Volga’dan Gazze’ye...
Mustafa Özcan
Vakit 2010-05-31
Akdeniz Açıkları-28 Mayıs 2010
Özgürlük Filosuyla birlikte Gazze’ye yola çıkmadan önce herkes herkese şu soruyu soruyordu: Bundan önce deniz yolculuğuna çıktın mı? Herkesin kendisine göre cevabı vardı. Benim cevabımı merak edenlere ‘uzun boylu gemi yolculuğuna çıkmadım’ oluyordu.
Neredeyse unutuyordum. Gazze’den önce Tataristan’ın başkenti Kazan ile Başkurdistan’ın başkenti Ufa arasında deniz yolculuğu değil ama nehir yolculuğu yaptığımı hatırladım. Bazen nehir ile deniz hakkında da müştereken derya ifadesi kullanılır. Ve balıkçılar sıkça sattıkları balıklar hakkında ‘derya kuzusu bunlar’ derler. Dolayısıyla nehrin büyüğüne de derya derler. Gerçekten de ‘Volga kızıl akarken’ dendiği gibi Volga tarihi boyunca onun asi aktığı da görülmüştür. Bir zamanlar Volga kıyıları esaretin kıyılarıydı. Volga suları ise özgürlüğün adresiydi. Kazan’ın düşmesinden sonra Kazanlıların kaçmaması için Volga kıyılarına yasak şehir gibi yasak kıyı damgası vurulmuştu. Deniz ve derya bu anlamda özgürlüktür. Endülüs düştükten sonra da anakaranın esaret altına girmesiyle birlikte Akdeniz özgürlük arayanların son umudu olmuştur. Barbaros ve kurtarıcı denizden gelmişti. Endülüslüler deniz yoluyla kurtarılmışlardı. Bazen özgürlük karada boğulur ve esaret ise denizde çözülür. İbni Fazlan Seyahatnamesinde anlatıldığı gibi, Volga halkından olan Bulgarlar çok erken tarihlerde İslamiyete girmişlerdi. Biz de Bulgarların İslamiyete girişlerinin 1100’üncü yılını kutlama merasimlerine katılmak üzere bu ülkeye gitmiş ve gemi ile Kazan ile Ufa arasında unutulmaz bir derya yolculuğu yaşamıştık. 25 saat boyunca kamaralarda derya ile birlikte olmuştuk. Kadim Bulgar şehrinin kalıntılarını görmeye indiğimizde ise bizi yağmur bekliyordu. Tarihin sevinci ile hüznünü bir arada yaşıyorduk. ¥
Gazze’ye de özgürlük denizden geliyor. Maktul İsrail Başbakanı (1995) Rabin geçmişte bir defasında “Gazze keşke denize batsa da kurtulsak” demişti. Lakin Gazze denizde özgürlüğünü arıyor. Onun kaderi denize batmak değil denizden kurtulmaktır. Barbaros gibi bu defa özgürlük kafilesi denizlerden geliyor. Denizler yasağın değil özgürlüğün adresi. İsrail 2005 yılından itibaren Gazze’den çekildi ve Gazze’deki işgaline son verdi. Bununla birlikte Gazze ve Gazzelileri kendi haline bırakmadı. Bilakis burasını hapishaneye çevirdi ve kuşatmasını ve ambargosunu karada olduğu gibi denizden de sürdürüyor. İşte bu defa özgürlük filosu ve kafilesi denizden geliyor. Lakin İsrail Gazzelilere denizi de fazla görüyor ve onu da yasaklamak istiyor. Nefes alabilecekleri ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri denize de gem, ket ve set vurmak istiyor. ¥
Raid Salah’ın ifade ettiği gibi denizden Gazze’ye özgürlük getirmek için dünyanın bir icmaı ve oy birliği var. Bu oy birliği çerçevesinde konvoya en azından 35 milletvekili ve iki katı kadar da gazeteci katılmış bulunuyor. Onlar da kafilenin gözü kulağı ve gözcüleri. Esas muharebe medya üzerinden yürütülüyor. Bundan dolayı İsrail zorlu bir süreçle karşı karşıya. Hem kamuoyu muharebesini kazanmak hem de kuşatmayı yardırmama gibi zorlu bir denklemi başarmak zorunda.
Bundan dolayı da esasen yardımın mesele olmadığını ve getirilen yardımın kendilerine teslimi halinde adrese teslim yardımı yerine ulaştıracaklarını vaat etmekte ve bu yönde ballı sözler söylemektedir. Tabii böyle yapıldığı ve yardım İsrail üzerinden geçtiği takdirde, İsrail bu eylem üzerindeki ablukasını ve bu ablukasının meşruiyetini pekiştirmiş olacaktır. Bu durumda maksat aksiyle tahakkuk etmiş olacaktır.
İsrail’e mukabil kafile de aynı derecede nazik bir durumda. Yardımı İsrail’e teslim seçeneklerin en kötüsü ve izahı müşkil. Kimse buna yanaşmak niyetinde değil. Geriye birkaç gün açıklarda demirleyerek İsrail’in yumuşamasını veya yumuşatılmasını beklemek ve sonrasında da enseyi karartmamak için yardım hamulesiyle birlikte geriye demir almak. Bu durumda da yardımı yerine ulaştıramama damgası yemek de var.
Bir diğer şık da İsrail’in zorla kafileyi Aşdot Limanına sürüklemesi ve yolcuları ve mürettebatı tahliye ederken gemi ve yardıma el koyması. Tabii ki niyet yardımı Gazze Limanına ulaştırmak ve muhteviyatını Gazzelilere teslim etmektir. Özgürlük Kafilesi bu zorlu seçeneklerle karşı karşıya.
İsrail ya kuşatmayı ve ambargoyu kaldıracak ya da daha fazla nefrete muhatap olacak. İsrail kendisini ancak barışla sağlama alabilir. Lakin en son düşüneceği şey de bu olsa gerek.
|