Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: BBP Yolun Sonuna Geldi.
MesajGönderilme zamanı: 25.04.11, 20:27 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
BBP Yolun Sonuna Geldi:

BBP Yolun Sonunda mı?

Neval KAVCAR

13 Aralik 2010, Pazartesi

BBP’liler, partilerinde ne olduğunu anlayamıyor, öğrenemiyor. Oysa her şey açık ve net. MHP’den kopmalarına sebep olan irade, şimdi partiyi yönetiyor.

Yazıcıoğlu’na günlerce ulaşılamamıştı, şimdi sayısız raporla olayın üstü örtülüyor. Canlı yayında, göz göre göre gelen ölümde, hiçbir şey yapıl-a-madı. Hep şu soruldu, o durumda Başbakan olsaydı, sonuç aynı mı olurdu? Cevaplaması zor.

Konumuz Keş Dağlarında bir lider nasıl bırakılır değil, sonrası. Aslında ilk kırılma, Yazıcıoğlu’nun partisinden istifa ederek bağımsız aday olmasıyla başladı. Dışarı fazla yansımasa da, bir genel başkanın izlediği bu yöntem ters geldi partililere.

Yalçın Topçu, liderliği kucağında buldu. Yukarıdan ve tabandan yapılan basınç altında, kitleleri ikna etmek kolay değildir. PKK açılımında, AKP’den yana tavır aldılar. Siyasi tercihtir, meselesi değil konu. MHP’den ayrıldığı andan itibaren görüntüde ülkücü kimliği taşırken, zahiri de o yol ayrımını çoktan geçmişlerdi. Milli hassasiyetlerin törpülendiği, maymuncuk siyaseti güdülüyordu artık.

Partiler ve particikler vardır. Kitleleri başkalarının planları doğrultusunda sevk ve idare edenler ‘cik’ olur. AKP döneminde içlerine kapandılar, hadi denildiğinde iktidar politikalarını kendi düşünceleri imiş gibi tabana yansıttılar. İçerden eski dostların anlattıkları ile söylediğimin çakıştığını bilin.

BBP, hata üzerine hata yapıyor. ‘Kürt açılımı’, ’12 Eylül referandumunda Yazıcıoğlu’nun kullanılması”, olası “Anayasayı” şimdiden kabul. Tabanları Türk Milliyetçisi kodlarını az biraz terk edip, kaypak zeminde inanç üzerine monte edilmiş görünse de, durum tam da öyle değil. Türk Milliyetçiliği damarı, bir kesim için hala diri durumda. Onlardan birisidir ki ‘eski ülkücü’ şablonundakilere ‘avcı kekliği’ tanımını uygun gördü.

Yazıcıoğlu sonrası ilk isyan BBP genel merkezinin ‘Kürt Açılımı’nda benimsediği tavra oldu. Ardından 12 Eylül referandumu geldi, kayıtsız şartsız iktidara omuz verildi. BBP politika üretemeyip, önüne konulanlarla idare eden konumdaydı. AKP istediği yargıyı kursun diye, rahmetli Yazıcıoğlu’nun resimlerinin kullanılması bardağı taşırdı.

***

“ORAYA BURAYA ‘YAZICIOĞLU’ ADI VERİLEREK, PARTİCİLİK YAPILMAZ”

Tahmininiz üzere, başlık BBP’li birinin beyanı. Siyaset üretilmediği için, genel merkezin kilitlendiğini söylüyor. Erzurum’daki feryadı böyle okumak gerek fikrinde.

Erzurum’da parti binası olmadığı, ocağın kapatıldığı bu sebeple açıklamalarını parkta yapmak zorunda kalan (BBP) Palandöken İlçe Başkanı Hüseyin Karaca;

“Partinin mevcut yönetimi değişene kadar Alperen Ocakları ve parti il yönetimi olarak yaklaşık 5 bin kişiyle istifa ettiklerini” açıkladı. (Erzurum İHA – 11 Aralık 2010)

Bakın sebebi ne?

“Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nu üç gün kar altında bırakan zihniyete karşı hiçbir varlık gösteremeyenlerin, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ideal ve ülkülerini yaşatmayı kendine şiar edinmiş Erzurum Alperen Ocakları’nın tabelasını indirip faaliyetine son vermekte herhangi bir tereddüt etmeyen zihniyetin, hangi akla ya da kimlere hizmet ettiğini anlamakta güçlük çekiyoruz.” (Erzurum İHA – 11 Aralık 2010)

Yazıcıoğlu Keş dağlarında kalmamış, öyle bir olay yaşanmamış gibi AKP’nin arka bahçesi olmayı sürdürmeyi tabanın hazmedemediği ortada. Erzurum’daki isyan bunun işareti. Sadece Erzurum mu? Sivas Belediyesi biliyorsunuz BBP’de. Orada da problem had safhada. Geçtiğimiz yaz Merkez ilçede istifaların ardından, yine partililer sormuştu?

“Yazıcıoğlu’nun emaneti BBP’ye var güçleri ile sahip çıkmaya çalışanların yönetimden ayrılmak zorunda kalmalarının altında yatan gerçekler nelerdir?” (Sivasmit- 30 Temmuz 2010)

BBP’liler, partilerinde ne olduğunu anlayamıyor, öğrenemiyor. Çözüm getirilmediği için de isyan ediyor, istifayı basıyorlar.

Oysa her şey açık ve net. MHP’den kopmalarına sebep olan irade, şimdi partiyi yönetiyor. BBP’liler ya buna rıza gösterecek, ya da baba ocağına dönecek. Üçüncü yol yok.

Sonsayfa


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: BBP Yolun Sonuna Geldi.
MesajGönderilme zamanı: 25.04.11, 21:21 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Ey Alperenler! Partinizi bırakın laikçi, ulusalcı, darbeci devlet milliyetçisi olun. Add, İp, Ulusal Kanal ve Chp ve de Demirelin adamlarıyla ve dindar avcısı Engin Alanlarla el ele kol kola... Hadi kurt parmaklar havaya... :)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: BBP Yolun Sonuna Geldi.
MesajGönderilme zamanı: 25.04.11, 21:24 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
pusat yazdı:
Yazıcıoğlu’na günlerce ulaşılamamıştı, şimdi sayısız raporla olayın üstü örtülüyor. Canlı yayında, göz göre göre gelen ölümde, hiçbir şey yapıl-a-madı. Hep şu soruldu, o durumda Başbakan olsaydı, sonuç aynı mı olurdu? Cevaplaması zor.


:?:

Soru manidar.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Muhsin Başkan yaşasaydı...
MesajGönderilme zamanı: 15.05.11, 01:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
Muhsin Başkan yaşasaydı...

Mümtaz'er Türköne
m.turkone@zaman.com.tr

Muhsin Başkan'ın MHP'den ayrılmak zorunda bırakıldıktan sonra 'Yeni Oluşum'u başlattığı ve Büyük Birlik Partisi'nin kuruluş hazırlıklarını yürüttüğü günlerden biriydi. Akşam vakti Yeşilköy'den uçağa bindik. Uçak bulutların üzerine çıkınca, pencereyi işaret etti. İstanbul'da hava kararmıştı; ama güneş gökyüzünde turuncu rengiyle pırıl pırıl parlıyordu. Demek güneş battıktan sonra da aydınlatmaya devam ediyormuş. Sadece sizin önünüzde duran karanlığı aşacak bir ufka ihtiyacınız var.

MHP gürültülü şekilde çöküyor. Bu çöküşte kasetlerin veya Gülen Hareketi'ne açılan anlamsız savaşın payı elbette var. Ama daha önemlisi: MHP'nin içinin bomboş olduğu, sevk ve idaresinin ehliyetsiz ellerde durduğu bu vesileyle ortaya çıkmadı mı? Yıllar önce, aklına çok değer verdiğim genç ülkücü akademisyenlerden biri bana bir Devlet Bahçeli tasviri yapmıştı. Biçer-döverlerin bir ayar yeri varmış. Yere yakın ayarlarsanız, ekinleri dibinden kesermiş. 'MHP'de ayar çok yere yakın işliyor, aklı uzunlar orada barınamıyor' diye durumu özetlemişti.

Yıllar önce Ayvaz Gökdemir'in cenaze töreni için Meclis'e gitmiştim. Merdivenlerde iki basamak yukarıda bekliyordum. Devlet Bahçeli önümden 9-10 kişilik maiyeti ile geçti. Çevresindekilerin çoğu eski arkadaşımdı. Hepsi gözlerini kaçırıp, önleri ilikli yollarına devam etti. Biraz sonra Bahçeli tekrar döndü, bu sefer beni görüp elimi sıktı, hal hatır sordu. Anında çevresindekiler kuyruğa girip elimi sıkmaya başladılar. O gün MHP'de neden Ülkücü Hareket'in içinden yetişme aklı başında fikir adamlarının yer bulamadığını anlamıştım. Biçer-döver yere çok yakın biçiyormuş.

MHP, 27 Mayıs darbesini yapan, sonra demokrasiye geçişe karşı oldukları için tasfiye edilen 14'ler içinde yer alan darbecilerin kurduğu bir parti. Başlangıçtan itibaren bu partinin gençlik tabanını, Demokrat Partili babaların çocukları oluşturdu. MHP'nin kurumsal ve tarihsel kimliği ile tabanının kişiliği ve eğilimleri hep farklı oldu. Onları bir arada tutan milliyetçiliğin güçlü yapıştırıcı etkisiydi. Muhsin Başkan 1992'de yakın çevresine yönelik kasıtlı şiddet yüzünden MHP'den ayrılmak zorunda kalmasaydı, Türkeş sonrasında tartışmasız genel başkandı. Ayrılması, MHP'nin darbeci kimliği ile Ülkücü tabanın millî-manevî hamurunun ayrışması anlamına geldi. Büyük Birlik Partisi bu çelişkiyi ortadan kaldırdı, Ülkücü Hareket'i kimyasına uygun bir rotaya soktu. Ne var ki siyaset sadece iyi niyetle ve inançla yürümüyor. Muhsin Başkan, politikanın derin kumpaslarına ayak uyduramayacak kadar mert ve temiz olduğu için basamakları hızlı çıkamadı.

Muhsin Başkan bugün yaşasaydı, MHP'nin hal ü pür melâline ne derdi? Kasetler hakkında hiç konuşmayacağından, ama Gülen Hocaefendi'ye karşı yürütülen savaşın çirkinliğini, zalimliğini deşifre etmek için her şeyi yapacağından eminim. Muhtemelen Bahçeli'ye 'Ergenekon'a neden canla başla hizmet ediyorsun?' diye sorar sonra da eklerdi: 'Kuşatıldın mı, esir mi alındın?'

MHP'nin düştüğü duruma BBP'liler de, benim gibi derinden üzülüyorlar. MHP ve BBP'nin Ülkücü tabanı aynı mayadan geliyor. Çorum'dan arayan Kadir Bey'in serzenişinde bu samimiyeti gördüm. Hangi partiden olursa olsun Ülkücüler MHP Genel Merkezi'nin bu görüntüsünden çok rahatsızlar. Özellikle, Gülen Hareketi'ne açılan savaştan.

Avni Özgürel ve Emre Uslu, bu savaşı MHP'nin Batı illerinde CHP tabanına yönelik stratejisinin eseri olarak yorumluyorlar. MHP ile CHP arasında cemaat ekseninde bir rekabet yok ki? Mehmet Ekici'nin 'kasetlerin kaynağını biliyoruz, ama seçimlerden sonra açıklayacağız' sözü, MHP'nin pozisyonunu içerde kopan fırtınalara göre belirlediğini gösteriyor. Başka türlü neden seçim sonrasına ertelensin? Bir gece yarısı MHP liderinin odasına takım elbiseli üç kişi gelmiş, birkaç saat konuşmuş ve sabaha karşı her şey değişmiş olamaz mı?

Muhsin Başkan yaşasaydı belki bize ne olup bittiğini daha açık anlatırdı.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye