Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Osmanlı'nın Şeceresi
MesajGönderilme zamanı: 20.01.09, 03:08 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:16
Mesajlar: 58
Osmanoğulları'nın Şeceresi

Bayatlı Hasan ibn Mahmud


Yâfes

Bu da yada taşını alarak Uzak Doğu'ya gitti, bundan türeyenler de dünyaya yayılmış oldu. Yetmiş yıl sonra öldü. Bazı anlatışa göre hastalıkla öldü derler. Bazı anlatışa göre suda boğuldu derler.


Bolcas

Asıl adı Türk'tür. Elbiseyi bolca giydiğinden Bolca veya Aba Alca yahut Bolcas diye lâkap taktılar. Bunun Çin, Saklab ve Urus adlı oğullan doğarak herbiri bir ülkeyi şenlendirip ayrı birer beğ oldular. İki yüz kırk yıl yaşayıp ölmüştür.

Dip Tokuy

Bu bütün hanlarla barışçılık ettiği için lâkabı Elce idi. Bunun çağında karacadan misk yağı çıkarılıp, samur, sincap ve kakım derileri istihsali çoğalarak beğlik hesabına satılırdı; (Türkistan'da) Hata ve Hotan'da dahi henüz bu usul tatbik edilmektedir. Ok ve yay da bunun çağında icat edildi: İran'dan buna kılıç gelirken kendisi öldüğü için oğluna nasip oldu. Bu Çin'in kardeşi olduğu için, o Çın ülkesini bu da Maçin'i yaptı. Laçin kuşunu kayadan çıkarıp doğan avcılığı bundan kalmıştır; tazı ve zağar da avlatılırdı. Çok adaletli idi. Yüz yıl hükûmet edip yüz elli yıl yaşadı.

Kayı Han

Ad verilmesi, bir kayalı yerde dünyaya geldiğindendir. Babasının sanat öğrenmek için her yana gönderdiği adamlar bunun zamanınında geri dönerek Türkistan'da mahir ustalar çoğaldı. İran'la barıştı, oradan Yezd'de mücevherle işlenen Kirman kılıcı armağan gelince o da İran'a ok ve yay göndererek misk yağı, samur ve sincap derileri gibi maldan yasağı kaldırdı. Elli yıl hüküm sürerek yüz seksen yıl yaşayıp ölmüştür.

Kara Han

Böyle adlanması, kara yağız olduğu içindir. Dastacır Han soyundan Maçin oğlu Moğol'un hâs hizmetinde bulunduğu için onun oğlu sanırlardı. Yüz yıl yaşadı, puta taptığı için öldürülmüştür.

Oğuz Han

Bu doğru yolda (Tanrı'yı tanır) göründüğü için çocukluğunda veli mânâsına bu. ad verilmiştir. Tann'nın birliğini tanıdığından babası buna çıkışıp dövüşünce Oğuz'un askeri onu öldürmüştür. Bu iş İbrahim peygamber ona selâm olsun çağında oldu. yaptığı öteki işler "Oğuznâme"de pek tanınmıştır. Yüz elli yıl yaşayıp ölmüştür.


Gün Han
Bu adı alması, gün doğarken dünyaya gelmesindendir. Bütün işleri "Oğuznâme" ye bırakılmıştır.

Kayı Han
Bu adı alması, adı geçen dedesinin düşte görülmesindendir. Pek kuvvetli idi. Elli yıl hükümet ederek doksan yıl yaşayıp ölmüştür. Sarışın ve gürbüz bir erdi. Hil'at verme âdeti bundan kaldığından, henüz İran'da buna "Kaylık" derler.

Turmış Han
Bu adi alması, anasının lohusa olacağı sırada ayakta dururken doğurmasındandır. Bu henüz çocuk iken babası öldüğü için akrabaları kağan oldu derler. Musa peygamber ona selâm olsun çağında idi, Cebbârilerle vuruşmuş ve divanda defter tutma vazifesin görmüştür. Yüz yıldan çok yaşayıp ölmüştür.

Bay Temür
Bu adı alması, anası, yörük (göçebe) yolculuğunda iken, Bay Bek adlı akrabasının obasında bir demir sac ayağının yolda düşürüldüğü bir sırada doğurduğu içindi. Yüz seksen yıldan, çok yaşayıp ölmüştür. Geyikleri okla avlayıp oymak halkı ile yiyip içerdi.

Bozdoğan
Bu adı alması, babası bir düşünde bir bozdağan (denilen el çomağını) bulduğu bir sırada o sabah dünyaya geldiği içindir. Beğliğe geçince Cebbârilerle savaşıp kale almıştır. Çok kuvvetli idi. Doksan yıl beğlik edip, yüz doksan yıl yaşayıp ölmüştür. Davud peygamber ona selâm olsun hazretlerine inanıp ümmet olmuştur.

Korkulu
Böyle anılması, korkulu bir zamanda doğduğu içindir. Hazreti Süleyman ona selâm olsun hizmetinde bulunmuş ve Sâm ve Neriman'la, çağdaş olmuştur. İki yüz yıla yakın yaşayıp, epey zaman beğlik etmiştir.

Süleyman Şah
Bu adı. alması, babasının hazreti Süleyman ona selâm olsun hikmetinden geri dönüp gelişinde doğduğu içindir. Beğliği sırasında Hindistan'dan kendisine fil gelmiş, bir gün zincirden boyanarak filciler kovalarken yetişip hortumunu İki eliyle tutarak bağlatmıştır. Yüz elli yıl yaşayıp ölmüştü. Çok adaletli ve dindardı.

Kara Oğlan
Bu adın verilmesi, kara yağız olmasındandır. Beğ olunca Urus ülkesinden haraç alıp orduya bol malzeme vererek bahşiş ve ihsan etmiştir. Epey zaman beğlik ederek yüz yetmiş yaşında ölmüştür.

Kumaş Han
Kumaş yüklü bezirgan gelince doğduğu için böyle anılmıştır. Kırk yıldan çok beğlik ederek yüz yıl yaşayıp ölmüştür. Ağır kumaştan teşrifat kaftanları verirdi.

Balçık Han
Bu adı alması, balçıklı bir boğazda doğduğu gibi, babasının da bîr altın kılıç balçağı bulduğu içindir. Beğ olup avda (efsanevî İran şahlarından) Cemşid'in hazinesini bîr mağarada bulmuştur. Epey zaman beğlik ederek ölmüştür.

Korcak Han
Bu adı alması, babasına iyi bir kol zırhlı (korçak) armağan geldiği sırada doğmuş olmasındandır. Beğ olunca avda kükremiş bîr parsa rasgelerek kılıçla öldürmüştür. Epey zaman beğlik ederek kırk yıl yaşayıp ölmüştür.

Kurtulmış
Bu adın verilmesi, amcasının düşman zindanından kurtulduğu sırada doğduğu içindir. Kementle ağ atarak kaz ve turnayı sürüsüyle avlardı, çok zaman beğlik ederek, yüz doksan yıl yaşayıp ölmüştür.

Çar Buca
Bu adın verilmesi, dünyaya geldiği sırada obanın koyun sürüsüne, kurt girmişken sığır sürüsünden (1) dört buğa (2) gelerek kurtları kaçırdığındandır. Bu İskender'e yetişip teveccühünü görmüştür. Yüz elli yıl yaşayıp kırk yıl beğlik ederek ölmüştür.

Sevinç
Bu adın yerilmesi, İskender'in hizmetinden babası geldiği sırada doğduğu içindir. Beğ olunca, ok atmada pek usta ve avcı olduğu için, bir okla iki çil kuşunu vurduğu meşhurdur. Birkaç yıl beğlik ederek yetmiş yaşında ölmüştür.

Bay Soy
Bu adın verilmesi, bir tüccarın cariyesi olan anası bunu doğurunca, çocuğu olmayan tüccarın bütün servetini buna haber verip bay (zengin) ettiği içindir. Beğ olunca, karacayı ekseriya at üzerinde boynunu geri kırarak (3) okla avladığı meşhurdur. Pek adaletli idi. Elli yıl hükümet ederek yüz yıldan artık yaşayıp ölmüştür.

Çamur Han
Bu adın verilmesi, bir çamurlu yerde doğduğu içindir. O çağda Salur soyundan Kaplan, han bulunuyordu. Bu han ölünce Kurt ve Kara Şir adındaki iki oğlu geçinemediler. Çamur Han bunlara dedi ki: Her kim ki meydanda çevgen topunu, vurup başa çıkarsa o han olsun Kazaen Kurt Han başa çıkararak tahta geçti; kardeşi Kara Şir de at çekip kanıltaş (4) oldu. Bu usul ondan kalmıştır. Çamur Han da çevgen oynamada çok usta idi. Otuz yıl beğlik ederek seksen yıl yaşayıp ölmüştür.

(1) "Nahır", Türkçede yalnız sığır (öküz, İnek ve manda) sürüsüne denir. Bugün Doğu illerimizde bu söz yaşamakta olduğu gibi, "nahırlı" güdene (sığırtmaç'a) de "nahırçı" denilir; teşrinievvelin son ve kar basacağı haftaları "nahır kovan" adıyla köylerde belli takvim günlerinden sayılır.

(2) "Çar Buğa" adındaki "Çar" sözünü böylece Farsça "dörtten ibaret göstermek yanlış olsa gerektir. Türkçe'de "car cur etmek" çalışıp gayret etmek manasına geldiği gibi, "çarcı" da yayabaşı demetir. Kars'ta iki köy "Carcı" ve "Carcı-oğlu" adını taşır. Yaya dolaşan satıcıya "çerçi" denilmesi de bununla alâkalı olsa gerektir.

(3) "Kağaç" sözünün aslı "kanğaç"tır ve "annaç" gibi ve onun tersine olarak başın ense tarafı demektir. Doğu illerimizde "boyun kırarak geriye, dönüp bakma"ya "kanğrılma" ye eli enseye bükmeye de "kanğırma, kağırma" denilir. Burada bahsedilen "kağacma" yanı "kağaç" tarafa ok atmak, Türkler'e mahsus olup, islâmiyetten önceki Türkler düşmanlarını bu hareketleriyle şaşırtıp bozguna uğratırlardı. Köylerimizde cirit oynanırken hâlâ bu hareketler yapılır.

(4) Saltanat ortaklığı demek olan "kağıldaş" tabirindeki ilk sözün "Kağan" sözüyle âynı kökten çıktığı anlaşıtlıyon A. Zeki Velidi Togan, bunun ' kağılgay" şeklinde kullanıldığına da işaret ediyor ("Umumî Türk Tarihine Giriş", I, 107).

Baş Buğa
Bu adın verilmesi, bunun dünyaya geldiği sırada en büyük' ve seçme buğanın kurban edildiğindendir. Beğ oğlunca, âleme korku salan bir kuduz kurtu vurup, öldürmüştür. Bir esrimiş azgın deveyi de çomakla haklamıstır. Yetmiş yıl beğlik edip yüz yıl yaşayarak ölmüştür.

Yumak
Bu adın verilmesi, anasının karnında dokuz aydan çok kaldığı için anası birkaç ay yumak sara sara doğurduğundandır. Beğ olunca, pek adâletli ve ihsan sahibi olduğundan bir yoksula bir yılkı at bağışladığı meşhurdur. Yirmi, yıl beğlik edip yetmiş yıldan çok yaşayarak ölmüştür.

Kızıl Buğa
Bu adın verilmesi, babasının bir kızıl buğayı avladığı gün doğduğundandır. Beğ olunca, ok atmada pek usta olduğundan ziyankâr bir ayıyı okuyla vurup haklamıştır. Çok adaletli ve dindardır. Otuz yıl beğlik edip doksan yıl yaşayarak ölmüştür.

Turaç
Bu adın verilmesi, babasının turaç (çil kuşu) avlayıp eve geldiği sırada dünyaya gelmesindendir. Beğ olunca, pek yiğit ve çok iyi gürz kullanır olduğundan, Urus ile vuruşunca onların başbuğunu bozdoğan (denilen çomak)la vurup öldürdüğü meşhurdur. Yirmi beş yıl beğlik edip,altmış yıldan çok yaşayarak ölmüştür.

Çek Temür
Bu adin verilmesi, İran pehlivanı bunun babasına yay sununca gevşek talim yayı gibi çekerek, bu da yayını pehlivana verince katılığından çekemeyip: "Çek temür" der iken dünyaya geldiği içindir. Beğ olunca, (İran'ın efsanevî kahramanlarından) Neriman gibi kırk kulaç kementle düşmanı bağlayıp bırakıverirdi. Bu da birkaç yıl beğlik ederek yetmiş yıldan çok yaşayıp ölmüştür. Arkaya boyun kırarak dönüp ok atmak beğlere mahsus iken, askerlere de müsaade ettiğinden, herkes koştururken kendi atinin nalını (okla) vurmağa başladı.

Kurtarı Beg
Bu adın verilmesi, babası ok atmakta iken Türkistan düşmanlarından bir esir getirilince: Bir okla beni dahi (öldür) kurtar, dediği sırada dünyaya geldiğindendir. Bunun üzerine bu rnahbus da serbest bırakılmıştır. İsa peygamber ona selâm olsun çağım görerek, Tanrı'nın izniyle ölüleri dirilttiğini tahkik ile tasdik etmiştir. Seksen yıldan çok yaşayıp ölmüştür. Kavgada kol zırhı (kolçak) takmış bulunan bir pehlivannın kolunu kılıçla kesip yere düşürmüştür.

Ortuk
Bu adın verilmesi, "Örtük adlı yaylada dünyaya geldiği içindir Beg olunca, binicilikte çok usta olduğundan, karacayı ata çiğneterek kargı ile avlardı. Hükümete karşı gelen bir âsiyi de iyilikle itaat ettirmiştir. Otuz yıldan çok beğlik edip, yüz yıl yaşayarak ölmüştür.

Küçi Beg
Bu adın verilmesi doğduğu gece dedesi düşte görülüp, onun adı konulması gereken, saygı gösterip Küçi Beg denilmesindendir. Çünkü Türkler'de çocuklar dedelerinin sağlığında doğunca, dedeye "ulu beg", "babaya da ""küçük beğ" denildiğinden ölen babalarının adları körpe çocuklara konulurken, bu adla çağrılmayıp saygı göstererek "Küçü Beg" derler (1).

Toğmış Beg
Böyle adlanması, dünyaya geldiği sırada ay doğmuş bulunmasındarıdır. Bu da beğ olunca, Salar soyundan olan ve yanlış olarak Sebük Tegin denilen Sinel Tegin ölüp, Santay ve Sacur adlı iki oğlu kaldı. Bunlar birbirleriyle geçinemeyince, Toğmış Beg, bir sırığın tepesine nişan için altından bir kabak koydu. Sacur vurarak tahta geçti (15), kardeşi Santay da onun atının başını çekip kağıldaş oldu. Toğmış Bege dahî vezirlik verildi ve ikisinin de ordu başbuğluğunu yaptı. Bu da ok atmada ve kabak atıcılığında "pek usta olup dünyaca tanınmış oldu. Yetmiş yıl beğlik ederek ölmüştür.

Toğrul

"Bu adın verilmesi; namlı birisi bunun babasının zindanında iken nihayet kardeşi çoban kılığında beğlik çobanlara katılıp kardeşini kurtarmaya gelirken, yakalanıp beğin divanına getirilirken (eğile eğile gelince) "Doğruluver" dediği sırada dünyaya geldiği içindir. Yeni doğan beğ oğlunun uğuna onu ve kardeşini de hapisten çıkarıp bağışlamışlardır. Beğ olunca, zenberekli yay icat ederek katı oku demir örs üzerine kurmuştur. Kırk yıl beğlik edip altmış yıl yaşayarak Örmüştür. (1) Bugün Doğu illerimizde 'bu geleneğe aynen riayet edilmekte olup, ölü dedesinin veya babasının adını alan çocuklara "Küçük-Ağa", "Küçük-Beğ'' denildiği gibi, yine saygı icabı "'Adı-güzel" de denilmektedir.

Bay Beg
Bu adın verilmesi, babasının serveti zayi olmuşken üzerine geleni düşman soğuktan kırılıp kaçarak bütün malları ele geçip yeniden zenginliğe kavuşunca dünyaya geldiği içindir. Bu da beğ olunca, dağ keçisi avlamada pek usta olduğundan, sürgün avı ve tokat usulü (1) bundan kalmıştır. Birkaç yıl beğlik ederek yetmiş yıl yaşayıp ölmüştür.

Yalvaç
Böyle adlanışı, bunun Yalvaç adlı yerde doğduğundandır. Babasından sonra amcası hükümet ederek, yetkin çağa getirdikten sonra buna bırakmıştır. Bu yüzden (öksüz kaldığı için) yoksullarla öksüzlere acır ve esirgerdi. Birkaç yıl beğlik edip elli yağında ölmüştür.

Yasu
Bu adın verilmesi, taşkın bir su kıyısında düşman gelip pusuya yattığı (2) sırada (şimdi) doğar derken dünyaya geldiği içindir. Suyun geçidinden geçerek düşmanı basıp Bin Kışla'ya (3) gittiler. Beğ olduğu sırada gece düşünde gördü ki: Arabistan tarafından ayla güneş birleşerek kendisine de aydınlık erişti. Sabah olunca, Muhammed'in Yüce Tanrı'dan ona sena ve selâm olsun Tanrı elçiliği ile insanları islâm dinîne çağırdığı haberi yayılıp, hemen kurbanlar kesilip imân getirdi. Otuz yıl beğlik ederek, seksen yıldan çok yaşayıp ölmüştür.

Kara Han

Bu ad, Oğuz'un babası Kara Han öldükten sonra adı bile unutulmuşken bunun doğduğu sırada Oğuz'un düşte görülüp (bu adı unutulmaktan kurtarın diye) anlatmasıyla konulmuştur. Beğ olunca müslümanlığa pek inanmış olduğundan Korkut Dede'yi Medine-i Münevvere'-ye gönderdi. O da varıp hazreti peygamber'in ona selâm olsun yüzünün nurunu görüp şereflendikten sonra, Selmân-i Fârisî'nin Tanrı ondan razı olsun Oğuz kavmine islâm şeriatini öğretmek için birlikte geldiği "Oğuznâme" de yazılı bulunmaktadır. Şu halde buna hanlar hanı denilmesi münasiptir. Elli yıldan çok beğlik edip, yetmiş yaşında ölmüştür.


(1) Basmada "tokaç resmi" yazılı. Sürgün avı sonundaki bir tören olsa gerek.

(2) Basmada bu ad "sin" harfiyle "Basu" yazılmışsa da yazmada "Yasu olduğu gibi her iki nushada da "düşmanı basıp" ibaresinde "sad" harfi yardır.

(3) Bu ad, Hazar doğusundaki "Mangışlak"ı hatırlatıyor.

Torok Han
Anası buna gebe iken "dorak yoğurdu"na aş yerdiğî için böylece ad konulmuştur. Beğ olunca, Hazreti Ebu-Bekir'in Yüce Tanrı ondan razı olsun halifeliğini işiterek gönderdiği elçi Medine-i Münevvere'ye varınca hazreti Ömer halife olduğundan, onun mübarek mektubuyla geri geldi, buna itaat ederek gaza için çalıştı. Kırk beş yıl yaşayıp otuz yıldan çok beğlik ederek, hazreti Osman'ın Yüce Tanrı ondan razı olsun halifeliği çağında ölmüştür.

Ay Kutlug
Böyle adlanması, "yeni ay kutlu olsun" dedikleri sırada doğduğu içindir. Beğ olunca Korkut Ata oğlu Örgeç Dede bunun lalası idi. Onu Hazreti Osman yüce Tanrı ondan, razı olsun hizmetine Medine-i münevvere'ye gönderdiği zaman Bağdad'a erişince hazreti Osman'nın şehid olduğunu duyarak Kâbe'ye gidip tavaf ederek, geri döndü. Yolda Rakka'da hazreti Ali ile Muâviye'nin birbirine karşı koyup savaştığını görerek bir müddet bekleyip, kavga bittikten sonra hazreti Ali'den sulh mektubu alıp gelmiştir. Bu yüzden ülkeler açan Osmanoğulları da ulu dedeleri gibi Dört Seçkin Halifeyi sevenlerden olup Yezidi sevmezler Bu da yirmi yıl hükümet edip altmış yıldan çok yaşayarak, Emevîler çağında hicretin altmış beşinde ölmüştür.

Çemendür
Bu adın verilmesi, doğacağı yere "bir şey döşenmeyip ebe kadın: "ziyanı yok burası çimendir" dediği sırada dünyaya geldiğindendir. Beğ olunca adalet ve ihsan sahibi ve Tanrı yolunda gazaya çalışır oldu (İran'ın meşhur kahramanı) Rüstem gibi yabani atları yakalayarak binek atı gibi alıştırıp binerdi. Böylece hareket ederek kırk yıl hükümet sürüp. seksen yıl yaşayarak, (Emevî halifesi) Abdülâziz oğlu Ömer çağında ve hicretin yüz beşinde ölmüştür.

Yasak
Bu adın verilmesi, haraç veren ahaliden bir takım, tarikatlere mensup olanlara zulmedenlere: "Yasak olsun" diye buyurulurken dünyaya geldiğindendir. Beğ olunca adaletli ve yiğit olduğundan, hiçbir zaman gazadan geri kalmazdı. Avlanıp gezerken bir kaplanın bir geyik üzerine sıçrayıp çıktığını görür görmez okla vurup kaplanı düşürdü. Kaplanın pençesi geyiğin böğrüne ilişip ağırca yaraladığından onu da kesip kebap etti. Sonra geyiği olduğu gibi büyük şişe geçirip kaplanın da derisini yüzdürerek birkaç doğanla birlikte Abbasî halifelerinden Mansur'a armağan yollayıp, ondan gelen teşrifat kaftanı ile itibarı yükseldi. Bu armağanı götürene de o sınır boyunun kuş beğliği (doğancı başılığı) verilerek şereflendirildi. Kırk yıldan çok beğlik edip yetmiş yıl yaşayarak hicretin yüz elli birinde öldü.

Tok Temür
Bu adın verilmesi, Temür adli oymak beğinin şölene tok gelerek yemeği pek o kadar yiyemeyince, Beğ: "Niçin; sıkılıyorsun" diye iltifat ederken çavuşbaşının: "çünkü Temür tok" der demez dünyaya geldiğindendir. Beğ olunca çok adaletli, güçlü ve keskin. olduğundan, (çok makbul sayılan) bir Mısır kılıcı satın aldı. Cer toplamak için bir derviş geyik ile obalara gelirken, geyiğin ayağı kırılıp boğazlamada iken, bunu dervişten satın alarak değerinden başka bir at da verdi. Bu geyiğe demir don (zırh) giydirip, Mısır kılıcını denemek için bir defa çaldığı gibi, zırhla geyiği ikiye bölüp, kolunun kuvveti ve kılıcının keskinliği anlaşılarak şöhret kazandığı Türkistan'da güneşten aydın olarak biliniyor. Halife Me'mun çağında çok defalar Gürcistan'a ve Anadolu'ya gaza edip elli altı yıl beğlik etmiş ve yetmiş altı yıl yaşayarak ölmüştür:

Sungur
Böyle adlanması, Urus ülkesinden babasına (avcı) sungur kuşu armağan geldiği sırada doğduğundandın Beğ olunca da çok defalar sungur avlayıp gazalardan geri kalmazdı. Çok kere Anadolu tarafına akın ederek, akıncılar başına toplanıp şöhret kazandığından, Bağdad halifesinin kendisinden endîşe etmesi üzerine bu da Kıpçak Ovası'na (Kafkaslarla Urallar arasına) gidip; oradan da Türkistan'da Oğuzların kutlu yurduna vararak eski ocaklarında yerleşti. Bu sıralarda Salur soyundan Ağa ini han iken bundan vazgeçerek, Kınık soyundan Kerekicü oğlu Tokşurmak oğullarından Lokman Han'a, yerini vermişti. Sungur Beğ de giderek onunla sıkı dost olup başbuğu oldu. Otuz yıl hükümet ederek seksen yıl yaşayıp, El-Müstaîn-i Billah Bağdad halifesi iken hicretin iki yüz elli birinde ölmüştür.

Bulgay
Böyle anılması, bunun "bulgar"' (denilen iyi dabağlanmış deri) üzerine doğumunda peltekçe olan ebe kadının: "Bulgay-ı kaldırınız" demesinden ötürüdür. Beğ olunca Türkistan'da hanın hâs hizmetinde bulunurdu. O' çağda Bağdad halifesi El-Müktedi-i Billah idi. Bunun babası olan Sungur Beğ'i Anadolu ülkesinden Türkistan'a gitmeye mecbur bıraktıklarından halifeler pişman oldular. Çünkü o uçlarda birçok karışıklıklar çıktı. Bu haber Türkistan'da Bulgay Beğ'e yetişince Helifeye bir ağır armağan gönderdi. Ondan da buna türlü türlü güzel lâkaplarla teşrifat gelîp, Bulgay Beğe de övünülecek teşrifat kaftanı ile itibar buldu. Doksan yıl yaşayıp hicretin iki yüz doksan üçünde ölmüştür.

Sokur
Bu adın yerilmesi, konuğa kavurma pişirmesi için aşçıya: "Sac kur" denildiği sırada dünyaya geldiğindendir; sonradan bu "Sac kur" adı çok kullanıldığı için Sakur'a çevrilmiştir. Bu da babasının yerine beğ olunca, Lokman'ın hâs hizmetinde bulunduğundan, Sâmânoğulları'ndan Nasr oğlu Nuh ile dostluk ederdi. Sonra Sâmânoğulları âfete uğrayıp çocukları kalmadı. Kullarından Gazne beği Sebük Tegin padişah oldu ve sağlığında saltanatı büyük oğlu Sultan Mahmud'a bıraktı. O da tahta geçip pek büyük şöhret ve debdebe sahibi oldu. Rahmetlik Firdevsî "Şehname"yi bu Sultan Mahmud adına yazmıştır. Hâsılı han oğullarından ve Kınık soyundan Kerekicü oğlu Tokşurmuk'un oğlu Lokman Han oğlu Ertuğrul oğlu Dukak oğlu Selçuk, Buhara sınırına gelerek müslümanları haraca kesen Türkistan kâfirlerîni uzaklaştırdı; bunun adaletinin iyiliğinden haraç veren ve vermeyen ahali rahata kavuşmuş oldu. Selçuk ölünce üç oğlu kaldı. Bunlardan Arslan babasının yerine han olup, İsrail veliaht ve Mikail de şehit oldu. Mikâil'in: Toğrul Muhammed, Çağrı ve Davud adlı üç tane oğlu kaldı. Bu üç kardeş ordu çekip babalarının İntikamını almak isterken Toğrul kavgada esir düştü. Öteki kardeşleri han olan amcalarından yardım alarak Toğrul Muharnmed'i düşman elinden kurtardılar; ve Gazneli Sultan Mahmud'a varıp onun hizmetine girdiler.

Bir gün Sultan Mahmud gaza için Hindistan'a, gideceği şırada Toğrul Muhammed'e dedi ki: "Amcanız olan handan yardım istenirse ne kadar akıncı gönderebilir?" Toğrul Muhammed de dedi ki: "Kaç tane ok gönderilirse her birine bir tümen yani on bin atlı gelmesi gerektir". Bunun üzerine Sultan Mahmud altı tane ok gönderdi. Oradan altmış bin asker geldi; Toğrul Muhammed de bununla gazaya çıkıp geri gelince pek çok hürmet ve itibar edildi. Fakat Sultan bu Selçukoğlları'ndan en dişe ederek onları Amu Irmağından Horasan'a geçirdi. Sultan Mahmud ölünce kardeşi Sultan Mes'ud tahta çıktı. Bu da Selçukoğulları ile anlaşamayıp, birçok aykırılıklardan sonra Toğrul Muhammed padişah olarak Kirman'ı hükümet merkezi yaptı. Osmanoğulları atalarından Sakur da bunlarla Kirman'a gitti, Bağdad halifesi Et-Tâyı Billah çağında seksen yaşında iken öldü.

Kara Batur
Bu adın verilmesi, su kıyısında düşman basılıp bunun, babası askere: Kara Batır'a derken dünyaya geldiğindendir. Kara Batur uzun. ömür sürüp çocukları ve karısı ölünce bu, Selçukoğulları'nın lalası (atabeği) olduğu için, ebe kadını buna verdiler. Kadın bundan gebe kaldı. Seksen yıldan çok yaşayıp öldü.

Toğrul
Bu adın verilmesi, beli iki kat olmuş bir ihtiyar iken büküle büküle beğin divanına gelince: "Ne bükülüyorsun, doğrul, erkek oğlun oldu" dediklerinden ötürüdür. Mikâîl Beğ dahi sağ iken hemen o günü onun da bîr oğlu olup Toğrul Muhammed adı verilmişti. Bu Toğrul Muhammed Kirman'dan yürüyüp Hamedan'ı alarak hükümet merkezi yaptı. Halife El-Kaim Billâh, Deylemliler'den Mu'izz üd-Devle oğlunu halifeliğin veziri yapmıştı. Kara Batur oğlu Toğrul Selçukoğulları'nın emeklisi olduğundan bunu armağanla Bağdad'a elçiliğe gönderdiler. Yolda giderken Dokuz Ölüm ırmağı üzerinde azgın bir arslanı ormanda vurarak derisini yüzüp içine ot doldurup halifeye götürerek teşrifat kaftanı ile görüp gözetildiği ve itibar buldoğu meşhurdur. Hâsılı halifenin teşrifat ve yüceltici lâkablarıyla Hemedan'a geldi. Kara Batur oğlu Toğrul ihtiyarladığından, halifenin vezirinden aldığı tavsiye kâğıdını Toğrul Muhammed'e göstererek Mahan sancağını emekli malikânesi olarak aldı. Oraya giderek yüz elli yaşında İken hicretin dört yüz ellinci yılında öldü.

Ay Kutlug
Bu adın verilmesi, babasının yeni ay görünce: "Ay kutlug olsun" diye söylendiği sırada dünyaya geldiğindendir. Bu da Hemedan'a gelerek Harzemsahlılar ortaya çıkınca bunu onlara elçi gönderdiler. Yolda giderken büyük bir kervanı eşkiyaların bastığını görüp okla eşkiyabaşını vurup öldürerek kervanı kurtardığı ve Harzemşah'a gidince de pek çok hürmet görüp gözetildiği meşhurdur. Bu da seksen yıl yaşayıp Hacca giderken, Abbasî halifelerinden Muztazhar-i Billâh çağında hicretin dört yüz doksan yılında öldü. Bu da Mahan'da babasının yanma gömülmüştür.

Bay Temür
Bu adın verilmesi, dedelerinden olan Bay Temür'ün oğullarından bir beğ bunlara konuk iken doğduğundandır. Bu da delikanlı olduktan sonra, Selçukoğulları'ndan İkinci Ertoğrul'a hizmet edip, Abbasî halifelerinden El-Müstencîd-i Billâh çağına yetişmiştir. Harzemliler'den Arslanşah oğlu Sultanşah'ın yanına elçilikle giderek çok hürmet ve itibar görmüştür, Atıcılıkta pek usta olduğundan, Harzemşah'ın yanında atını koştururken boynunu geriye kırarak kendi bindiği atın nalını okla vurduğu meşhurdur, Bu da seksen yaşında İken hicretin beş yüz altmışında öüp Mahan'da gömülmüştür..

Kızıl Buğa
Bu adın verilmesi, Kızıl Buğa adlı bir yiğit bunlarda konuk iken dünyaya geldiği içindir. Bu da büyüyünce Hemedaria giderek Selçukoğulları'nın hâs hizmetinde bulundu. Mahan'da dedesinin malikânesine sahip olarak otururken, Cengiz Han meydana çıktı. Harzemşahlılar onun bîr bezirganını haksız yere öldürerek malını yağmaladıklarından, bu iki hükümet arasında kargaşalık ve kavga baş gösterdi. Cengiz'in oğlu Tulı Han babasının buyruğuyla Harzem'e ordu ile gelerek yapılan kavgada öldükten sonra, dünya karışıp bunların arasını düzeltmek imkânsız olduğundan, günden, güne fitne kıvılcımları çoğalmakta, yangın baş göstermekte idi.

Bu yüzden Kızıl Buğa da yurdunu bırakarak ordu çekip Harzem'e giderken ortalıktaki karışıklıktan yol bulamayarak, çaresiz kalıp Azerbaycan'a doğru yürüdü. Bu bölgelerde yerleşmek mümkün olmadığından (Ahlat'taki) Ermenşah ülkesine doğru çekilip gitti. Henüz Ahlat'a varmadan birkaç eşkıyaya uğradı. Bir ok tepesine (yay incitmesin diye parmağa takılan) ok yüksüğünü koyarak nişan alıp oku bu yüksüğün içinden geçirerek atıcılıktaki ustalığını gösterdiği için, eşkıyalar kendisine yol verdi. O El ve ulusu ile sağ selâmet geçerek hicretin altı yüz on yedi yılında Van'a yakın Erçek gölü kıyısında öldü; yetmiş yıldan çok yaşamıştı.

Kaya Alp
Böyle adlanması, doğduğu sırada kayalık bir dağ eteğinde bulunurken, dünyaya geldiği içindir. Babası ölünce bu yiğit olduğundan el ve ulusu ile Ahlat'a giderek Ermenşah Melik Eşref'in hizmetine girdi. Bu şıralarda. Erciş yanındaki Subhan dağında bir ejderha ortaya çıktı. O taraflarda eşkiyalar da çoğalıp ortadan kaldırılmadığından Ermenşah, Kaya Alp'i bunların üzerine gönderdi. O da ulusundaki yarar kimselerle giderek güzelce davranıp eşkiyabasını yakalayarak ötekilerini de öldürdü. Geri dönüp Ahlat'a gelirken, Tanrı'nın kudretiyle birdenbire sis çöküp ortalığı duman kapladı; büyük bir yıldırım şakıyarak dağlarda gürültü kopardığından, o ejderha da şaşırarak yukarıdan aşağı tekerlenip iki kayanın arasına düşüp kalmıştır; izi henüz bellidir.

Kaya Alp, Ahlat'a gelince beğlik istemeyip, başkaca malikâne ve pek çok hürmetle geçinirken, Cengiz oğlu Hülegü babasının intikamını almak için büyük bir ordu ile Harzem'e gelip, Harzemşah'ı kaçırarak o ülkeyi bozup yıktı. Harzemşah da Şirvan üzerinden Ahlat bölgesine gelince, Ermenşah olan Melik Eşrefle kardeşi Anadolu'da Selçukoğuları'ndan Sultan Alâaddin Keykubad'ın. yanına vardılar. O kış Harzemşah Ahlat'ta kışlayarak oraları talana verdi. Kaya Alp da hastalığa, yakalanarak seksen beş yaşında iken ölerek Ahlat'ta gömülmüştür. Bir takımlarına göre, Osmanlıların ataları Selçukoğullarıyla Mahan'a gelince bir takımı orada kaldı, kardeşlerinden birisi de ayrılarak (Selçuklularla) Ahlat'a gelip yurt ve ocak edinerek burada yüz yetmiş yıldan çok yerleşip, zafer ve ganimetle geçinirlerdi. Bunun için Cengiz'in çıkardığı karışıklık sırasında Kaya Alp'la babası Kızıl Buğa, Eli ile birlikte Ahlat'a geldiler.

Süleyman Şah
Bu adın verilmesi, Taht-ı Süleyman tekkesinin şeyhi bunlara konuk, iken dünyaya geldiği içindir. Babası Ahlat'ta öldükten sonra bu da yarar ve yiğit olduğundan, o karşılık sırasında El ve ulusu ile Anadolu toprağına gelip, Halep ve Tarsus'a giderek Fırat ırmağından geçerken suda boğulup şehidler mertebesine yükseldi. Cesedini sudan çıkarıp Ca'ber kalesi önünde gömdüler ki bugün bile oraya "Türk Mezarı" denilir. Sıtmalılar gidip bu türbe üzerinde Fatiha okuyunca, Tanrı'nın izniyle dertten kurtulur. Bu iş hicretin altı yüz otuz üçünde oldu. Yaşı yetmiş yıla ermişti.

Er Toğrul Gazi

Bu adın verilmesi, Selçukoğulları'ndan Er Toğrul adlı şehzadenin adamı bunların konuğu iken dünyaya geldiği içindir. Süleyman Şah'ın Sungur Tegin, Gün Doğdu, Dündar ve Er Toğrul adlı dört oğlu kaldı. Babalarından sonra Sungur Tegin ile Gün Doğdu doğuya giderek, Er Toğrul Beğle Dündar Beğ dört yüz göçebe evli oymaklanyla Anadolu'ya doğru yürüdüler. Kınık ye Boz Ok boyları da bunlara katılıp, onlar Adana yanında Sürmelü-Çukuru'nda kaldı. Er Toğrul Beğle kardeşi oymak ve uruğlarıyla Sivas'a yakın gelince, Havk kalesi yanında Moğollar'ın. Anadolu (Selçuklu) ordusunu basıp büyük bir savaş, olduğunu gördüler. "Uruğumuz cenge uğradı, geri çekilmek uygun düşmez, hem de islâm ordusu bozulmakta olduğu için yardım etmek gerektir" diyerek, Moğol ordusuna hücum edip birkaçının başını kesip bir takımını da esir alarak Tatar'ı kaçırdılar ve kâfirleri öylesine kırdılar ki, hâşâ huzurdan taşaklannın derisinden, ad olsun diye bir gölgelik yaptılar.

Er Toğrul'un da sarı tayı ile tanınmış Savcı Beğ; Gündüz Beğ ve Osrrian Gazi adlı üç oğlu vardı. Adı geçen kesik başlarlarla esirleri hemen Savcı Beğ'le birlikte Konya tarafında Sultan Alâaddin Keykubad'ın divanına göndererek, Kayı soyundan olduğunu bildirdi.

Konya Sultanı da Ankara hududunda Karadağ'ı yaylak ve birkaç uygun yeri de kışlak olarak yurt ve ocaklık yoluyla bunlara malikâne verip, bu husustaki ferman ile teşrifat kaftanını da münasip görerek Savcı Beği geri gönderdi.

Er Toğrul Beğ de giderek o sınır boylarında çalışıp, Söğütçük bölgesine kadar olan yerleri (Rumlardan) açarak sultan hükmüyle buraları da ocaklıklarına kattılar. Osman Gazi de, daha babasının sağlığında, islâmlar uğruna çalışıp şöhret kazandı. Bütün oymak halkı (Kayılar) giderek Söğütçük'te yerleştiler. Şeyh Ede Balı gibi nice bilginler ve şeyhler giderek orada yerleşip, bunların saadetli sayelerinde geçinirlerdi. Sonunda hicretin altı yüz seksen yılında yaşı doksanı geçmişken ölüp. Sögütcük'te yaptırmış olduğu tekkesinde gömülmüştü. Yüce Tanrı esirgerıliği üzerine olsun.


Sultan Osman Gazi

Doğumlarının yakınlama olarak hicretin altı yüz elli yedi yılında olduğu işitilmiştir. Bunun delikanlı iken eteğinin temizliği, erliği, nice düşler görüp Şeyh Ede Balı da hayra yorarak bunların iyi sonuçlar verip âleme yayıldığı meşhur olduğu için, bu hususlar tarihlere bakıldı. Hâsılı ezelî devlet (Oğuz Han'a halef olan Gün Han'ın büyük oğlu Kavı"dan türiyenlerin yeniden hâkim oluşu) ortaya çıkıp 699 yılı aylarında Selçukoğulları'ndan. kimse kalmadı. Buralardan Sultan Alâaddin Feramerz'in ölümünden sonra Anadolu'daki saltanat işleri karıştı, Uc bölgelerindeki gaziler de himmet ederek müslümanlann sözbirliğiyle Sultan Osman saltanat tahtına geçti. Bunun, adına hutbe okunup para kesildi ve devletlerinin güneşi günden güne yükselip aydınlanarak dünyayı tuttu.


Bu yazı Bayatlı Mahmud oğlu Hasan'ın Câm-ı Cem-Âyîn kitabından alıntıdır....


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Osmanlı'nın Şeceresi
MesajGönderilme zamanı: 16.03.09, 14:15 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Resim

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye