Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Seyyid Ahmed Arvasî -Rh-
MesajGönderilme zamanı: 24.12.08, 12:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Türk-İslam Ülküsü'nün Bayraktarı Seyyid Ahmed Arvasî

15 Şubat 1932- 31 Aralık 1988


S. Ahmed Arvasî'nin kendi kaleminden:

BİYOGRAFİSİ (*)

Alıntı:
Ben 15 Şubat 1932 Pazartesi, Ağrı İlinin Doğubeyazıt kasabasında doğdum.

Ailece Van’ın Müküs (Bahçesaray) kasabasına bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündeyiz. Mühitimizde bu köyün adına izafeten Arvasiler olarak tanınırız. Soyadı Kanunu çıktıktan sonra, köyümüzün adı soyadımız oldu.

Babam Van Gümrük Müdürlüğü’nden emekli Abdulhakim efendi, annem ev kadını Cevahir hanımdır. Biri benden büyük 5 kardeşim var. Evliyim. Halen 5′i hayatta 6 çocuk babasıyım.

İlkokula Van’da başladım. Doğubeyazıt’ta bitirdim. Ortaokula Karaköse’de başladım, Erzurum’da bitirdim. Daha sonra Erzurum Erkek Öğretmen Okulu’na (sonra Nene Hatun Kız Öğretmen Okulu oldu) kayıt yaptırdım. 1952 yılında ilkokul öğretmeni olarak çalışıp askerliğimi yedek subay olarak tamamladım. 1952 yılında ilkokul öğretmeni olarak çalışıp askerliğimi yedek subay olarak tamamladım. Sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’ne kaydoldum.

1979 yılında emekliye ayrıldım.

Ben İslam, iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, Türk Milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslam’ı gaye edinen Türk Milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster azınlıklardan gelsin, isterse çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım. Bunun yanında Şanlı Peygamberimizin “Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır” tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere de bağlıyım.

Öte yandan İslam’ın yakından uzağa doğru bir fetih ile bütün beşeriyeti tevhid bayrağı altında bütünleştirmeye çalışan ilahi sistem olduğunu da unutmuyorum.

Yine Şanlı Peygamberimizin “İlim müminin kaybolmuş malıdır. Nerede bulursa almalıdır” tarzında formülleştirdiği mukaddes ölçüye bağlı olarak, hızla muasırlaşmak gereğine inanmaktayım. Bu Türk-İslam kültür ve medeniyetinin yeniden doğuşu (rönesansı) olacaktır.

İslam’dan zerre taviz vermeden yepyeni kadrolar ve müesseler ile zamanımızın bütün meseleri, vahyin, Peygamber tebliğlerinin ve sünnet yoluna bağlı büyük müctehidlerin açıklamalarının ışığında, yeniden bir tahlile ve tertibe tabi tutulabilir.

İnanıyorum ki, hem Türk hem Müslüman olmak hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihler boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim?

Asla unutmamak gerekir ki, yabancı ideolojiler, yabancı ve istilacı devletlerinin fikir paravanalarıdır. Milletleri içten vuran sinsi tuzaklardır. Bunu bildiğim, buna inandığım içindir ki, Türk Milletini parçalama oyunlarına ve tertiplerine karşı durmayı, büyük bir namus ve vicdan borcu bilmekteyim. Hele bir Doğu Anadolu çocuğu olarak, doğduğum ve büyüdüğüm bölge etrafında döndürülmek istenen hain niyetlere, kahbe tertiplere karşı elbette kayıtsız kalamazdım.

Beni yakından tanıyanlar, bütün hayatımı ve çalışmalarımı Türk-İslam Ülküsü’ne vakfettiğimi elbette bilirler. Beni bu mukaddes yoldan döndürmek için ne oyunlarla, ne tertiplere ve ne kahbeliklere maruz bırakıldığımı bir Allah bilir bir ben Şüphesiz bu oyunlar bitmemiştir ve kolayca biteceğe de benzemez.

Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman Türk Milleti ve onun devleti güçlüyse, İslam dünyası da güçlüdür. Aksi bir durum varsa, bütün Türk dünyası ile birlikte İslam dünyası da sömürülmektedir.
Galiba bu durumu en iyi idrak edenler de düşmanlarımız. Onun için bütün İslam dünyasını esir almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi Türk devleti ve Türk Milleti olmuştur. Tarihten ibret almasını bilenler, bunu ayan-beyan göreceklerdir. Durum günümüzde de aynıdır.

Onun için diliyorum ki; Türk devletini yıkmak ve Türk Milletini parçalamak isteyen bölücüler yalnız Türklüğe değil, İslam’a da etmektedirler.


(*) Seyyid Ahmed Arvasi, Biyografisini kendisi kaleme almıştır.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Seyyid Ahmed Arvasî -Rh-: SENİ UNUTMADIK / Cengiz Akyıldız
MesajGönderilme zamanı: 29.12.08, 17:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
SEYYİD AHMET ARVASİ HOCAM SENİ UNUTMADIK…/
Yusufiyeli Cengiz Akyıldız

GÜNCEL

Seyyid Ahmed Arvasi'nin ölümünün üzerinden yıllar geçti. Hoca 31 Aralık 1988'de hayata gözlerini yumdu. Ülkücü gençlik Arvasi Hoca'yı okumaya devam ediyor. 15 Şubat 1932 Ağrı ilinin Doğubeyazıt ilçesinde doğan Seyyid Ahmet Arvasi ailece Van'ın Bahçesaray ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir. 1958 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji bölümünden mezun oldu. Ülkücü Hareket onu daha çok üç ciltlik Türk-İslam Ülküsü adlı kitabı ile tanır. Ancak bu kitapların kökeninde 1965'de yazdığı "İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri" adlı çatışmasıdır.

1979 yılında MHP büyük kongresinde üye olarak seçilmiş ve bunu radyodan haberleri dinlerken duymuştu. Bunun üzerine emekliliğini istedi 12 Eylül 1980 darbesine kadar MHP genel idare kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. 12 Eylül'de önce Dil ve İstihbarat okuluna sonra da meşhur Mamak Cezaevine götürülmüştür.

Şuurlu bir Türk Milliyetçisiydi. Tıpkı 17.Yüzyılda yaşayan müfessir Vani Mehmet Efendi gibi düşünüyor, onun bundan üç yüz yıl önce "Arais-ül Kur'an" adlı kitabının ikinci cilt, 250.yaprağında yazdığı gibi: "Türkler, Kur'an'da bahsi geçen Zülkarneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki bu konuda tereddüdü mucip olacak hiçbir nokta yoktur" derdi. Sık sık "Oğuz'un çocukları" dediğinde gözleri ışıldar sesi gürleştiği söylenir.


İslam Alemin de mazlum milletlerinin de kurtuluşunun Türk milliyetçilerinde , Türk - İslam Ülkücülerinde olduğuna "Amentüye iman ettiğim" gibi inanıyorum" dediği anlatılır. Arvasi Hoca, Atsız Hoca'dan esinlenerek, "Türk'e ve İslam'a kefen biçenlerin sonu korkunç olacaktır" demektedir.

İslam'ın ve Türk''ün aşığıydı. Tarih boyunca bütün milletlerin putları, müşahhas tanrıları olmuştur. Halbuki Tanrı mücerrettir. "Tarihte yontulmuş Tanrısı olmayan bir millet vardır, o da Türk Milleti'dir" derdi.

İnaniyorum ki, hem Türk olmak, hem Müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız, bütün tarihleri boyunca, bunu denediler ve başarılı oldular. O halde, bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim? Asla unutmamak gerekir ki, „ yabancı ideolojiler" yabancı ve istilacı devletlerin fikir paravanalarıdır, milletleri içten vuran sinsi tuzaklardır. Bunu bildiğim ve buna inandiğim içindir ki, Türk devletini bölme ve Türk milletini parçalama oyunlarına ve tertiplerine karşı durmayı, büyük bir Namus ve Vicdan borcu bilmekteyim. Hele, bir Doğu Anadolu çocuğu olarak doğduğum ve büyüdüğüm böyle etrafında döndürülmek istenen hain niyetlere ve kahpe tertiplere karşı, elbette kayıtsız kalamazdım. Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman-Türk Milleti ve onun devletleri güçlü ise İslam dünyası da güçlüdür. Aksine bir durum varsa, bütün Türk Dünyası ile birlikte İslam Dünyası da sömürgeleşmektedir. Galiba, bu durumu, en iyi idrak edenlerde düşmanlarımızdır. Onun için, bütün İslam Dünyasını esir almak isteyen <<er>> ilk hedefi Türk Devletleri ve Türk Milleti olmuştur. Tarihten ibret almasını bilenler, bunu ayan beyan göreceklerdir. Durum, günümüzde de aynıdır.

Onun için diyorumki, Türk Devletini yıkmak ve Türk Milletini parçalamak isteyen bölücüler, yalnız <<T>> değil, İslam’a da ihanet etmektedir.

S.A. Arvasi Hoca efendinin nasıl bir dava adamı ve idealist bir insan olduğunu görüyoruz. Eserlerini okuduğumuz ve incelediğimiz zaman yine görüyoruz ki, hayatını ve çalışmalarını Allah’ın ve Resul’ünün yoluna , hizmetine vakfettiğini. İlmi- Hal kitabındaki ithaf yazısından diğer eserlerine varana kadar neyi arzu ettiğini, neyi gaye edindiğini anlıyoruz.

Son olarak kendisi hakikaten bir Türk-İslam Ülkücüsü olarak yılmadan, usanmadan davası uğruna mücadele etmiş bir değerli insandır. Onu burda tam manasıyla anlatmak mümkün değildir. Bu sebeble onu daha iyi anlamak ve tanımak için mutlaka eserlerini okumak gerektiğine inanıyorum. O zaman yazarımızı daha iyi tanımış ve nasıl bir kişiliğe, karaktere ve düşünceye sahip olduğunu idrak etmiş oluruz.

Cenab-i Hak`dan tekrar kendisine gani gani rahmet niyaz ediyorum.

SEVGİLİ HOCAM ; ne ben ne de gelecek kuşaklar seni unutmayacaktır.

UNUTMAK İHANETTİR..

***

Seyyid Ahmed Arvasi (D.1932/Ö.1988)

1932 yılında dünyaya geldi. Ailece Van'ın Müküs (Bahçesaray) kasabasına bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir. Muhitlerinde bu köyün adına izafeten 'Arvasiler' olarak tanınırlar. Soyadı kanunu çıktıktan sonra köylerinin adı soyadları oldu. Babası Anadolu'da yetişen büyük velilerden Seyyid Abdülhakim Arvasi'dir. Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabı yazarı Hüseyin Hilmi Işık ile büyük şairlerimizden Necip Fazıl'ın hocaları Abdülhakim Arvasi hazretleri ise bir başkasıdır.

1952'de Erzurum Öğretmen Okulu'ndan mezun olduktan sonra bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı. 1958'de Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'nü bitirdi. Sırayla Balıkesir, Bursa ve İstanbul'daki eğitim enstitülerinde hocalık yapan Arvasi, 1979 yılında emekli oldu. Aynı yıl Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel İdare Kurulu'na seçilerek bu partideki görevine 12 Eylül 1980 ihtilaline kadar devam etti. MHP'den İstanbul Senatör Adayı da olmuştur. Arvasi Hoca, o zamanlar Türk milliyetçiliğinin sesi olan Hergün Gazetesi'nde, ' Türk-İslam Ülküsü ' başlığıyla günlük makale yazdı. 12 Eylül darbesinden sonra Türk İslam ülkücüleriyle birlikte MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'ndan yargılandı. Mamak Cezaevi'nde işkence gördü. Tahliye olduktan sonra ülkücü gazete ve dergilerde yazı yazarak gençliğe yol göstermeye devam etti. Türkiye Gazetesi'nde Hasbihal başlığı ile makaleleri neşredildi.

56 senelik ömrünün bir bölümünde hep konuşan, anlatan ve hitabet sanatını en güzel şekilde icra eden Arvasi Hoca vardı. İkinci ve son bölümde ise hep yazı yazan. 31 Aralık 1988'de Erenköy'deki evinde saat 11.00'de ruhunu teslim ederken çok sevdiği daktilosunun başındaydı. Ölümünü Yeni Düşünce Gazetesi, 'Bir Güzel Adam Hakk'a Yürüdü", Türkiye Gazetesi ise 'S. Ahmet Arvasi'yi Kaybettik' manşetiyle verdi. Arvasi'nin cenaze namazı için yurdun çeşitli yerlerinden gelen binlerce kişi Fatih Camii'ni ve bahçesini doldurmuştu.

Merhumun akrabası Van eski Müftüsü Seyyid Kasım Arvasi cenaze namazını kıldırdı.

Arvasi Hoca, Edirnekapı'da damadı Reşat Yaman Karadeniz’in yanına defnedildi. Kabrinin biraz aşağısında meşhur Osmanlı şeyhülislamlarından İbn-i Kemal hazretlerinin kabri bulunuyor.

ESERLERİ

Türk-İslam Ülküsü (3 cilt), Kendini Arayan İnsan, İnsan ve İnsan Ötesi, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz, Şiirlerim, Eğitim Sosyolojisi, Doğu Anadolu Gerçeği, İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri, Hasbihal (6 cilt) Hasbihal, daha sonra konularına göre şu isimlerde yayımlandı: Emperyalizmin Oyunları, Devletin Dini Olur mu, Kadın Erkek Üzerine, İnsanın Yalnızlığı.

HAKKINDA YAZILANLAR

1.Asrın Yesevisi Ahmed Arvasi, Hüdavendigar Onur, Biyografi Net Yayınları, İstanbul 2003
Türk İslam ülküsünün abide şahsiyetlerinden Seyyid Ahmed Arvasi'nin ailesi, akrabaları ve hayatı hakkında yazılan Asrın Yesevisi isimli eserde, İlme Önem Veren Bir Millet, Arvas Mektebi, Arvasi'ye Göre İnsan Tahlilleri, Kültür ve Medeniyet Üzerine, Milliyetçilik, Arvasi'nin Milliyetçilik Anlayışı, Arvasi'de Türk Sevgisi, Arvasi'ye Göre Zararlı Cereyanlar, Arvasi'nin Eserleri gibi bölümlerde bulunuyor.

2.Ahmed Arvasi'nin Hayatı Tefekkürü Eserleri, Burak Yayınevi, İstanbul

3.Ahmet Arvasi Hoca hakkında Bizim Ocak, Nizam-ı Alem Ocakları, Hisar, Ufuk Çizgisi gibi dergiler özel sayı çıkardılar.

http://www.aktuel-dergi.org/modules.php ... le&sid=412

Yusufiyeli Cengiz Akyıldız
yusufiyeli@hotmail.com

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Seyyid Ahmed Arvasî -Rh-
MesajGönderilme zamanı: 31.12.09, 10:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Alıntı:
Ahmet Arvasi kimdir?

Seyyid Ahmed Arvasi'nin ölümünün üzerinden yıllar geçti. Hoca 31 Aralık 1988'de hayata gözlerini yumdu. Ülkücü gençlik Arvasi Hoca'yı okumaya devam ediyor. 15 Şubat 1932 Ağrı ilinin Doğubeyazıt ilçesinde doğan Seyyid Ahmet Arvasi ailece Van'ın Bahçesaray ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir. 1958 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji bölümünden mezun oldu. Ülkücü Hareket onu daha çok üç ciltlik Türk-İslam Ülküsü adlı kitabı ile tanır. Ancak bu kitapların kökeninde 1965'de yazdığı "İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri" adlı çatışmasıdır.

1979 yılında MHP büyük kongresinde üye olarak seçilmiş ve bunu radyodan haberleri dinlerken duymuştu. Bunun üzerine emekliliğini istedi 12 Eylül 1980 darbesine kadar MHP genel idare kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. 12 Eylül'de önce Dil ve İstihbarat okuluna sonra da meşhur Mamak Cezaevine götürülmüştür.

Şuurlu bir Türk Milliyetçisiydi. Tıpkı 17.Yüzyılda yaşayan müfessir Vani Mehmet Efendi gibi düşünüyor, onun bundan üç yüz yıl önce "Arais-ül Kur'an" adlı kitabının ikinci cilt, 250.yaprağında yazdığı gibi: "Türkler, Kur'an'dabahsi geçen Zülkarneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki bu konuda tereddüdü mucip olacak hiçbir nokta yoktur" derdi. Sık sık "Oğuz'un çocukları" dediğinde gözleri ışıldar sesi gürleştiği söylenir.

Aydınlar Ocağı'nda konferans verirken konferansı yöneten kişinin Türk-İslam Ülküsü'nden rahatsız olduğunu hissettirmesi üzerine " ben Afrika'nın ortasında dünyaya gelmiş ve bu akla da sahip olsaydım Tereddütsüz Türk Milliyetçisi olurdum. Çünkü ben Türk Milletinin de , İslam Alemin de mazlum milletlerinin de kurtuluşunun Türk milliyetçilerinde , Türk - İslam Ülkücülerinde olduğuna "Amentüye iman ettiğim" gibi inanıyorum" dediği anlatılır. Arvasi Hoca, Atsız Hoca'dan esinlenerek, "Türk'e ve İslam'a kefen biçenlerin sonu korkunç olacaktır" demektedir.

İslam'ın ve Türk''ün aşığıydı. Tarih boyunca bütün milletlerin putları, müşahhas tanrıları olmuştur. Halbuki Tanrı mücerrettir. "Tarihte yontulmuş Tanrısı olmayan bir millet vardır, o da Türk Milleti'dir" derdi. Bu çok önemli sosyolojik bir tespittir.

Türk-İslam Sentezi kavramından daha doğru bir kavram olan"Türk İslam Ülküsü" kavramını ilk defa Arvasi kullanmıştır. Arvasi, Gökalp'in "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" çizgisinde hem Müslüman, hem Türk Milliyetçisi hem de çağdaş olunabileceğini, ne pahasına olursa olsun mutlaka teknolojik üstünlüğü ele geçirmemiz gerektiğini söylemiştir.

Arvasi, taklidi bırakarak keşfetmenin öneminin altını çizerdi. "Mimar Sinan , Itri nasıl orijinal eserler ortaya koymuşsa, bizde onları taklit etmeden kendimize yabancılaşmadan ve kendimizi inkar etmeden orijinal ve dünyayı hayran bırakan orijinal eserler ortaya koyabilir, yeniden dünyaya meydan okuyabiliriz . Bu Türk Medeniyetinin yeniden şahlanışı demektir" derdi:" Bunun için Türk -İslam kültürüne, Türk - İslam Medeniyetine, Türk - İslam Ülküsüne bağlı Türklük şuur ve vakarına, İslam aşk, ahlak ve aksiyonuna sahip Türklüğü bedeni , İslamiyet'i ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan dünya Türklüğünün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur"

Türk Milliyetçilerini her dönemde ırkçılık ile itham edenler de olmuştur. Bunların bir bölümü kendilerine azınlık ırkçılığı yapmayı hak görenlerdir.Bir bölümü Türk Milliyetçiliğine "Şaman" diyen İslam''da Milliyetçiliğin olmadığını söyleyenlerdir. Arvasi, bu suçlamalara karşı çok ilginç bir cevap geliştirmiştir. Arvasi, ırk kavramını açıklarken, İslam'ın ırk gerçeğini inkar etmediğini ancak bu gerçeğin istismarına karşı olduğunu belirtir. İslamiyet "biyolojik ırk" gerçeğini kabul ve fakat bir Batı- Hıristiyan ürünü olan "biyolojik ırkçılığı" reddeder. İnsanlar farklı renk ve yapıda ve fakat bir tek köktendirler. Arvasi, biyolojik ırkçılığı reddederken Türk Milliyetçiliğinin "içtimai ırk" gerçeğini inkar ve ihmal etmemelerini ister. Sosyolojinin "içtimai ırk" olarak ele aldığı ve "biyolojik ırk"tan ayrı bir gerçek olduğu içtimai ırkın, biyolojinin konusu olmadığını, sosyolojinin konusu olduğunu belirtir. Bu bir Milleti teşkil eden fertlerin, ailelerin sınıf ve tabakaların soy birliği şuurudur. İçtimai ırk tespitinde Atatürk''ün "Ne Mutlu Türküm diyene" izahını buluruz.

Ortak bir şuur tarzında beliren mensubiyet duygusunun soy ve kan birliği şuuru biçiminde duyulmasıdır.Türk Milliyetçisi, Türk içtimai ırkını benimser , sever ve sevdirirken ailesini de bu espri içinde kurmaya çalışır. Kozmopolitlikten hoşlanmaz . Bununla beraber başka içtimai ırkları da Allah'ın birer ayeti olarak değerlendirir. "Biyolojik ırkçılık" parçalayıcı ve bölücü bir karakter taşıdığı halde "içtimai ırk "birleştirici ve bütünleştirici bir özellik taşır.

Kimse biyolojik verasetini tayin iradesine sahip değildir ama "içtimai ırk" tercihe açıktır. Aynı tarihe, aynı kültüre, aynı din ve ülküye sahip insanlar arasında "kan ve soy birliği" şuurunun güçlenmesine yol açar. Kendi içine kapanan dar bölge "aşiret", tabakalar arasında evlilik köprüleri kurarak milli şuuru güçlendirir. Bütün Türk tarihi boyunca aşiretler ve beylikler arasındaki çatışmaları yumuşatmada bu yol, pek çok kez denenmiş ve faydalı da olmuştur. Arvasi, "içtimai ırk" ile millet ve devletin güçlendiğini kaydeder.

Arvasi'nin tespitlerini şu başlıklar altında toplayabiliriz.

1 - Türk gençliğine hem Türk milliyetçisi, hem Müslüman, hem de çağdaş olunabileceğini öğretmeye çalışmıştır.
2 - Sübjektifliğin, objektifliğin, mutlaklığın gerçek anlamını vurgulamıştır
3 - İslam'ın yeniden tekrar tekrar ana caddeden kıl kadar taviz vermeden incelenmesini ve iyi anlaşılmasını savunurdu.
4 - Kendini sorgulayan, özeleştiriye tabi tutan insanoğluna ait ilimlerin yeniden kurulmasını, yani insan bilgisi biliminin kurulmasını önerirdi.
5 - Günümüze kadar gelen bilgileri temelinden sarsan fizik ve metafizik terimleri yerine insan ve insan ötesi anlayışının getirilmesi savunurdu.
6 - Kültürün yalnız manevi unsurlarının olmadığı, maddi unsurlarının da olduğu. Medeniyetlerin beynelmilel değil milli bir yapıya sahip olması. Medeniyet değiştirmenin kültür değiştirmekten daha zor oluşunun tespit ederdi.


Türk-İslam Ülküsü adlı eserinde ülkücüyü şöyle tanımlar;

"Kendini Allah ve Resulü'nün davasına adamış, sırf Allah rızası için canını, malını ve mevkiini, din ve devleti, müllk ve milleti için fedaya hazır, şanlı, mukaddes, ay yıldızlı bayrağın gölgesinde döğüşen, nefsini düşünmeyen ve ülküsüne fani olmuş yiğitlerdir. Onlar büyük ve şanlı tarihimizin doğurduğu, Allah ve Resulü'nün hizmetine sunulmuş ve küfrün bütün oyunlarını bozan, cesaretini kıran, yolunu kesen kadrolardır. Bunlar Mümin'lere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu, Allah yolunda savaşanları kınayanların kınamasına aldırmayan yiğitlerdir. Bu nesil Allah'ın İslam alemine ihsanıdır."


Rahmetle anıyoruz.

kaynak:http://www.superturkuz.org

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Seyyid Ahmed Arvasî -Rh-
MesajGönderilme zamanı: 31.12.09, 15:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Seyyid Ahmed Arvasî -Rh- yi rahmet niyazlarımızla Fatihalar ile analım.

Mümkünâtı olsa Seyyid Ahmed Arvasî'nin "Türk-İslam Ülküsü" adlı eserini tüm üniversite öğrencilerine fisebilillah dağıtıp okuturdum.

31 Aralık İrtihalinin yıldönümüdür.

Rabb-i Rahîm c.c. makamını alî eyleye...

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye