Ruhan yazdı:
Alem Şems-i Tebrizi güneşleriyle dopdolu ama isteklisi nerede?
Bu da Mevlana efendimizden...
Hz. Pir buyurdu ki bu beşer içinde nice Mahbub-i Hüda vardır... Yine büyük Şah efendimiz ifade ettiler ki bu zaman çok feyizli, çok nimetli, az emekle çok kâr'ın mümkün olduğu bir vakittir.
Kısaca, karamsarlığa ve kalbin o tarz düşüncelerle daraltılmasına gerek yoktur.
Muhterem Ahmet Taşgetiren anlatıyor:
"Evet,
cemaat enaniyeti diye de ifade edilebilir. Yani, nasıl kişinin enesi varsa,
cemaatlerin, grupların da enesi oluşabiliyor, vardır demiyorum, ama oluşabiliyor. Bunun da farkına varmak lazım. Çünkü bir cemaat oluş, Allah’ın davasına hizmet içindir, öyle olmalıdır. Yani dünya menfaati için olmamak gerekir.
Allah’ın rızasına ulaşmak, ona hizmet ana gaye ise, o zaman her cemaatin o gaye istikametindeki hizmetini hepimizin önemsememiz gerekir.
Hepimizin birbirimize dua etmemiz ve hepimiz birbirinin hizmetinin çoğalması için duacı olmamız ve mümkünse yardımcı olmamız lazım
Çünkü o cemaat de Allah’ın yoluna gidiyor, ben de Allah’ın yoluna gidiyorum. Dolayısıyla, diğerini kıskanmam, ayağına çelme takmam, hızını kesmem, bunlar aslında Allah yolunda bir hizmetin yolunu kesmek anlamına geliyor.
Yani,
eğer rahmeti kıskanmaksa, “o daha çok çalışıyor, benden daha çok Allah’ın Rahmetine nail olacak” gibi bir his ki, bu his de çok önemli bir yanılgıyı ifade ediyor. Çünkü
Allah’ın rahmeti şu veya bu guruba verilmekle bitmeyecek bir rahmettir. Sonsuz bir rahmettir.Ama bence asıl problem, nefislerimizin hizmet gibi, dava gibi, misyon gibi algılanır hale gelmesidir.
Nefsin kendi damgasını vurmasıdır. Ve onu bizim hizmet zannetmemizdir. Problem orada ortaya çıkıyor. Yani, hizmetten uzaklaşıyor, gurubun büyüklüğü, hâkimiyeti, çıkarı öne çıkıyor, başka bir gurubun hizmetini görmez hale geliyoruz. Kardeşlik hukuku önemli ölçüde yaralanıyor. Ve bana göre bu da, yapılan hizmetlerin bereketini tamamen ortadan kaldırıyor. Ben şöyle diyorum, Cemaatler arasındaki ilişkilerde duayı önemsememiz lazım ve her cemaat diğeri için; “
Ya Rabbi! O kardeşlerimizin hizmetlerini bereketli kıl” diye dua etmesi lazım diye düşünüyorum."
Sadece ben terbiye ederim, alemde ben gibisi yoktur gibi sözler kalbe hoş gelmediği gibi, o cemaati de yukarıda zikredilen menfi tesirlerin içerisine atacaktır. Yalnızca biz varız demeye başlayacaklardır. Bizim silsilede isen, bizim silsilenin yakınlarında isen iyi adamsın, değilsen mahrumlardansın; ama yine de zikrediyorsun ya, ahir zamanda bu bile kârdır gibi düşük ve sönük düşüncelere gireceksin.
Allah'ın rahmetine, feyzine mani olunamaz. Allah'ın işine de karışmamak lazımdır. Böyle tiplere tasarruf hakkı verilmez derlerdi. Merkez Efendi'nin kıssası bu konuda pek manidardır.
Yol kesicileri tarikatlarda daha çok. Başka yere değil yalnız bize gel diyenler, o adamı kazanamamışsa, en büyük yol kesicisi olmuşlardır. Başka yerlerden de adamı soğutmuş olacaklardır. Allah'ın rahmeti, feyzi sana mı bağlı, sen bak kendi işine..