Vefatında Resulullah'ın Ehli Kitaba Bedduası
Ebû Hakim oğlu İsmail'den: Ömer b. Abdulaziz'in şöyle dediğini işittim:
Resûlullah (s.a.v.)'in (vefatından önceki) son sözü şu oldu:
«ALLAH yahudileri ve hıristiyanlan kahretsin. Onlar Peygamberlerinin mezarlarını mescidler edindiler. Arap diyarında iki din bir arada kalmayacaktır»[1]
ibn Şihab'dan: Resûlullah (s.a.v.) «Arab yarımadasında iki din bir arada bulunmayacak» buyurdu.
Ibn Şihab der ki: Ömer b. Hattâb (r.a.) bu hadisi araştırdı. Resûlullah (s.a.v.)'in: «Arab yarımadasında iki din bir arada bulunmayacak» buyruğunu kesin olarak anlayınca, Hayber'den yahudileri çıkarıp sürdü.[2]
İmam Malik der ki: Ömer b. Hattab (r.a.), Necran ve Fedek'den yahudileri çıkardı. Hayber yahudilerine gelince, bunlar hurma ve arazilerini bırakarak Hayber'i terketmişlerdir. Fedek yahudilerinin hurma ve arazilerinin yarısı kendilerine aitti.
Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.v.), onlarla arazi ve hurmalarının yarısı kendilerine kalmak üzere anlaşma yapmıştı. Hz. Ömer (r.a.), onların arazi ve bahçelerinin bedelini altın, gümüş, deve, urgan ve semer olarak verip onları Fedekten sürdü.[3]
Hz. Ömer (radıyALLAHu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:
"Arap yarımadasından Hıristiyan ve Yahudileri mutlaka çıkaracağım, orada Müslüman olmayanı bırakmayacağım."
Said İbnu Abdilaziz der ki: "Arap yarımadası, el-Vadi'(l-Kura)dan Yemen'in uzak kısmına, Irak sınırına, denize kadar olan kısımdır." [4]
[1] Mürseldir. Sahihayn'da Hz. Aişe'den mevsuldür: Buharı, Cenaiz, 23/62; Müslim, Mesacid, 5/3, no:19.
[2] Mürseldir. Sahihayn'da tbn Abbas'tan mevsuldür: Buharı, cizye, 58/6; Müslim, Vasiyyet, 25/5, no: 20; Şeybanî, 874.
[3] Hayber, Medine'nin kuzey doğusunda hurmalıklanyle, bahçeleriyle ve ka-leleriyle meşhur güzel bir yerdir. Hz. Peygamber (s.a.v) devrinde Hayber, Yahudilerin merkezi, fitne ve fesat yuvası olmuştu. Resûlullah (s.a.v.), bunlarla anlaşmak istiyordu.
Halbuki bunlar müşriklerle işbirliği yaparak müslümanlann aleyhine çalışıyorlardı. Bu sebeple Resûlullah (s.a.v.), Hicretin 7 inci yılı Muharrem ayında Hayberi muhasara etti.
Çetin muharebeden sonra Hayber kalesi zabtedildi. Yahudiler, Resûlullah (s.a.v.)'a müracaat ederek arazilerinde yancı olarak çalışmak istediklerini belirttiler. Resûlullah (s.a.v.) de kabul buyurdu.
Bu cihetle Resulü Ekrem (s.a.v.), her sene mahsûl mevsimi Abdullah b. Revaha'yı Hayber'e gönderir, o da mahsulü ikiye böler, yansını Yahudilere bırakır, yansını Medine'ye gönderirdi.
Fedek, Medine'ye iki günlük mesafede, akar sulan ve güzel hurmahkîan bulunan bir Yahudi kasabası idi. Hayber muhasarası esnasında Resûlullah (s.a.v.), bunlara da davetçi gönderip kendilerini İslama davet etmişti. Fakat bunlar reislerini göndererek arazilerini Resûlullah'a teslim edip yarıcı olarak çalışmak istediklerini bildirdiler. Bunların istedikleri kabul edildi.
Necran ise, Yemen cihetinde bir yerdir. Burada Hıristiyan ve Yahudiler yaşıyordu. Buradan gelen 60 kişilik bir heyetle Resûl-i Ekrem arasında geçen tartışma Ali îmran sûresinin ilk âyetlerinde yer alır. Yahudiler, Resûlullah (s.a.v.)'in bu fani alemden göçüşünden sonra rahat durmadılar.
İlk halife Hz. Ebû Bekir (r.a.), irtidad (dinden dönme) ve isyan olaylarını bastırıp devletin birliğini sağlamlaştırmakla meşgul olduğu için, diğer ikinci derecedeki işlere el atmadı.
Hz. Ömer (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in son günlerindeki, Arap yanmadasında İslam dininin dışında diğer dinlerin barınmayacağı vasiyetini nazan dikkate alarak, oralardan Yahudi ve Hıristiyanlan arazi ve meyveliklerinin değerini verip Arap yanmadası dışına sürmüştür.
[4] Müslim, Cihâd 63, Ebû Dâvud, Harâc 28, (3030); Tirmizî, Siyar 43, (1606).
_________________ Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |
|