Fusûsu'l-Hikem hangi çeviriden okunmalı?
Abdullah Başaran
İbn Arabî okumaları yapmak ehil olmayan için pek tavsiye edilmez. Peki, tercümeleri ehil midir Arabî’nin? Mesela Fusûsu'l-Hikem?
01 Temmuz 2010
Fusûs'u hangi çeviriden okumalı?
Fusûsu’l-Hikem, Endülüs’ün en büyük âlimlerinden Muhyiddin İbn Arabî’nin, hem müslümanlarca hem de batılılarca çokça okunan, şerhedilen, tartışılan en gözde eseri. En gözde olmakla birlikte en çetrefilli kitabı da aynı zamanda Şeyhü’l-Ekber’in. Tasavvufî görüşlerinden öte İlm-i İlahî veya Marifetullah olarak adlandırılan yeni bir disiplini oluşturduğu bu yapıtında İbn Arabî, büyük bir metafizik oluşturmuş ve Allah-âlem ilişkisini, İbn Sînâ geleneğinden gelen fikirler çerçevesinde tasavvufî bir çehreye büründürerek sunmuştur.
Temkin meselesi de devreye giriyor
Ayşe Şasa’nın da delilik ülkesinden kurtuluşunun kilometre taşı Fusûs; tıpkı tarihte ve günümüzde birçok âlimin, seyyahın, üdebânın, mutasavvıfın, filozofun yolunu çizdiği gibi. Işığın, hakikatin kaynağına götüren bir araç. Ancak İbn Arabî; Gazzâlî’nin “havâssu’l-havâss” (seçkinlerin seçkinleri) adını verdiği çevre için yazdığı bu esere, ilim bilmeden yaklaşanın küfre dahi düşebileceğini söyler. Bunun için kitabın çetrefilliğinin yanında bir de temkin meselesi ön plana çıkmaktadır.
Altı farklı şekilde yapılmış tercümesi
Hal böyle iken, Fusûsu’l-Hikem’in Türkçe çevirilerine bir göz atmak büyük önem arz etmektedir. Çünkü az önce söylediğimiz gibi eser, oldukça zor, bir o kadar da temkin gerektiren bir yapıdadır. Bundan dolayı çevirisinin üzerinde oldukça yoğun bir şekilde durulmalı, çeviriye gereken önemin verilip verilmediği ciddi bir süzgeçten geçirilmeli.
Ulaşabildiğim kadarıyla Fusûs çevirileri Türkçe’de altı farklı şekilde yapılmış. Bunların hangilerinin daha iyi hangilerinin daha kötü olduğunu direkt söylemek yerine, bir takım bilgilerle daha usturuplu ve ciddi çevirilerin hangileri olduğu sonucuna varılacaktır.
Dipnotlardaki Fusûs tercümesi hep Nuri Gençosman'dan...
Ülkemizde ilk Fusûs çevirisi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Nuri Gençosman’a yaptırılan çeviri. Akademik yahut diğer eserlerin dipnotlarındaki Fusûs’a baktığımızda genelde kullanılan çevirinin bu olduğu görülecektir. Ancak bu yaygın kullanım, çevirinin harikulade olmasından ötürü değil, yakın bir döneme kadar Türkçe olarak tek çevirisi olmasından ötürüdür. Aynı çeviri günümüze Ataç Yayınları’ndan bir kez daha yayımlanarak ulaşmıştır. Ancak kitabın başka çevirilerinden ötürü Nuri Gençosman’ın çevirisi pek tercih edilir değildir artık.
Meselenin künhüne vakıf değil mi bu iki çeviri?
Diğer bir çeviri Orhan Tuncay tarafından yapılan ve Nokta Yayınları’ndan çıkan, fakat oldukça geri planda kalan bir çeviri. Gayri ciddi diyemesek de, meselenin künhüne vakıf olamadan yapılan bir çeviriyi andırmaktadır. Biraz bu kategoriye sokabileceğimiz bir diğer çeviri de, Tuncay'ınkinden daha fazla göz dolduran Abdülhalim Şener’in Sufi Kitap’tan yayımlanan çevirisi.
Seçkinlerin seçkinleri için değil de sadece seçkinler için
Fusûs’un son zamanlarda yapılan bir diğer çevirisi ise İnsan Yayınları’ndan sunulan Hamza Kılıç çevirisi. Bu çevirinin başlığının güzel bir kelime oyunu yapılarak sunulması, şüphesiz ki hitap etmesi düşünülen kitle için: “Günümüz İnsanına Fusûsu’l-Hikem”. Fakat bu çeviri, başlığından anlaşıldığı gibi “daha modern” ve günümüz Türkçesine bütünüyle uyarlanmış şekli değil, biraz daha havâssu’l-havâss’tan havâss seviyesine indirilmeye çalışılmış ve kanaatimce de başarılı olmuş halidir. Ahmed Avni Konuk şerhi: Fusûs’un mahiyetini anlamak için en somut eser...
Fusûs'un günümüze kadar iki çevirisi daha yapılmıştır ki, kanaatimce bu ikisi, hem meselenin özüne, derinliğine ne kadar inildiğini göstermiş hem de dili kullanma becerileriyle okurken gönüllere eseri ve anlatılanları işletmiştir. Bunlarda biri Ahmed Avni Konuk’un, diğeri ise Ekrem Demirli’nin tercüme ve şerhi. Avni Konuk’un tercüme ve şerhi Marmara Üniversitesi İlahiyat Vakfı Yayınları’ndan dört cilt olarak çıkmış durumda. Bu eser, oldukça sıkı bir ilmî çalışma sonunda ortaya çıkmış ve İbn Arabî’den gelen ışığın mahiyetine vasıl olmak için en somut kaynak haline gelmiştir. Bu yoğun çalışmanın içeriği için Savaş Barkçin’ın Görünmeyen Umman: Ahmed Avni Konuk adlı eserine bakılabilir.
Ekrem Demirli diğer Fusûs yorumcularının görüşlerini de harmanladı
Diğer tercüme ve şerh ise daha yakın bir dönemden Ekrem Demirli tarafından hazırlanmış. Bu tercüme, Avni Konuk’un çevirisi istisna tutulacak olursa, diğerlerine göre oldukça başarılı olmuş ve Demirli, şerhi, günümüze kadar gelen Fusûs yorumcularının görüşlerini de harmanlayarak oluşmuştur.
|