Hz.Şeyh Nazım el-Hakkanî:ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEYİN
ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEYİN
Sultanul Evliya Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani
Çarşamba, Haziran 9, 2010
Lefke, Kıbrıs
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah
Allâhümme Salli Vessellim Ve Barik Âlâ Seyyidina Muhammed Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Abduke Ve Habibuke Ve Rasuluk
Zidhu Ya Rab İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana…
Ya Allah Ya Allah Ente Allah. Sümme Selamu Aleyküm Ya EnbiyaAllah. Esselamun Aleyküm Ya İbadallahi Salihin…
Esselamun aleyküm âlemlerin Rabbinin kulları.
Esselamun aleyküm katılanlarımız.
Katılanlar kimdir? Göklerden daha fazla nûrlar isteyenlerdir. Göklerden daha fazla şeref isteyenlerdir. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Cenâb-ı Allah’dan af isteyin. Affedilenler istedikleri son noktaya ulaşmış olurlar. Evet bir tane isteyebiliriz ama herşeye Kâdir olan Allah Subhanehu ve Teâlâ Cenâb-ı Allah’ın lütfünden isteyenlere en azından on katını ikram eder. Bir tane istersek Rabbimiz istediğimizin on katını ikram eder. Eğer Rabbimizden, bizi Yaratandan istersek Onun ikramları daha fazla ve fazla olur. Onun için ulemalarımızın bilmesi gereken veya bildikleri çok mukaddes sözlerimiz vardır: men zadelillah zadehullah. Evet? O kadar nettir. Allah Allah.
Ey insanlar, fazla isteyin ve fazla alın. Bir isterseniz en azından bize on kat fazlası ikram edilir. Eğer on isterseniz size en azından 100 katı fazlası gelir. Bu bizim men zadelillah zadehullah olan ilahi sözlerden anladığımızdır. Nereye kadar? Sonsuza kadar.
Abd, bir kul sorar; “Ey Rabbim, daha fazla!”
Ve âlemlerin Rabbi,“Daha fazla al.” buyurur.
Kul ister; “Hel minMeziyd! Ey Rabbimiz daha fazlası yok mu?”
“Ey kulum, bu Ilahi Huzurumda sonsuzdur. Sonsuzca isteyebilirsin ve Ben sana sonsuz ikram ederim. Sen istediğin sürece, Ben sana istetiyorum demektir çünkü Benim Ilahi sıfatım ikram etmeyi sever. Enel Kerim, Ben Cömertim, mutlak Cömert. Benim cömertliğimi hiçbir varlığın anlaması imkânsızdır.”
Allah Allah.
Cenabı Allah Subhanehu ve Teâlâ, evet. Onun sonsuz cömertliğine, keremine şükür etmeliyiz. Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz.
Ey Rabbimiz! Şeytana karşı Zâtından ilahi korunma istiyoruz. Evet? Çünkü her zaman gelip inancımıza bazı şüpheler getirir veya yanlış bir anlayış yapar ve memnun olmayalım diye bizi rahatsız eder. Şeytanın Cenâb-ı Allah’ın kullarını memnun halde görmesi onu asla mutlu etmez. Onun için insanoğlunu memnun, hoşnut etmemek için her zaman bazı sorunlar getirir. Şeytan insanı zevki sefada gördüğü zaman ona bu kimse ateşe atılmış bir kimse gibi olur.
Onun için ey doğudan batıya, kuzeyden güneye insanlar! Ben biliyorum. Yüksek makam insanlara, yüksek kullara gerek yoktur. Ben en aşağı seviye kimse olduğumu biliyorum. Ki şimdi dünyada yaşayan bütün insanlar memnuniyet içinde değiller. Hoşnut değiller ve memnun değiller ve zevki sefa içinde değiller ama onlar kendilerini her zaman karanlık okyanusa atarlar. Çünkü karanlık okyanuslar var, nur okyanusları da olduğu gibi. Karanlık okyanuslarda vardır. Ve insanlar karanlık okyanuslarına koşarlar, bu şeytani gayretlerdir. İnsanları karanlık okyanuslarına taşımaktır.
Ve âlemlerin Rabbi insanları, “Benim nurlu bölgelerime gelin” diye çağırır. “Ey insanlar! Bana bakın, Benden isteyin. Sonsuz isteyin ki Ben ikram edeyim. Ümitsiz olmayın, hayır. Ben sizin Rabbinizim ve sonsuz mülklerim vardır. Bütün mülklere ihtiyacım yoktur ama sizi hoşnut etmek için sonsuz mülkler yarattım. Bu dünya ve üstündeki herşey o bölgelerin bir atomu kadar bile olamaz. Ne için ümitsizliğe düşersiniz? Neden?"
SubhanAllah, SubhanAllah SultanAllah.
Onun için Euzubillahimineşşeytanirraciym demek Ilahi emirdir. Her yanlış gayret için, her yanlış fikir için, her yanlış zihniyet için, her yanlış anlayış için, her içinizde kalan yanlış ümit için estağfurullah deyin. Onun için bütün Peygamberlerin eğitiminde âlemlerin Rabbi buyurdu; “Kullarıma söyle, ne kadar yanlış şeyler yapıp, yanlış fikirleri ve sayısız günahları olursa bilsinler ki Ben kullarımı kurtarmaktan asla yorulmam ve onlara her saniyede veya daha azından güzellik okyanuslarımdan, kuvvet okyanuslarımdan, hikmet okyanuslarımdan, güzellik okyanuslarımdan öyle bir ikram yaparım. Ben ikram ederim bunu bilmelisiniz.”
(Zümer:53) لَا تَقۡنَطُواْ مِن رَّحۡمَةِ ٱللَّهِۚ
<< Allah`ın rahmetinden ümit kesmeyin! >>
“Ümitsiz olmayın. Benimle olun ve telaş etmeyin. Ama en fena düşmanınızın peşine koşarsanız her seferinde başka bir karanlık dünyaya girersiniz.”
Bu şimdiki insanoğlunun halidir. Evet. Çünkü insanoğlu Şeytan ve şeytani fikirleri takip ederler. Şeytan o fikirleri onların hayalinde yapar ve korkarlar. “Ey kullarım, yalnız Benden korkun, başkasına telaş etmeyin. Ben size ikram ederim.” Allahu Ekber. Ve şimdi bütün dünya ümitsiz kara okyanusa düştüler. Bakarlar ve kara delikler var derler ama Şeytanın onları karanlık okyanusa götürdüğüne bakmazlar. Neden?
“Ben Sizin Rabbinizsem neden ümitsiz olursunuz? Neden kendinizi karanlık okyanuslara atıyorsunuz? Bunun sebebi nedir? Bu karanlık okyanuslara düşmek için sizi mazur görecek deliliniz nedir? Karanlık okyanuslar on bin, on milyon bin kere bu dünyayı kuşatsa, telaş etmeyin Ben sizi hemen çıkartırım. (Kun, 'ol' kelimesindeki) Kef-Nun’a ulaşmadan hemen (çıkartırım). 'Ol' derim ve vâr olur. 'Git' derim ve o gider; bir daha geri gelme imkânı olmaz.”
Kurân-ı Kerîm insanlara buyurur; fekad zaleme nefseh, "Şüphesiz kendine zulmetmiş olur" (Talak,1). Bu tefsir şimdi geldi. İnsanlar kendilerine zarar verirler. Başkalarından gelmeden insanlar ilkönce kendi kendilerini zulüm okyanuslarına atarlar. Fe kad zaleme nefseh. Anlamayan veya inanmayan veya göklerin ilahi emirlerini takip etmeyenler kendilerine sorun yaparlar. Bu zulmü kendilerine yaparlar, başka insanlardan değil.
Ey Selefi ulemalarımız uyuyor musunuz? Gözlerinizi açın.
Her zaman birşey yeme ve içmek için ağzınızı açıyorsunuz. Bunu bırakın, gözlerinizi açın, kulağınızı açın, kapalı kalplerinizi açın. Sizin vazifeniz nedir?
Vazifeniz nedir ey Selefi ulemaları, söyleyin. Ama bilmezsiniz. Biz söyleyelim. Gökler tarafından desteklenen insanlar sizin gayenizi söyleyebilir. Sizin asıl gayeniz güzel bir kimse gördüğünüz zaman, ”Oooo o güzel kimse. Ben genç olsaydım böyle birisiyle olurdum,” deyip gözlerinizi açmak. Hayır, bu sizin vazifeniz değildir. Veya karşınıza kızarmış bir kuzu gelince ağzınızı açıp böyle yaparsınız (kollarınızı sıvarsınız) O zaman herşeyi unutuyorsunuz. Buna gözlerinizi açarsınız. Kızartılmış kuzu size herşeyi unutturur. Doğru değil mi? Evet benim nefsim de sizin gibidir.
Hayır, ben nefsime maruzat göstermiyorum. Bu doğrudur, ama yanlış olan nefsanî isteklerimizi takip etmektir.
Bunu durdurun ey insanlar! Bütün milletlerin selamete ihtiyacı var. Ve insanlar kendi içinde selamet yapmazlarsa asla meydana gelmez. Ve kendi içinizde nasıl selamet yaparsınız? Siz ulemasınız söyleyin. Selameti içimizde getirmenin yolu nedir? Kurân-ı Kerîm’den söyleyin.
Cenâb-ı Allah buyurur; Fektulû enfusekûm, "Nefislerinizi öldürün" (Bakara:54). Doğru mu değil mi? Anlıyor musunuz anlamıyor musunuz ey ulemalar?
Ezher-i Şerif ulemaları, Şeriat doktorları, anlamıyor musunuz?
İnsanları kurtarmanın yolu nefislerimizi öldürmektir. O zaman özgür olursunuz, kanaatkâr ve sonsuz memnun ve hoşnut olursunuz.
Ey ulemalar! Bütün insanlara kendimizi burada ve buradan sonra nasıl kurtaracağımızı bildirin. Gözlerinizi açın, bunun yolu budur. Onun için Cenâb-ı Allah’ın emri; Fektulû enfusekûm, "Nefislerinizi öldürün." Bu emir asla bitmez. İnsanoğlundan kendilerini kötülüklerden kurtarmak isteyen herkes nefislerini öldürmeliler.
Öldürürlerse zaman sorun yapan kimse ve Şeytanının takipçisi olmaz.
Merhaban ulemalar. Ben kendime ulema demiyorum ama hepinize ulema diyorum. İnsanları şeytani yollardan kurtarmak istiyorsanız ilahi emrin ne olduğunu bilmelisiniz.
Kendinizi Şeytanın tuzaklarına düşmekten kurtulmak isterseniz, fektulû enfusekûm, "Nefislerinizi öldürün" çünkü nefsiniz sizi tuzaklara düşürür. Onu öldürün ve selamette olun. Ama bu anlayış nerededir, biz anlamayız. Gerek olmayan yerde gözlerimizi sıradan bakma dışında açarız. Başka bir gözümüzde vardır ki bu kalbimizdedir. Bakıp görmek için bu gözleri kullanın ve kendinizi kurtarın.
Ey selefi ulemaları! Neden insanlara “Gözlerinizi açın” demiyorsunuz?
Birşeye şaşırınca birbirinize ifteh ayneyk, “Görmek için gözlerinizi açın” dersiniz.
Bir grup insan bakar ve görür ve başka grup insanlar bakar ama görmez. İnsanların o gözlerine işlem yapıp hakkı gösterecek insanlara ihtiyaçları vardır. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Ey insanlar, Lâ taknatu bi rahmetillah, Cenâb-ı Allah’ın sonsuz rahmetinden ümitsizliğe girmeyin. Ama O herşey Kâdir olan kullarından daha fazla istemelerini ister ki burada ve buradan sonra mutlu olsunlar.
(Bakara:185) ۗ يُرِيدُ ٱللَّهُ بِڪُمُ ٱلۡيُسۡرَ وَلَا يُرِيدُ بِڪُمُ ٱلۡعُسۡرَ
<<Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. >>
Allah Subhanehu ve Teâlâ, Cenâb-ı Allah güzel, ümitli şeylerle mutlu olur. Kulları karanlık ümitsizliğe düşerse mutlu olmaz. Ve kendilerini Şeytanın karanlık dünyasından kurtarmak için kullarına kolay yol ister.
Oraya girmeyin, girerseniz acı çekersiniz. Cenâb-ı Allah'ı dinlerseniz mutlu, zevkli ve hoşnut olursunuz.
Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Ey insanlar! Ey ulemalar! Böyle şeyleri insanlara açın ki ümitsiz durumlara, ümitsizliğe düşmesinler. Bu insanoğlu için en zor yüktür. Bunları omuzlarında taşıdıkları sürece burada ve buradan sonra bir zevki tadamazlar.
Tövbe Ya Rabbi.
Af istiyoruz. Ey Rabbimiz! Ilahi Huzurundan birisini gönder ki Senin razılığına ulaşmamız için yolumuzu Senin istediğin gibi yapsın.
Peygamberler Mührünün hürmetine,
Fatiha.
Allah Allah.
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
...
Hoşnut olun, ümitsiz olmayın. İyi inancınızı Rabbinizle ve sevgilisi Seyyidina Muhammed’in (s.a.v) yolunda tutun.
Fatiha.
