Konya Müslümanlarına Mektup
M. Şevket Eygi
Milli Gazete
2011-01-21
Muhterem Konya Müslümanlarına!.. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
1960'ta Diyanet İşleri Başkanlığında mütercim olarak çalıştığım sırada 27 Mayıs darbesi olmuştu. Birkaç ay sonra halkın ısrarı üzerine askerî rejim Konya'da ülkenin ikinci İslam Enstitüsünün açılmasına karar vermişti. Bunu müjdelemek vazifesiyle Konya'ya sefer etmiştim. Hiç unutmam, pulluk ve çiftçi aletleri imal eden Veysel Öksüz Bey vardı, bendenize harika bir ziyafet çekmişti. Kimler vardı: Merhum Dr. Ali Kemal Belviranlı, dişçi Nuri Bey, Feyzi Özçimi... Başkalarıyla da tanışmış görüşmüştük ama onları şimdi hatırlamıyorum.
Hafta içi bir gündü, Cuma değildi. Çarşıda öğle ezanı okundu, esnaf dükkânlarının önüne çıktılar, ibrikleriyle abdest almaya başladılar. Yakınımızda Aziziye Camii vardı, biz de oraya seğirttik. Aaa, bir de baktım ki, camii Cuma namazlarında olduğu gibi dolmuş. Pabuçlukta zar zor yer bulduk, namazımızı kıldıktı.
Namazdan sonra yanımdakilere sordum: Bugün özel bir durum mu var, bu kadar cemaat toplanmış? Hayır, dediler.Öğle ve ikindi namazlarında çarşılardaki camiler hep böyle dolar. Allahu Teala Hazretleri her şehre bir ihsanda bulunmuş, Konya'nın payına da namaz ve cemaat düşmüş...
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra tekrar Konya'ya gittiğimde, köprülerin altından bulanık sular akmış ve Konya camilerinde o eski cemaat kalmamıştı.
Bir İslam şehrinde hayat günde beş kez durur. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı vakitlerinde evlerden, işyerlerinden, sokaklardan, caddelerden, meydanlardan halk akın akın (fevc fevc) camilere ve mescitlere hızlı hızlı gider, namazı eda eder.
Türkiye'mizdeki sekülerleşme (dünyevîleşme) akımından maalesef Konya'mız da hissesini almış bulunuyor.
Epeydir mübarek şehrimize gitmedim. Aldığım haberlere göre yaz aylarında çıplaklık, müstehcen kıyafetler çok artmış.
Konya'ya son gittiğimde Meram yolunda bahçe içinde iki yanık bina görmüştüm, "Bunlar niçin yanmış dedim?.." "Mübarek Ramazanda içlerinde içki servisi yapılıyor, karılı kızlı eğlenceler tertip ediliyordu. Hangi sebeple bilmiyoruz, yanıverdiler..." demişlerdi.
Konya'nın Hazret-i Mevlânâ Celalüddîn Rumî kaddesallahu sırrahu's-samî Efendimiz dolayısıyla dünya çapında bir şöhreti bulunmaktadır. Konya bir Kâbetü'l-uşşak'tır. Orada öyle makamlar vardır ki, oralara ham ve nakıs gelenler pişmiş ve olgun olarak dönerler.
Kaç kişi kaldıysa Konya'nın ulemasına, fukahasına, meşayihine, mürşidlerine, sülehasına hürmet eder, dualarını beklerim.
Keşke İstiklâl Savaşından sonra Türkiye'nin başkenti Konya olmuş olsaydı...
Bu mektubu niçin yazdım?.. İçime doğdu ve yazıverdim.
Tekrar selamlar, sevgiler, hürmetler ederim.
|