sufiforum.com
https://sufiforum.com/

Hz. Şeyh M. Nazım: "Kalpteki Zikir Türkistan’ı Diri Tuttu"
https://sufiforum.com/viewtopic.php?f=148&t=5209
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Yazar:  HAQQanî [ 30.12.10, 12:05 ]
Mesaj Başlığı:  Hz. Şeyh M. Nazım: "Kalpteki Zikir Türkistan’ı Diri Tuttu"

"Kalpteki Zikir Türkistan’ı Diri Tuttu"

Sultanul Evliya Mevlana Şeyh M. Nazım Adil El-Hakkani

Lefke, Kıbrıs


Nasihat et, çünkü dinin hayatı nasihattedir.

Şah-ı Nakşibendi Hz. olmasaydı, Nakşibendi tarikatı olmazdı. Nakşibendi Tarikatı olmasaydı, ne Garbî (Batı) Türkistan, ne Şarkî (Doğu) Türkistan ne de Rus ellerinde müslüman kalırdı. Müslümanlık 80 sene kafir Rus ve kafir Çin topraklarında yaşadı. Bugün Orta Asya’da, Türkistan’da, Kırım’da, Sibirya’da yaşayan müslümanlar, Nakşi tarikatının bereketiyle yaşadılar. Nakşi tarikatı olmasaydı, dini süpüreceklerdi. Nitekim zahirde din bırakmadılar. Lakin insanların kalbine girip de kalpteki imanı söküp alamadılar.

41 tarikatın zikri lisandadır. Kalpteki imanı da yaşatan besleyen Zikrullahtır. Nakşibendi Tarikatının zikri kalptedir. 41 tarikat lisanıyla zikreder, Hak!... Nakşi tarikatı da diliyle zikreder, yasak değil, lakin asli olan zikri kalptedir. Kalbi Allah dediği vakit iman sönmez. Bir kimse otursa, uyur mu, kalbinden zikir mi çekiyor belli değil, dışarıdan uyuyor zannederler geçip giderler, halbuki o kalbiyle Allah diyor. Bir kimse kalbiyle zikrederse onun imanı sönmez. Onun kalbindeki imana kimse el uzatamaz. Ne dışarıdaki kimse ne içindeki şeytan. Batıni düşman kalbe girer, zahiri düşman kalbe giremez. Onun için asrın başında itibaren bu komünistlik belası, dinsizlik, Deccalin belası çıkmadan önce Nakşi zikirle meşguldü. Kalbinden “Allah”, “Allah” derdi. Kalbinden “Allah” diyen kimsenin kalbindeki iman alınamaz. Çünkü, “Allah” dediği vakitte imanı artar. Nakşibendi Tarikatı, Cenab-ı Hak öyle tayin buyurmuş. Nakşi Tarikatının zikri gizli zikirdir.

Zamanı geldi mi gizli zikrin faydası meydana gelir. Kafir, “Allah” demeyi yasak etti.
-Dili söyleyemiyor ama kalpteki zikir de mi yasaktır?
Kalbinden zikir çeken adamı, uyur zannederler, halbuki içeride Mevla'sıyla beraber olduğunu bilmez. Çin’deki, Rus’taki Müslümanlar 80 sene en şiddetli küfür, en şiddetli kafirlik içerisinde imanlarını kaybetmediler.


Kardelen diye bir çiçek var. O yüksek dağlar üzerinde olurmuş. Çok kar yığıldığı vakit, her şey dağların altında kalır. Bahar mevsimi yaklaştığı vakitte ilk başını kaldıran, karı delip de dışarı ilk çıkan çiçek bu çiçektir. Orta Asya’da Kazan’daki Müslümanlar, komünistlik geldiği vakitte, kalın karla kaplanmış gibi oldu. Kar,dagı taşı kapatıp üzerinde yeşil bir nebat,bir sap bile göstermediği vakitte onun gibi oldu. Sonra karın yıkılmalarına vakit, saat geldiğinde karı ilk delip geçen kardelen çiçeği:
-“Kar bizi öldürmedi,biz buradayız…”
Bu komünist kafiri arasından sayısız İslam çiçekleri,
-“Biz buradayız, zannedilmesin ki kar bizi bitirdi, yok, karın altında biz bekledik, sabrettik. Bildik ki Cenab-ı Allah karı eritecektir. Bildik ki kar erimeye başladı biz de başımızı çıkardık.” dediler.

Orta Asya’da, Türkistan’da, Şarki ve Garbi Türkistan’da İslam günden güne kuvvet bulacak, umumi kıyasla her tarafta rengarenk çiçekler açacak. Türkiye’de de öyle... Kardelen çiçeğinden başka çiçekler de açıldı.

-“Bu derelerde,bu yamaçlarda ne bir nebat ne de başka çiçek olmayacaktır!” diye hükmedenler şimdi kardelen çiçekleriyle beraber sair çiçekleri, renkli morlu çiçekleri görünce deli oluyorlar. Hasılı kelam şimdiki İslam düşmanlarını deli eden, çıldırtan mesele bu noktadır. Ortalık bembeyazdı, hiçbir şey yoktu, kar onları kapatmıştı, çiçeğin mevsimi olmadığından zannettiler ki çiçekler kardan ürktükleri için açmıyorlar.
-“Kar onları bitirdi, bundan sonra renkli çiçek olmayacak” diye hükmettiler. Bilmediler ki karın altındaki çiçeklere destur-u mükerrem inip de;
-“Açılın,çıkınız,görününüz…” emri geldiği vakitte çıktılar.
- “Nasıl oldu, dün kar bunları men ediyordu, bugün kara karşı gelip açıyorlar?”

Bu kış mevsiminde uyuyordu, açılmak için destur-u mükerrem verildiğinde hepsi uyanıp, başlarını kaldırdılar. Müslümanlar kardelen gibi çıktı, dünyayı tuttu. 1000 defa kar yağsa onlar o karı delecek, kardelenler gibi çıkacaktır. Müslümanlık bu. Hala Müslümanlığı anlayamadılar mongol tipliler, uyuyacak zannediyorlar. İstediğin kadar top tüfek at gene kardelenler karın üstüne çıkacak,onları şaşırtacaktır. Onları şaşırtacak, tüketecektir. O İslam’ın ve Cenab-ı Hak’kın verdiği manevi güçtür.

-''Çıkınız,uyanınız'' Dedi mi tamam. Müslümanlar zapt olmaz. Kardelenler gibi devam edecek. Sonuna kadar. İsa peygamberin son devrine kadar Müslümanlık devam eder ve İsa Peygamber vefat olduğu vakitte, Ravza-i Mutahhara’ya defin olacaktır. Ondan sonra Cenab-ı Hak cennetlerden bir rüzgar gönderir. O rüzgarı kim teneffüs ederse ruhunu teslim edecektir. O rüzgar, cennet reyhanlarının güzel kokusuyla gelecektir. Mümin bir çekmede düşüp kalacaktır, ruh verecektir. Ta o vakte kadar İslam yükselmektedir. O zamana kadar gerileme yoktur. Bize geri sayma yok. Geri sayma küfre başladı. Şimdi küfür ve şer kuvveti, İslam’a karşı olan cepheye geri saymaya başladı. Son rakama geldiğinde patlayacak düşecek.

Onun için sen kardelen gibi dur. Cenab-ı Hak sana ilahi kuvvetini gösterir, top, tüfek hiçbir şey yapamaz.

Müslümanlığa el değdirtmeyecek sultanı gönder Ya Rabbi ki, Müslüman olmayanlar Müslümanlara böyle değemesin.

Şeyh M. Nazım Adil El-Hakkani

Tevhid Sarayı

1. sayfa (Toplam 1 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 2 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/