Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Medyanın Üzerimizdeki Rolü nedir ve Nasıl Olmalıdır?
MesajGönderilme zamanı: 11.01.11, 23:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
Medyanın Üzerimizdeki Rolü nedir ve Nasıl Olmalıdır?


Televizyon, radyo, gazete… Kısacası medya ticari bir kuruluştur. Hayatını sürdürebilmek için ne gerekiyorsa yapması da kendilerince haklı olabilir. Her kitleye seslenen konuları, bir virüs gibi etkilemekte ve insanları zehirleyerek depresyonlar içinde sorunlu bir toplumu meydana getirmektedirler. Bir malı satarken hile yoluyla verseniz o insan en fazla zararı iflasla görür. En fazla umutları kırılabilir. Öldürmez. Ama bu tip diziler ve filmlerle insan ruhunun alışkanlıkları kötü yönde artmakta, düşünen değil tembel bir beyini üretmektedir.

Eğer en acı veren, en şiddet içeren, en romantik olan… Enleri bol olan film ya da diziler reyting yapmakta, bunda payı olanlar ise paraya para dememektedirler. Biz dizide lisede okuyan kızın evine erkek arkadaşı geliyor, kız annesi diyor ki, “ Kızım arkadaşınla odanda rahatça konuşun. Yanımızda rahat edemezsiniz!” diyor. Kız ve erkek çocuk kızın odasında yalnız kalınca bilimden bahsetmiyorlar. Cömertçe aşk meşk içinde görüntüleniyorlar. Başka bir dizi filminde ise, kız annesi, kızının erkek arkadaşı olmadığı için ağlıyor. Erkek arkadaşının olmasını normal görüyor. Başka filmde ise bir başrol oyuncusu önüne gelene kurşun sıkıyor ve dövüyor. Herhalde seyircide içinden bir “Oh…” geçiriyor ve kendince rahatlıyor.

Bu ve bu benzer örnekler o kadar çok ki… Bu dizilerde oynayan oyuncular ahlaki değere değil, alacağı paraya bakıyor. İzleyiciler ise parasızlıktan dert yanıyor. Adeta izleyerek günahlarına ortak oluyoruz. Oyuncularınsa böyle bir film çevirdikten sonra kitlelere kötü örnek olacağı umurlarında bile değil. Senaryoyu hazırlayan ne kadar uç yazarsam o kadar güzel olur düşüncesinde belkide. Kim bilir…

Aslında bunun temelinde, düşünmeyen, sorgulamayan, neyi kaybettiğini göremeyen bir izleyici var. Hayat o kadar zor ki… Para kazanmak aslanın ağzında bir lokma günümüzde sanki… Akşam eve gelen her kişi, gülmeye, eğlenmeye, kafasını böyle dağıtmaya çalışıyor. Ne eşi, ne çocukları nede komşuları ile iletişim kurmak istemiyor. Evinde ve çevresinde sorun görmek istemiyor. Çünkü işinde, dışarıda kaldığı her yerde sorunsuz yaşamıyor ki… Kim bilir belkide birbirimize bu konuda yardımda etmek de istemiyoruz.

Çocukluğumda televizyon yoktu. Radyo da bu kadar etkili değildi. Gazete haberlerinde magazin dâhil yalan yanlış her şey vardı ama insanların çok vaktini çalmazdı. Aslında çok okuyucusu da yoktu. Kitap okunurdu. Çocuklar yatmadan önce masal kitabından bir bölüm dinlerlerdi. Birlikte yemek yenir, Komşularla oturulurdu. Birlikte eğlenceler keşfedilirdi. Kızlar mini etek giyerdi ama kimse onlar hakkında kötü düşünmezdi. Çünkü herkes onun kardeşiydi oturduğu semtin çevresinde. Ahlaksızlık bu yüzden çok sınırlıydı. Para kazanmak yine zordu ama insanlar maddi olarak borç verir ve kişileri destekler, güvenirdi. Çünkü o zamanlar sanal değil gerçek bir iletişim vardı. Çünkü herkesin ne yapabileceği bilinirdi. Şimdiki gibi sanal, düşüncesiz, güvensiz ve vurdumduymazlık yaşanmazdı.

Bunları denetleyen kurumlar siyasi hale geldiler. Ya da çalışmasını engelleyen kanuni aşamalar var. Tedbiri almak veya engellemek zaman alıyor. Tepkiye anında cevap almak için sabırlı olmak gerekiyor. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor anlayacağınız. Şimdilerde ilk yayınlandığı bölümünden sonra tepkilere yol açan “Muhteşem Yüzyıl” adlı diziye, RTÜK’e şikâyet eden 160000 kişi olduğunu öğrendim. Tepki var ama ikinci bölümü oynayacak gibi görünüyor. Nasıl tepki vermeli ki… Bir ara moda olmuştu “Işık yanıp söndürme eylemleri” . Evet, temel değerlere, örnek alınacak kişilere yapılan saldırılara tepkili olmalıyız. Dizileri yazanlar bu konularda ticari gaye gütmemeliler. Oynayanlarsa oynamamalılar… Ama nasıl? Sanırım temel sorun, biz bu konulardan maalesef çok eğleniyoruz… Yayınlandığında reyting olmasına biz neden oluyoruz. Ne kadar kötü bir durum bu! Tepki veren sadece 160000 kişi, 75 milyonun içinde! Eğer böyle tepkisiz kalırsak da, bizi başka kimlikler içinde yaşatacaklar gelecek onluklarda! Ne Ermenilere kızacağız ne tarihimiz karartan oyunlara ne Hıristiyan misyonerlere nede bizden göz göre göre çalan hırsızlara! Biz değişerek başka kimliklerde yaşarken öleceğiz, yok olacağız.

Eğlencemi arıyoruz, kardeşliği öğrenelim eskisi gibi… Birbirimize güvenmeyi, harbiden paylaşmayı! Öğrenmek için tartışalım. İlim öğrenmek için kavga edip savaşalım. En önemlisi, öldükten sonra unutulmamak için karşılık beklemeden bir şeyler üretmenin ve yaşadığımız topluma faydalı olmanın yolunu keşfedelim. Türkiyeli olmaktan gurur duyacağımız refah ve zengin bir toplumu yeniden yeşertelim. Her kişi kendi hayatını yeniden gözlemlesin ve ciddi olarak düşünsün. Biz nereye gidiyoruz ve istediğimiz bu mu?


Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye