir."
1- Ebû Abdirrahman b. Ebî Hamid, Zahir b. Ahmed'den, o Hüseyin b. Muhammed b. Mus'ab'dan, o Yahya b. Hakim'den, o İbn Ebî Adi'den, o Hişam b. Ebî Abdillah'dan, o Ebû Zübeyr'den, o da Cabir'den bize şu rivayette bulundu:
"Ben hastalandım da Rasulullah (s.a.v.) yanıma girdi, Yanımda yedi kız kardeş bulunuyordu. Rasulullah yüzüme üfledi de, derhal kendime geldim. Dedim ki:
"Ya Rasulallah kız kardeşlerime üçte iki miras verilmesini vasiyyet etsem." Buyurdu ki:
"Birazını tut".
"Yarısını mı vasiyet edeyim dedim". Tekrar:
"Birazını tut".buyurdu, Ve sonra beni kendi halime bırakıp çıktı. Sonra tekrar yanıma gelip bana buyurdu ki:
"Ey Cabir, senin şu hastalığın sebebiyle öleceğini zannetmiyorum. Muhakkak ki Allah vahiy indirdi de, kız kardeşlerin için, üçte iki pay aynlmasını beyan buyurdu." Cabir dedi ki:
"İşte bu âyet benim hakkımda inmiştir".[204]
2- Câbir'den (r.a.) Ebu Zübeyr tarikından Nesâî anlattı. Câbir (r.a.):
-Ben hastalandım.. Benim yanıma Rasûlullah girdi. Ben ona:
-Ey Allah'ın Rasülü, kızlarıma malımın üçte birini vasiyet ettim, dedim. Aleyhisselâm,:
-Güzel, buyurdu. Ben:
-Yarısını, dedim. Aleyhisselâm:
-Güzel, buyurdu. Sonra çıktı. Sonra benim yanıma girdi ve:
-Senin bu acıdan dolayı öleceğini zannetmiyorum. Allahü Teâlâ Nisa: 4/176 âyetini indirdi veya kızların için olanı açıkladı, o üçte ikidir, buyurdu.
Câbir (r.a.):
-Bu Nisa: 4/176 âyeti benim hakkımda indi derdi, dedi.
Hafız İbni Hacer: Bu kıssa Câbir hakkında sûrenin evvelinde geçen kıssadan başka bir kıssadır, dedi. [205]
3- Ömer'den (r.a.)İbnu Mürdevîh anlattı. Ömer (r.a.):
-Rasulullah'a, kelâle nasıl vâris kılınır?, diye soruldu. Allahü Teâlâ, Nisa: 4/176 âyetini indirdi, dedi. [206]
Tenbîh: Bu sûrenin âyetlerinin nüzul sebeblerini teemmül ettiğin (düşündüğün) zaman, bu sûrenin Mekki olduğunu söyleyenin doğru söylemediğini anlarsın. [207]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/174.
[2] Mürsel hadistir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 116.
[3] Buhari; K. Şirket: 2494, Tefsir: 4574, Müslim; K. Tefsir: 7/3018; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 116; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/488.
[4] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 116-117.
[5] Buhari; K. Şirket: 2494, Tefsir: 4574, Müslim; K. Tefsir: 7/3018.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 117.
[6] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/174.
[7] ed-Dürr: 2/122.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 117.
[8] ed-Dürr: 2/122, Lübab: s. 70.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 117.
[9] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/175.
[10] İsabe: 3/397; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 118; Kurtubî, 5/53; Muhammed Ali Es-Sudari, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/487-488.
[11] Buhari; K. Tefsir: 4577; Bu ve bundan sonraki âyetler, İslam Miras Hukuku'nun özünü oluşturmaktadır. (Mütercim)
[12] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 118.
[13] Sahih hadistir. Ebu Davud; Feraiz: 2891, 2892, Tirmizi; Feraiz: 2092, İbn Mace; Feraiz: 2720; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 118; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/496.
[14] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/177.
[15] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/178.
[16] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/178.
[17] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/178-179.
[18] Buhari; Tefsir: 4579, İkrah: 6948, Ebu Danıd; Nikah: 2089.
[19] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 119; Zâdu'l-Mesîr, 2/39; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/502.
[20] İbn Cerir: 4/207, Suyuti; Lübab: s. 72, Hafız İbn Hacer; Fethu'I-Bari: 8/247. hadisin şerh rakamı: 4579, İsabe: 4/1623.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 119.
[21] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/180.
[22] Ölen hanımından sonra evlendiği ikinci hanım. Yani üvey anne.
[23] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/180-181.
[24] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/181.
[25] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/181.
[26] İbn Cerir: 4/217, ed-Dürr: 2/134.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 120.
[27] Beyhaki; Sünen; 7/161. Beyhaki bu hadisin mürsel olduğunu söylemiştir; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 120; Kurtubî, 5/104; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/509.
[28] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/181-182.
[29] Müslim; er-Rada': 35, 35 mükerrer/1456 s. 1080, Tirmizi; Nikah: 11/32; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 120; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/509.
[30] Müslim; er-Rada': 35, 35 mükerrer/1456 s. 1080, Tirmizi; Nikah: 11/32.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 120.
[31] Müslim; Rada’: 33, 34/1456 s. 1079, Ebu Davud; Nikâh: 1132.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 120-121.
[32] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/183.
[33] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/183.
[34] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/183.
[35] Tirmizi; Tefsir: 3022, Tirmizi bu hadisin mürsel olduğunu söylemiş. Hakim; Müstedrek: 2/305, Hakim de Buhari ve Müslim'in şanına binaen bu hadisin sahih olduğunu söylemiş; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 121; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/518.
[36] Senedi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 121.
[37] Mürsel hadistir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 121.
[38] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/184-185.
[39] Mürsel hadistir. İbn Cerir: 5/35. Bu hadisi destekleyen bir rivayeti Buhari, İbn Abbas'tan mevsulen rivayet ederek, Kefalet bahsinde (2292), Tefsir bahsinde (4580) ve Feraiz bahsinde (6747) tahric etmiştir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 121-122.
[40] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/185-186.
[41] Mürsel hadistir. el-İsabe: 2/27; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 122; el-Keşşâf, 1/290; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/518-519.
[42] Mürsel hadistir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 122.
[43] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/151, Lübab: s. 73.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 122-123.
[44] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/187.
[45] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/187.
[46] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/187.
[47] Senedsizdir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 123.
[48] Senedde geçen Kelbi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 123.
[49] Senedsizdir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 123.
[50] Senedsizdir. ed-Dürr: 2/262, Lübab: s. 75.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 123.
[51] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/188.
[52] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/188-189.
[53] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 123.
[54] Senedi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 123-124.
[55] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/191.
[56] Buhari; Teyemmüm: 334, K. Nikah: 5250, K. Tefsir: 4607.
[57] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 124.
[58] Ebu Davud; Taharet: 320, Nesai; Taharet: 1/167.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 124-125.
[59] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/191.
[60] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/191.
[61] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/191.
[62] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/191-192.
[63] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/192.
[64] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/192.
[65] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/193.
[66] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/194.
[67] Seıieddeki Kelbi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 125.
[68] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/195.
[69] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/171.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 125-126.
[70] Senedsizdir; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 126; Taberî, 8/468; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/ 30.
[71] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/197.
[72] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/197.
[73] Mürsel hadistir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 126-127.
[74] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/197-198.
[75] el-İsabe: 2/460; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 127; Fahr-i Râzî, 10/138; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/539.
[76] Mürsel hadistir; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 127-128.
[77] İsnadı zayıftır; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 128.
[78] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/199.
[79] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/199.
[80] Sahih hadistir. Buhari; Tefsir: 4584, Müslim; İmaret: 31/1834 s. 1465, Ebıı Davud; Cihad: 2624.
[81] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 128.
[82] Bâzân, Ebu Salih'tir. İbn Hıbban, onun İbn Abbas'tan işitmediğini söylemiş.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 128-129.
[83] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/201.
[84] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/201.
[85] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/201.
[86] Senedi sahih derecededir. Suyuti; ed-Dürr: 2/178, Hafız İbn Hacer. 4/19.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 129.
[87] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/179; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 129-130.
[88] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/178; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 130.
[89] Senedi Kelbi'den dolayı zayıftır; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 130-131; Keşşaf, 1/406, Kurtubî, 5/264; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/539-540.
[90] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/79.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 131.
[91] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/202.
[92] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/202.
[93] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/203.
[94] Buhari; Müsakat: 2361, 2362 Tefsir: 4585, Sulh: 2708.
[95] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 132.
[96] Humeydi: 300, Taberani; Mu’cem-i Kebir: 23/294, ed-Dürr: 2/180.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 132.
[97] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/204.
[98] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/204-205.
[99] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/205.
[100] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/206.
[101] Senedsizdir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 133.
[102] Mürsel hadistir. İbn Cerir: 5/104, Suyuti; Lübab: s. 83, ed-Dürr: 2/182.
[103] Mürsel hadistir. İbn Cerir: 5/104, ed-Dürr: 2/182.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 133.
[104] Suyuti; Lübab: s. 82, ed-Dür: 2/182. 337 ed-Dürr: 2/182.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 133.
[105] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/207-208.
[106] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/208.
[107] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/208.
[108] Senedsizdir. Kelbi zayıftır; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 134.
[109] Sahih hadistir. Nesai; Cihad: 6/3. Tefsir: 132, Hakim; Müstedrek: 2/66.; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 134; Kurtubî, 5/281; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/549.
[110] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/209.
[111] Ebu Salih. İbn Abbas'tan işitmemiştir; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 134.
[112] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/210.
[113] Buhari; Hacc: 1884, Meğazi: 4050, Tefsir: 4589; Tirmizî, Tefsir İV/14
[114] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 135; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/559
[115] Senedi zayıftır; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 135.
[116] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/190; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 135-136.
[117] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/212.
[118] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/212.
[119] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/212.
[120] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/214.
[121] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/214-215.
[122] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 136; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/559
[123] Mürsel hadistir. Beyhaki; Sünen: 8/72.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 136-137.
[124] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/216.
[125] Kelbi'den dolayı senedi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 137.
[126] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/217.
[127] Buhari; Tefsir: 4591, Müslim; Tefsir: 22/3025 s. 2319, Ebu Davud; Hurûf: 3974.
[128] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 138; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/559-560.
[129] Tirmizi; Tefsir: 3030, Hakim; Müstedrek: 2/235, Suyuti; ed-Dürr: 2/199.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 138.
[130] Mürsel hadistir. İbn Cerir: 5/142, ed-Dürr: 2/201.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 138.
[131] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/201.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 138-139.
[132] Ahmed; Müsned: 6/11, İbn Cerir: 5/140, Beyhaki; Delail: 4/305.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 139.
[133] Mürsel hadistir.
[134] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 139-140.
[135] Buhari; Meğazi: 4269, Diyât: 6872.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 140.
[136] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/219.
[137] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/219.
[138] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/219-220.
[139] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/220.
[140] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/220.
[141] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/220.
[142] Senedi zayıftır. Fakat başka bir tarikten bu hadisin sahih bir şahidi var. Buhari; Cihad: 2832, Tefsir: 4592, Tirmizi; Tefsir: 3033, Nesai; Cihad: 6/9, Ahmed; Müsned: 5/184, Beyhaki; Sünen: 9/23. İbn Cerir: 5/145, Suyuti; ed-Dürr: 2/202.
[143] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 140-141.
[144] Buhari; Cihad: 2831, Tefsir: 4593, Müslim; İmare: 141, 142/1893 s. 1508, 1509, Beyhaki; Sünen: 9/23, İbn Cerir: 5/144, Ahmed; Müsned: 4/282, Suyuti; ed-Dürr: 2/202, Lübab: s. 88.
[145] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 141.
[146] Buhari; Tefsir: 4594, Fedailu'l-Kur'an: 4990, İbn Ebi Şeybe; Musannef: 5/343.
[147] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 140-141.
[148] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/221-222.
[149] Senedi yoktur.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 142.
[150] Senedde geçen Eş'as b. Sevat zayıftır. Fakat bu hadisin sahih olan bir şahidi var. Buhari; Tefsir: 4596, Nesai; Tefsir 139, İbn Cerir: 5/148.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 142; Muhtasarı İbn Kesir, 1/427; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/15.
[151] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/223.
[152] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/223.
[153] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/223-224.
[154] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/224.
[155] Senedi yoktur. İsabe'ye bakınız (1/251); İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 142; Kurtııbi, 5/349; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/15.
[156] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/208.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 142-143.
[157] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/226.
[158] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/226-227.
[159] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/227.
[160] Mürseldir, isnadı zayıftır.
İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/227-228.
[161] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/228.
[162] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/229.
[163] Ebu Davud; Salat: 1236 Nesai; Salat: 3/176, Ahmed; Miisned: 4/59, Hakim; Müstedrek: 1/337, Beyhaki; Sünen: 3/256, İbn Cerir: 5/156, 164.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 143.
[164] İsnadı zayıftır. Seneddeki Nadr, Nadr İbn Abdurrahman Ebıı Amr el-Hazzaz'dır. Metruk bir kimsedir. Takrib: 2/302.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 143-144.
[165] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/231.
[166] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/231.
[167] Senedsizdir. Tirmizi; Tefsir: 3036, Hakim: 6385, Suyuti; ed-Dürr 2/215, Lübab: s. 92.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 144-145.
[168] Ebııssuûd. 1/380; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/16.
[169] Kurtubî, 5/385
[170] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/233-234.
[171] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/234-235.
[172] Mürsel hadistir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 145
[173] Mürsel hadistir; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 145-146; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/26.
[174] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/236.
[175] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/236.
[176] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/236.
[177] İbn Huyey b. Hani olan Ebu Kabil sebebiyle senedinde zayıflık vardır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 146
[178] Senedsizdir.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 146
[179] Kelbi'den dolayı senedi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 146-147
[180] Senedi çok zayıftır. Taberani: 8/7816 s. 237, Heysemi; Mecmeu'z-Zevaid: 9/45.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 147
[181] Senedi çok zayıftır. ed-Dürr: 2/231.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 147.
[182] Buhari; Nikah: 5064, Müslim; Tefsir: 6,3018 s. 2313, Ebu Davud; Nikah: 2068.
[183] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 147-148.
[184] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/237.
[185] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/237-238.
[186] Buhari; Mezalim: 2450, Sulh: 2694, Tefsir: 4601.
[187] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 148
[188] Mürsel hadistir. Beyhaki; Sünen: 7/296, ed-Dürr: 2/232, Liibab: s. 95.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 148.
[189] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/239.
[190] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/239.
[191] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/239.
[192] Senedi yoktur.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 149.
[193] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/240.
[194] Kelbi zayıftır.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 149.
[195] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 2/237, Liibab: s, 96.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 149.
[196] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/241.
[197] Senedi yoktur; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 150; Mecmau'l-beyan, 3/133; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/45.
[198] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/242.
[199] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/243.
[200] Senedi yoktur.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 150.
[201] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/244.
[202] Senedi yoktur.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 150.
[203] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 150; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 2/56.
[204] Ebû Davud , K. Feraiz , 2887, Beyhaki, Sünen, 6/231.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 151.
[205] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/245.
[206] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/245-246.
[207] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/246.
_________________ " Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."
|