Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 5 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Sahabeler arasındaki savaşlar ve Kerbela hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 16.12.10, 06:30 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:18
Mesajlar: 38
Sahabeler arasındaki savaşı neden ayrıntılarıyla anlatmıyoruz?

Ahmed Şahin


Zaman

2010-12-15

10 Muharrem Aşure Günü'nde Kerbela'da Resulullah'ın (sas) nesli necibinden yetmiş iki Ehl-i Beyt mensubunun şehit edildiği vicdan sızlatan olayı neden ayrıntılarıyla anlatmıyor, Cemel ve Sıffin savaşları üzerine neden dikkatleri tekrar çekmiyorsunuz?

Cevap: Müslümanlar arasında cereyan etmiş gönül yakıp vicdan sızlatıcı olayları on dört asır sonra bir daha tekrar gündeme getirip yeniden bir gerginlik ortamı oluşturmayı Ehl-i Sünnet alimleri faydalı bulmamışlardır.

Yorumlarına büyük değer verdiğimiz Bediüzzaman Hazretleri gibi muhterem alimlerimiz bu konulardaki açıklamalarında şu mühim ölçülere dikkat çekerek diyorlar ki:

1- Geçmişteki suçlu insanları bugün yeniden zemmetmeye hiç lüzum yoktur. Onlar ahirete, mahalli cezaya gitmişlerdir. Lüzumsuz, zararlı onların kusurlarını açıklamak, emr olunan Al-i Beyt sevgisinin gereği ve lazımı da değildir. Bu sebeple, ehl-i sünnet vel cemaat, sahabeler zamanındaki fitnelerden bahis açmayı yasaklamışlardır!..

2- Cemel vak'asında Aşere-i Mübeşşere'den Zübeyir ve Talha ve Aişe-i Sıddika (ra) bulunmasıyla ehl-i sünnet vel cemaat, o savaşı, ictihad neticesi deyip "Hazret-i Ali (ra) haklı, ötekiler haksız; fakat ictihad neticesi olduğundan affedilmiştir." diyerek konuyu kapatmışlardır...

3- Haccac-ı Zalim, Yezid ve Velid gibi heriflere! ilm-i kelamın büyük allamesi olan Sadeddin-i Taftazani, "Yezid'e lanet caizdir" demiş; fakat "Lanet vaciptir!" dememiş, "Hayır vardır, sevaplıdır" dememiştir. Çünkü, hem Kur'an'ı, hem Peygamber'i hem bütün sahabelerin kudsi sohbetlerini inkâr eden bugün çok kimseler vardır. Onlardan söz etmeyip de geçmişin yaralarını yeniden kanatmakta fayda yoktur.

4- Şer'an, bir adam lanetlikleri hiç hatıra getirmeyip lanet etmese, hiçbir zararı yoktur. Çünkü zem ve lanet, medih ve muhabbet gibi (sevap getiren faziletlerden) değildir. Onlar salih amele dahil olamazlar.

5- Madem zem etmemek ve tekfir etmemekte bir emr-i şer'i, bir mecburiyet yok, fakat zemde ve tekfirde hükm-ü şer'i var. Zem ve tekfir haksız olsa büyük zararı da var; haklı olsa, hiç hayır ve sevap yok. Öyle ise hayrı ve sevabı olmayanları terk etmekte isabet vardır.

6- Bu gibi önemli sebeplerden dolayı başta dört imam ve Ehl-i Beyt'in on iki imamı olarak ehl-i sünnet, Müslümanlar içinde o eski zaman fitnelerinden söz açıp münakaşa etmeyi caiz görmemişler, 'faydasız, zararı var' demişlerdir.

7- Hem o savaşlarda her nasılsa çok ehemmiyetli sahabeler iki tarafta da bulunmuşlar. O fitneleri bahsetmekte o hakiki sahabelere, Talha ve Zübeyir (ra) gibi Aşere-i Mübeşşere'ye dahi tarafgirane bir inkâr, bir itiraz kalbe gelir. Halbuki, hata varsa tövbe ihtimali kuvvetlidir. Bunu düşünmeden o büyük sahabelere karşı itiraz duygusuna girmek bir şey kazandırmaz ama çok şey kaybettirebilir!..

8- Bu gibi önemli gerekçelerden dolayı geçmiş zamana gidip lüzumsuz, zararlı, şeriat emretmeden o üzücü olayları yeniden kurcalamaktansa, şimdi bu zamanda bilfiil İslamiyet'e dehşetli darbeleri vuran, binler lanete, nefrete müstahak olanların verdikleri zararları önlemeye çalışmak, önde gelen görevimiz olmalıdır. Mevcutların devam eden zararlarını düşünmeyip, geçmiştekilerin geride kalan zararlarını tekrar gündeme taşımak gibi bir tavır, dikkatli insanların hizmet anlayışlarına da muvafık düşmemelidir. Nitekim Ömer bin Abdülaziz gibi birinci hicret asrının ilk müceddidi, tüm Müslümanları ilgilendiren ölçüsünü şu ifade ile dikkatimize sunmuştur:

-Allah bizim elimizi o kanlı hadiselerden temiz tuttu, biz de dilimizi temiz tutar, ileri geri konuşmaktan kaçınırız...


İşte bu gibi önemli gerekçelerden dolayı birlik beraberlik duygularını kuvvetlendiren konuları konuşup yazmalıyız diye düşünmekteyiz. Yoksa Ehl-i Beyt sevgisi bizim inancımızın icabı, ümmet-i Muhammed oluşumuzun ihmal edilemez gereğidir. Kıldığımız tüm namazlarımızın içindeki salavatlarımızda bile Ehl-i Beyt'e dualarımızı tekrar eder, asla ihmal etmeyiz.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 5 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye