sufiforum.com
https://sufiforum.com/

Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)
https://sufiforum.com/viewtopic.php?f=153&t=1266
3. sayfa (Toplam 3 sayfa)

Yazar:  yakuti [ 26.02.11, 12:00 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

Madema ki, Bediüzzaman Hz.leri Sami Efendiye intisab i,çin adma göndermiş, günümüzde nur cemaatinde olanların tarikat erbabına saldırı ve hücumları ne oluyor ? Yoksa, onların Bediüzzaman diye bildikleri şahıs başka bir şahıs mı ?

Yazar:  talib [ 26.02.11, 12:04 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

Sorunun cevap bulması gereken yer biz değiliz. Bediüzzaman hz.lerinin değişik zamanlarda değişik tavırları da olmuş olabilir. Neticede bizim diyeceklerimiz sizin de düşünebilecekleriniz olacaktır.

Her cemaat kendini korumak ister. Ne etselerdi; Bediüzzaman, istidatı olanları tarikata yönlendirmiş demelerini beklemezdik herhalde? Gül gibi biz varız der belki abiler :) E risalei nurun da bir hizmet metodu var. Onlar da o şekilde hizmet etsinler.

Yazar:  yakuti [ 26.02.11, 12:37 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

talib yazdı:
Sorunun cevap bulması gereken yer biz değiliz. Bediüzzaman hz.lerinin değişik zamanlarda değişik tavırları da olmuş olabilir. Neticede bizim diyeceklerimiz sizin de düşünebilecekleriniz olacaktır.
Her cemaat kendini korumak ister. Ne etselerdi; Bediüzzaman, istidatı olanları tarikata yönlendirmiş demelerini beklemezdik herhalde? Gül gibi biz varız der belki abiler :) E risalei nurun da bir hizmet metodu var. Onlar da o şekilde hizmet etsinler.


Hakikatlar, ihtimaller ve pazarlıklar hesaba katılarak değiştirilemez! Çünkü hakikat, hakikattır ve üzeri örtülemez. Siz bir yandan "Onlar da o şekilde hizmet etsinler" diyeceksiniz , öte yuandan koendiniz için sürekli nalıncı keseri kullanacaksınız ! Böyle bir davranış müslümanlara yakışmaz. Vesselâm.

Yazar:  Misafir [ 26.02.11, 14:06 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

hurrican yazdı:
sorum çok doğru bir soruydu. herkes sünnet üzere olduğynu idda edebilir. bir kimsenin Allah dostu olup olmadığını yine en iyi, bir Allah dostu bilebilir. allah dostları genelde gizlidir. Bizler meşur olanları bilebileceğimize göre soru çok doğru bir soru. Anlatılan hadise doğruysa, Mehmet Zahid kotku'nun sözleri çok önemli.

Bir kaç videosunu inceledim. Biraz daha incelemem lazım. Güzel bir insân. Eğer mürşidlik mertebesi bahşedilmiş birisiyse, kalbinin temizliği sayesinde ulaştığını düşünüyorum.


Güzel kardeşim söylediğim gibi kendisi vefat etmiştir.

Ben belgeselini youtube'a yüklüyorum şu an.

1. partın linki aşağıdadır.

http://www.youtube.com/watch?v=th5TBTyNvQk

Ama İzmir Tire'ye sizi bekleriz. Üstadımız Hacı Kamil Efendi Tirede her cuma günleri Hafız Osman Mescidinde cuma namazından önce, her pazar günü de yeşil imaret camiinde öğle namazından sonra sohbet etmektedirler..

Kafanıza takılan soruları bizzat kendisine sorabilirsiniz.

pazar sohbetlerinden bir bölüm


Yazar:  Misafir [ 26.02.11, 14:14 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

talib yazdı:
Bu zatın halifeleri kimlerdir?

Konuya gelir isek, Bediüzzaman hz.lerinin Sami Efendi hz.lerine gönderdiği, nurcu iken yüce nakşibendi tarikatına intisab eden pek çok insan vardır.


Kardeşim önceki yazılarımda belirttiğim gibi vefat ederken halife bırakmamıştır.

En yüksek Nakıb-ı Nukaba vardı dergahta. Kendisine, sizden sonra yerinize biri geçecek mi efendim denilince, Allah bilir demiştir.

Vefatında 2 yıl kadar sonra İzmir'in Tire ilçesinde dergahta bir vazifesi olmayan (çavuş, zakir, nakıb, nakıb-ı nukaba, halife) Kamil KARASU adındaki bir zat kendisine görevin verildiğini açıklamıştır. Bu olayın neticesinde Dergahta, manevi hali açık olanlar rüyalarında ve hallerinde kendisinin mürşidi kamil olduğunu müşahede etmişlerdir.

Yani dergahta zikirlere gelip giden ve arkada oturan yaşlı bir adam görev açıklamış ve zikir yaptıran zakirler, zakir ataya nukabalar kendisine tabi olmuştur.

Kendisi görev açıklarken "üç aday vardı evladım, Tirenin adayı kazanmış. Biz bu görevi hiç istedemedik, bize yokluk sevdirildi, biz bir köşede kalıp yok olmak istiyorduk" demiştir.

Buradan ne kadar yazsakta olmaz.

Gelin görün derim ben.

Yazar:  Misafir [ 26.02.11, 14:47 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

Arkadaşlar Bediüzzamanın tarikat meselesine gelecek olursak, kendisi bizzat Abdulkadir Geylani hazretlerinden feyz aldığını anlatmaktadır zaten. Bizatihi kendisi Kadiri'dir.

"...Ta iki sene sonra Gavs-ı Geylanî, Fütûhü'l-Gayb kitabıyla tekrar gözümü açtırdı.

Medet istedi, bir yol aradı, bir halaskâr taharri etti; gördü ki, yollar muhtelif. Tereddütte kaldı, Gavs-ı Azam olan Şeyh Geylanî'nin (r.a.) Futuhü'l-Gayb namındaki kitabıyla tefeül etti. Tefeülde şu çıktı: Sen dârü'l-hikmettesin; önce, kalbini tedavi edecek bir tabip ara.

Acibdir ki, o vakit ben, darü'l-hikmeti'i-İslamiye azası idim. güya ehl-i İslamın yaralarını tedaviye çalışan bir hekîm idim. Halbuki, en ziyade hasta, ben idim. Hasta, evvela kendine bakmalı, sonra hastalara bakabilir.

İşte, Hazreti Şeyh bana der ki:

"Sen kendin hastasın, kendine bir tabib ara!"

Ben dedim:

"Sen tabibim ol!"

Tuttum, kendimi ona muhatap addederek o kitabı bana hitap ediyor gibi okudum..." (1)

Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı.


Hatta Bediüzzaman Said Nursi Eserlerinde Eski Said'den yeni Said'e geçişin Şah-ı Geylaninin himmetiyle olduğunu belirtmektedir.

http://www.nur.gen.tr

soldaki arama butonuna geylani yazmanızı tavsiye ederim.

Yazar:  Ruhan [ 26.02.11, 15:47 ]
Mesaj Başlığı:  Re: Risale-i Nur'dan Tarikat'e: Hz. Şeyh Abdullah Gürbüz (k.s.)

Müridi mürid yapan mürşididir. Mürşidi de mürşid yapan mürididir, derler büyüklerimiz.

Bizim bu güzel kelamdan anladığımız bir yön de şudur: Kişi, ahlakı, edebi, tevazusu, ilmi, irfanı, anlayışı, rıfkı, muamelesi, beyan üslubu vs. ile mürşidinin büyüklüğünü aksettirir. Ferasetten nasibi olanlar buna bakıp görürler ki bunda bir güzellik var, hmmm demek ki bunun bağlandığı yerde de bir güzel ve işinin ehli var, derler. İşte müridin mürşidini "mürşid" yapması böyle olur.

Allah razı olsun, üftade ağabeyim. yazdıklarınıza bakınca içimiz açılmıştır, sürur hissetmişizdir ve bağlandığınız kapının büyük ve güzel olduğunu ikrar ederiz.

3. sayfa (Toplam 3 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 2 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/