Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Prof. Dr. Begali Kasımov: Ahmet Yesevî Kitapları
MesajGönderilme zamanı: 13.10.10, 16:47 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
TAŞKENT ŞARKİYAT FONDUNDA AHMET YESEVÎ KİTAPLARI

Prof. Dr. Begali KASIMOV

(Kazakistan)

Özbek-Sovyet edebiyatı tarihinde Yesevi hakkındaki ilk araştırmayı 1927 yılında Abdulrauf Fıtrat gerçekleştirmişti. Abdulrauf Fıtrat, "Maarif ve Okitğuvçi" dergisinin 1927 yılı 6. sayısında büyük bir makale ile Yesevî Kimdir?" diye bir soru ortaya koydu ve şairin yetiştiği ortam, felsefesi, "Divan-ı Hikmet" ve onun edebi değeri konularından bahsetti, fakat yazar, nadir yönetiminin baskısına bakmayarak o zamanki yılları onarıma başlayan partinin monopolistik görüşünün işkencesinden yine de kendini kurtaramamıştı.

30'uncu yıllarda bu durdu. Sonra ise onun hikmetlerinden tepkiler doğarak arayış başladı. Bu arayışa büyük küçük herkes katıldı. 70'inci yıllarda Prof. Ergaş Rüstemov Yesevî'nin düşüncelerinin reaksiyon olmadığını kanıtlamaya gayret etti, fakat zamanı yetmedi. Bunun üzerine şair kendi düşünce sisteminde inceleme olanağı bulamadığı için şiirlerine son verdi. Bu yüzden araştırmacı tenkit edilmeye başlandı. Nihayet zaman geldi, demokratiklik ve açıklık rüzgârı esmeye başladı. Yeni gençler yetişti. Edebiyat olaylarını has özelliklerinden, kaynağından öğrenen, Yesevî'nin sanatını şark felsefesi, estetik düşünceyi inceleyen uzmanlar ortaya çıktı. Yesevîşinaslığa hem objektif hem sübjektif olanaklar doğdu.

Elbette bu alanda yazılacak işlerin hepsi öncelikli lâkin onlardan birinci sıraya alınması gerekeni Yesevi Hikmetlerinin en meşhur, en güvenilir elyazma ve basma nüshalarını toplamak hem de aslını ortaya çıkarmak olmalıdır. Bizde mevzu nüshaların en eskisi XVIII. yüzyıla aittir. Hikmetlerin adedinin ise 150 civarında olduğu söylenmekteydi. Bu muhlisler tarafından sonradan yaratılıp Yesevî'nin Hikmetleri'ne katıldığı açıkça görülmektedir. Örneğin bizim mütehassısların güvenilir sayıp temel olarak aldığı Kazan Basması'nın 5. baskısında (Bugün bunu "Mehnet" basımevi yayınlamaktadır.) sözü edilen 152 "Hikmet'ten sekiz tanesi Yesevi'ye ait değildir. Şöyle ki, 47. Hikmet Yusuf Beyzavî (Beyza, Sayram'ın eski adlarındandır.) mahlası ile verilmiştir. 60. 78. 101. 112. 152. Hikmetler'e "Kul Garib" diye imza atılmıştır. Bunun Hakim Ata-Süleyman Bakırganî olması gerekmektedir. 17. Hikmette "Türkistan"da mezar bolub kaldım mena" denilmektedir. Yesevî bunday deya olmaydı, elbette.
89. da "Nesimiydek hakni aytğıl, tering soysun" denilen satır geliyor. Aralarında 300 yıldan daha çok zaman farkı var.
Diğer Hikmet’lerdeki şiir tekniği insanı oldukça düşündürüyor, örneğin ellibeş Hikmet'de sekiz kafiye kullanılmış. Şöyle ki, dört tanesi "Alingler" iki tanesi "Kılingler" diye yazılması şüphe uyandırmaktadır.
Bu şüpheleri dikkate alıp, Abdurrauf Fıtrat 1927 yılında şöyle önemli bir soru ortaya atmıştı;
"Bugün, "Divan-ı Hikmet'lerdeki parça gerçekten Yesevî'ninki mi? Ondan sonra devam eden öğrencileri, müridleri onun adına bazı parçalar yazıp ortaya koymuş mudurlar? Bugün "Divân-ı Hikmet'in hepsi, hiç olmazsa bir kısmı son zamanda yetişen bu öğrencilerin eserleri değil mi?
Bugün ilim dünyasında bilinen "Divan"ı Hikmet'leri işte böyle şüpheler içine çekiş mümkün. "Divan-ı Hikmet'in Yesevî devrinin yakın bir zamanında yazılan birer nüshası bulunmayınca bu şüpheleri yok etmek mümkün değil. Bu şüpheler ortadan kalkmayınca, incelemelerden ilmî bir sonuç çıkmazdı."

Bu sözler söylenildiğinden beri altmışdört yıl geçti. Onun üstüne bu sözlerin hangi zamanda söylenildiği bilinmektedir. Geçen zaman çok şeye kendi damgasını vurdu. Bugün Türkiyeli muhterem meslektaşlarımız özel sohbetlerde "Divan-ı Hikmet'in XVI. yüzyıl nüshaları hakkında bilgiler verdiler. Hikmet’lerin adedini ikiyüzelli olarak gösterdiler. Bu büyük söz ümid ediyoruz ki, bu kaynaklar, Hikmet’lerin metni, Türkiyeli meslektaşlarımızın gayretleri ve cumhuriyetlerimiz arasındaki kültürel işbirliğinin yardımıyla Özbek Edebiyatşinaslık Vakfı'na da gelecek ve Özbek Yesevişinaslığı'nda önemli sahife açacaktır.

Bugün Yesevî Hikmet’lerinin yazarlığından hiç kimse şüphe etmez. Lakin onların ne kadarı vasıtasız Yesevî'ye aittir diye bir sorunumuz var. Bunu halletmek gerekir. Bunda da işbirliği gerekmektedir.
Şair'in
"tört ming tört yüz Hikmet aytdım, Hakdın ferman"
(Dört-bindörtyüz hikmet söyledim, Hak'tan emir)
yahut
"Toksantokkız hikmet aytıb dastan kıldım"
(Doksan dokuz hikmet söyleyip destan yaptım.)
denilen satırlarından elbette ilmilik çıkarmamız lazım.
Özbekistan Fenler Akademisi Şarkşinaslık Enstitüsü Elyazmnlaı iı'nda "Divan-ı Hikmet'in çeşitli zamanlarda aktarılmış onaltı el yazma nüshası var. Taşkent Devlet Üniversitesi Özbek Klasik Edebiyatı Kürsüsü araştırmacısı Meryem Eşmuhamedova onları etraflıca tetkik edip aşağıdakileri açıkladı.

Korunanların Miktarı Aktarılan Yıl Hikmetlerin Adedi Yesevi'ye Ait olanı
12441 Bilinmiyor 67 65
574 1252 H. 84 82
5716 1298 H. 123 106
1910 II Bilinmiyor 50 50
3764 I 1266 H. 141 135
378 I Bilinmiyor 68 68
361 Bilinmiyor 64 64
1777 1321 H. 69 67
3430 Bilinmiyor 72 64
7596 Bilinmiyor 48 46
8284 1261 H. 56
3966 1302 H. 103 96
377 Bilinmiyor 86 HA
1564 Bilinmiyor 124 100
6874 1295 H. 105 103
7671 Bilinmiyor 100 09
Aktarıldığı yılı bilinmeyen "Divan-ı Hikmet'lerin hiçbiri, uzmanların açıkladıkları üzere. XVIII. yüzyıldan uzağa gitmiyor. Lakin arka taraflarında Yesevî'nin XVII. yüzyıla ait "Hikmetler külliyatı" hakkında sözler yayıldı. Tanınmış edebiyatşinas Prof. Necmeddin Kamilov'un belirttiği gibi yazar-gazeteci Abdi Bazarov adlı kişi ele geçirmiş.

Elyazma "Fakrname" diye adlanmış olup. XII. yüzyılda Süleyman Bakırgani tarafından düzenlenmiş. Sonra başka şairler tarafından yazılıp aktarılmış ancak nerede ve kim tarafından aktarıldığı kaydedil mJş. Uzmanlar, bir dizi belgeye bakıp, XVII. yüzyıl diye belirtmişler.

Elyazması 945 sahifedir. Bunun önemli bir kısmını Yesevî Hikmetleri kapsamaktadır. Yesevî’nin Hikmetleri ikiyüz elli adettir. Hakim Ata’nın yetmişbeş hikmeti elyazmasına konmuş. Ayrıca Şemsi (sekiz tane) Derviş Ali, Nimetullah, Kul Nazırî , Kul Temurî, Kul Ubaydî, Sufî Allahyar, Azim Hoca İşan, Tahir Hoca İşan, Said Hoca İşan’ın şiirlerin de örnekler var. Hikmetlerin genel sayısı üçyüzelliden çoktur.
Elyazmayı bu günlerde Abdi Bazarov Buhara'daki Mir Arab Medresesi müderrisi Alican Batırov ile İşbirliği yaparak yayınlamaya hazırlanmaktadır.

Şarkşinaslık Enstitüsü Elyazmalar Vakfında "Divan-ı Hikmet'in çeşitli şehir ve memleketlerde çeşitli zamanlarda basılan daha çok basma nüshaları var. Eğer, onun 1894-1913 yılları devamında Taşkent'de basılmış onyedi neşri İstanbul'daki dokuz neşri (1865-1916), Kazandaki beş neşri (1878-1912), 1907-1908 yıllarındaki Buhara, Kagan baskıları mevcut. Bunların hepsini toplayıp bir araya getirdiğimiz zaman aşağıdaki tablo ortaya çıktı:

Korunanların Miktarı Yayınlandığı Yıl ve Yeri Sahife Adedi Hikmetler'in Adedi Yesevî'ye Ait Olan

4668 1900, Taşkent 206 71 71
165 1894, Taşkent 208 71 71
9248 1910, Taşkent 126 154 154
9453 1878, Kazan 125 68 68
8306 1887, Kazan 143 72 72
169 1900, İstanbul 207 70 70
5635 1893. Kazan 262 132 131
4662 1318 H. İstanbul 160 70 70
11055 1893, İstanbul 256 155 144
4465 1316 H. İstanbul 184 70 70
4663 1321. H. İstanbul 208 69 69
168 1891. istanbul 278 146 146
4664 1897. İstanbul 228 70 70
9876 1896. Kazan 277 148 147
4661 ?. Kağan 128 68 68
170 1326 H. Buhara 128 67 67
10644 1909. Taşkent 125 67 67
167 1895. Taşkent 203 71 71
1 1 188 1907. Buhara 92 69 69
4666 ?, Taşkent 96 67 67
161 1913. Taşkent 112 68 68
162 1902. Taşkent 160 70 70
163 ?. Taşkent 112 68 68
4671 1910. Taşkent 119 68 68
1669 1910. Taşkent 124 65 65

Yesevî’nin Hikmetleri inkılâba kadar her bir Özbek’in evinde bulunmakta idi. Bu itibarla özel kütüphanelerden "Divan-ı Hikmetin eski el yazmaları çıksa ve onun mirası, hakkında yeni buluşlar getirse şaşılmaz, fakat yetmişdört yıllık inanış yasaklamasından sonra "Hazret Sultan'ın" "Hikmetler'ini" korumuş özel kütüphaneleri arayıp bulmak mümkün mü ki? "Divan"ın yukarıda açıklanan XVII. yüzyıla ait elyazmasının bulunuşu ümitlendirdi ve işin devam ettirilmesi için yeni bir güç verdi.
Yesevî'nin "Cehriye" tarikatının temelini attığı bilinmektedir. Fiyesul Lügat'da bunu şöyle açıklamaktadır: "Cehr-aşkara kerden avaz belend kerden der handen". Hikmetler'inde de buna işaret etmiştir. Şöyle ki: "Divan-ı Hikmet'deki "Münacaat" da bunun gibi satırlar var:

Meni Hikmetlerim hublarga aytıng
Dua tekbir kılıb rahmetga batıng
Eğer "Hikmet" okusa eyyuhennas
Erür ferzend menge ul talibi has

Şair 'Tekbir"e "Hikmetler'ini Eyyuhennas Okuma"ya davet etti Başka bir yazısında dervişliği kalenderliği gerçek kaynaklarından öğrenmek gerektiğini belirtti. Türkistan'ın tarihinde dervişliğin kalenderliğin çok geniş bir şekilde yayıldığı hepimizce bilinmektedir. Yine bilinmektedir ki, onlar halkın geniş kitleleri, bu isteklerini ifade edenler, özellikle, mal-dünya, devlet saltanatı, kibir içinde olmayı terk edip, fakirane ömür geçirişe sözde ve uygulamada hareketleri ile uymuşlardır. Zamanında o devrin en öncü hareketine dönmüş, etrafına en sağlam güçleri yığmış, bunlardan, 1898 yılında Endican'da ortaya çıkmış olan Muhammed Alihan ilk millî özgürlük ayaklanmasını hareketlendiren bir kalenderdi. Onların "zikr"inde yalnız Allah'ın hamd ü senası değil, herhangi zorbalığa karşı isyan da vardı. Bunda Yesevî meşreb şiirler mühim rol oynadı. Becizmeski, Çar hükümeti işte bu 1898 yılındaki ayaklanmaya faal olarak katıldığı için kalenderliği resmen ortadan kaldırmıştı.

Sufiliğin halkla uyuşması sayılan kalenderliğin ana prensipleri ne yazık ki bizde öğrenilmemiştir. Aksine uzun yıllar alay ve eleştiri için hizmet ettirildi. Halbuki, onun kendi düzeni ve geleneği, kesin kanun ve kuralları olmuş onlara iş yapma şart sayılmıştır. Örneğin XIX. asrın ikinci yarısında Taşkent ve onun çevresindeki kalenderliğin ana prensiplerini 'Taşkent Şairleri" tezkiresinin yazarı Mumincan Taşkın şöyle göstermiştir:

Pire el verip, müridliği üzerine alan herbir kişinin dört kurala uyması şarttır.
1- Sırpoş - Ozanın sırrını saklamak
2- Mamuş - Az konuşmak
3- Zehr noş - Herhangi acı sözü yutmak
4- Feramuş - Her ne şart altında olursa olsun hırsızlık ve kindarlıktan uzak olmak.

Bu dört şart kabul edilince müride "kisvet giyim" giydirilir. Kisvet aşağıdakilerden oluşmaktadır.
1-Şeydayi denilen ucu burma takke etrafına "La Feta illa Ali, ya Seyfullah Zülfikâr, her belaya piş ayed, def kon perverdigar" yazılmış olurdu.
2-Çiltar - Şeydayi'nin üstünde yer alan süslü püslü takke.
3-Külah - iki üç yıl geçtiktan sonra verilir. Altı nemet (keçe-aba) üstü duhabe. Deve tüyünden süsleri olan.
4-Kemer - Altı nemet üstü duhabe. Etrafına "kemer bestem ve namı şahmerdan, dili gemnak mara sahi gerdan" yazılırdı.
5-Cende - Tecrübeli beş altı yıllık kalenderlere verilen.
6-Keşkül - Hayır yığma.
7-Metbeğ/Kavak/Adak. mumlar koyulması.
8-Rida - Koltuktan geçirilip boyuna bağlanan şal (Çoğunlukla. Hüdayi Nanlar kullanır.)
9-Sengi kanaet - Belge asılan taş.

Eşani (din adamı), mürşid'in iktisadi hocalık alanındaki işlerini çoğunlukla galib vazifesinde olan baş yardımcısı yürütmüştür. Taşkent'deki kalenderlerin XIX. asırdaki en ünlü piri Seyfüddin Hantöre denilen kişiymiş.
Yesevî, Türk düşünce hayatını Türk yaşam biçimine aktarıp, kaynaklaştıran ve pratiğe geçiren dehalarımızdan biridir. Bu nedenle onun yaşamı ve ortaya koyduğu yaşam biçimi ile bağlı her bir noktayı öğrenmek lazımdır. Hikmetlerini toplayıp ve aslını anlamak yapılacak işlerin en önemlilerindendir.

*Makale, Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Uzmanı Melek MÜDERRİSZADE tarafından Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

(Prof. Dr. Begali Kasımov, Taşkent Şarkiyat Fondunda Ahmet Yesevî Kitapları, Milletlerarası Ahmed Yesevî Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1992, s.53-60.)

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye