tanhu yazdı:
Gümüşhanevî yazdı:
...
----------
Nurcular,Akgündüzün dediği gibi risaelelere öyle bir yücelik atfederler ki,islam tarihinde hiç bir dehanın çözemediğini çözmüş diye...Bunun içinde haşir risalesini örnek gösterirler..Dostlarım açın Platôn nam Yunânî feylesofun phaedon adlı kitabını okuyun.Benzerliği görünce şaşıracaksınız!!!Platônun haşr ispatlarıyla Nursi (h.z) lerinin ispatları o kadar paralel ki adam soruveririyor:hani bunu kimse düşünemezdi?
güzel kardeşim,
Platon'un fikirlerini daha geliştiren, yeni plantculardan Plotinos (m.ö 250 yıllar) der ki, :
" Evren'deki her şey , Tanrı'dan sûdûr etmiştir (çıkmıştır) ve Tanrı'ya dönecektir" sonra aradan geçen 1000 yıl sonra da (m.s. 900 lü yıllar) Farabi bi benzerini söyler Varlık Felsefesinde ....
sonra bu Plotinus'un bu önermesi ile Tasavvuf felsefi arasındaki benzerliği de siz kurun o zaman!doğru her yerde doğrudur! doğru bilginin sahibi olmaz.
Ağabeyim ilk olarak Plotinus evrendeki her şey Tanrıdan südur etmiş demez!Tanrının zatı mütealdir o varlığı halk etmeye meyl eder ki bu südur fikri değildir!Südür Tanrı kaynayan bir kazan gibidir nihayetinde taşar der.İki felsefe arasında alaka bile yoktur...Bir diğeri hiç bir Tasavvuf erbabı südurcu değildir!O südurcular panteistlerdir ki Tasavvuf ehli de Onları tekfir ederler!Tsavvuf lisanında onlar vahdet-i Mecvudçulardır hassâ kâfirlerdir.
Bir diğeri ben Platonun fikirleriyle haşr risalesi çok benzerdir niye dedim?!!
Çünkü habire siz diyorsunuz:haşr meselesini Ondan başkası anlatamamaıştır,İbn Sina fln aciz kalmıştır diye!!!Demek ki neymiş,Üstad Efendiden başkaları,Ahmet Akgündüzün ispat ta aciz kalmıştır dediği Yunani feylesoflardan Platôn bile haşr isbatında,Ruhun bekası isbatında bulunabiliyormuş!!!
Bilip bilmeden tasavvûf ile felsefe arasında bağ kurmayın!Hele ki felsefe hakkında dediğiniz bilgiler risalelerin lügatçesinde verilen yalan yanlış şeylerse!!!Felsefe ile Tsavvuf arasında zerre kadar ilinti yoktur.
Neyse südurcular ile Mutasavvıflar arasında zerre kadar ilgi olmadığını ben değil bir ehlullâh cevab versin:
''...(Südûrcular der ki:)vücûd bir zamanda tecellî (südûr) etmemiş ve o an içinde kendi cemâline istiğrâkı hasebiyle cemi'-i esmâ ve sıfâtı kendisinde müstehlek ve muzmahill olmuş idi;sonra bir zaman geldi ki ,bu istiğraktan ayıllıp kendisine geldi ve kendisindeki sıfâta şuûru hâsıl oldu .....( ve) eşyâyı icad etmeye başladı.Bu kat'â böyle değildir!''
şimdi size tavsiyem felsefe ile,hele ki südurcular ile mutasavvıflar ile alaka kuruo oryantalistlerin,reformistlerin,vahhabilerin tuzağına düşmemenizdir!fefhem cidden!!!