HALİFE TEKTİR: İNSAN
Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya
Çarşamba, Ocak 27, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi Meded. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Ve Nebiyyuna Muhammeden Rasulullah (s.a.v) Aleyhi Efdalu Salâtu… Ya Seyyidi Ya Rasulullah... Ya Sultanul Enbiya.
Esselamun Aleyküm. Bu göklerden bu dünyada yaşayan insanlara bir ikramdır. Esselamu Aleyke Ya Sultanul Evliya. Bu dünyanın sahibi, bütün dünyayı eline alıp fırlatabilir, ilahi kimseler. İlahi kimselere bilinmeyen kuvvetler ikram edilmiştir. Onlar bu yetkiyi göklerden alırlar, bu göklerin seviyesine aittir.
İnsanlar futbola çok hevesiler, bu onların meşgaleleridir. Şimdi insanlar futbol!!… Şsuuut. Göklerden bu gezegeni gözetlemek için tayin edilen kimse bunun gibi yapabilir ve zor olan işi bizim için yapar. Ama göklerde bu gezegen atomdan daha küçüktür. Ona vurur ve güneş sisteminin dışına fırlatır, gönderir.
Evet, kendiniz hakkında anlamaya çalışmalısınız. Kimliğinizi öğrenmeye çalışmalısınız. Evet, Esselamun Aleyke Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya, Meded Ya Seyyidena. Biz birşey bilmeyiz ve anlamak için de uğraşmıyoruz. Bu gezegendeki insanoğlu kendilerini anlamı olmayan şeylerle meşgul ediyorlar. Vakitlerini heder ediyorlar. Hayatlarını heder ediyorlar.
Ve herkese bir kere ikram edilen fırsatları kaçırıyorlar. Yaratılmak çok büyük bir hediyedir. Âlemlerin Rabbi yaratılmayı ikram eyledi ve bu ikram bize ulaşır. Bu ilahi ikramdan dolayı en şerefli kişiler olmalıyız. Bu gezegendeki bu hayat ve sayısız varlıklar arasında bütün varlıkların kralı olmak, insanın tabiatıdır. İnsan tabiatı. Allah Allah SubhanAllah.
Onların iki fırsatları vardır. Birinci fırsat olarak Âlemlerin Rabbinin bilinmeyen bölgelerden getirilmiş olmamız. Biz bu gezegende sahib olmak için seçildik. Aynı zamanda bize müjdeler verildi. İlkönce bilinmeyen okyanuslardan veya bölgelerden bu gezegene geldik ve bize ebedi olarak ikramlar edildi ve müjdeler verildi, ebediyete kadar. Bu çok büyük bir ikramdır.
Bize Âlemlerin Rabbi tarafından ikram edilenleri yazmak için ağaçlar kalem, denizler mürekkep olsa yine bitmez. Onlar biter bunlar bitmez. Şereflendiğimiz bu şerefi bütün okyanuslar mürekkep olup yazsa asla bitmez. Bu Âlemlerin Rabbinin ikramdır. Allah Allah Allahu Ekber Allah Allah.
Bu sizin verdiğiniz bir ikram değildir. Size bir kâğıt versek, üstünde de “Elli Pound” yazsa çok mutlu olursunuz, bu bir ikramdır. Âlemlerin Rabbinin ikramı yanında bu dünyadaki bütün hazineler bir atom kadar olamaz. Beş kuruş verirsiniz ve “Beş kuruş sadaka verdim” dersiniz. “Tuuuh” o kimseye ve fikirlerine ve inancına ve bu amaçta verdiğine. Nedir bu?
Birşeyler anlamak için çok kuvvetli noktada konuşuyoruz. Ey Rabbimiz, ey büyük Şeyhimiz, siz okyanuslarsınız. Ama sizin okyanuslarınız Seyyidena Muhammed (s.a.v)’ın okyanusunun yanında atomdan daha küçüktür. Peygamberler Mührüne ilahi hâkimiyetten ikram edilen bir damla birşey değildir, birşey değil.
Onun için Peygamberimiz söyler; Ey Rabbim, مزيد من هل . Ey Rabbim, daha fazlasını istiyoruz. Daha fazla istiyoruz, daha fazla istiyoruz.
Şimdi insanlar biz çok aptal, düşüncesiz ve akılsız insanlarız. Bu hayatla bize ilahi kimseler tarafından söz verilenle bir kıyaslama yapmıyoruz. Henüz yukarıya ulaşmıyorum, yedi göklerdeki ilahi kimselere. Bu onların insanoğluna bir ikramıdır.
Onlardan biri bu kâinat kadar ikram ederse bu bir atom kadar olur. Çünkü ebediyet, ebediyet. Kimse ebedi olmanın ve ebediyetin hakiki anlamını bilmez. Ey insanlar, ey insanlar bu gezegende kaç gün yaşıyorsunuz da peşine koşuyorsunuz ve cevherler yığıyorsunuz? Ondan sonra onları gözetliyorsunuz, kimse dokunmasın diye yatağınızın altına anahtarı gizliyorsunuz. Yarın sabaha belki o kimse yatağında cansız yatar. Hazineler nerde? Faydasız hazineler.
Ey insanlar, sizin için ebedi, ebediyete kadar olacak olan hazineler peşine koşun. Şimdi insanlar düşüncesizler veya akılsızlar. Onların zihniyetleri yoktur. Bize yalnız Cenâb-ı Allah’a ait olan bir sıfat ikram edildi.
Nedir bu, nedir bu selefi ulemaları? Cenâb-ı Allah’ın insanlara ikram ettiği bu ilahi sıfat nedir? Evet, bize görmek, duymak, konuşmak, hareket etmek, anlamak ikram edildi. Ama bir tanesi vardır ki bu en önemlidir, bu sadece insana ikram edildi. Çünkü onlar halife olmakla şereflendiler.
Cenâb-ı Allah buyurur; Ey melekler,
(Bakara:30) وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓٮِٕكَةِ إِنِّى جَاعِلٌ۬ فِى ٱلۡأَرۡضِ خَلِيفَةً۬ۖ
Evet? Ceal, halife olmalarını ikram edeceğim yeni bir varlık yaratacağım.
(Bakara:30) وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓٮِٕكَةِ إِنِّى جَاعِلٌ۬ فِى ٱلۡأَرۡضِ خَلِيفَةً۬ۖ
Yeni varlığı halife olması için yaratacağım buyuruyor ama benim halifem buyurmuyor. Evet? Ulemalar veya selefi ulamaları, siz ne anlarsınız?
(Bakara:30) وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓٮِٕكَةِ إِنِّى جَاعِلٌ۬ فِى ٱلۡأَرۡضِ خَلِيفَةً۬ۖ
الخليفة buyurmuyor, bu tarifi kullanmıyor, halife buyuruyor. Cenâb-ı Allah kimin için buyuruyor? Bu bütün varlıkların zirvesidir ki kimse varlıklar arasında bu seviyeye ulaşamaz, melekler bile. Evet.
Anlıyor musunuz selefi ulemaları? Miraç gecesinde Peygamberler Mührü Cebrail a.s. ile son nokta, Sidre-i Münteha’ya ulaştı. Ve Cebrail a.s. buyurdu; “Ey bu âlemin sahibi, sen bu âlemin Rabbisin, Cenâb-ı Allah’ın bu âleme ihtiyacı yoktur. O yarattı ve sana ikram etti. Sen yolunda yüksel, kimse buradan hareket edemez, bir kıl olsa bile.” Bitmiştir.
Ancak bir kimse, ikincisi yoktur. Seyyidina Muhammed (s.a.v.) gibi ikinci biri yoktur, o tektir. Allah Allah. Ondan yükselmesi istendi. Peygamberler Mührü buyurdu, baktım ki Cebrail a.s…. Kocaman bir melek, 600 tane kanatları var. Onlardan ikisini birbirinden uzaklaştırmadan açsa, doğu ve batı yetmez. Cebrail a.s. kapalı tutsa bile.
Peygamberler Mührü baktı ve konuştuğu yerde Cebrail a.s.’ı kendi özel makamına hasır gibi yattığını gördü. Bu şekil eğildi ve Peygamberimiz yükseldi. Herşeyi yaratan Allah (cc) tektir ve halifesi tektir, ancak birdir iki olamaz, hayır.
Ve Cebrail a.s. durdu, özel makamında halı gibi secdeye yattı. Halife. Kendini halife zannetme. Sen halifesin zannetme. Nedir bu? Cenâb-ı Allah herkesi halife olarak kabul etmez. Hıristiyanlar İsa a.s. onun oğlu olduğunu nasıl iddia ederler? Nedir bu saçmalık? Bunu nasıl söylerler?
Onlar birşey anlamazlar. Bunu iddia ederlerse onların anlayış seviyesi en derin seviyedir. Allahu Ekber. Halife yalnız bir tanedir. O herşeye Kâdir olandır, O احد احد. Ve halifesi احمد احمد . Ey insanlar, anlamalıyız, halifeyi anlamalıyız.
Cenâb-ı Allah o yeni varlığa bir tane ilahi sıfat ikram ediyor. Selefi ulemaları bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Bu mühimdir. Çok mühimdir. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Diliyoruz ki şeytan gelip insanların anlayışız ve akıllarını karıştırmasın diye.
Bir tane, Subhanehu Ve Teâlâ. Meleklere asla o sıfat ikram edilmedi. Cenâb-ı Allah bu sıfatı ilahi sıfatlarından birşey Peygamberler Mührüne ikram etti. Ondan bütün enbiyalara. Onlardan mübareklere, ilahi kimselere ve evliyalara.
Benim Arapçam az ey selefi ulemaları. Şeyh Mehmet, bir Hadis var,
لابره الله على اقسم لو ااغبر اشعث رب
Tamam hadis? O anlar. Görebilirsiniz… Peygamberler Mührü buyurdu, bazı kimseler vardır ki onun görüntüsü o kadar… kıyafeti yoktur. Belki bir tane Saronu vardır. Bir tanede omzunda. Ve sakalları tozlanmıştır. Kimdir bu kimse derler? O da kimdir, o da kimdir? Ona asla dikkat etmezler ama bu kimseye bir ilahi sıfat ikram edilmiştir. لابره الله على اقسم لو
Onun dış görüntüsü iyi bir görüntü değil, kimdir bu dersiniz. Ama o kimse güneşe “Dur!” derse durdurur. Sizin imkânsız dediğiniz herşey, bu kimse Cenâb-ı Allah’tan isterse aniden olur. Bu ilahi sıfattır, iradedir. İrade ikram edilmiştir. İnsanoğluna irade okyanuslarından bir damla kadar ikram edilmiştir. Eğer bunu kullanabilirse belki.
Bir kimse size bir jet uçağı getirse ve “Bu sanadır, bunu al” derse. O kimse içine girip onu uçurup indirebileceğini mi zannediyorsunuz? He…? Onun için irade insanoğluna verilmiş bir ikramdır.
Âlemlerin Rabbi buyurur; (Bakara:30) إِنِّى جَاعِلٌ۬ فِى ٱلۡأَرۡضِ خَلِيفَةً۬ۖ
Bu sıfat ilahi sıfattır, melekler birşey yapamaz. Peygamberler Mührü yapabilir, ilahi emir geldiği zaman o bu kuvveti verebilir. “Ol” der ve meydana gelir. Bu büyük bir ikramdır. Bu dünyaya “Git” derse, gider ve kayıp olur.
“Nereye gidiyorsun?”
“İnsanlar bir kara deliğe kayıp ol dediler.”
Onlardan beri git buradan derse kara deliğe girer, kayıp olur. Kara deliklerin zıttı olarak beyaz, nuraniler vardır. Nurlanmış seviyeler. Onun içine biri girerse sonsuzluğa, ebediyete gider, gider, gider. İnsanlar en acayip varlıktır.
Bize bir kere ikram edilen fırsatı kaçırıyoruz. Bu fırsat iki kere olmaz, bir keredir. Bu dünyadaki ulaştıklarımız birşey değildir, birşey değil. Öyle seviyeler peşine koşun ki kimse onların hakkında bir kelime ile konuşamayacağı ödüllerle ödüllenirsiniz. Hayret okyanusları, biter. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Bu söyledikleri birşeydir ama arkasında olanlar…. Uff… Ey insanlar, fırsatınızı kaçırmayın. Bu size bir kere ikram edilmiştir. Bir daha ulaşmaya fırsat yoktur. Yıldızlardan biri kara deliğe düşüp bir daha geri gelmeye fırsatı olmadığı gibi. Bu size verilen fırsatı değerlendirebilirseniz mutlu olursunuz.
Değerlendiremezseniz bitersiniz. Allah Ya Rabbi… (arapça) Ey Allah’ım, en şerefli kulun Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine bizi affeyle. …(arapça)
الفاتحة بحرمة
“Dum dum dum dum dum dum dum dum” ...
Allahu Ekber Allahu Ekber-ul Ekber. İlahi müzikler, göklerin müzikleri… Ooh…Ooh Ya Rabbi. Ey Rabbimiz bize yetenek, imkân ver ki en sevgilin ve şereflinin yolunu takip edelim. Bu senin sonsuz cömertliğindir.
Fatiha.
|