Ubeydullah Ahrar Hz.leri, büyük Mürşid-i Kamillerdendir. Mübarek, daha çok devlet erkanıyla görüşür, halleşir, onlara yol ve yöntem gösterir imiş. Haricindeki dervişlerle çok az ilgilendiği, çoğu zaman da hiç ilgilenmediği nakledilir. Hatta anlatılır ki bu halden pek çok kimse mahzun olur, boynu bükük ayrılır gidermiş. Bir dem geliyor, mübarek sohbet edip duyuruyor ki:
"
Bizi ziyarete geldiğinizde zahiren ilgilenmesek de mahzun olmayınız. Mürşid-i Kamilin batınından istifade edemeyen zahirinden hiç istifade edemez.."
Yani ne demek... Mürşid Mürid ilişkisi asıl olarak kalbidir. Muamele batındadır. Mürid Mürşidini unutmadığı müddetçe onu kendi bileceği bir şekilde en güzel yolla yetiştirir, yönlendirir, yol gösterir. Amenna ve saddakna.
Esasen uzaklık bir zandır. Bilen için Mürşid ile mürid arasında uzaklık olmaz. Ne kadar yakın görürsen o kadar istifaden artar ve edebin olur. Niye? Çünkü, ayılmak gafletten kurtulmak İlahi yakınlığın idrakiyledir. "
Nahnu akrebu" "
Biz kulumuza şah damarından daha yakınız"... İlahi yakınlığın sırrı da ancak ve ancak Mürşid-i Kamil ile anlaşılır ve yaşanabilir. Uzaklıkları perdeleri eritip yok eden Mürşid-i Kamillerdir.
Necip Fazıl merhum anlatmıştır: Abdulhakim Arvasi Hz.lerini yeni tanıdığı sıralar... Şeyh efendisine Diyor ki "efendim, sizinle sık sık görüşmek isterim. Mümkün olacak mıdır?"
Arvasi mübarek buyuruyorlar: "
Bizi ne zaman görmek dilersen, gözlerini yum yeter."
İşte Rabıta ve murakebe bu düşünceler ile gelişir. Bunun delili de vardır: Mübarek peygamberimizden Yusuf As., Züleyha Sultanla o odada yalnız olduklarında, Züleyha validemiz, Yusuf As'a baskı yapıyorlar. Onu kandırıp cebredip vuslat olmak için bastırıyorlar. En tehlikeli anında duvardan Yakup As.'ın sureti görünerek "
çek elini Yusuf" diye ihtar ediyorlar. O suretin görünmesiyle mübarek Yusuf efendimiz düşüp bayılıyorlar. Ayıldıklarında odadan kaçacaklar. Züleyha validemiz, odadan kaçmasını engellemek için çekip arkasından Yusuf As'ın gömleğini yırtıyorlar. Hadise malumunuzdur.
İşte bu Mürşid Mürid ilişkisinin bir delilidir. Zahirde Yusuf As. nerde, Yakup As. nerde? Hatta ayrılığından dolayı ağlaya ağlaya gözlerinden oluyor Yakup As. Zahirde ayrılar ama, maneviyatta birbirleriyle.. Mürşid-i Kamil ile müridleri de öyledir. Duvardaki suret ise Rabıtadır.
Kısaca, zaman zaman en azından 3 ayda, o da olmadı 6 ayda, o da olmadı en azından senede bir Mürşid-i Kamil'i ziyaret etmek gerekir. Fakat kalabalık ve kendileriyle ilgilenilmiyor diye kimse mahzun olmamalı. Dediğimiz gibi esasen uzaklık diye bir şey yoktur. Yeter ki Mürşid-i Kamili iyi sevelim, iyi tanıyalım, verdiği görevleri inşallah canla başla yapalım. Aksatmayalım. Günlük olarak en azından 5-10 dakika da olsa Mürşid-i Kamilin huzurundaymış gibi bir hal takınıp öyle tefekkür edelim. Bunu ne kadar artırırsak o kadar kârdır ve o kadar süratli bir terakkidir. Bu tatbikatla ziyaret etmediğimiz zamanlarda da ziyaret etmiş gibi olacağız inşallah.
Allah Teala, söylediklerimizi başta nefsime yaşamak nasip eylesin. Sözünde bırakmaya...
