Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Sultan Abdulhamid: "Düşmanlarımla dövüşerek öleyim!”
MesajGönderilme zamanı: 20.09.09, 20:38 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
"Bana bir silah veriniz düşmanlarımla dövüşerek öleyim!”

İsmail Küçükkılınç


Yazımızın başlığı, tahttan indirildikten sonra Selanik’te Alâtini Köşkü’nde siyasi sürgün olarak yaşayan Sultan Abdulhamid’in, Balkan Harbi’ndeki hezimetle kısa zaman zarfında Selanik’in elden gitmesi aşikâr ve an meselesi olduğundan kendisini padişah ve hükümetin kararı ile İstanbul’a götürmek üzere gelen heyete verdiği cevaptır.

Bu anekdotun kıymet ve ehemmiyeti, bunu tarihe armağan eden zatın şahsiyeti ile de alakalıdır. Bu zat, 1908’de yeniden ilan edilen meşrutiyetin beyannamesini kaleme alan, Abdülhamid, Selanik’e sürgün olarak gönderildiğinde muhafazasına memur edilen, bilahire İttihat Terakki Cemiyeti’nin katib-i mes’ulü, imparatorluğun dâhiliye nazırı, cumhuriyetin dâhiliye vekili, başvekili ve meclis reisi olan Ali Fethi Okyar’dır. Anekdot da Okyar’ın hatıratında geçmektedir (Üç Devirde Bir Adam, Ali Fethi Okyar, Yay. Haz. Cemal Kutay, Tercüman Yay., 1980, s.166)

31 Mart Vak’ası, Abdulhamid’in tahttan indirilmesi ve siyasi sürgün olarak Selanik’e gönderilmesine yol açmış, Hareket Ordusu Kumandanı Mahmut Şevket Paşa, Abdulhamid’i Selanik’e gönderme ve muhafaza görevini Ali Fethi Bey’e vermiştir.

Ali Fethi Bey’in Paris Sefareti Ateşemiliterliği ile görevlendirildiği tarihe kadar ifa ettiği muhafaza vazifesi, aslında Abdulhamid ile ittihatçıların birbirlerini yakından tanımalarına vesile olmuştur.

Ali Fethi Bey, bu zaman zarfında Abdulhamid’in anlatıldığı gibi olmadığını, serdettiği görüşlerdeki vukufiyet ve isabeti takdirle adeta tüm ittihatçılar adına özür dilemek istercesine vazifesinden ayrılacağı gün hürmetle, tazimle ve ısrarla üç def’a mahlû (hal’ edilmiş) padişahın elini öpmüş, ‘ne ben sizleri, ne de sizler beni tanımamışsınız. Yazık olmuş’ diyen padişah da kendisini alnından öpmüştür.

Bu hadisenin ilginç ve şaşırtıcı yönü ise Ali Fethi Bey’in Selanik’e gidecek heyete dâhil oluşudur. Ali Fethi Bey, muhafaza görevi son bulduktan sonra Paris’e ateşemiliter olarak gitmiş, bilahire yurda dönmüş, meb’us olmuş, Balkan Harbi başladığında askeri vazife talep etmiştir. Bu esnada İttihatçılar, Halaskar Zabitan grubunun baskısı ile iktidardan uzaklaşmış, yerine ittihatçı olmayan Gazi Ahmet Muhtar Paşa ve Kamil Paşa kabineleri göreve başlamıştır. Ali Fethi Bey’den bu heyete dâhil olmasını talep eden de Sadrazam Kamil Paşa’dır. Çünkü önce cephe kumandanlarından Ali Rıza Paşa, Abdulhamid’i getirmek için görevlendirilmiş, ancak “ Benim buradan ölüm çıkar… Kararım kat’idir. Memleket elden gittikten sonra hayatımın ne kıymeti var?” deyip karşısındakine hiç söz hakkı tanımadan mukalemeyi bitirmesi üzerine bu teşebbüs başarısız kalmıştır.

Abdulhamid, Ali Fethi Bey’e, kendisi için ‘tarihe yadigâr’ olacak cevabı verdikten sonra, gerekli izahat üzerine daha fazla ısrarın anlamlı olmadığını anlar, “Ya… Demek o mübarek Rumeli elden gidiyor… Gitmiş bile” der ve dönüş hazırlıkları başlar.

Ali Fethi Bey, Selanik dönüşü, Abdülhamid’in tepkisini soran arkadaşlarının, merdane cevap karşısında mahcup olduklarını, özellikle Talat Bey’in çok müteessir olduğunu belirtir.

Ali Fethi Bey’in naklettiği anekdot, sair vak’alar ve imparatorluğun yaşadığı gaileler nedeniyle İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelenleri herhangi bir müşkül vaziyette ilk çare olarak Abdülhamid’e müracaatı düşünürler. Balkan Harbi’nin sonuçları münasebetiyle vaki bir toplantıda Cavit Bey şunları söyler: “Sultan Hamid’i hususi olarak ziyaret edelim, fikirlerini alalım. Zannediyorum ki en doğru yolu gösterir.” Talat Bey’in ilk zamanlar Abdülhamid’i ziyaretten uzak durmasını Ali Fethi Bey şöyle izah eder: “ Talat’ın o masum, her zamanki samimi ve içten gözleriyle uzun uzun bana baktığını hatırladım. Bu bakışta âdeta ‘-Ne yüzle gideyim? Seni tahttan indirdikten sonra bak neler oldu?’diyebilmenin hicabını görmedim değil!”

Abdulhamid ile İttihatçılar, birbirlerini anlamadan düşman olmuş, ancak hassaten özellikle İttihatçılar, Abdulhamid’i, imparatorluğu ve yönetim mekanizmasını yakından tanıdıklarında tatbik ettiği siyasi ve idari tarzın parçalanmayı önlemeye yönelik olduğunu kabul etmişler, pişmanlıklarını her surette izhardan çekinmemişlerdir. Çünkü Abdulhamid tüm iktidarı boyunca bir defa savaşa karar vermiş, 1897 yılında vuku bulan bu savaşta da Osmanlı Ordusu Yunanlıları yenmiştir.

Meşrutiyetin ilanında sergilediği çaba ve üstlendiği vazifeler ile bulunduğu mühim mevkiler gereği ittihatçıların en önemli simalarından olan Ali Fethi Okyar’ın belki de yakın dönem tarihimizin birinci elden, olayların içinden, hataların ve pişmanlıkların namuslu bir şekilde itiraf ve nedamet hislerinin ızharı ile müzeyyen oluşu gibi hususiyetleri ile tartışmasız ve en önemli kaynaklarından olan hatıratının en önemli özelliği, Abdulhamid ile ittihatçıların geçmişe sünger çekme arzularını net bir şekilde ifade etmesidir.

Bu hatırat, en azından Abdulhamid’in ittihatçılara öfkesinin geçtiğine ve onları evlatları olarak görüp yardım için ne zaman istenirse hizmete amade olduğunu kaydetmesi bakımdan dikkate değerdir.

Müşterek kaderleri olarak biri ‘Kızıl Sultan’, diğerleri ‘katil sürüsü’ iftirasına maruz kalan Abdulhamid ve İttihatçıların tüm yanlışlarına rağmen çabaları imparatorluğu dağılmaktan, vatanı parçalanmaktan korumaktı. Abdulhamid’in sergilemiş olduğu tehevvür de elden gitmemesi için yıllarca çırpındığı Rumeli içindi. Ali Fethi Okyar’ın hatıratında da bolca anlatılan olaylarda da görüldüğü üzere ne zamanki İttihatçılar, gerçeklerle yüzleştiler; Abdulhamid’den özür dilediler. Abdulhamid de onları affetti, anlamaya çalıştı ve yardımcı olmaya çalıştı.

avkucukkilinc@hotmail.com


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye