Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Dücane Cündioğlu:Medya bataklığında nefsin hâlleri
MesajGönderilme zamanı: 28.06.09, 19:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 253
Medya bataklığında nefsin hâlleri

Dücane Cündioğlu

dcundioglu@yenisafak.com.tr

Pazar, 22 Mart 2009

-"Benden nefret et ama bana acıma!"

Bu Yeşilçam repliği, doğru çözümlenirse, bir hakikati dile getirir aslında. Acıma duygusunda saklı olumsuzluğu sezinleyen bir bilincin 'bilinçsiz' tepkisini.

Acınacak durumda olmak veya görünmek istemez insan. Öyle ki nefretin gerektirdiği her türlü şiddete bile katlanmaya hazır hisseder kendisini.

Burası çok açık. Ancak yine de acıma sözcüğünün o kuru, o duygusuz, o seküler tonunun etkisinde kalarak, bu yazıda tartışmayı düşündüğüm "duygusal karmaşa"yı hafife almanızı istemem. Bu nedenle acıma duygusuna bir çırpıda asalet kazandıracak iki alternatif sözcüğe hemen işaret ediyorum: 'merhamet' ve 'şefkat'.


* * *
İmdi, soruyu ve sorunu bir kez daha belirgin kılmayı deneyebiliriz: İnsan acıma/merhamet/şefkat gibi görünürde pozitif bir duyguya muhatab olmak yerine acaba niçin nefret veya öfke gibi olumsuz duygulara muhatap olmayı yeğler?

Evet, insan niçin bir tür yakınlaşma çabası olan 'acıma'ya değil de aksine bir uzaklaşma/uzaklaştırma teşebbüsü demek olan nefret ve öfkeye maruz kalmayı tercih eder?
Sebep şu olsa gerek: Acıma, bazen açıkça tahkire ve aşağılamaya dönüşür. Muhatabı tarafından sahte bir yakınlaşma imgesi (acıma) aracılığıyla aşağılanmaktansa, kişi, açıkça muhatabının kendisini itelemesini, öfke ve nefretini açıkça dile getirmesini arzu eder.

Yani "Benden nefret et ama bana acıma!" diyen kişi, aslında acıma 'ifadesi'ndeki gösterişe (sahteliğe) karşı çıkmakta, bunun yerine, muhatabının gerçek duygularını dışavurmasını talep etmektedir.

Bu açıklama tamamen yanlışlanamaz, ama sorunun görülmesini örten (engelleyen) bir tarafı da var. Çünkü meseleyi bir ifade sorununa indirgiyor.

Kişinin karşısında bir hasmının, bir düşmanının olduğunu varsayıyor, ve fakat bir dostun acımasındaki sahiciliği hesaba katmıyor.


* * *
İki gün önce kaleme alınmış bir köşe yazısı, tartıştığım bu sorunu açıklamaya gayet elverişli bir örnek teşkil ediyor.

Yasemin Çongar'ın Taraf gazetesindeki yazısından alıntıladığım şu satırları -metnin politik ve aktüel bağlamıyla ilgilenmeksizin- gelin birlikte okuyalım:

- Gülmedim, ağlamadım.- Mustafa Balbay'ın günlüklerini okurken, öncelikle Balbay ve bu görüşmelere katılan bütün "gazeteciler" için, sonra Yalman'ından Eruygur'una, Büyükanıt'ından Tolon'una, bu milletin vergisiyle komutan olmuş bütün o "darbeder" generaller için derin bir hüzün duydum.

Günlükleri bitirdiğimde, hüznün içinde farklı bir hissin tomurcuklandığını da fark ettim. Acıma hissi...

Bu günlüklerde adı geçenlere, bu günlüklerin parçası olanlara acıyordum."



* * *
Kendisine acınan zevata, "Bu gazetecinin size acımasını mı, yoksa sizden nefret etmesini mi istersiniz?" diye sorabilseydik, muhataplarımızın ikinci şıkkı seçeceklerinden zerre kadar kuşku duyar mıydık?

Duymazdık sanırım. Çünkü hepsi de tümüyle bir gazetecinin (hemen vurgulayalım: bir kadın gazetecinin), kendilerine acımasındansa nefret etmesini tercih edeceklerini bilirdik.

Çongar'ın kullandığı türden merhamet ve şefkat 'ifade'lerine kimse maruz kalmak istemez. Çünkü tahkir ve istihza duyguları, metnin her satırından sızıyor. Eleştirinin üslubu çok kadınsı, üstelik çok taraflı. Her iki anlamıyla da.

Kısaca yazıdaki ironoyi görmek ve göstermek bir marifet değil. Zaten tüm çıplaklığıyla ortada. Nitekim birlikte mesai arkadaşlığı yaptığı günlere atfen, Çongar, büroda kızların Balbay'a bir lakap taktıklarını belirtmeyi de ihmal etmez: 'şeftali'. (Dilerseniz şöyle de okuyabilirsiniz: 'şef-tali')

'Derbeder'i 'darbeder'e dönüştüren kelime oyununu oynarken de Çongar'ın, adı geçen kişilerin darbeciliklerine değil, aksine zavallılıklarına (derbederliklerine) îmada bulunduğu çok açık.

Bütün bu örneklerdeki çokanlamlılık, her defasında kullanıcısının tahkir ve istihza niyetinin birer göstergesi hâline dönüşmüş.

Taraf olmanın birçok tarzı vardır. Bu sadece onlardan biri. Çok kadınsı. Ve söylemek zorundayım: Çok acımasız.


* * *
Neyse, her iki tarafa da (acıyanlara da, acınanlara da) şefkat ve merhametle davranıp bu örneğin üzerinde daha fazla durmayalım. Çünkü bizim tartışmak istediğimiz: "acıma duygusunda saklı olumsuzluk" bu kadar yüzeyde değil. Bilâkis daha derinde.


* * *
Acıma duygusunda bir rahatlama, o durumda olmadığını hissetmekten kaynaklanan bir iç tatmin vardır. Acıyan aslında haz alır. Evet, acımaktan, hüzünlenmekten, hatta ağlamaktan bile gizli gizli zevk alır insan. Keyiflenir. Lâkin bilinçsizce.

Kendisine acınanlar ise bu duyguyu bilinçli bir biçimde göremezler ama muhakkak sezinlerler. Bu yüzden dostlarının bile kendilerine acımalarını istemezler.

Dilenciler, kendilerine acıdıkları için para veren kimselere aslâ minnettar olmazlar. Çünkü bu ücretin bir hizmet karşılığında ödendiğini gayet iyi bilirler. Lâf edenlerin arkasından da "Sizi rahatlatıyoruz ya, daha ne istiyorsunuz" dercesine bakarlar.


* * *
Ey talib, sen hakikatte haz almadan acıdığın/ acıyabildiğin bir tek vak'a bile hatırlayamazken, söyle bana, niçin her fırsatta, Cenab-ı Hakk'ın sana acımasını istiyorsun? İsteyebiliyorsun?

Korktuğun için mi?



Yeni Şafak


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye