Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Osmanlı’nın dehaları Mevlevî-hânelerde yetişti
MesajGönderilme zamanı: 11.12.10, 14:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 17.12.08, 16:48
Mesajlar: 237
HAFTALIK DURUM
Yılmaz Öztuna / Türkiye
yilmaz.oztuna@tg.com.tr
11 Aralık 2010 Cumartesi

Osmanlı’nın dehaları Mevlevî-hânelerde yetişti


Şeb-i Arûs (gelin, vuslat gecesi) denen Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin ölümünün 737. yıl dönümü kutlamaları Konya’da başladı. Bugün Afganistan’da kalan Güney Türkistan’ın Belh şehrinde 30 Eylül 1207’de doğan Mevlânâ, 17 Aralık 1273’te Konya’da ilâhî vuslata erişti. 66 yaşını 2 ay, 17 gün geçiyordu. Mevlevî muhiblerince ölüm günü matem tutulmaz. Bayramdır. Şenlik, şâdmânlık demidir.
Sonradan Mevlây-ı Rûm (Türkiye’nin Efendisi) ve Mevlânâ (Efendimiz) diye anılan ve adının sonuna Rûmî (Anadolulu) nisbe’si getirilen Celâleddin, büyük mutasavvıf bilgin sultânü’l-ulemâ (bilginlerin sultanı) denen Bahâeddin Veled’in oğludur. Annesi Mü’mine Hâtûn, Harzem-Şâhlar Türk hâkanlık hanedanına mensuptur. Annesi Karaman’da ve babası Konya’da öldü (23.2.1231).

KONYA’YI MESKEN TUTTU
Mevlânâ, en büyük bilginlerden en yüksek tahsili gördü. Türkçe, Arapça, Farsça, İbrânîce, Yunanca’yı çok iyi öğrendi. 1244’te Konya’ya gelen Şems-i Tebrîzî, babasının yerine Konya’nın en parlak medresesinde müderris olan Mevlânâ’yı tasavvuf okyanusuna celb etti. Selçuklu hâkanlarımızın Kaanûnî Süleymân’ı olan Alâeddin Keykubâd’ın parlak yılları idi. Konya da Selçuklu Türkiyesi’nin taht şehri. Dünyanın en zengin ve parlak beldelerinden biri. Osman Gazi, Mevlânâ’nın ölümünde 15 yaşında idi. Babası Ertuğrul Gazi, 1231’den 1281’e kadar Bizans’a karşı Selçuklu uc beylerinden biridir. Mevlânâ, ülkeler gezerek, Yakın Doğu’yu inceleyip Konya’da mesken tutmuştu.
Mevlânâ’nın daveti, cihânşümûl (evrensel) idi. Muhyiddin Arabî, bu yıllarda Konya’da idi. Onun vahdet-i vücûd öğretisi Mevlânâ tarafından benimsendi. Bütün Türk tasavvufunu da şiddetle etkilemiştir.
Mevlânâ öğretisi üzerine kurulan Mevlevî-hâneler, Osmanlı Türk kültürünün en ağırlıklı eğitim ve öğretim kurumlarındandır. Yoksul ve bay (eski Türkçe’de “zengin” demek), soylu ve kul, herkesin feyz aldığı dergâhlar oldu. Zira; in simât-est bî-dirîğ ez-hâss-u â’m -İn derin câ hêst her kisrâ ta’âm=Bu, soyludan da, yoksuldan da esirgenmemiş bir sofradır; burada, herkes için yiyecek bir şey vardır.
Türk tasavvufu ahde vefâ ve kazâya rızâ ilkesine dayanır. Mevlevî-hâneler bütün tarîkatlar gibi bu öğretiyi verdiler. Ancak en iyi Farsça öğreten Osmanlı müesseseleri, en yüksek musiki öğretimi yapan Osmanlı konservatuvarları gibi üstünlüklerini belirtmem gerekir. Yalnız edebiyat, dil, dinî bilgilerle yetinmemişlerdir (Osmanlı medresesinde Arapça okutulur, Farsça yoktur).
Sultan Süleyman gibi kaanûnî bir hükümdar, o devirde hayat boyu atanan şeyhulislâmını, Mevlânâ’ya dil uzattığı için azledivermiştir. Yavuz ve Dördüncü Murad gibi cihan hâkanları, Mevlânâ’nın sandukasının saçaklarını öpmekle şereflenmişlerdir. Şâirler, âlimler, bestekârlar, hattatlar ve aralarında dehâ mertebesine ulaşan çok seçkin bazı bilgin ve san’atkârlarımız, Mevlevî-hâneler’de yetiştiler. Osmanoğulları’nın çoğunluğu Mevlevî muhibbi olduğu için, tarîkat büyük himaye gördü.
Bugün bütün dünyada, Birleşik Amerika başta, milyonlarca Mevlânâ ve Mevlevî hayrânı var (Mevlevî muhibbi olmak için Müslümanlık şart değildir). Türk mâşerî estetik dehâsının en yüksek ürünleri olan Mevlevî âyinleri (bu teşhis Atatürk’e ait), her türlü yasağı delip geçerek icrâ edildi, ediliyor.

EN BÜYÜK KÜLTÜR MERKEZİ
Bu enginliğine ve sınır tanımazlığına rağmen Mevlevîlik, bir Türk tarîkatidir. En yüksek kültürü temsil ettiği büyük beldelerde geliştiği doğrudur. Ama şu veya bu şekilde, Türk kültürüne katkıları sonsuzdur. Mevlânâ ve Mevlevîlik olmasa idi, biz Batı (Osmanlı) Türkleri’nin medeniyetimizden mutlaka bir şeyler eksik kalırdı.
Sünnî bir tarîkat olduğu için, Farsça’ya verdiği çok büyük ağırlığa rağmen Mevlevîlik, İran’da birkaç şehir dışında yayılmadı ve Türkistan’la Hindistan gibi o asırlar Türk âleminin iki büyük bölgesine ulaşmadı. Osmanlı yönetimindeki Batı (Mağrip) Arap âlemine ve Balkanlar’a ise yayıldı. En büyük dergâh, Konya’dakidir ve Mevlânâ torunları olan çelebîler burada otururlardı. İstanbul’da ilk Mevlevî-hâne 1492’de açıldı. Sonra sayıları 7’ye çıktı. Galata ve Yenikapı Mevlevî-hâneleri ise, imparatorluğumuzun en büyük kültür merkezleri arasında yer alır. Konya Çelebîsi’nin Osmanlı protokolünde yeri vezîr (mareşal) eşiti idi, fakat vezirlerden önce sıra verilmiştir.

Kitaplar Arasında
> Prof. Dr. ŞAHİN UÇAR, Varlığın Anlamı, 3. baskı, İst. 2010 (ilk baskı 1995), 176 s., Şûle Yayınları. Şahin Uçar, tarihçi, filozof, mütefekkir, hattat, bestekâr, dîvân sahibi son şairimiz, tanbûrî, neyzen, pek çok kitabın yazarıdır. Tam mânâsıyle bir allâme’dir (erudit). Tarih felsefesi profesörüdür. Birçok Doğu ve Batı dillerine vâkıftır. Yukarıda sunduğum eseri, derin düşünceyi seven ve beğenen okuyucuyu cezbedecektir.
> Ankara Gazi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. RIZA AYHAN, akademisyen arkadaşlarına, Hacı Bektaş Velî‘nin eserlerinin tenkıydî baskısını çok geniş açıklamalarla 3 muhteşem cilt hâlinde yayınlatmış: I: Velâyet-Nâme, 944 s., çift sütun, II: Külliyâtı, 776 s., diğer eser: Gıyasettin Aytaş (editör), Ocaklar, Oymaklar, Boylar, 720 s., çift sütun, hepsi Ankara 2010, Gazi Ün.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye