Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 60 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 08:42 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
erbainer yazdı:

Sonuçta şu çok net anlaşılıyor ki RNK'nda İmam-ı Rabbani'ye atfedilen fikir ve görüşlerin Hz. Müceddid İmam-ı Rabbani Ahmed Serhindi ile ve asıl önemlisi tümü elimizde olan eserleri ile alakası yoktur.


peki bunun manası nedir.? sanırım çok şıklı bir cevap olur bu sorudan. ;)

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 11:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
Ebu Hamza yazdı:
erbainer yazdı:

Sonuçta şu çok net anlaşılıyor ki RNK'nda İmam-ı Rabbani'ye atfedilen fikir ve görüşlerin Hz. Müceddid İmam-ı Rabbani Ahmed Serhindi ile ve asıl önemlisi tümü elimizde olan eserleri ile alakası yoktur.


peki bunun manası nedir.? sanırım çok şıklı bir cevap olur bu sorudan. ;)


Ben size sizin; anlamak ve görmek istediğiniz şekli ile cevap vereyim:

"hah koca bir risalede binler sayfadan bir sayfasında bir hata buldum (kendimce, ki O kadar farklı mektubat-ı Rabbani tercümelerinin içinden), o zaman tüm bir külliyat da yalan ve yanlıştır. buna inanan milyon kadar genç, hoca, alim, prof. lar hata ve tefrika içindedirler. zamanında hapis yatanlar da bu tefrika için yattılar. halbuki en doğru yol bizim yolumuzdur."

işte bunu demek istersiniz lisan-ı hal ile.

ama Ruhan kardeşime de söylediğim gibi artık Risalelerin savunucusu değilim, zaten kendini savunmakta.

ben derim ki size önce, Mektubat-ı Rabbani'nin gerçek bir tercümesinden yola çıkın yada arapçasından bir alime tercüme ettirin.
varsa yanlışlıklarını ispat edin, duyurun ki bizler de yanlış şeyleri görelim, hah sizler haklısınız diyelim.

yoksa sizler de risalei nur'u elinize alınız ve ben de okudum, aklen ve kalben anladım deyiniz.

artık bu gereksiz ve yersiz ve ispatsız ve isnadsız ve müminler arasında fitneye sebep olacak bu tartışmadan da çekilirim.

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 19:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
tanhu yazdı:
Ebu Hamza yazdı:
erbainer yazdı:

Sonuçta şu çok net anlaşılıyor ki RNK'nda İmam-ı Rabbani'ye atfedilen fikir ve görüşlerin Hz. Müceddid İmam-ı Rabbani Ahmed Serhindi ile ve asıl önemlisi tümü elimizde olan eserleri ile alakası yoktur.


peki bunun manası nedir.? sanırım çok şıklı bir cevap olur bu sorudan. ;)


Ben size sizin; anlamak ve görmek istediğiniz şekli ile cevap vereyim:

"hah koca bir risalede binler sayfadan bir sayfasında bir hata buldum (kendimce, ki O kadar farklı mektubat-ı Rabbani tercümelerinin içinden), o zaman tüm bir külliyat da yalan ve yanlıştır. buna inanan milyon kadar genç, hoca, alim, prof. lar hata ve tefrika içindedirler. zamanında hapis yatanlar da bu tefrika için yattılar. halbuki en doğru yol bizim yolumuzdur."

işte bunu demek istersiniz lisan-ı hal ile.

ama Ruhan kardeşime de söylediğim gibi artık Risalelerin savunucusu değilim, zaten kendini savunmakta.

ben derim ki size önce, Mektubat-ı Rabbani'nin gerçek bir tercümesinden yola çıkın yada arapçasından bir alime tercüme ettirin.
varsa yanlışlıklarını ispat edin, duyurun ki bizler de yanlış şeyleri görelim, hah sizler haklısınız diyelim.

yoksa sizler de risalei nur'u elinize alınız ve ben de okudum, aklen ve kalben anladım deyiniz.

artık bu gereksiz ve yersiz ve ispatsız ve isnadsız ve müminler arasında fitneye sebep olacak bu tartışmadan da çekilirim.

vesselam...


Aziz kardeşim,

Mektubat-ı Rabbani'nin 4 farklı tercümesi elimizde olduğu gibi; Arapça Tercümesi de elimizde mevcuttur. Ve zaman zaman yardım alarak da olsa okuyup okumamızı geliştirmeye çalışıyoruz.

Sizin konuya vakıf olmadığınız, kaynağı bizzat tedkik etmediğiniz ise ortada... Tedkik etseydiniz, bu gözü kapalı "güvenirim" tavrını bu kadar kolay gösteremezdiniz. Çünkü inanıyorum ki vicdanlı, insaflı, hakkın peşinde bir Müslüman kardeşimizsin.

Ayrıca, bu forumda birbirinden farklı yerlerden, birbirinden bağımsız 4-5 gardaşımız hepsi aynı hususu dile getiriyor; Tuti, Ebu Hamza, Erbainer, tahkik, bendeniz ve başkaları da... Dedikleri ortak söz de şu: "Risalede geçen Mektubat-ı Rabbani alıntılarının aslı yoktur" Ve nefsim hariç bu gardaşlarımız sizi temin ederim ki ilimden, irfandan, Arapçadan, Mektubat-ı Rabbani'den ve onun Arapça tercümesinden mahrum kimseler değildir. Bu gözden kaçırabileceğiniz bilgi belki işinize yarayabilir.

Neyse, size şunları sormak istiyorum:

Risale-i Nur'a kani olup ona tabi olmak Farz mıdır? Vacip midir? Sünnet midir? İcma mıdır? İttifak mıdır? Kıyas mıdır? Müstehab mıdır? Dindeki hükmü nedir?

Risale-i Nur'a tabi olmayan bir Müslümanın kaybı ne olur?


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 22:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
Ruhan yazdı:
Neyse, size şunları sormak istiyorum:

Risale-i Nur'a kani olup ona tabi olmak Farz mıdır? Vacip midir? Sünnet midir? İcma mıdır? İttifak mıdır? Kıyas mıdır? Müstehab mıdır? Dindeki hükmü nedir?

Risale-i Nur'a tabi olmayan bir Müslümanın kaybı ne olur?


Güzel ve Mübarek kardeşim Ruhan,
sorunuz şahsıma sorulduğu için cevap veririm. (açık bir ifadeyle belirtmeliyim ki, ben münferit bir insanım, yani cemaat-tarikat bir bağlantım da yok. Allah şahidimdir.)

Ben yazıcam, hükmüne siz karar verin lütfen.

Risale-i Nur'a kani olup ona tabi olmak Farz mıdır? Vacip midir? Sünnet midir? İcma mıdır? İttifak mıdır? Kıyas mıdır? Müstehab mıdır? Dindeki hükmü nedir?

Akla ve kalbe gelen tüm sorularla imanın mertebelerini zerreden güneşe dek anlatır, anlatmakla kalmaz aklen ve kalben ispat eder. etmiştir de. ben felsefeyi bilen biriyim, maddeci felsefeyi ise iyi bilen biriyim ki hayata bir dönem bu gözlükle baktımtım çünkü aklıma hitap ediyordu. baktım ki risale-i nur, benim hem aklıma hem kalbime ifade eden güzel bir Kur'an Felsefesidir.

yani bundan önce ben,
neden ve niçin her işime "bilmillahla" başlamam gerektiğini aklım bu kadar iyi almamıştı. şimdi aldı. Sözler'den 1. Söz.

neden tüm hayatıma iman gözlüğümle bakmam gerektiğini ve bana her iki dünyada da olan faydalarını böylesine bilmezdim, gördüm, bildim.

niçin Rasullullah efendimize (s.a.v.) getirilen selavatlar, neden ve nasıl Allah'ın Rahman isminin bir tecellisi olan rahmet'e sebebiyet verirdi, bilmezdim, anlamazdım. şimdi nedir bildim anladım.

neden günde 5 vakit namaz'ın bu kadar önemli olduğunu ve kılmam gerektiğini ve bana hem dünyada hem de ukbâ'da zahiri ve batıni faydaları olduğunu bu kadar net ve berrak anlayamamıştım, elhamdüllillah anladım, bildim.

neden dünyadaki zevceme, bir cennet hurisiymiş gibi muhabbet ve şevkat beslemem gerektiğini ve bu esnada da Allah'ın rahmetine tecelli olacağını böyle bilmezdim, bildim, gördüm.

neden hasta olduğumda şekva değil de, şükr etmem gerektiğini saçma ve anlamsız bulurdum ama şimdi gördüm ve bildim.


daha bunun gibi çok meseleler ve sorular ve şüpheler....


Risale-i Nur'a tabi olmayan bir Müslümanın kaybı ne olur?

gözü ile görmek gibi inanmak isterse bir müslüman Kur'an ayetlerinin bir takım sırlarına, o zaman eline almalı Risale-i Nur'ları derim aciz ve muhtaç olan şu nefsim adına....

gözü ile gören, aklen inanır, aklen inanan kalben kabul eder, tastik eder, şüphesiz ispat eder...

dip not: benim gözümde, risale-i nur; İhya i Ilumiddin ne ise ve Mesnevi ne ise Mektubat-ı Rabbani ne ise benim gözümde de kalbimde de odur.

vesselam..



Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 22:26 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Size olan tesirini değil, sizin kanaatinizi değil; İslam dinindeki hükmünü (yerini) sormuştum. Belki bu açıdan cevap vermek isterseniz devam ederiz. Mübarek kardeşim.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 22:36 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
Ruhan yazdı:
Size olan tesirini değil, sizin kanaatinizi değil İslam dinindeki hükmünü sormuştum. Belki bu açıdan cevap vermek isterseniz devam ederiz. Mübarek kardeşim.

mübarek kardeşim,

işte ben, tesir etmiş milyonlar içinde sadece bir neferim.

islam dinindeki hükmü konusunda cevap verecek durumda değilim,

amma, Allah Sözü Kur'an'ın hükmü ne ise, elbette onun tefsirlerinin; akla ve kalbe ve imana tesir eden, ispat eden kitaplarının da bu hüküm içinde bir çekirdek halinde yeri vardır kanaatindeyim.

dip not: dünya bir askerlik meydanıdır, ölüm ise ehl-i iman için bu vazifeden bir terhistir, dünya meşakkatinden ve ibadet yükünden uzaklaşmaktır.

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 04.02.10, 22:41 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
ve Mektubat-ı Rabbani'nin hükmü ne ise, Mesnevi'nin hükmü ne ise, İhya-u Ulumiddin'in hükmü ne ise belki de Risale-i Nur'ların da hükmü benzer bir hükümdedir.

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 05.02.10, 17:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Görüldüğü gibi şahsi görüş, zan ve indi çıkarımlardan başka ortaya bir "sened" koyulamıyor.

Biz kendi sorumuza kendimiz cevap verelim:

Kimi ilmi meseleleri öğrenmek maksadıyla Risale okumak elbette faydalıdır. Buna kimsenin itirazı olamaz.

Ancak, sorumuza esas olan durumu şudur: Risale, 1925'den sonra yazılmış bir eserdir. İddia sahibidir. Bugüne kadar kimsenin bilmediği, denenmemiş, sonu meçhul; Tasavvufa rakip hatta ondan üstün yepyeni "Kur'ani bir yol" (manevi seyir) açtığı iddiasındadır ve hararetle kendini tavsiye eder. Bu yepyeni yolun üç ayağı vardır: Risaleyi yazmak, Risaleyi sürekli okumak, bir takım toplama evradlara tesbihlere devam etmek.

Ayrıntısına girmeden: İnsaf ve bilgi sahibi herkes ikrar edecektir ki Tasavvufun Edille-i Şeriyye ile sabit olduğu açıktır. 1400 yıldır tecrübe edilmektedir. Pek çok alim ve veli Müslüman sabitliğini eserlerleriyle, yaşantılarıyla, yetiştirdiği insanlarla ortaya koymuşlardır, ortaya koymaya da devam etmektedirler. Onun hakkında Asr-ı Saadete kadar ulaşan pek çok zahiri ve batıni (görünen görünmeyen) sened gösterilebilir ve gösterilmiştir de.... Alim, sadık, salih Müslümanların hemen tamamının Tasavvuf ve Mürşid-i Kamil üzerinde ittifakı ve icması vardır. Tasavvuf aleyhine bulunmuş azınlık alimler için de "yarım alim" sıfatı layık görülmüştür. Bu yarım alimlerin işin iç yüzünden ve işlerin hakikatından habersiz oldukları da bildirilmiştir.

Efendim, Risale'nin icad ettiğini söylediği 20. yüzyıl model "yepyeni" yol ve seyir'in senedi, ispatı, isnadı, tecrübesi, ittifakı yoktur. Kendisinden başka bir dayanağı yoktur.

Anlayan için bu kadarı yeter: İsnad dindendir. (İslam, isnad dinidir) İsnadı olmayana (yani Asr-ı Saadete izi çıkmayana) tabi olunmaz. Allah korusun, tehlikelidir sonu acı olur.

Sorumuzun ikinci kısmının cevabıdır: Bir Müslüman Risale okumasa hiç bir şey kaybetmez. Ordan alacağı ilmi ve irfanı başka muteber eserlerden ve en önemlisi ehil icazetli bir Mürşid-i Kamilden ziyadesiyle temin edebilir. Kısaca yeri doldurulamaz değildir. Biricik ve eşiz de değildir. Nitekim Risaleden uzak nice arifler ve kamiller vardır, tanımışızdır, tanımışsınızdır.

Velhasılı: Nurcuların ve muhiblerinin Ümmet-i Muhammed'e Risale ısrarında bulunmaları yersizdir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 06.02.10, 19:41 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
velhasıl,

şimdi; "benim yolum sorunsuz, diğer yollar sorunlu" penceresinden bakmak yerine şunu demek lazım geliyor :

ve bunu sizler adına söylüyorum :

"ehl-i tarik'in ve tarikat-ı aliyye'nin ulaşamadığı yerlerdeki kardeşlerimize Allah'ın izni ile Risale-i Nur Külliyatı ulaşmakta ve bu kardeşlerimizi de (Allah korusun) imansız gitmekten korumaktadır ve bir derece ehl-i tarik'e benzemektedir, elhamdülillah!"

vesselam


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.)
MesajGönderilme zamanı: 06.02.10, 20:30 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
* Mevlana Halidi Bağdadi Hz.leri buyurmuştur:

Bir kimse kitaplardan bütün ilimleri ezberlese, yine de onun, nefsin hilelerinden kurtulması mümkün değildir. Bu hîleler, ancak bir mürşid-i kâmilin terbiye ve tasarrufuyla bertarâf olur. Yoksa kul, gönlü mâmûr edecek olan manevî tecellîlere mazhar olamaz ve dîn-i mübîn yolunda samimiyet ve ihlas ile ilerleyemez.

Osman Nûri Topbaş, Sır ve Hikmet


* Resulullah efendimizin 4. vazifesi Ruhlarda tasarruf etmek suretiyle insanların iç alemini tezkiye edip düzeltmektir. Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimize ait olan vahyi nakletme dışındaki bütün vazifelerin O'nu takip edenler tarafından bir şekilde devam ettirilmesi nasıl matlub ve mecburi ise, O'nun, insanların iç alemini tezkiye edip düzeltme vazifesinin de nihayete ermemesi ve bunun meşayıh tarafından kıyamete kadar devam ettirilmesi aynı şekilde matlub ve mecburidir. Çünkü müminlerin sadece zahirinin değil, batınının da temizlenmesi, ancak ve ancak bu suretle mümkün olabilmektedir. İşte tasavvufi usul ve esasların ana menşei, ruhu Kur'an ve hadislerde mevcud olan bu nebevi faaliyetin her zaman ve mekanda temadisinden (devam edip sürmesinden) ibarettir. Meşayıh zümresi ve onların kesintisiz devam etme gerçeğinin kaynağı, bu icab ve ihtiyaçtır.

Yine Osman Nûri Topbaş Hz., İmandan İhsana Tasavvuf


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 60 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye