Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 11 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: "Cihâd-ı Ekber" hakkında / Ahmed Hulûsi
MesajGönderilme zamanı: 12.03.09, 17:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Ahmed Hulûsi'ye Göre

ALLAH RASÛLÜ'NÜN MÜMİNLERİ DÂVET ETTİĞİ “BÜYÜK CİHAD”...

Tabii terkibini, yani terkibinin oluşturduğu tabiatı, zikir, nefse muhalefet, mücahede, riyazat gibi hallerle atamazsa o takdirde, öldüğü anda kabir cehennemine girer, burada yeteri kadar yandıktan sonra, yani bu hâllerden arındıktan sonra neticede cennete girebilir!.. Aksi halde bunlar gitmeden, atılmadan, cennete girmek mümkün değil..

Ama onlar bunu dünyada iken geçirirlerse, dünyada iken atlatılan sıkıntıdan sonra cehennem ateşine uğramazlar.

Dünyada iken uğranılan bu sıkıntılar, âhirette olacak bir başka azâba karşılıktır.

Nitekim Hâdis-i Şerif’te Rasùlullah:

”Sıtma her mü’minin cehennemden hazzıdır” demiştir.

Sıtma, cehennem ateşinin yerine kâim olunca; riyâzat, mücahede, nefse muhalefet gibi durumlar artık ne olur sen düşün!.. Halbuki bu mücahede her şiddetli şeyden daha şiddetlidir.

Sana birçok karşılaştığın azâb verici olaylardan daha büyük azâb verir, muhalefet, riyâzat, mücahede! Çünkü sende yıllardır oturmuş, kökleşmiş bir şeyi söküp atmak zorunluğu çıkıyor ortaya! .Bunun içinde çok büyük gayret sarfedilecek..

Bir olayla karşılaşıyorsun o gün, 3 gün sonra, 5 gün sonra unutulur gidilir!.. Ama bu tabiatla mücadele senin yaşamın boyunca devam edecek bir şey!.. 30 senenin, 40 senenin, 50 senenin verdiği bir alışkanlık, tabiat var...

Dolayısıyla her şeyden daha şiddetlidir. Tâ ki nefis aslî temizliğini buluncaya kadar bunların zorluğu devam eder senin için.

Anlatılan mânâ dolayısıyladır ki Rasùlullah Efendimiz, “nefisle mücadele”ye “Cihad-ı Ekber” dedi!.. Kılıç çalınıp yapılan cihada ise “Cihad-ı Asgar” adını verdi..

Hâsılı düşmanla çarpışma zamanında hâsıl olan durum çok daha kolaydır, Allah ehlinin nefsi ile cihada göre...

CİHAD, DIŞA DÖNÜK DEĞİL; İÇE DÖNÜKTÜR.

(Soru:Kitaplarınızda TEKLİĞİ anlatıyorsunuz Ama çokluk âleminde Tekliği yaşamak çok zor. .Düşünce düzeyinde, kitaplarınızda anlatılanları anlıyoruz ama bunun yaşama geçirilmesi çok zor?)

İşte, mertebe farkları zaten ordan doğuyor!.

Herkes onu ne oranda yaşama geçirip aktarabiliyorsa; karşısındakine hitap edişinde- karşısındakine seslenişinde- karşısındakine bakışında o ilmi ne kadar günlük yaşamına sokabiliyorsa, işte mertebe farkı da burdan meydana geliyor.

Mücahede bu!

Allah Rasûlü’ünün “cihada dönüyoruz!” dediği olay, “CİHAD”, bu!

Ama biz bunu bırakıyoruz... Ele kılıç alıp adamın boğazına çöküp ya kadına başını örttürücez, ya ötekine zorla namaz kıldırıcaz anlıyoruz!

CİHAD, dışa dönük değil; İÇE DÖNÜK!

Mücahede bu!

Allah kolaylaştırsın!

“KÜÇÜK CİHAD”DAN, “BÜYÜK CİHAD”A!...

“Nefs mücahedesi” denen şey; Nefsi, şartlanmalardan arındırma ve tabiata tâbi kılmama mücadelesidir!.

Bu, öyle bir mücadele, öyle bir savaştır ki bütün yaşamın boyunca devam edecektir.

"Biz küçük cihaddan, büyük cihada dönüyoruz!"

Rasûlullah Aleyhisselâm'ın yukarıdaki açıklamasında kullanılan kelime "cihad"ı, bildiğimiz "harb-savaş" diye anlamak yanlıştır.

Buradaki anlamı "mücahede"dir. Yâni, kazanmaya azmederek o konuda mücadele vermek, ‘’cihad’’dır!.

Harb-savaş anlamı ise arapçada "kıtal" kelimesiyle ifade edilir.

Bildiğiniz doğruyu söyleyin. Ve işiniz orada bitsin!.

Kimseyi hiçbir zaman hiçbir şekilde kırmayın, incitmeyin ve de zorlamayın!.

GÜÇLÜ OLANLARIN YA DA GÜÇLÜ TOPLULUKLARIN GÜÇSÜZ OLANA, GÜÇSÜZ TOPLULUKLARA ZORLA BİRTAKIM ŞEYLER YAPTIRMASI, ALLAH’IN SİSTEM VE DÜZENİNİ İNKÂR MÂNÂSINA GELİR!

Bilin ki…

Herkes, “Allah” kendisini hangi gaye ve amaçla yarattıysa, o amaca dönük bir biçimde gereken fiilleri ortaya koyarak fıtrî kulluğunu yerine getirmektedir.

İlminizi paylaşın; ama kesinlikle hiç kimseyi hiçbir şeye zorlamayın!.

İnsanların bir çoğu, biraz da nefsine pâye vermek, kendini yüceltmek amacı ile karşısındakine tahakküm etmek ister, hükmetmek ister.

Kendi istediklerini ona yaptırtmak ister, arzusu hilâfına… Bu, onda basiretin henüz açılmadığını gösterir.

“İslâm Dini”nin sistem ve düzeninde zorlama yoktur!.

Kurân dahi, insana bir takım çalışmaları teklif yollu getirmiştir. “Şunları şunları şunları yaparsanız, hakkınızda hayırlı olur“ denmiştir.

Allah’ın hükmüne, emrine karşı gelebilecek her hangi bir yaratılmış söz konusu değildir!.

Buna rağmen, Allah, insanlara emir hüküm yollu “bunu yapacaksın” dememiştir!. “Teklif” yollu talepte bulunmuştur. “Bunu yaparsanız, sizin için hayırlı olur”, diyerek!.

Farz diye bildiğimiz ibadetler dahi tekliftir!. Teklif olduğu için de zorlamaya yer yoktur!.

O kişi teklifi kabul eder veya etmez, sonucuna da katlanır!.

Dolayısıyladır ki, dünyanın hangi ülkesinde ve neresinde olursa olsun insanların hiçbir şeye zorlanması doğru değildir!. Yanlıştır!.

Ayrıca güçlü olanların ya da güçlü toplulukların, güçsüz olana, güçsüz topluluklara zorla birtakım şeyler yaptırması, Allah’ın sistem ve düzenini inkâr mânâsına gelir!.

***

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 11 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye