Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Şeyh M. Nazım Er-Rabbani: "Şam Sınırları Emniyettedir!.."
MesajGönderilme zamanı: 08.08.12, 11:13 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.

"İslam için en zor zamanlar.."

SON CAHİLİYE DEVRİNİN TEBERRÜCÜ

6 Ağustos 2012

Lefke/KKTC

Allah'tan niyaz ederiz ki bu meclisimiz hayırlı bir meclis olsun.
Ben zayıf bir kulum ama Seyyid Melik Dehlan'ın bereketiyle.. Melik Dehlan el Kureyşi. Aslı Kureyşi, Hz İsmail'in tarafından geliyor kendisi, doğrudan onlara geliyor maşa'Allah.

Ben fakir bir kulum ve Euzubillahimineşşeytanirracim BismillahirRahmanirRahim diyoruz.
Allahu Ekberul Ekber. Allahu Ekberul Ekber. Allahu Ekberul Ekber! Ey Rabbımız, Sübhansın, Sultansın.

"Yef’alu mâ yeşâ’" (3:40) Dilediğini yapansın Ya Rabbena!
Dua ediyoruz ki Habibin hürmetine, gelen şerefli misafir hürmetine inşa'Allah İslam aleminde bir fetih için sebep olsun kendisi, onun bereketiyle. Kalbime, maşa'Allah, öyle şeyler akıttılar ki dünyanın sonuna kadar konuşsam bitmez. Nübüvvet (sav) okyanusundan geliyor, misafirimiz o ummandan gelen kuvvetbir kova misali, ne kadar çeksen bitmez. Ben konuşmak için uygun değilim, ama bu benim kendi nefsim için görüşüm. Lakin Allahu alem.

Seyyidimizin bereketine, ayağıyla başıma bassa bile bana şeref verir.
(Misafir elini ayağını öpüyor).
Estağfirullah, estağfirullah...
Ehlen ve sehlen, hoşgeldiniz. Bizler şimdi en zor zamana yetiştik.
Bazı şeyler geldi bana, ve onları söyleyeceğiz. Onlar bunu severler.
Ve bizler şimdi İslam için en zor zamanlarda yaşıyoruz. Lakin Rabbul İzzet, bizim Kendisiyle olan ahdimizi yenilememizi istiyor. Kendisiyle olan ahdin manası, Habibiyle olan ahit demek. Resulullah ile olan ahitlerini yenilemedikleri sürece onlara felah yok. İslam aleminin bilmesi ve tatbik etmesi gereken ilk nokta bu. Hepsinin beyan etmesi lazım ki, "biz Habibin Ümmetindeniz, Suriyeli, Lübnanlı, Iraklı, Filistinli, Mısırlı değiliz". Bizim şerefimiz Habibullah'a nispetimiz iledir. Bunu anlamadıkları sürece kendilerine hiçbir çıkış yolu yoktur. Allah Celle ve Ala buyurdu, SübhaneHu ve Teala:
"Evvelki cahiliyye zamanındaki gibi açılmayın." (33:33)
Bu geçmiş bir devre işaret ediyor, "câhiliyyetil ûlâ- evvelki cahiliye zamanı", lakin başka bir cehalet zamanı altında olacaklar. "Ve lâ teberrecu/açılmayın". Çok derin manaları vardır.
"Teberrucel câhiliyyetil ûlâ" Sübhan Allah. Allah Azze ve Cel, Habibi ile men etti; kendilerini Mısırlılar, Suudiler, Iraklılar, Libyalılar diye göstermeleri uygun değildir diyerek men etti. Reddedilmiştir bu. İlk cahiliye devrinde her insan birbirlerine olan nispetleri ile iftihar edip gururlanırdı. En büyük iftihar "Ben Habibin (sav) Ümmetindenim" demektir. Ya Resulullah!

Dinleyin ve anlayın, anlarsanız faydanıza olur. Dinleyen kimse yok. Onun (sav) kelam ve emirlerini dinleyen kimse kalmadı. Ve çok olaylar vuku buldu. Sübhan Allah! İlk cahiliye devrinden sonra, işaret ediliyor ki ikinci bir cahiliye devri gelecek, ve biz şimdi onun içindeyiz. O da alınacak. İkinci cahiliye devri de alınacak, Nübüvvet (sav) kuvvetinden çok büyük bir kuvvetle alınacak- Sahibu Zaman Mehdi (as).
Dünya üzerindeki Halifetullah. Eğer ayağıyla bu dünyaya bir vursa yörüngesinden çıkar. Azameti böyledir

Her işin takdir edilmiş bir zamanı vardır. Onlara bir fırsat verildi, en şerlileri nefislerinin hevasına tapındılar. İnsanlar hevalarına tabi oldular.
"Eğer insanların hevalarına tabi olduğunu ve cimriliğin tabiat edinildiğini ve her rey sahibinin kendi reyini beğendiğini görürsen o zaman kendini korumaya bak". (Hadis). Sübhan Allah!
Bunlar ilham veya başka şekillerde kalbime gelen şeyler. Dünyada fesadın yayılmasına işaret ediyor.
Allahu Ekber! Lakin Efendimizin (sav) verdiği müjde üzere, bu halin sona ermesi gerekiyor.
"Senden sonra kim hükmedecek ya Resulullah" diye sual ediğinde, Efendimiz buyurdular "El Hulefa-i
Raşidin vel Murşidin".
"Onlardan sonra kimdir ya Resulullah?
"Umera, Prensler. Emirul Mu'minin."
"Sonra kim hükmedecek Ümmete?"
"Melikler hükmedecek. Onlar ki başlarını Kur'an'ın önüne koymuş ve Sünnete Resululillah'a, Allah Azze ve Cel'in Kitabına tazim ederler. Bunlardır o Melikler". Kendi nefsine hükmedemeyen melik değildir.
Estağfirullah, estağfirullah.
"Ve Melikden sonra, Saat gelir mi ya Resulullah?"
"Meliklerden sonra cebabire gelir." Biz şimdi cebabirenin zamanındayız. Ve ümmetin içinde olan zulüm ve zulümatı tarif etmeye imkan yoktur.
Allah SübhaneHu ve Teala buyurdu: "Ve ahsinû, innallâhe yuhıbbul muhsinîn" (2:195) Kapattılar, kapattılar. Prenslerinize, meliklerinize, alimlerinize sormak isterim; nerede İslam'ın düsturu/kanunu? Her devlet "bizim kanunumuz" var der. Ne kanunu? İslam kanunu nedir? Şeyh Mehmet Efendi, oku. Düsturul İslam, her Cuma Hutbenin sonunda oku.
"İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri" (16:90) Velâ zikrullahu ekber! Allah o kibirlenip büyüklenenlerin üzerindedir. Nerede Melikleriniz ki İslam'ın kanunlarını getirsinler ve beyan etsinler:
"Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden ve azgınlıktan sizi nehyeder." Onun için hatırlatın. Her Cuma hangi sebeple bunu okur ama onunla amel
etmezler? Bu Ayet-i Kerime, İslam'ın düsturudur. Bütün Melikler de Hutbenin sonunda okunmasını
isterdi, oku Mehmet.
"Innallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bagyi,
yeizukum leallekum tezekkerûn"(16:90) "Ve le zikrullâhi ekber, vallâhu ya’lemu mâ tasneûn" (29:45)
"Allah'ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir."
Hangi devlette var şimdi bu düstur? Unuttular mı? Hayır, unutmadılar. Ama nefisleri en yüksek mertebede, Firavun gibi olduklarını iddia ederler. "Ne istersek yaparız" derler. Haşa! Bütün İslam devletleri İslamın düsturunu beyan etsin:
"İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri" (16:90) Bunlar
dünyayı münker ve fahşa/hayasızlık ile doldurdular. Nerede hükümetleriniz, Nereye koydular İslam'ın düsturunu? Her Cuma hutbenin sonunda okurlar: "Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden ve azgınlıktan sizi nehyeder." Bunlar bütün dünyayı hayasızlık ve münkerle doldurdular.Nerede alimleriniz? Nerede Prenslerimiz? "Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı emreder". Bizim düsturumuz budur.
Ey ulema, ey alimler. Ey Prens, Melik olduğunu iddia eden sizler, Arapça anlamıyor musunuz? Bu size düstur/kanun olarak yetmez mi? Yeni kanun yapmak istiyorlar. Siz kimsiniz? Ey dünyanın eşekleri, haşakum, asla! Kanun yapıyorsunuz, ne için? Eşek başka bir eşek için kanun yapar mı? Euzubillah. Kanun var: "İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munker" (16:90) "Ve le
zikrullâhi ekber" Allah Allah. Bu kalbimdeydi ve söylemek istedim.
Aynı şekilde Ya Seyyidi, Müslümanlara ayıplar olsun, bilhassa da Hicaz topraklarındakilere. İftar zamanlarını ve sofralarını tertib etmekten başka amelleri, işleri yok mu? Bu zamanda televizyonları iftar
vaktidir diye ilan eder. YaHu bu İslam değil! Bu İslam değil. Hurmayla açın orucunuzu. Ne diye televizyonlarda milyonlarca insanın oruç açmasını seyrediyoruz? Maşa'Allah, maşa'Allah, aferin onlara!
İslam mı bu?
Gayri Müslümler tarafından katledilen Müslümanlar var. Ve siz diyorsunuz ki, maşa'Allah iftar yapmak için yerler yaptık, ve milyonlarca insan topladık." Milyonlarca insanın aklı yok. Şu zamanda onlardan istesen, 5 riyal toplayalım da şiddetli sıkıntılara düşmüş fakir fukara Müslümanlara gönderelim deseydiler
çok daha faydalı ve güzel olurdu bu yaptıklarından. Lakin insanlar eşyanın zahirine yöneltildi. Ve hakikat perdelenmiştir, gizlidir. Önlerine setredilmiş bir şey konuluyor ve insanlar görmüyorlar. Yaptıklarını İslam gibi gösteriyorlar. Sizin İslamınız bu mu? Bu katledilen, harb olunan, helak olan fakir insanlar için 5 riyal toplasaydılar binlerce kere daha iyi olurdu.
Nerede Müslümanlar, nerede alimleri? Her gece TV'de iftar sofraları var. İftar sofrasına ne gerek var? 1 hurma yeter, ne içecek suları ne başka birşeyleri olmayan insanlara birşey yok mu? İftar için milyonlarca insan toplayan o Meliklere ayıplar olsun. Onların Müslümanlar için bir akıl veya şuurları yok mu?
Haremeyn'de olup oruç tutup, iftar yapmaktan daha önemli şeyler var. Bunlar kabul olmaz onlardan.
Reddedilir. Suudilerden veya Mısırlılardan, bütün Müslüman devletlerinden birisi birşey söylesin,ne için yapıyorlar bunu? Ne için yapıyorlar bu sofraları? Gidin, bir tüfek alıp gidin. Kardeşleriniz katlediliyor, siz nasıl yiyip içip Beytullahı ve Habibullahı (sav) ziyaret ettim diye keyif alıyorsunuz? Cevabınız nedir?
Nerede alimleriniz? Hayır, kalmadı. Ayıp. Ne ayıp, ne ayıp. Efendimiz (sav) arafından red olunur, red
olunur. Ne ayıp, ayıp.
Bu meselelere işaret edecek kimse kalmadı. Ne için şuursuz, fikirsiz, İslam için bir anlayışı olmayan, İslam'a hürmeti, Hakka ve Allah'ın emrine tazimi olmayan milyonlarca insan neden geliyor? Düsturul İslam, İslam'ın kanunu burada: "Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı emreder." Neden vermiyorsunuz? Beyt'te belki 2 milyon insan var. Her birisi 10 dolar verse, 20 milyon dolar, veya Riyal yapar. Onunla insanların açlığı giderilir, ve kuvvetlenirdi de. Düşmanları üzerlerine bombalar atıyor ama
onların karşılık olarak atacak taştan başka bir şeyleri yok. Ayıp, yazıklar olsun İslam Ahalisine. Nasıl Efendimizin (sav) önünde cevap vereceksiniz İlahi Huzurda? Allah! Allah!
Onlar katlediliyor, siz ferah ediyorsunuz. Neyle? Binalarla. Ne için bu binalar, dünyayı bu binalarla doldurdular. Hayır. Çok olan şeyin kıymeti kalmaz. Reddedilir.

Bunlar benim kelamım değil lakin bana ilham edildi. Onların hiçbirinden kabul olmaz yaptıkları. İftarı bırakın ve gidip savaşın. İnfak edin ve iyilik yapın. Eğer ihsan etseydiniz, iyilik yapsaydınız ne fesat ne cinayetler, ne muharebeler olmazdı. Allah..
Allah..Allah..Resulullah (sav) o kendisini ziyarete gelenlerin hiçbirisine bakmıyor, nazar etmiyor. Bunlar benim kelamım değil. Bunlar Hak kelamı, sahih kelam. Allah mutlaka onları hesaba çekecek, şiddetli bir hesaba çekecek.


Ya Rabbi! Bu Seyyidleri sen muhafaza buyur. Bunlardan ümidimiz. Gönder bize, Sahip gönder. “Bizim için bir melik bas et (görevlendir) de Allah yolunda savaşalım”(2:246)
Kuran-ı Kerimi okurlar ama birşey anlamazlar. Ben Acemim, Arap değilim. Lakin onlar Araptır, kendi
lisanlarıdır, manasını anlamazlar mı? İsrailoğulları Peygamberlerine gidip dediler ki: "Bizim için bir melik bas et (görevlendir) de Allah yolunda savaşalım"
Nasıl yiyip iftarınızı açıyorsunuz? Sizde hiç haya, namus yok mu? Kardeşleriniz katledilip öldürülürken,hatta küçük çocuklar, bebekler bile... Sizin kuvvetiniz nerede? Silahlarınızı ne için saklıyorsunuz? Bir avuç insan Şam diyarındaki Habibin Ümmetini rezil etti.

Sübhan Allah!

Şam diyarı Enbiyalar (as) ile doludur. Affınızı diliyorum. Şam diyarı Enbiyalarla (as) ve Mürsellerle doludur. Ricalullah'ın ekabirlerinden, büyüklerinden olanlar bana dediler ki:
"Ya Şeyh, Nebiyyun Mursel için senin önce durup onları selamlaman ve izin istemen lazım, ondan sonra makamlarına girebilirsin". 7 günlük bir mesafede durmak lazım. Nebiyyun Mursel. Onlar Zekeriya (as)'ın makamını bombardıman ediyorlar. Hiç hayaları, utanmaları yok mu? 7 günlük mesafeye gelince durup girmek için izin almaları lazım. Onlar Zekeriya (as)'ı bombalıyorlar. Tüh onlara. Ne namus, ne haya ne din ne iman yok. Allah onları rezil etsin! Resulullah (sav), izin almadan nasıl girebilirsiniz ona? Ve milyonlar için iftar sofrası hazırlıyorsunuz ki insanlar TV'de görsün Nedir bunun manası? Nedir bunun anlamı?
Milyonlarca insan iftar açıyor, hiçbir kadri kıymeti yok.

Ey aklı selim kimseler, düşünün. Ey Prensler, düşünün. Tefekkür edin. Lezzetli yemekleri bırakın da kuvvet yollayın onlara. Lakin insanlara hayır öğretmediler. Bu zaman Haremeyn-i Şerifeyn'e gitme zamanı, 7 tavaf yapmak ve hepsinin de malı var ve iftiharla gösteriyorlar bunu: "Umreye, Hacca ziyarete gittik" diye. Kim kabul edebilir bu davranışı?
Ya Rab! Ya Rabbel Beyt! Ya Rabbel Beyt! Ya Rabbel Beyt! Ya Rabbel Beyt, Habibin hürmetine meded yetiştir bize Seyyidil Evvelin vel Ahirin, Nebiyyul Mursel. Bize yolla.. Şam diyarını bombalıyorlar. Ve o Enbiyalarlar (as) doludur ki 7 günlük mesafede durmak gerekir. Durup izin istemek ve beklemek gerekir ki eğer bir işaret olursa gidebilirsin. Hz Zekeriya Nebi ve Mursel idi. Ve siz onu bombardıman ediyorsunuz? Sizde haya yok mu? Allah Celle ve Ala intikamını alacak sizden. Şeytan mutlu lakin Nebi (sav) mahzun, mahzun...
Kalkın ey mü'minler ve muhlisler! Nebi'yi ziyareti, Haremeyn-i Şerifeyn'i ziyareti bırakın. Üzerinize farz değildir bunlar. Farz bile olsa İslam memleketlerinde olanlar sebebiyle ertelenebilir. Kafirler Müslümanların boyunlarının üzerine binmiş, onları koyun keser gibi kesip katlediyorlar ve siz de burada iftar sofraları hazırlıyorsunuz? Zehir yesinler.
Lakin insanlar mazur durumda. Çünkü kendilerini uyandıracak kimseleri yok. Uyanın! Uyanın! Yiyip içiyorlar ve böyle mutlular. Ziyaret ettiğiniz Makamın sahibine (sav) sorun bakalım kabul ediyor mu? Ama
sormazlar. Prensler de sormazlar. Lakin akibetleri hiç iyi bir akibet olmayacak. Sakının. Ey Prensler, ey zenginler, gökdelen binalarını yapan Prensler. Ve melaike 2 kattan sonra "nereye çıkıyorsunuz ey Nemrudlar" der. Nemrud misali olmak istiyorsunuz. Kuleler bina ediyorsunuz dünya için. Ayıp size! Lakin akibetleri iyi akibet olmayacak.
Allah Allah... Allah Allah...Tövbe ya Rabbi.
Beyan ettim, az birşey de olsa söyledim. Bunlar kalbime ilham olundu ya Seyyidi.
Allah sizden razı olsun. Bu vakit insanları Haremeyn'de toplama vakti midir insanlar
yiyecek içeceksiz bırakılıp katledilirken? Şeytan onları orada topluyor ki İslam diyarında, Şam diyarında olanlara dikkat etmesinler. Ayıp onlara! Ayıp onların prenslerine, meliklerine, alimlerine. Allah... Allah.
Düşünün ey insanlar, Müslümanlardan ve gayri Müslimlerden insanlar.
Allah sizi mükafatlandırsın ya Seyyidi. Ya Seyyidi, bu hitabın sebebi sizsiniz. Kalbim kaç gündür meşguldü.
Meşgul, meşgul, meşgul.. Meşgul, meşgul. Allah bir açılış yollasın.
Ya Rabbi, Sahip yolla bize, Mahdi (as) ya Rabbi, işlerimizi o tertib etsin düzenlesin ya Rabbi.
Ey İslam ahalisi, nerede Müslüman Türkler, gayri Araptan Müslümanlar, Hintli, Çinli, Afrika
Müslümanları, Mısır neredesiniz?
70 senedir Sahib Mehdi (as)'ı bekliyorum. Allah Celle ve Ala buyuruyor:
"Lâ taknetû min rahmetillâh- Rahmetimden ümit kesmeyin" (39:53)
Ümit kesmedim, 70 senedir bekliyorum Vaktin Sahibini ki, mücrim/suçlulardan Müslümanların intikamını
alsın. Allah..
Tübna ve Reca'na ileyk. Ehlen ve Sehlen. Bu Seyyid'dir, Seyyid, tamam.
Emaneti ona teslim ettim, bu kelamı ona teslim ettim. Allah onu desteklesin.
Fatiha.
Selamuna, Ceddine selam olsun.

Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=47 ... liyeti.mp4


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım Er-Rabbani: "İslam için en zor zamanlar.."
MesajGönderilme zamanı: 12.12.12, 21:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
ARZ-I ŞAM

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 7 Aralık 2012 Sohbeti

Ahir zamanda emnu eman Şam'dadır.
Arz-ı Şam, Seyyidim ve Şeyhim (Abdullah Dağıstanî) derdi ki Şam'ın kalbi vardır, Şam'ın
hududu vardır. Şam'ın kalbi, Emevi Camii'sinin minaresine çıktığınız vakit 4 cihette 6 günlük yürüme
mesafesi, Şam'ın kalbi odur.

Şam'ın kalbi, onun da kalbi var- müezzin minareye çıktığı vakit nazarının yetiştiği yere kadar olan, o
Şam'ın kalbidir. Lakin Şam'ın hududu 6 günlük yürüme mesafesidir, Doğuya batıya kuzeye ve güneye.
Kalb-u Şam. Hududlar açıktır. Müezzin Emevi Camii'sine çıktığında 4 cihette nazarının yetiştiği mesafe
Şam'ın kalbidir. Şam'ın hududu 4 cihetin her birine 6 günlük mesafedir- hızlı yürüyen, süratli bir deve ile.
Şükür Allah'a.

Bu bir sırdır. Sır ehlinden başka kimse bilmez onu. Herkesin bileceği birşey değildir o.
Şam'ın bu sırları sır ehlinden başkasına keşfolunmaz. Şam mahşer ve menşer arazisidir
Hadis-i Şerif'dir bu: "Arz-ı mahşer vel-menşer Şam..".
Allahu alem, ve Resuluhu (sav) bilir, ve Evliyaullah'tan ilim ehli bilir.

Allahu Ekberul Ekber,
Allahu Ekberul Ekber.

Sır, ehl-i sır içindir.
Sırr-us sır (sırrın sırrı), ehl-i sırr-us sır içindir. Buna girersiniz ve bir daha çıkmazsınız,
kaybolursunuz.

Aman ya Rabbi.
Tövbe Ya Rabbi. Şeyh (Abdullah Dağıstanî) Efendi Hz. "Şam'ın hududu Üsküdar'a yetişir" derdi.
Büyüklerimizden orada kabr-i şerifi olanlar vardır: (Hz. Pir Cemaleddin) Kumuki Hz orada yatar.
Şam'ın bereketi oraya kadar yetişir, oradan sonrasında yoktur.
Allah Allah!..

Seyyid Cemaleddin Kumuki Hz. (kabri) hudud orasıdır; oraya kadar muhafaza altındadır.
Bu tarafta da evliyalar vardır ama onun hususiyeti, (Üsküdar Karacaahmed'de) Seyyid Cemaleddin Kumuki Hz'ne kadar yetişir Şam'ın hududları ve denizden de Ceziretul Hadra, yeşilada Kıbrıs'a yetişir, burada Seyyidetena Ümmüharam Hala Sultan'ın bereketiyle.

Bu konuştuklarım Şeyhim ve Efendim(Abdullah Dağıstanî)dendir, bana O öğretti: Sultanu'l-Evliya Şeyh Abdullah Dağıstani Hz..

Allah derecelerini âli eylesin.
O bu sırlara haiz olmuştur, Allah derecelerini daim eylesin.

Fatiha.

Video Link: :http://saltanat.org/videopage.php?id=5884&name=2012-12-07_ar_ArduSham.mp4

(Parantez içi ibareler eklendi.)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye