Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 13 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Vehhabilerin Kabristan Tahribatının Elem Verici Sonuçları
MesajGönderilme zamanı: 25.04.10, 22:55 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Sultanul Evliya Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Nisan 24, 2010 Lefke, Kıbrıs

İLAHİ KUVVET VE DÜNYA KUVVETİ


-Vehhabilerin Kabristan Tahribatı-

Destur Ya Seyyidi.

Destur Ya Ricalallah.

Bismillahirrahmanirrahiym

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Ente Sultan Ey Rabbuna Ente Sultan İğfir Lene Verhamna Ve Tub Aleyna Ve Zid Habibeke Seyyidil Evveline Vel Ahirin Seyyidina Muhammed (s.a.v) Zidhu Ya Rab İzzu Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. Rağmen Âlâ Enf şeytan ve tabi olanlar.

Meded Ya Sahibel Zaman. Meded Ya Kutbul Mutasarrıf. Meded Ya Sultanul Evliya.

Biz zayıf kullarız ve destek isteriz. Zayıflığımız için ilahi destek isteriz. Ey Şeyhimiz bize ver, bizi destekle. Burada ve her yerde bizi ve katılanları gözet. Esselamun Aleyküm bu mütevazı toplantıya katılanlar. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz.

Cenâb-ı Allah’ın bu gezegende herşeye ikram ettiği ilahi kuvvet Besmeleden gelir. Onun için ulemalar herşeyden önce Besmelenin şerifini öğretmeye çalışmalılar. Kimse Besmelenin şerefine bir sınır getiremez. Ve de kim ilahi bir destek isterse bu kuvvet Bismillahirrahmanirrahiym’den alınır.

Her yapmak istediğini her şekil işler Besmeleyle tamamlanır. Yoksa bir şey eksik olur. Bu kökü olmayan ağaçtır. Yalnız bir süre için gözükür ondan sonra atmalısın. Ama Bismillahirrahmanirrahiym dersen bu amel ve de o gözükmesi istediğin iyi şeylerde, o ilahi şerefe ulaşmak, ilahi desteğe, ilahi kuvvete ulaşmak istersen bunu Besmelede alabilirsin.

Onun için Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v) buyurmuştur; “Eğer bir kimse her iş veya her çaba için Bismillahirrahmanirrahiym demezse kökleri kesilmiş bir ağacı ekmek gibi olur, birşeye ulaşamazsın.

Onun için kuvvet merkezlerinde bir kimse birşey yapmak isterse bu kuvvet merkezlerine gelmeli. Bir arabanın hareket etmesini, sürmesini istersen benzin istasyonuna gelmelisin. Benzin istasyonunda bir bardak, bir litre, iki litre almazsanız “Ey insanlar, gelin ve yardım edin, bırak itekleyin” diye insanları çağırmalısınız.

Nereye itekliyorsunuz? Yolda bir otobüs durur. Yolda hiçbir benzin istasyonu yoktur ve şoför “Ey insanlar, kuvvetimiz bitti ve şimdi başka birşey kullanmalıyız” der.

İnsanlar sorar; “Daha önce nasıl gidiyordu da şimdi durdu?”

“Daha önce bir sıvı kullanıyorduk. Bunu deposuna koyuyorduk.”

“Şimdi ne oldu?”

“Bitti.”

“Ne yapalım?”

“Aşağı inin ve itekleyin”

Bir yokuşa gelince “Yapamayız, bu kocaman otobüsü nasıl bu yokuşa çıkartacağız? Ne oldu? ” derler.

Bir Arap devesiyle seyahat ediyordu. Dinlenmek için bir yere geldiler. Arap bedevisi şafak sökene kadar uyudu çünkü çok yorgundu. Şafak söktüğü vakit seyahat etmek için kalktı. Devesinin başını aşağı atmış ve ayakları uzattığını gördü ve cevap vermiyordu.

Cevap yoktu. Arap etrafından dönmeye başladı. “Ey devem, sana ne oldu? Sana ne oldu? Sen rüzgâr gibi koşardın şimdi sana ne oldu da yerde yatıyorsun ve hareket etmiyorsun göremiyorsun ve işitemiyorsun?”

Subhanallahu Aliyil Aziym. Evet. Bu insanlara birşey öğretir. Başka bir bedevi oraya ulaştı ve bu bedevinin ağlayıp bağırdığını ve yerde yatan bir deveye konuştuğunu gördü.

“Ne oldu? Neden ağlıyorsun?”

“Böyle böyle oldu” dedi.

Baktı ve “Ne oldu?” dedi.

“Herşey mükemmel. Bedeninden birşey eksik değil ama ne oldu?”

Ve kimse filozoflar gibi konuştu “Ey kardeşim, bu deve göçtü gitti.”

“Nereye gittiyse bende onu yakalamak için peşine gideyim.”

“Ey Arap kardeşim, onu bırakan dokunup, görebileceğin, dokunabileceğin birşey değildir. Bu dünyadan değil göklerden bütün yaşayanlara ikram edilen birşeydir.”

Bende insanlara söylerim, bütün insanlara. Ey insanlar doğudan batıya, kuzeyden güneye siz koşarsınız koşarsınız koşarsınız ve toplarsınız toplarsınız ve toplarsınız ve altın ve cevherler yığınları yaparsınız. Ve bir gün düşersiniz ve bitersiniz. Bu son anına kadar hareket etmeleri için göklerden bütün yaşayan varlıklara ikram edilen birşeydir.

Ama şimdi insanlar asla düşünmezler. İnsanlar “Biz yeriz, içeriz, kendimizi doldurunca ilaç alırız. Pekçok şeyler kullanırlar ve bir süre sonra eskisi gibi oluruz derler. Hiçbir şey asla eskisi gibi olmaz.

Onun için iki şekil kuvvet vardır. İlahi kuvvet ve dünya kuvveti. İlahi kuvvet kesilirse dünya kuvveti faydasız olur. Ve şimdi insanlar asla böyle şeyleri düşünmezler. Özellikle her an ve her saniye için ilahi desteğe ihtiyacımız var. Bize ulaşmazsa birşey yapamazsınız bitersiniz ve gidersiniz.

Hayatımızın sınırına ulaşana kadar imkânınız olduğu kadar yapabilmeniz için o çizgide ilahi desteğe ihtiyacınız var. Ama hayatımızın sınırına ulaştığınız zaman yolu yoktur, biter, yolu yoktur. Son anımız gelene kadar maddi şeylerden destek istemeyin. Hayır, manevi destek isteyin.

Ve manevi kuvvet göklerden doldurulmuştur. Her kullandığınız ilahi söz size hareket etmek, yapmak, hareket etmek ve gayretlerinize ulaşmak için ilahi bir kuvvet verir. Bunu yapmazlarsa yarım ölü insanlar olurlar. Bedenin kuvveti kapasitesinin üstünde taşıyamaz.

Ama kullanman için Cenâb-ı Allah Besmeleyi gönderdi. Söyleyin telaş etmeyin. Bismillahirrahmanirrahiym evvelden ahire içinde sonsuz kuvvet okyanusları vardır.

Ey selefi ulemalarımız, sizi bu gece de bırakıyoruz. Biz bombalama toplarımızı vehhabi hocaların batıl amaçlarına çevirdik. Onlar insanları kendilerini takip etmeye çağırırlar. Onları kaç kişi takip eder? Onların zihniyetinde onların yollarını kim kabul eder? Asla. Neden ısrar ederler?

Ne yapmak isterler? Açıkça söyleyin. Başka bir şeriat mı getiriyorsunuz yoksa yeni Peygamber olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz? He…? Neden yanlış yolda ısrar ediyorsunuz? Doğru yola gelin. Evet, doğru yolları sorabilirsiniz. Evet siz doğru yolu takip ediyorsunuz.

Soruyorum, Kurân-ı Kerîm buyurduğu gibi, Bismillahirrahmanirrahiym;

(Tövbe; 119) يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

<< Ey iman edenler! Allah`tan korkun ve doğrularla beraber olun >>

Eğer insanlara doğru olanı öğretmeye çalıştığınızı iddia ediyorsanız bunu yapabilirsiniz ama doğruya nerede ulaşıyorsunuz? Bu bir sorudur. Bütün ümmetin karşısında soruyoruz. Hangi doğru olan kimse size vehhabi dünyasının doğru yollarını öğretiyor?

Söyleyin. O kimse kimdir? Yalnız Muhammed Abdulvehhab mı doğru olandır? Halen bir tek o mu doğru kimsedir? Bunu nasıl iddia edersiniz? İnsanoğluna ne getirdi? Peygamberler Mührünün ümmetinin neyi yanlıştı da gelip “Yanlış inançları düzeltiyorum” dedi?

Ne yaptı? Kabirleri yıkmak için yanlış şeyler söyledi ve hiçbir şey bırakmadı. Nedir bu yeni şeriat mı? Peygamberler Mührü buyurur… (arapça) Evet. Pekçok geçmiş insanları hatırlarsanız ölümü ve ölümden sonrasını hatırlamalılar.

Cenneti Mualla’da birşey bırakmadınız. Orasını tarla gibi yaptınız. Aynı şeyi Cenneti Bâki’ye yaptınız. Ümmete ne şeref gelir? Kabristanı sıradan tarla gibi yaparsanız bu ümmete ne verir? Ne kazandı? Nereye ulaştı?


Ve biliyorsunuz ey vehhabi hocaları ki Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’e sahabeler evliyalar hakkında sorduğu zaman cevabı ne oldu?

Hakiki bir velinin, mübareğin, evliyanın işaretini sorarsanız … (arapça) buyurdu. Evet? İlahi huzurda sevgili olan Peygamberimiz buyurdu; Onların işaretleri onlara baktığın zaman tüylerin ayağa kalkar ve titreme gelir ve hemen Âlemlerin Rabbini hatırlarsın. Bu velilerin işaretidir.
Evet bu doğrudur. Hayır diyemezsiniz.

Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu … (arapça)
Onların (kabirlerini) ziyaret edin. Bir kabre gidince kumlu bir yerdir. Ne düşünürsünüz? Bir kimse bir yere gidince ölümü hatırlar mı? Hayır. Onların kabristanları Cenneti Mualla ve Cenneti Bâki, her ikisini de tarla gibi yapmışlar. İnsanlar orayı ekerler zannederler. Nedir bu? Bu mu sizin şeriatınız?

Eski zamanda bir kimse kabristana ziyarete gelince bakarlardı burası Seyyidetena Hatice-i Kübra’ nın kabristanı. Geldikleri zaman onun üstünüze gelen maneviyatından titrerlerdi ve Peygamberimiz (s.a.v)’in zamanını hatırlardınız ve ölümü hatırlardınız.

Bir zamanlar o insanlar bizim gibi dolaşırlardı ve şimdi yerin altındalar. Bir gün bizde toprağın altında gireceğiz diye. Bu onlara herşeyi yaratan Âlemlerin Rabbini hatırlatırdı. Neden yıktılar? Onlar münker derler.

Abdulvehhab’dan önce münker değil miydi? Ve ondan sonra mı münker oldu? Nedir bu saçmalık?

Ey vehhabi hocaları size kim böyle bir fetva verebilir? Siz yanlış yoldasınız. Eğer yanlış yolunuzu doğru yola değiştirmezseniz başınıza bir şey gelir.
Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ey insanlar, pekçok şeyler. İnsanlara doğru bir inanç vermeliyiz yanlış değil. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin ve yolumuzu doğru yol yapsın. Vehhabi hocaları tarafından aldatılan insanlara Cenâb-ı Allah onları doğru yola getirmesi için bir rehber vermesini istiyoruz.

Cenâb-ı Allah bizi burada ve buradan sonra en şerefli olanın hürmetine affeylesin. Fatiha.

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
...

Ölürken ve bu hayattan ebedi hayata geçerken ilahi şarkılar dinlemeyi temenni ederiz.

Fatiha.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: Vehhabilerin Kabristan Tahribatı
MesajGönderilme zamanı: 26.04.10, 03:58 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
kabirler abartılmadan alametlendirilmelidir.. zira elvah-ı kubur (kabir levhaları mezar taşları); düşünen "insanlar" için ibret ve hatta birer canlı vaizdir.. vahhabinin aklı körelmiş kalbi kararmış vahh yazıklar olsun onlara !!.. alamet ve nişan düşmanları bunlar.. kabristanları dümdüz bi caddeye tarlaya piste çevirmenin salah cihetinden anlamı gayesi esprisi nedir?.. türbeler tapınak değildir türbe inşası "korumaya" matuftur.. eğer dinen hurmeti (haramlığı) söz konusu olsa (onları herkes etse) Osmanlı ecdadımız inşa etmezdi.. herifler banyolarına bile plazma tv koyuyor ama mezarları yıkıyor dümdüz ediyor.. iyi bu kafayla "en temizi cesedleri de yakalım mezarlık diye bir mahal ve mefhum da kalmasın" dememişler ha !...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: Vehhabilerin Kabristan Tahribatı
MesajGönderilme zamanı: 26.04.10, 13:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Resim
Nice ehli beyt, ashab ve evliyaullahın fanî bedenine mesken olmuş Medine-i Münevvere'deki Cennetu'l Baki... ( O evliyaullahdan ikisi Şeyh Şamil ile M. Sami Ramazanoğlu k.s.dur.)

Medine-i Münevvere'de Cennetu'l Baki veya Mekke-i Mükerreme'de Cennetu'l Muallâ'yı ziyaret edenler Hz. Şeyh'in bu sitemindeki hassasiyeti daha iyi anlamış olmalı. (ya da anlamalılar...)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: Vehhabilerin Kabristan Tahribatı
MesajGönderilme zamanı: 26.04.10, 13:32 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
İçim cızzz etti!

Muhammed Zâhid Kotku (k.s.a) üstazımız da vehhabilerin kabirlere yaptıkları hürmetsizlikten ötürü cennetü'l-bekiye defn edilmek istememişti...

Hicazın acilen vehhabilerden alınması gerekiyor,acilen...ama bunu yapacak hassas devlet nerede?!!!!

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: Vehhabilerin Kabristan Tahribatı
MesajGönderilme zamanı: 26.04.10, 13:40 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
"1957 yılında yakınları kendilerine Eyüp Sultandan kabir yeri almayı teklif ettiklerinde:

'Herkesi arzusuna bıraksalar biz, Cennetül-Bakiyi arzu ederiz' buyurmuşlardır."

Şu sözdeki inceliğe bakın, şu özdeki güzelliğe bakın. Allah duasını kabul edecekti ve o büyük sultan Mahmud Sami Ramazanoğlu hz.leri Cennetül-Baki'ye defnedilecekti. Bir dua mıydı, yoksa olacak bir şeyi mi söylüyordu hazret, bilinmez..

Şimdi gidip gelenler oluyor da ziyaretine, inşaallah buluşmuşsunuzdur diye karşılanıyorlar. Öyle bir belirsizlik...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: Vehhabilerin Kabristan Tahribatı
MesajGönderilme zamanı: 26.04.10, 14:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
çevresini duvarlar ve demir parmaklıklarla kuşatmışlar.. içini dümdüz edip bırakmışlar.. zihniyete bak hizaya gel !.. madem içini düzledin ne diye dışını surladın?.. haa "korumak" için mi?.. e dışını korudun da ne diye içini yıktın?.. akıl ile "Din" bilinir olsa idi elbette meshin altını içini kaplama yıkamak lazım gelirdi..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M.Nazım el-Hakkani: Vehhabilerin Kabristan Tahribatı
MesajGönderilme zamanı: 27.04.10, 07:14 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
Kudsî yazdı:
çevresini duvarlar ve demir parmaklıklarla kuşatmışlar.. içini dümdüz edip bırakmışlar.. zihniyete bak hizaya gel !.. madem içini düzledin ne diye dışını surladın?.. haa "korumak" için mi?.. e dışını korudun da ne diye içini yıktın?.. akıl ile "Din" bilinir olsa idi elbette meshin altını içini kaplama yıkamak lazım gelirdi..


duvar örmeselerdi korktukları başına gelecek idi.. muslumanlar gereken kutsamayı yapacak idi.şer-i ölçülerde elbetde.

aklıma şimdi geldi.: ben bazı türbeler görüyorum ki bu cahil millet ne hale getirdi..

vahabiler de bunlarda ters yönlerde aşırıya gitdiler.biri ifrat biri tefrit..

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Vehhabilerin Kabristan Tahribatının Elem Verici Sonuçları
MesajGönderilme zamanı: 16.08.10, 15:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
talib yazdı:
Mahmud Sami Ramazanoğlu hz.leri 1957 yılında yakınları kendilerine Eyüp Sultandan kabir yeri almayı teklif ettiklerinde:

'Herkesi arzusuna bıraksalar biz, Cennetül-Bakiyi arzu ederiz' buyurmuşlardır."

Şu sözdeki inceliğe bakın, şu özdeki güzelliğe bakın. Allah duasını kabul edecekti ve o büyük sultan Mahmud Sami Ramazanoğlu hz.leri Cennetül-Baki'ye defnedilecekti. Bir dua mıydı, yoksa olacak bir şeyi mi söylüyordu hazret, bilinmez..

Şimdi gidip gelenler oluyor da ziyaretine, inşaallah buluşmuşsunuzdur diye karşılanıyorlar. Öyle bir belirsizlik...


Cennetu'l-Baki ziyaretimde bazı bilgisi olabilecek kişilere Mahmud Sami Ramazanoğlu hz.lerinin kabrini özellikle sordum. Cennetu'l-Bakî'de bir kabir oluşturulduktan sonra en az 5 yıl geçince kabirler açılıp kemikler bir tarafa toplanıp yeniden defin işlemi yapılıyormuş.

Üzüntü ile öğrendim ki Mahmud Sami Ramazanoğlu hz.lerinin kabrinin olduğu parselde de aynı uygulama yapılmış. Kabir belirsiz hale getirilmiş.

Yanlış anlaşılmasın Mahmud Sami Ramazanoğlu hz.lerinin kabrini kaybetmeğe yönelik özel bir uygulama değil; genel uygulamanın sonucu böyle bir durum ortaya çıkmış. Yine de tahkiki gerekir diye düşünüyorum.

Vallahu Azîzun Züntiqam. -azze ve cell-


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Vehhabilerin Kabristan Tahribatının Elem Verici Sonuçları
MesajGönderilme zamanı: 17.08.10, 07:58 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 11.04.10, 21:30
Mesajlar: 29
Aslına bakarsanız vahhabilerin mezarlara ilişkin yaptığı aşırılığın vardığı sonuçlar, özellikle Pakistan, Hindistan, İran - ve maalesef Türkiye - müslümanlarının yaptığı aşırılığın vardığı sonuçların yanında önemsiz kalıyor. Vahhabiler bir hürmetsizlik ve saygısızlık ediyorsa, diğerleri şirk yoluna giriyorlar. Hiç bir saygısızlık şirk gibi affedilmez değildir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Vehhabilerin Kabristan Tahribatının Elem Verici Sonuçları
MesajGönderilme zamanı: 18.08.10, 08:33 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
cogito yazdı:
Vahhabiler bir hürmetsizlik ve saygısızlık ediyorsa, diğerleri şirk yoluna giriyorlar.


Şimdi somut bir şey sorayım:
Resim
Mekke'ye giden bir ziyaretçinin -mesela fakirin- Cennetul-Mualla'ya varıp (artık olmayan) kubbesi altındaki kabrini ziyaret ile Hz. Hatice r.anhanın kabri başında bir fatiha okumasının -ve hatta ruhuna müteveccihen rabıta yapmasının- şirk ile ne ilgisi var?

"Su-i misal emsâl değildir."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 13 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye