sufiforum.com
https://sufiforum.com/

Derviş Olmak İsteyen Kimseye Bey'at Zamanında Şeyhin Tebliği
https://sufiforum.com/viewtopic.php?f=72&t=810
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Yazar:  arsiv [ 04.02.09, 22:35 ]
Mesaj Başlığı:  Derviş Olmak İsteyen Kimseye Bey'at Zamanında Şeyhin Tebliği

Tarîkata Girmek, Derviş Olmak İsteyen Kimseye Bey'at Zamanında Şeyhi Tarafından Yapılan Teblîgâttır.*

Nakîb olan rehber, derviş olacak kimseyi sağ tarafına alıp, şeyh efendinin hücresi kapısına varır.

Kapı'nın eşiğine basmayarak sağ ayağıyla "Bismillah-Yâ Fettâh" okuyup edeple içeri girer.

es-Selâmü Aleyküm, Yâ Sâhibe Şerîat, es-Selâmü Aleyküm, Yâ Hâmi-i Tarîkat, es-Selâmü Aleyküm, Yâ Vâkıf-ı Hakîkat, es-Selâmü Aleyküm, Yâ Hâmil-i Marifet der.

Sâliki şeyhin huzuruna götürür. Şeyhin dizi, dizine temas etmek üzere oturtturur. Evlâtlığa kabulünü niyaz eder.

Şeyh efendi, müridine hitab eder:

"Ey İnsanoğlu! Tarîkat Hak yolu, dervişlik arayışıdır. Ve her an kendi nefsiyle mücâhedede bulunmaktır.

Ey Mü'minzâde! Bir âdem ömründe bir kerre "Lâilâhe İllallah Muhammedü'r-Râsülullah" dese katiyyen cennete girecektir. Fakat dervişlik ayrı bir iştir ve çilesi müşkildir. Bu yola girmek için varlığından geçmek, benliği terk etmek ve niyyet-i hâlısa ile pîre bende olmak, dünya ve âhirette pîrin bendeliğiyle iftihâr itmek, maldan, candan geçmek lâzımdır.

Ey evlâdım! İyi düşün sonra ahd ver. Zira ahdi bozan, pîrden dönen "Hak'tan" dönen hiç olur."


Sâlik, aşk ile bu teklifi kabul ettikten sonra şeyh efendi tekrar sâlike hitaben: "Bu hâlden tarîkat yolunda bizi mürşitliğe, babalığa ruhunla kabul ettin mi?"

Sâlik bu teklifi dahî kabul ettikten sonra şeyh efendi mürîde hitaben:

"Biz de seni dünya ve âhirette Hak için evlâtlığa kabul ve Cenâb-ı Hakk'ın lütfuna Rasûl-i A'zam'ın keremine, pîrin himmetine, şerîatın şerefine emanet eylediğin bu ikrarların kabulü için Fâtiha."

Fatiha-i Şerîfe okunduktan sonra mürîd sol eliyle şeyhin sağ eteğini tutup üç defa "Estağfirullah-Estağfirullah-Estağfirullah, Ya Rabbi! Bütün günahlarıma tevbe, Hak'tan gayri varlığa inandığıma tevbe, benliğime tevbe. Estağfirullâhe'l-azîm ellezî lâ ilâhe illâ huve'l-hayyu'l-kayyûm. Ve netûbu ileyh ve nes'eluhu't-tevbete ve'l-mağfirate ve'l-hidâyete lenâ innehû huve't-tevvâbu'r-rahîm: Yâ Eyyühellezine âmenû tûbû ilallâhi tevbeten nasuhâ, âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülühî ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî mine'llâhi teâlâhu ve'l-ba'su ba'de'l-mevt. Hakkun eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlüh."

Okuduktan sonra şeyh efendi nasihate başlar:

"Oğlum! Dervişlik, meslek-i Muhammediyye'dir. Onun sâlikleri vakfullah'tır. Bu hâlden vücûdunu Hak için vakf ideceksin. Hizmet için kimseye minnet itmeyeceksin. Her şeyi hoş, kendini boş göreceksin. Yalan söylemeyeceksin. Elinle koymadığın, me'zun olmadığın bir mala el vurmayacaksın. Kudretin oldukça çalışıp, helâlinden ticâret idip, yiyeceksin. Yetmiş iki millete nefsin için hakarette bulunmayacaksın. Bütün hayrı, şerri, kahrı, lütfu Cenâb-ı Hak'tan bileceksin. Hiç kimseyi hakîr, kendini azîz görmeyeceksin. Kendine vücûd virip, müşrik olmayacaksın. Din yolunda müslümanlık uğruna her bir zahmeti, hizmeti cana minnet ve nimet bileceksin. Şerîat dâiresinde insanlara hizmet ve muâveneti, hayvanlara şefkat ve merhameti elden bırakmayacaksın. Kibri, gazabı, hasedi, riyayı, münafıklığı, hasîsliği ihtiyar etmiyeceksin. Gördüğün rüyâları emr ider isem, yalnız bana söyleyeceksin. Ahdinde, va'dinde sâbit olacaksın. Kötü düşünceleri içinden atıp, tefekkürât-ı âliye olmaya çalışacaksın. Her gece yatağına girdiğin zaman, o gün yaptığın işlerden nefsini hesaba çekeceksin.

Ey Hak yolcusu! Kulaktan kulağa erden er olacağa nakledilen bu nasîhatlerle âmil olur isen, bilâ şüphe inşâallah şems-i Cenâb-ı Fahr'dan kalbine doğacak olan nûr-ı Ahmediyyet, vücûdunun her zerresini tenvîr edecek, basîretin açılacak, ledün ilmine vâkıf olacaksın. Zulmet, gazap hicapları senden ref' olur. Cihan aşka dâhil olup, vahdet-i şiâr olur. Râhat-ı ebediyye, saâdet-i sermediyye sâhibi olursun. Bütün bunlar sana bâl ve bu âlemler, felekler âşiyân olacak, âdemiyetin hakikatine ereceksin. Fakat sırrını hiç kimseye açmayacaksın. Kerâmet satmayacaksın, herkese mahviyyet göstereceksin.

Oğlum! Tuttuğun el, Hakk'ın eli, bu kelâmları söyleyen Hakk'ın dilidir..
."

dedikten sonra mürîdin sağ kulağına üç defa tevhid telkin eder.

Ve eûzu besmele ile:
"Fa'lem ennehû lâ ilâhe illallah, Muhammedü'r-Rasûlullah, Emîru'l-Mü'minîn Aliyyu Veliyyu'llah ve Ehlu'l-Beyti Nurullah Halîlullah.
İnnallâhe ve melâiketehû yusallûne alen'n-ebiy Yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellîmû teslîmâ.
İnnellezîne yübâyiûneke innemâ yübâyîûnallah. Yedullâhi fevka eydîhim. Femen nekese feinnemâ yenküsü alâ nefsih. Ve men evfâ bimâ âhede aleyhullâhe fese
yü'tîhi ecran azîma. Yevme lâ yenfau mâlun velâ benûn illâ men etallâhe bi kalbin selîm. Sadakallâhu'l-azîm.
Lillâhi'l-Fâtiha maa's-salavât."


Fâtiha okuduktan sonra şeyh efendi ve cümleten ihvân tekbir okuyarak ayağa kalkarlar.

Şeyh efendi sâlike nefes idüp, şöyle duâ buyururlar:

"Oğlum! Allah ile ol, Allah ile işit, Allah ile söyle, Allâhu Teâlâ'dan bir an gâfil olma. Böyle olur isen, Hak erenler yârin olsun, rızkın gür, uğrun açık, pertevin efzûn, feyz-i Hak hemdemin, sırr-ı Muhammed Ali destgirin, Cenâb-ı Seyyid Sultan Abdülkâdir yardımcın olsun. Hû, Hû, Hû."

Nefes tamam olduktan sonra soldan sağa devr-i yed eylenerek ve şeyh efendi'den başlanarak salât-i şerîfe okunarak bütün ihvan biribirinin elini öperek huzurdan çıkar, dağılırlar.

Ver âşık evi sahibine, çık aramdan
Elbette gelir Hak evine sen savulunca


***
Bu tebliğ tarikat-ı aliyye-i Kadiriyye'den bazı şeyhin ittihaz ettiği usûldur.[/hr]

Yazar:  kurucu [ 11.02.09, 22:36 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Derviş Olmak İsteyen Kimseye Bey'at Zamanında Şeyhin Tebliği

Alıntı:
Dervişlik, meslek-i Muhammediyye'dir. Onun sâlikleri vakfullah'tır. Bu hâlden vücûdunu Hak için vakf ideceksin.
Hizmet için kimseye minnet itmeyeceksin. Her şeyi hoş, kendini boş göreceksin.
Yalan söylemeyeceksin.
Elinle koymadığın, me'zun olmadığın bir mala el vurmayacaksın. Kudretin oldukça çalışıp, helâlinden ticâret idip, yiyeceksin.
Yetmiş iki millete nefsin için hakarette bulunmayacaksın.
Bütün hayrı, şerri, kahrı, lütfu Cenâb-ı Hak'tan bileceksin.
Hiç kimseyi hakîr, kendini azîz görmeyeceksin.
Kendine vücûd virip, müşrik olmayacaksın.
Din yolunda müslümanlık uğruna her bir zahmeti, hizmeti cana minnet ve nimet bileceksin.
Şerîat dâiresinde insanlara hizmet ve muâveneti, hayvanlara şefkat ve merhameti elden bırakmayacaksın.
Kibri, gazabı, hasedi, riyayı, münafıklığı, hasîsliği ihtiyar etmiyeceksin.


Ne tatlı bir hitab...

1. sayfa (Toplam 1 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 2 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/