Sözcüklerden Dökülen Manalar
Konuşma esnasında hayvanlar esas alınarak yapılan övülmelere tepkileri kayda değer buluyorum gerçekten. Desem ki, “Aslanımsın be”, alkış alırım! Desem ki, “Sen eşeksin, eşek!” karşımdakinin başına kaynar kazanlar dökülür ve kahrolur. Oysaki hayvanlar insanlara hizmet amacıyla yaratılmış biçare varlıklar. Kimse demez ki, “Sen Fatih gibisin!” gibi olumlu bir yaklaşımı gurur okşayıcı olarak, ya da “Sen Ebu Cehil gibisin!” olumsuz yaklaşımla, Mekke’de tuvaletlere verilen isim gibi, tiksindirici ve aşağılayıcı olarak! Tarihsel vasıfları çağlar aşırmış ya da yıkmış insanlar örnekler alınmaz nedense. Oysaki aslanda eşekte bir hayvandır. Kimse hayvan gibi olmayı gerçekte istemez, asla! Ama verilen örneklere göre konuşmacının vermek istediği vasıfları belirleyici olarak hoşuna gider veya gitmez.
Yine, “Koş, Allah koş”, “Yaşa, Allah Yaşa” , “Yürü Allah’ım yürü!”… ve çok benzer sözcüklerle, kullandığımız bu ifadelerle, Yaratıyı tövbe hâşâ bir mekâna sığdırırız. Dilimizden çıkarken öyle masumdur ki. Ama nereye gittiği de malumdur. Bizi farklı bir Allah inancına götürür ve gizli şirke sevk eder. Yine, Allah’tan bahsedilince aniden yukarıya doğru bakılır. Tabi ona göre Allah yukarıdadır yalnızca… Oraya bakmalıdır ki Allah’ı görsün ve söylediklerini onaylasın!
Birde Arapçayı bilmez bazıları, hemen kabul eder “Allah-u La!” der. Sonra hani var ya bir sure, onu biliyor musun? Yani “Allah-u La “ tercümesi “ Allah yoktur” dur oysa. Söyleyen kişi, Allah’a samimi inanmaktadır ve tek eksiği okumamak ve cahil kalmakta direnmektir. Birileri okumalı ve onun söyledikleri kullanılmalıdır. Tembellik edense her sözünü eleştirmeden almalıdır.
“Çok konuşulanda yalan vardır, çok parada haram.” Dinimizde para biriktirmek hoş değildir. Dağıtmak ve vermek imanın zirvesidir. Çok konuşmakta tavsiye edilmez. Peygamber efendimiz(SAV), “Sukut etmek, altındır!” demiş… Boşuna mı? Konuşurken israf etmemeliyiz. Az ve öz söyleyeceklerimiz karşımızdaki insanlara iletebilmeliyiz. Her ağzımızdan çıkan kelime ile karşımızdakini konuşma hazinesine yanlışlarda katmamalıyız. İçinde çok yalan olduğu içinde sıkmamalıyız.
Düşünmeden kabulleniriz toplumsal söylemleri ve bizim olur birdenbire. Dilden çıkan kişiliğin bir yansımasıdır oysa. Bizi karşımızdaki insana anlatan, şekil veren ifadelerdir. Diğer yandan ağzımızdan her çıkan duadır. Bu yüzden olumsuz ifade veya cümleleri kullanmamaya gayret etmeliyiz. Dua, Allah’a yönelmektir. İllaki, namaz gibi ibadetle değil, her anımızda vardır. Ağzımızdan çıkan kötü sözcükler ya kabul olursa... Aman Allah’ım!
Yediğimizin zehir olduğuna nasıl dikkat ediyorsak ölmemek için, konuştuğunuzun zehrine de dikkat etmeliyiz ki, ruhumuz depresyon ve stres gibi çağımız hastalıkları ile ölmesin! Nehre atılan zehirli atıklar gibi, konuştuklarımız aktıkça çevresini kirletmesin!
Konuştuğumuz zaman ağzımızdan çıkan sözcükleri bizde dinleyelim. Karşımızdakini en iyi bu şekilde anlayabiliriz böylece. Çevremizdeki atıkları toplarkenki niyetimizin, dilimizdeki bu yanlış artıklarıda toplayabilme temennisinde olması dileğiyle… Dilini düzelten toplum çağ atlar ve dört dörtlük huzurunu bulur diye düşünüyorum.
Saffet Kuramaz
|