Yâ Rabbî görev verdin, Hak yazdık üç kıtaya Düşmanını kuşattık karadan ve denizden Dokuz yüz yıl nöbette düşmedik inkıtâya Bir elçi göndermiştin; biz ondandık, o bizden
Türk’üz, bu ünvânımız. Bilâ-şek Müslüman’ız İndinde senin rızân, yeryüzünde gazânız Öyle bir düzen kurduk; biz bozabildik yalnız Müslüman, gayrimüslim râzıydı ay yıldızdan
Bizden istediğinin en kolayı can idi Garp'ta durak Viyana, Doğu'da Sincan idi Va’dinin en hafifi inci ve mercan idi Sen doldun sînemize... Tuttuk “el yakan közden”
Selçuk olduk direndik, Osman olduk yürüdük Mehmet olduk toprak ve kan rengine büründük Ne kusur eyledik ki bin yıl sonra süründük: Kalmadı bizde eser ne Fatih ne Yavuz’dan
Vahşetin uşakları semiriyor, büyüyor Kendi insanım kalkmış, “Kendim değilim” diyor “Hakça bir düzen” diyen hemen her haltı yiyor Yine de ümitvârız; bize verdiğin sözden
Lânet okurum lânet, ben böyle soysuzlara Her birinin nefsi put, hepsinin dîni para Velâkin Dünyâ Ahret hepsinin yüzü kara Tek talepleri zâhir, ezcümle tâviz; özden
Ümîdimiz bitmedi: Biz ‘asl’a döneceğiz Düşmanına yanacak, dostuna söneceğiz Şehâdet binek olsun, vallâhi bineceğiz Koruyacaksan bizi: Türk yaftalı soysuzdan!
Hakkı Selçuk Bekâr
|