Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: KADINLAR VE YESEVÎHANLAR / Prof. Dr. Mustafa KARA
MesajGönderilme zamanı: 13.09.10, 15:50 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
KADINLAR VE YESEVÎHANLAR

Prof. Dr. Mustafa KARA



Bilindiği gibi din kadın-erkek ayırımı yapmadan bütün insanlara hitabeder. İnsanlar da ferdi veya toplu ibadetlerde aynı mabedi paylaşabilir, dinî cemiyet ve toplantılarda aynı mekanda bulunabilirler.

Bizim toplumumuzda mevlid merasimleri bunun tipik örneğidir. Kadın-erkek bir arada Mevlid’i dinlemeleri mümkün olduğu gibi kadınların bir araya gelerek Mevlid merasimi icra ettikleri, böylece gönül dünyalarını besledikleri de bilinmektedir. Benzeri bir meclis Türkistan’da Yesevî Hikmetleri ile icra edilmektedir. O bölgenin insanı olan Baymirza Hayıt’ın Yesevî geleneğine bağlı kadınların bu meclisini tasvir eden yazısı oldukça dikkat çekicidir.14 Onun satırlarıyla hem îivân-ı Hikmet’in bu coğrafyadaki tanınma ve okunma durumunu hem de “Kırk kadın kızlar”ın zikir meclislerini takip etmeye çalışalım:

Alıntı:
“Ahmed Yesevî’nin Dîvân-ı Hikmet adlı eseri, onun hayatı ve ondan sonra halk arasında Türk dili vasıtasiyle Allah’a yakınlaşma niyetlerini ifade etmenin en tesirli bir ruhi kuvveti idi. Tahminlere göre Yesevî’nin hikmet konusu altındaki El yazmaları, hikmetin halk arasında yayılmasına tesirli olamamışlardı. Hikmetin XIX. asır sonuna kadar dar bir muhit içinde, Yesevî’nin talebeleri, müridleri tarafından ve Yesevî Tarikatının tekkelerinde çok okunuyor, lakin halk hikmetten uzak kalmaktaydı. Divan-ı Hikmet, 1880’de Taşkent’de, 1881’de İstanbul’da ve 1887 yılında Kazan şehrinde basılmıştır. Üç yıl içinde Türk aleminin üç kültür şehrinde (Kazan, Taşkent, İstanbul) Divan-ı Hikmet’in basılışı sayesinde bu eseri okuyanların sayısı çoğalmıştır. XIX. asır sonlarında yayınlanan hikmetlerin sayısı 3000’e yaklaşmıştır. Böylece basılan hikmetler halka Yesevî düşüncesini anlatabilmiştir. Yesevî’yi halk arasında yayan ve onun fikirlerini geniş halk kitlelerine anlatan yegane kuvvet, Türkistanlı Türk-Müslüman kadınları olmuştur.

Kadınlar arasında Yesevî’nin hikmetlerini öğrenmek ve öğretmek faaliyeti Yesevî’nin devrinde başlamıştır. Onun kızı Gevher Şahnaz Hanım, babasından öğrendiği hikmetleri önce komşularına, sonra etrafındaki köy ve avullardaki kadınlar arasında okumuş, hikmetleri başka kadınlara öğretme üslubunu da öğretmiştir. Bu ise Yesevî’den Gevher Şahnaz Hanım’dan sonra kadınların devamlı an’anesi haline gelmiştir. Gevher Şehnaz Hanım devrinde hikmetleri öğrenmek, öğretmek ve okumak bir adet haline gelmiştir.

Sonbahardan ilkbahara kadar hikmetleri ezberden okuyan kırk kadın-kızlar, köylerde şehirlerin mahallelerinde, yurtlarda (çadırlarda) toplanıyorlardı. Bunlar dört köşeli bir daire teşkil ediyorlardı. Rivayetlere göre bunlar, Çiltanları tasvir ediyorlardı. Çiltan (Türkiye Türkçesinde: Çilten=Kırklar) hakkında Türkler arasında çok hikayeler vardır. Bunlar, kırk canı tasvir ediyorlardı. Bunlar malikelerdir. Başka tasvire göre, kırklar, kırk kişinin bir niyet toplumudur. Umumiyetle Çiltanlar, insanlara hayırlı olmak niyetini taşıyan bir topluluktur. Bunun için olabilir ki, kırk kadın-kızlar Yesevî hikmetlerini umum olarak okumakla Allah yolunda hayırlı bir işte bulunduklarına inanıyorlardı.
Hikmetleri ezberden okuyan kırk kadın-kızlar, diz çökerek oturuyorlardı. Onların arkasında dinleyiciler oturuyorlardı. Akil baliğ olan erkek çocuklar, kadın-kızlar toplumuna alınmıyorlardı. Ortaya bir, bir buçuk metre yüksekliğinde yeşil bir ağaç dikiyorlar ve onun üstünde şamdanda mum yakıyorlardı. Camları kapatıyorlardı. Hikmetleri okumadan önce dua okuyorlardı. Dua ve hikmet okuyanları, aralarında bulunan yaşlı bir hanım idare ediyordu. Kırk-kadın kızlar, bir defa “Bismillahirrahmanirrahim” dedikten sonra, kırk defa “Allahu ekber” diyorlar. Bunun devamı olarak kırk kadın kızlardan ilk on kadın, hikmetleri okumaya başlıyor. Kalan otuz kişilik grup okumayı sırayla devam ettiriyorlar. Onluk gruplar hikmet parçalarını seçmekte serbesttiler. Hikmetleri okuma merasimi iki saate kadar devam edebilmektedir. Okumanın sonunda kırk-kadın kız beraber hikmetlerin “münacaat be dergah-ı kadi’l-hacat celle celâlûhû” kısmını koro halinde söylüyorlar. Ses, yavaş başlıyor, münacatın ortasında yükseliyor. En sonunda yavaş yavaş sakinleşmeye başlıyordu. Koro, bir neyin seslere uygun akımıyla devam ettiriliyordu. Hikmetlerin okunmasından sonra “Pir-i Türkistan” şerefine dua okunuyor. Camlar açılıyor, ortadaki mum söndürülüyordu.
Hikmet okuma merasiminden sonra çay içiliyordu. Çam merasimi sırasında Yesevihanlar, Yesevî’nin hayatı ve fikirleri hakkında hikayeler söylüyorlardı. Hikayelerin çoğunluğu, Yesevî’nin halvet hayatıyla ilgili oluyordu. Yesevî’nin Peygamberin yaşına (63) girdikten sonra yer altında yaptırdığı hanede yaşadığına dair hikayeler vardır. Hoca Ahmed Yesevî, yer altındaki bu hanede altmış yıldan fazla yaşamıştır. Bu ise, onun terk-i dünya ettiği manasına gelmektedir. O, Allah’a sığınış ile Allah’a yakın olmak niyetinde bulunmuştur. Halk arasında bugüne kadar devam etmekte bulunan hikayelere göre, bugünkü Türkistan (=Yesi) şehrinde Yesevî’nin şerefine Emir Timur tarafından yapılması emredilen halvet odası, Timur’dan sonra inşaatı tamamlanan Yesevî Camisi’nin batı tarafında bulunuyordu. Kazakistan İlimler Akademisi 1972-73 yıllarında Yesevî halvethanesinin bulunduğu yeri öğrenmek için arkeolojik kazılar yürütmüştü. Öğrendiklerine göre Yesevî, hayatındaki küçük halvethaneye ilave olarak XIV. asır sonunda büyük halvethane kurulmuştur. Bu bina içinde bir mescid, dört yatakhane, dört taharethane, bir anbar ve bir odunhane bulunmaktadır. Bu halvethanenin altında zikir için kullanılan bir salon yer almaktadır.

Yesevîhanların hikayelerinin çoğunluğu halvetteki Yesevî hayatının görünüşlerini tasvir etmektedir. Yesevî’nin sabırlı olduğunu, onun halvette geçen altmış küsür yıllık hayatında tamamıyla Allah’a bağlandığını ve insanın iradesiyle her türlü zahmeti geride bırakabileceğini anlatıyorlardı.

Bolşevizm devrinde, ayrıca 1925-1989 aralarında, Yesevî’nin eserlerini okumak, onun fikirlerini anlatmak, onun zamanında ve günümüzde büyük bir mütefekkir, İslam hayatında ilk defa dini fikirleri halka halkın dili ile anlatmaya cesaret eden bilim adamı olarak göstermek yasak edilmişti. Hatta Yesevîciliğin gerici bir faaliyet ve bir hayal olduğunu da propaganda etmişlerdi. Ama asırlardan beri kadınlar arasında devam ettirilen Yesevî okulları bolşevizm devrinde de gizli olarak yaşatılmıştır. Kadınlar, iş yerlerinde ve ziraat işlerinde imkan olan toplantılarda, mesela düğünlerde , Yesevî hikmetinden parçalar okumuşlardır.

Türkistan kadınlarının Yesevîcilik an’anesi, Pir-i Türkistan’ın fikirlerinin halk arasında yayılmasına ve himaye edilmesine bir temel olarak hizmet etmişlerdir. Ben bu kısa tebliğimde gördüklerimi, işittiklerimi, ve İslam doğu ülkelerinde yaşamakta bulunan Türkistan’lı kadın kızlar arasında Yesevîcilik an’anesini devam ettirmekte olduklarını gördüğüm için bu konuyu ifade etmeye cür’et edebildim. Kadınlar, Yesevîcilik kan damarı olarak hizmette bulundukları halde maalesef bu konuda araştırma yapılmamıştır. Kadınlar, hikmetleri okuma ve ezberden gençlere öğretmek suretiyle (Yesevî’nin dilinin Karluk Türkçesi olduğunu iddia eden fikirler olmakla beraber) Türk lehçelerinin de günümüze kadar yaşamasına imkan sağlamıştır. Bugünkü Türkistan’da kadınların Yesevî an’anesi yeniden başlamıştır.”

Baymirza HAYIT; “Türkistan Kadınlarının Yesevîlik Ananesi”, Milletlerarası Ahmet Yesevî Sempozyumu, Kayseri, 1993



TASAVVUF KÜLTÜRÜNÜN TÜRKİSTAN MACERASINA GENEL BAKIŞ
Mustafa KARA*

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 10, Sayı: 1,ss. 9-31, 2001.

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye