sufiforum.com
https://sufiforum.com/

İcazetnameler ile ilgili bir Sual
https://sufiforum.com/viewtopic.php?f=71&t=3878
1. sayfa (Toplam 4 sayfa)

Yazar:  Vukuf-i Kalbi [ 05.03.10, 18:17 ]
Mesaj Başlığı:  İcazetnameler ile ilgili bir Sual

Tarikatlardaki bir önceki şeyh tarafından verilmesi gereken icazetnameler hakkında bilgiler arıyorum.Yani yazılı icazeti verilmeyen/olmayan kimse şeyhlik yapamaz mı? Sözlü izin yeterli midir?

Bunun gibi sorulara detaylıca cevap verecek kaynakları arıyorum,bilginize...

Altınoluk dergisinden birşeyler okudum ama yeterli gelmedi hatta daha da kafamı karıştırdı...

Yazar:  seyyahin [ 05.03.10, 19:15 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

İCÂZETNAME NEDİR?

BİR MÜRŞİDİ KÂMİLİN TERBİYESİNDE YETİŞEN HÜLEFÂDA ARANAN VASIFLAR NELERDİR?

Aşağıdaki linkteki yazıyı okunuz....

http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=71&t=3879

Yazar:  Vukuf-i Kalbi [ 05.03.10, 19:34 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

Allah razı olsun.

İcazetname şart ise,irşad edebilme kabiliyeti olan şeyh gayet az Türkiyede.Teberrüken Şeyh olanlar çok..
Yani zikir veren ama müridin manen hazırlanmasına müdahele edemeyen mübarekler..

Cübbeli Hocanın Haberturk televizyonun da,tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra icazetin kalktığına,bu zamanda artık kalmadığına dair birşeyler demiş,bu işler genel itibaryle gönül işleriydi demişti.Ancak yazılı icazetname verenler çok var...
Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum.Mevlanın dostlarına harb açacak kadar ahmak da değilim.,sakın yanlış anlamayın.Öğrenmek için sordum..
Mahmud Efendi Hazretlerine,sözlü icazetname verildiğini söylemişti,Cübbeli Hoca..
Meselede yazı yoksa,Efendi Hazretleri teberrüken mi şeyhlik vazifesi görüyor..Veya Esad Coşan Hocaefendi,Osman Nuri Topbaş vesaire..

Yazar:  seyyahin [ 05.03.10, 20:23 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

Kıymetli kardeşim,

Sizdende Allah Razı olsun, bu yazı Hikmet Efendinin Tarikat-ı İlahiyye Marifeti İlahiyye kitabından alınma. Yazıdada gördüğünüz gibi Şeyhin vasıfları açıkça yazılmış. Tekke ve zaviyeler sırlandı. Tasavvuf-i yaşam devam ediyor....

Bu zatların durumunu irdelemek bizim işimiz değil.... Tarikat adabına bakarız. Allah herkesin yolunu mübarek etsin...

Yazar:  talib [ 05.03.10, 23:07 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

Vukuf-i Kalbi yazdı:
Allah razı olsun.

İcazetname şart ise,irşad edebilme kabiliyeti olan şeyh gayet az Türkiyede.Teberrüken Şeyh olanlar çok..
Yani zikir veren ama müridin manen hazırlanmasına müdahele edemeyen mübarekler..

Cübbeli Hocanın Haberturk televizyonun da,tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra icazetin kalktığına,bu zamanda artık kalmadığına dair birşeyler demiş,bu işler genel itibaryle gönül işleriydi demişti.Ancak yazılı icazetname verenler çok var...
Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum.Mevlanın dostlarına harb açacak kadar ahmak da değilim.,sakın yanlış anlamayın.Öğrenmek için sordum..
Mahmud Efendi Hazretlerine,sözlü icazetname verildiğini söylemişti,Cübbeli Hoca..
Meselede yazı yoksa,Efendi Hazretleri teberrüken mi şeyhlik vazifesi görüyor..Veya Esad Coşan Hocaefendi,Osman Nuri Topbaş vesaire..


Her yeri bilmek gibi bir durumum yok. Lakin yazılı icazet geleneği devam etmektedir. Musa Topbaş Efendi hz.lerinin icazet belgesi yayınlanmıştır. Hazretin yer aldığı silsile de yine aynı şekilde devam etmektedir. Tâ Hz. Ebubekir den bu yana..

Altınoluk'taki ifadeleri hatırlar gibiyim. Cevap daha çok akademik bir cevaptır. Bugüne kadar yapılagelen uygulamalardan bahsedilmiş. Yoksa icazette manevi işaret lazımdır.

Bırakın halife olacak zatı, Musa Efendi zamanında bir iki ilçe vekilsiz kalmış burada. Efendim birini tayin etseniz demişler de, hazret şu anda bir işaret yok buyurmuşlar.

Yazar:  Vukuf-i Kalbi [ 05.03.10, 23:18 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

...........................

Yazar:  talib [ 05.03.10, 23:23 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

Böylesi hassas bir zamanda, yaşayan mürşidi kamillerin icazetini yayınlamak çok doğru olmayabilir ;)

Sorduğunuz mübarekin nasıl bu vazifeyi kabul etmek zorunda kaldığı bizce malumdur. Ve icazet tüm halifelerin huzurunda, Medine'de (yanlış hatırlamıyor isem) verilmiştir. Daha başka çok işler de olmuştur, anlatmak uygun olmayabilir.

Şifahi olarak icazeti olduğunu söyleyenler vardır. Herkes bir yol tutturmuş gidiyor işte. Kimi doğru kimi yanlış..

Yazar:  1hadim [ 06.03.10, 10:54 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

"er yarın Hak divanında bellolur" demiş koca aşık yunus emre...
kardeşim icazet olmazsa olmazlarından değildir...
takdir edersiniz ki üveysilik geleneği vardır ve tarikat ı aliye nakşibendiliğin üstadı şah - Nakşibend hazretlerinin aynı zamanda üveysi olduğunu bilmeyen yoktur...

icazet işin zabtu rabt altına alınması ve slsilenin mıhkemliğine delalet etmesi sebebiyle elzem olsada işin hakiki yönü ile doğrudan alakalı olmayabilir...
acizane fikrimizdir...

Yazar:  talib [ 11.03.10, 14:00 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Sual

Gerçek bir mürşid-i kâmili, sâhib olduğu şu üç vasıfla tanımak mümkündür:

Birinci vasıf:

Kitap ve sünnete tam bir ittibâdır...

İkinci vasıf:

Söz ve hâlleriyle Allâh'ı hatırlatmasıdır...

Üçüncü vasıf:

Mânevî tâyindir. Bir zâtı mürşid tâyin etmek üzere bir zümrenin toplanması yeterli olmaz. Bu vazîfe, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e kadar uzanan sahih bir silsileden icâzetli bir mürşid-i kâmilin tensib ve tâyini ile olur. Böyle bir tâyin olmadığı zaman silsile orada kesilir. Bu sebeple bâzı mürşid-i kâmiller, salâhiyetli birini bulamadıkları zaman kendilerine halef olarak, yollarını devâm ettirecek birini bırakamazlar. Bâzen bir tane, bâzen de -Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri gibi- bir zuhûrât ile çok sayıda mürşid bırakırlar. Bunun hikmeti, Cenâb-ı Hakk'a âit bir keyfiyettir.

Osman Nuri Topbaş Efendi


http://www.imandanihsanatasavvuf.com/2.4.1.1.mursid.php

Yazar:  yakuti [ 02.03.11, 22:22 ]
Mesaj Başlığı:  Re: İcazetnameler ile ilgili bir Sual

Kaç kez bu konuda yazdık ve dedik ki, bu yazılı icazetnameler her önüne gelenin şeyhlik iddia etmesi üzerine ve onlara bir engel olsun diye, son zamanlerdaki tarikat pirlerinin ve Devlet-i Osmaniyyenin bir tedbiri olmuştur. Yoksa, böyle bir şart yoktur. Daha önce Şeyh Esad Efendi (k.s.) Hz.lerimizin Risalesindeki mürşidlerde aranan vasıf ve şartlar hakkındaki maddeleri delil getirmiştik, herhalde pek itibar görmedi bu bilgiler ! Şimdi de Şah-ı Nakşibend (k.s.) Efendimizden bir nakilde bulunalım bakalım nasıl bir tepki verilecek ? Hâce Hz.leri dahi, "Mürşidliğin Şart ve erkânı" ndan bahsederken;
""" Mürşid Kitap ve Sünnetin dışına çıkmamalıdır. Daima kitap ve sünnetin çizdiği daireden çıkmamalıdır. Tarikatı ve hakikatın her hâlini kitaba ve sünnete tatbik edebilmelidir. Kitap ve sünneti kendine rehber etmeyen ve bu iki kaynağın sınırları dışına çıkan kimseye uyulmaz, teslim olunmaz. Zira,tarikat kitap ve sünnetle mukayyedtir ve bunalrla ayakta durur.
EĞER, MÜRŞİD BU VASIFLARI KAZANBİLİRSE, RASULULLAH (S.A.V.) EFENDİMİZ TARAFINDAN HİLÂFET İLE MEZUN OLUR. Bir mürşid ki, şart ve edeplerle vasıflanmamıştır, öyle bir adama uymakta tehlike vardır. Böyle bir kimse, sâliki selâmetile Hakka yaklaştırmaz, belki daha fazla uzaklaşmasına sebep olur."""
buyurmuşlardır.


Görüldüğü gibi, hilâfet ve mezuniyet bizatihi Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz tarafından verilmektedir. Ve Şah-ı Nakşibend (.k.s.) Efendimiz de icazetten hiç bahis dahi etmemiştir.

1. sayfa (Toplam 4 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 2 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/