Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: CİHAD / M. Sâmi Ramazanoğlu
MesajGönderilme zamanı: 01.06.10, 08:33 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
CİHAD

M. Sâmi Ramazanoğlu

Cihad kelimesi cehd'den müştaktır. Cehd meşakkat demektir. Şerîat örfünde cihad, Allah adını yüceltmek için Cenab-ı Allah'ı inkar edenlerle savaşmaktır.

Allah yolunda cihad, nefs ile de olur. Nefsi fazilet dairesinde idareye, rezaletten vikayeye çalışmak da bir cihaddır. Bu cihadın faziletli hamleleri de, nefsin şöhret yollu temayüllerine muhalefettir. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz hicretten evvel Mekke'de iken Kureyş müşriklerinin her türlü işkencelerine uğradıkları ve bir kısım Ashab-ı Kiram da Habeşistan'a hicrete mecbur olduğu halde bütün bu tahammül-fersa hallere karşı sabır ile iktiham ediliyordu (göğüs geriyordu).

Medine-i Münevvere'ye hicret edildikten sonra Resûl-ı Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri tedafüi harb ve cihad ile me'mur oldu. Mütecaviz düşmana karşı harb ve kıtale başlandı. Sonra eşhür-i hurumun haricinde (haram ayların dışında) tecavuzi cihad da mubah oldu. En sonra mutlak ve umumi surette müşriklere karşı cihad edilmesi emrolundu.

Cihad bazı ahvalde farz ı ayındır. Nefîr-i âmm halinde bütün müslümanların, devlet tarafından vuku' bulan cihad da'vetine icabet etmeleri vacibdir. Bu vücub, müslümanların vatanına düşman tecavüzü ve yahut bir müslümanın esareti ve esaretten kurtarılması me'mul bulunması gibi hallerde tahakkuk eder. Bunlardan başka hallerde farz-ı kifayedir.

Allah Teala şöyle buyuruyor

"Allah mü'minlerden -cennet kendileri için bir hak olmak mukabilinde- canlarını ve mallarını satın aldı. Mü'minler Allah yolunda çarpışırlar da kah öldürürler, kah öldürülürler. Her iki halde Allah Teala, Tevrat'da, İncil'de, Kur'an'da (cenneti mücahidlere vermeyi) deruhde buyurup bir hak olarak va'd etti. Allah'dan ziyade kim ahdını yerine getirir. Şu halde (mü'minleri) akdettiğiniz şu bey'inizden dolayı sevininiz! İşte şu (bey') o büyük necat ve selamettir. Mü'minler tevbe ederler, ibadet ederler, hamd ederler, oruç tutarlar, rükû'a varırlar, secde ederler, taatı emredip günahdan nehyederler ve Allah'ın hududunu muhafaza ederler. Habibim sen o mü'minleri mujdele!" (Tevbe, 111-112)

Şarih Aynî bu ayetin nuzulüne sebeb olarak Muhammed İbn-ı Ka'b'dan şu vak'ayı naklediyor:

Abdullah İbn-i Revaha Hazretleri, Akabe gecesi Resûlullah'a:

- Ya Resûlallah! Medine'ye hicret buyurmayı bize va'din mukabilinde Rabbın ve kendin için ne dilersen onu şart kıl demişti. O da:

- Rabbim için diyeceğim şart, onun varlığını ve birliğini tasdik edip hiç bir şeyi ona şerik kılmamanızdır. Kendim için de canınızı, malınızı esirgediğiniz her fenalıkdan beni de muhafaza etmenizi şart kılarım, buyurmuş. Bunun üzerine Akabe bey'atinde bulunanlar:

- Biz bu vazifemizi yerine getirir isek mukabilinde bize ne var? diye sormuşlar. Resûlullah da:

- Cennet, buyurmuş, Akabe bey'atinin aziz sîmaları:

- Bu, kazançlı bir alış veriş. Biz bundan ne cayarız, ne de cayılmasını isteriz, demişler. Bunun üzerine "Allah mü'minlerden canlarını mallarını satın aldı" mealindeki ayet-i kerime nazil olmuştur.

Yine ayeti celilelerde şöyle buyuruluyor:

"Muhakkak Allah Teala muhabbet eder o kimselere ki onlar birbirlerine rabtolunmuş binalar gibi saf oldukları halde fisebilillah düşmanla harb ederler "(Saf ,4)

"Peygamberim! Allah yolunda katlolunan o şehidleri sakın ölmüştür sanma! Belki onlar Allah'ın kereminden ihsan buyurduğu nimetlerle merzük ve mesrur olarak Rabbleri yanında hayattadırlar. Bunlar arkalarından şehid olarak kendilerine ulaşmayan mücahidler hakkında da "onlara asla korku yoktur. Onlar hiç bir veçhile mahzun da olmayacaklardır" diye müjdelenirler. Yine böyle, Allah tarafından şehidlere verilen büyük nimeti, bol ihsanı var ve Allah mü'minlerin ecrini asla gaib etmeyecek diye müjde alırlar." (Al-i İmran, 169-171)

Bu ayet-i celîlenin nüzulüne sebeb: İbn-i Abbas -radıyallahu anh-'ın rivayetine göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz şöyle buyurdu:

- Ashabım! Din kardeşleriniz Uhud harbinde şehid düşünce Allah onların ruhlarını yeşil kuşlar halinde yarattığı bir takım şekillere koydu. Şimdi onlar cennet ırmaklarına varıp sulanırlar. Cennet meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altın kandillere konup rahat ederler. O Şehid ruhları böyle yiyecek ve içecek alemini, barınacak güzel bir hab-kâhı (istirahatgahı) bulunca:

- N'olaydı din kardeşlerimiz Allahın bize ihsan ettiği ni'metleri bilseydiler. Kardeşlerimizin cihad ve gazadan çekinmeleri ve bu mukaddes vazifeyi başkalarına bırakmamaları için bizim hayat ve saadetimize vakıf olmalarını çok temenni ederdik, dediler.

Bunun üzerine Allah Teala: "Bu arzunuzu kardeşlerinize sizin namınıza biz yetiştiririz" diye yukarıdaki ayet-i celileyi inzal buyurdu.

M. Sâmi Ramazanoğlu

ALTINOLUK DERGİSİ

1996 - Mayis, Sayı: 123, Sayfa: 027


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye