Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: DİRİLİŞ NESLİ İÇİN!
MesajGönderilme zamanı: 15.04.10, 11:35 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
DİRİLİŞ NESLİ İÇİN!
Nasıl bir genç arıyoruz?


Gençlik çalışmaları ile tanınan Ahmet Türkben 'ağabey' nasıl bir genci özlediğini ve neler yapmak gerektğini yazdı..
22 Ocak 2010 Cuma 10:59

Yapılan işin bir anlamı olmalı, yoksa muhteviyatı “boş”tur
Öncelikle gençliğe dönük yapılacak tüm çalışmalar, bir gaye-i hayal, bir mefkure sahibi olmakla ve bir sevda yüküyle yaşamakla anlam kazanabilir.

Özlediğimiz gençlik; sevda olup rüyalarımıza, dert ve dua olup dilimize ve gönlümüze uğramıyorsa; zamanda, mekânda ve hayatta onu aramamız nafiledir.

Çalışmaların bir dava ufkuna ve medeniyet perspektifine ayarlanması önemlidir.

Bu noktada mütefekkir, şair ve yazarlarımızın nesil projeleri analiz edilmelidir. Mehmed Akif'in Asım'ın Nesli; Necip Fazıl'ın Büyük Doğu Nesli ve Sezai Karakoç'un Diriliş Nesli, akademisyen ve araştırmacılar tarafından gençlerle birlikte tetkik edilmeli.


Neler yapılabilir?

Bu amaçla okuma grupları oluşturulabilir. Bu çalışma, ideallerimizi daha sağlam temellere dayandırma noktasında önemlidir diye düşünüyorum. Aynı şekilde İslam'ın örnek nesli olan genç sahabelere yönelik Kur'an ve sünnet merkezli yeni okumalar yapılmalı ve genç sahabeler gençlerin model dünyalarına yeni bir dille taşınabilmelidir.


Nasıl bir genç sorusunun cevabını en net verenlerden biri de Necip Fazıl'dır. Onun Gençliğe Hitabe'si yeniden masaya yatırılmalı. Ben sadece bu metne işaret etmiş olayım.

Gençlik hassas duygulara sahip mi?

Evet, cemiyetlerin, bir şeyler yapmadan önce buna cevap vermeleri gerekir ki çalışmalar bu istikamette yapılabilsin. Biz, yukarıda ismini zikrettiğim mütefekkirlerin çizdiği prototipe bağlı kalarak bu gençliği ana hatlarıyla şöyle tarif ediyoruz:

İslami hassasiyete sahip bir gençlik. Bulunduğu her ortamda, sahip olduğu İslami ahlak ve kimliği güvenle taşıyan, kabiliyetleri çerçevesinde yeterli donanıma sahip, okulunda, iş yerinde ahlakıyla temayüz eden, derslerini, işini, sorumluluklarını önemseyen bir gençlik.

Üzerinde yaşadığı topraklara karşı aidiyet ve sorumluluk duygusu içinde olan, İslam kültürünü özümsemiş, İslam'a aykırı olmayan noktalarda geleneğiyle barışık bir gençlik.

Sen sahip çık ki; sahipsiz ve yalnız kalma!


Aidiyet, mensubiyet ve bağlılığı küçümsemeyen, cemaat olmayı yanlış özgürlük telakkilerine feda etmeyen, ama -ci ekini almaktan, taassup ve tarafgirlikten uzak duran bir gençlik.

Tüm Müslümanları kardeş bilen, onların tırnağına halel gelse acısını yüreğinde hissedecek, ümmet bilincine sahip bir gençlik.

Yaşadığı çağa tanık olan, ülkesini, dünyayı ve olayların arka planını doğru okuyan bir gençlik.

“Ben” değil “Biz” için kaygılanmalı

Ferdiyetçiliğin, bencilliğin adeta özendirildiği bir çağda kardeşini kendinden çok düşünebilen, eğer yaşadığımız dünyadan memnun değilsek, kötü giden bir şeyler varsa, ben de sorumluyum, inancında olan bir gençlik.

İnsani ilişkilerde güzellik ve estetiği yansıtabilen, iletişime açık, ortama rengini veren bir gençlik.

Rabbiyle iletişimini sürekli kılan bir gençlik. Kur'an'ı okumayı ve anlamayı önemseyen bu amaçla her gün bir sayfa da olsa disiplinli bir okuma virdi olan; peygamberini iyi tanıyan bu çerçevede de her sene bir siyer kitabı okuyan; ibadet ilmihalini ve günlük hayattaki fıkhı bilen ve uygulamada hassas olan bir gençlik.

Hepsinden önemlisi; okuyan, düşünen, üreten, sorgulayan, düşüncelerini sözlü ya da yazılı olarak paylaşabilen, hak bildiğini söylemekten çekinmeyen cesur ve aksiyoner bir gençlik…

Mekan neresi ve nasıl olacak?

Çalışmalar için her mekan, bir imkan olarak değerlendirilmelidir. Vakıf ve dernek binaları, öğrenci evleri, yurtlar, kültür merkezleri, Kur'an Kursları, camiler, spor ve izcilik kulüpleri vs. Ancak şunu da ifade etmekte yarar var. Kurumsal olarak, gençlerin benimseyebileceği, kendilerini rahat hissettikleri ve ifade edebildikleri kurumlar yani müstakil 'Gençlik Merkezleri' de açılmalıdır. Bu merkezler hem fiziki açıdan hem de gençlerin ihtiyacına cevap verecek bir donanımla dizayn edilmelidir. Bunun da olması ekonomik desteğe bağlı.

İmkânı olan ve gençliği dert edinen varlıklı insanların bu yönde hiçbir dünyevi karşılık beklemeden yatırım yapmaları gerekir. Böyle kurumlar yoksa ya da açılamıyorsa her dernek ya da vakıfta gençlik çalışmalarını organize edecek liyakatli, güçlü bir “ Gençlik Yönetim Ekibi“ oluşturulmalıdır.

Kurumlarda gençlere yönelik rehberlik hizmeti verilmeli. Öncü gençlik ekibinin belirlenip etkinlikler bu ekip üzerinden yapılmalı. Arge birimi (kaynak oluşturma, istatistik, vs.) oluşturulmalı. Özellikle sosyal bilimler alanında proje birimi oluşturulmalı.

Son sözüm, kurumlara değil gençlere dönük olsun onu da ben değil Mehmed Akif söylesin:

“Geçti mazi denen o devr-i melâl

Haydi fethet senindir istikbal”

İşte mukaddes dava bu: Gençlere bu şuuru ve sorumluluğu kazandırabilmek.

Mübarek olsun…





Ahmet Türkben


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye