Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: "Nisan yağmuru arşdan damlar..."
MesajGönderilme zamanı: 10.05.10, 21:10 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya

Pazar, Mayıs 9, 2010 Lefke, Kıbrıs



SEYYİDİNA MUHAMMED (S.A.V.)’İN DOĞUM GÜNÜ NİSANDAYDI



Meded Ya Ricalallah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Minel Ezeli Minel Ebed Ente Sultan Ya Malikel Mülk. Subhansın Sultansın. Sen Subhansın, Sen Sultansın. Mutlak Sultansın. Mutlak saltanat, mutlak tazimler, mutlak şerefler, mutlak şanlar, mutlak azametler ancak Sanadır ey Rabbimiz, Subhansın. Zid Habibeke.

En sevgili, en saygılı, en övülene, baştan sona kadar Senin mukaddes ismini temsil eden Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’e daha fazla şan ve şeref ve heybet ver. Sen teksin O Muhammed (s.a.v)’dir.

Ey rehberimiz, destur. Anlamak için Senin desteğini istiyoruz. Sen bizim dünyadaki temsilcimizsin. Dünya varlıkların en aşağı yeridir. Ve siz bu dünyada en aşağı seviye varlıklarla yaşıyorsunuz. SubhanAllah SultanAllah.

Esselamun Aleyküm doğudan batıya bu gezegendeki katılanlarımız. Bu herkese ilahi ikramdır. Bütün varlıklar bu şerefe ulaşmak ister. Onlara göklerden “Esselâm” “Esselamun Aleyküm” diye hitap edilsin diye. Allah Allah Allah Allah Allah Allah.

İnsanoğluna o kadar şeref ikram edilmiştir. “Esselamun Aleyküm” denilmesini kimse ölçemez. Allah Allah Allah Allah.
Ey katılanlarımız, yalnız bir el dolu katılanlar ilahi hitabı dinliyor zannetmeyin. Şimdi bu gezegende olan herkes göklerden bu dünyaya gelene ulaşmak için susamıştır.

Olmazsa insanlar için yaratılan bu selâm asla bu dünyaya inmez. İnsanoğlunun şerefine, insanların şerefine göklerden bu selâm dünyaya geldi ve bu gezegende vâr olan herkes o rahmetten birşeye ulaşmak için ağızlarını açarlar. Onların bu kâinattaki varlıklarına, görüntülerine göre o rahmete ulaşmak isterler. Allahu Ekber.

Bazı özel, seçilmiş kimselere ilahi ilimler ulaştı. Onlardan ilahi ilim ulaşır, büyük Şeyhimden bana kadar ulaşır ki Âlemlerin Rabbi bu dünyada 4 mevsim yarattı.

Bilirsiniz.

Bahar zamanı, ilkbahar mevsiminde özel varlıklar yağar. Bu Mart, Nisan ve Mayısta başlayan bahar mevsimidir. Bu üç ayda bu mevsimin en çok kıymetli zamanı Nisan’dır. Ve o ayda böyle vasıflarla seçilmiş olmanın bazı hikmetleri ve sebepleri vardır.

Çünkü Peygamberler Mührü, bütün kâinat onun şerefine yaratılan en sevgili, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in doğum günü Nisandaydı. Bu gizli hazineler taşıyan sır bir ilimdir. Gizli hazineler gizli hikmetlerdir.

O ay, Nisanda, 12 ay içinde o ayda o kadar sevgili ve en kıymetli hazineler ikram edilmiştir. Ve Âlemlerin Rabbi göklerden yağmur gönderir. O yağmur dünyaya ulaşır ve toprağa yeni bir hayat verir. Ulaşmazsa toprak kurur ve hiçbir şey büyümez.

Bu yağmur ilahi Ârşın altından geldiği mübarek, ilahi kimseler tarafından iyi bilinir. Bir damla verir ve bu bütün yağmurlar o bir damladan bereket alır. Bu yağmur herşeye yeni bir hayat verir, onları değiştirir ve herşeyden ağır yükü alır. Özellikle insanlardan alır. Ve bu gizli hikmeti bilenler bütün bedenlerine değsin diye o yağmurun altına girerler.

Ey selefi ulemaları merhaba. Böyle şeyleri bilir misiniz bilmem. Siz yalnız Hadis , Nebevi Şerif Hadisin zayıf veya kabul edilmez demesini bilirsiniz. Hayır, birşeyler bilmeye çalışmalısınız ve herşeyi yargılamamalısınız çünkü son hüküm Herşeye Kâdir olan Allah’ındır. Allahu Ekber, Allahu Ekber-ul Ekber.

O Nisan damlaları yağdığı zaman okyanustaki balıklar bile onlara o yağmurdan bir damla bile olsa ulaşsın diye çıkıp ağızlarını açarlar.
Allahu Ekber. Açarlar ve beklerler.
Ve bütün kâinat o rahmet dalgasının onlara ulaşmasını ister.

Ve bu öyle bir misaldir ki bir kimse “Esselamun Aleyküm” derse bu selâm öyle bir rahmetle gelir ki bu gezegendeki bütün varlıklar bakar ve o rahmetin onlara daha fazla ve fazla ulaşmasını ister. Açarlar.

İnsanoğlu o kadar inkârcı ve gafildir. Onun için bu göklerden bu gezegende yaşayanlar için en büyük ikramdır. Bu yalnız insanoğlu için onlara emredilip ikram edilmiştir ve başka varlıklar da birşeye ulaşmak ister. Çünkü bu ilahi rahmet dünyaya ulaşırsa bütün vâr olanlar paylarını alır ve onlara bir açılış gelir.

Bir Peygamberin bir kimseye “Esselamu Aleyke” demesi acayip birşey değildir. O kimse ölüyse dirilir. Selâma öyle bir kuvvet ikram edilmiştir. Ey insanlar, her zaman kendi aranızda “Esselamun Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu” deyin. SubhanAllah SultanAllah. SubhanAllah SultanAllah. Allahu Ekber.

Onun için insanlara Esselamun Aleyküm ey katılanlarımız diyoruz.
Bu selâm başka birşeydir. Böyle zayıf kulu doğudan batıya böyle aletlerle bütün insanlara hitap ettiriyorlar. Âlemlerin Rabbi en sevgilisinin ümmetine o ilahi rahmetini onlara ulaştırmak istiyor. Onun için bir kimse birisinle buluşursa “Esselamun Aleyküm” demesini emreder. Bu insanlara rahmet ve bereket kapılarını açar. Evet.

Herşey bunu ister. Onun için Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v) “Esselâm Gablel Kelâm” buyurmuştur. “Esselâm Gablel Kelâm” Selâm vermeden önce konuşmayın. Toplantınızı ilahi korunma altına almak için selâm ilkönce gelir. Çünkü“Esselâm Gablel Kelâm” demezseniz insanoğlunun en tehlikeli düşmanı oraya gelir. Esselamun Aleyküm derseniz ulaşamaz. O selâm iblis, şeytana ulaşamaz.

Onun için bir kere Cenâb-ı Allah’ın emri bir melekten şeytana “Git ve en sevgilimin meclisinde bulun” diye ulaştı. Ve koşup geldi ve “Esselamun Aleyküm” dedi. İblis Esselamu Aleyküm dedi. Peygamberler Mührü, en şanlı ve heybet ikram edilmiş olan “Ey ilahi huzurda en nefret edilen kimse, selâm bize aittir. Biz sana “Ve Aleyküm Selâm” demeyiz. Hayır, bu bizim içindir. Ama şimdi ne istediğini şimdi söyle” buyurdu.

Selâm bu şekilde güçlüdür. Ve ilahi hitaplarda bu gezegende yaşayan insanlar için şerefli sözdür. Merhaban ey selefi ulemalarımız. Ve de Ezher-i Şerif ulemalara hitap ediyoruz. Onlar şimdi böyle taklit unvanlarla büyükleniyorlar ve “Biz doktoruz” diyorlar. Siz doktor değilsiniz.

İsimlerinizin başlarına “Doktor Filan” “Doktor Feltan” yazmayın. Bu Cenâb-ı Allah’ın şeriatına karşıdır. Bu taklit unvanları bırakın. Bu size burada ve buradan sonra asla fayda vermez. İsimlerinin başında “Doktor” yazar diye kimse size şeref vermez, hayır.

Ve Doktor Filan, Doktor Feltan’sınız diye kıyamet gününde kimse size şeref vermez. Evet Adnan Efendi? Selâm, selâm. Onun için beni selefi ulemalarımıza hitap ettiriyorlar çünkü onlar da şeriat doktoru kullanırlar. Şeriat doktoru. Onların mezhepleri, selefi mezheplerine doktorlar. Bunları bırakın, basit olun. Basit olun, hiç bir unvan peşine koşmayın.

Bu taklit unvan size şeref verir diye ümit etmeyin. Hayır, hayır. Belki doktor, profesör veya bu ve şu olursunuz bu size ilahi huzurda asla bir şeref vermez. Ama şerefi öğrenmeli, kullanmalı ve insanlara öğretmelisiniz ki bizim için en yüksek şeref itaatimizdir. Rabbimize itaatkâr kul olmaktır.

Neden isminizin başına “Rabbine mütevazı kul filan” diye yazmazsınız? Neden yazmazsınız? “PhD Doktor, PhD Fizikçi, PhD bu, PhD şu” diye yazarsınız. Ne için? Neden isimlerinizin başına; “İlahi huzurda en zayıf kul olarak kabul edilmek isteyen bir zayıf kul” diye yazmazsınız? Bu size şeref vermez mi?

Bunu kim yazar? Ve böyle yaşlı bir kimseye kızarsınız.
Neden? Bu doğru değil mi? Evet yayınlarınızda bu kimsenin beyanatları kabul edilmez diye söyleyin. Bunu hangisi söyler?

Şii ulemaları neden isimlerinin başına “Ayetullah veya Hüccetullah veya böyle unvanları yerine” “İlahi huzurda en zayıf kul olarak kabul edilmek isteyen zayıf kul” diye yazmazlar?

Çünkü bu hitap size bu gezegende insanların arasında taklit bir şeref vermez. İnsanlardan bir şeref istemeyin. Hayır, ama ilahi huzurda şeref istemelisiniz. Budur, bunu kendiniz için yapmalısınız. Ve insanlara bunu söylemelerini öğretmelisiniz. İnsanlar maneviyatlarını bazı taklit unvanlarla yıkarlar. Kıymeti yoktur.

Ey insanlar, onun için “Esselamun Aleyküm” derseniz bu size göklerden şeref verir. Ve bu şerefle insanlara rahmet yağar ve insanlara yenilik verir. Ve Rablerine kul olmak için ve daha fazla ve fazla güçlenirler. Neden konuşmalarınızda başlayıp söylemezsiniz;

“Ey dinleyicilerimiz, siz Rabbimizin çok zayıf bir kulu dinliyorsunuz. Dinleyin, belki Âlemlerin Rabbi burada ve buradan sonra mutlu olacağınız bazı hakiki değerler ikram eder. Ey ulemalar, Hicret senesinin 15.ci asrın insanları” diye?

Neden böyle şeyler saklarsınız? Bekliyor ve konuşuyor ve öğretiyorsunuz ama böyle mühim noktaları öğretmezsiniz. Bu nasıl bir ziyandır. Sizin için olan ilahi fırsatları kaçırıyorsunuz çünkü o anlamı kendinize saklıyor ve bu anlamları insanlara vermiyorsunuz.

Büyük bir âlim olarak görünmek isteyen insanlara ziyandır. Hayır kıymeti yoktur. Cenâb-ı Allah size soracak. Siz en bilinen âlim olma peşine koştunuz ama neden benim ilahi huzurumda bir kul olmak istemediniz? Böyle şeyleri iddia eden herkese soracak. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ey insanlar gelin hakikatleri kabul edin, mutlu olursunuz. Size burada ve buradan sonra ilahi ikramlar verilir. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Esselamun Aleyküm.

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
...

Mutlak azamet yalnız Ârşın Rabbinindir. Ey insanlar bunu tutun. Fatiha.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye