Ali Haydar Efendi Hazretleri Hatm-i Hacegandan sonra bir aşrı şerif okuturdu.Sonra Kuran'ı Kerimi eline alır nereden okuduğunu sorardı.O da işte şu ayetin şurasından okudum deyince ''niçin oradan okudunda başka yerden okumadın.30 cüz Kuran bittide burası mı kaldı?'' diye sorardı.
Okuyan da:''Mevla Teala orayı hatırlattı bana, onun için oradan okudum'' derdi.O zaman Ali Haydar Efendi Hazretleri:''Bende senden bu cevabı bekliyordum.Şu mubarek mekanda Cenab-ı Hak bu mubarek ayetleri okuttu.Şimdi bende bunları açıklayacağım, sanki şimdi yeniden nazil olmuş gibi dinleyelim.'' buyururlardı.
Bizde Hatmi Hocadan sonra, bir aşrı şerif okuyoruz, neresi okunuyorsa acizane orasını açıklıyoruz. Ne zaman ki kıble Mescid-i Aksa idi.Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelinceye kadar ve geldikten epey sonraya kadar o tarafa doğru kılınıyordu.Efendimiz arzu ediyordu ki kıble, Beytullah'a dönsün.Tabi ki bunu Cenab-ı Hak hatırına getirmişti.Çükü Kabe-i Muazzama, ceddi İbrahim (aleyhisselam)ın kıblesi ve iki kıblenin en eskisiydi.
Kabe-i Muazzama, arapların iftihar vesilesi, emniyet, ziyaret ve tavaf yerleri olduğu için Kabe-i Muazzama'ya dönmek araplar için daha teşvik ediciydi.
Aynı zamanda Kabe-i Muazzama'ya dönmekte, Yahudilere muhalefet te vardı.Zira Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların kıblesi olan Mescidi Aksaya doğru kıldığında :''O, bizim dinimize muhalefet ediyor.sonra kıblemize tabi oluyor.Biz olmasak nereye döneceğinide bilmeyecek'' diyorlardı.
O zaman Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mescid-i Aksaya doğru yönelmeyi istemedi ve Rabbinin O'nu Kabe-i Muazzama'ya doğru döndürmesine dair kalbinde bir arzu vuku buldu.Bu hususta bir vahiy beklediğinden çok kere yüzünü semaya çevirirdi.Bunun üzerine Mevla Teala şu ayeti inzal buyurdu.
''(Ey habibim!biz senin yüzünün (vahiy bekleyerek sık sık) semaya doğru çevrildiğini muhakkak görüyoruz.Vallahi elbette şimdi biz, seni razı (hoşnud) olacağın bir kıbleye muhakkak çeviriyoruz.Artık sen (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına (Kabe'ye) çevir.''(Bakara Suresi:144)
Bu defa ehli kitap mücadeleye başladılar.Nasıl olurda kıble yerinden dönermiş.Böyle şey olur mu?O vakit Cenab-ı Hka şu ayeti celileyi inzal buyurdu.
''İnsanlardan (yahudi ve müşriklerden) bir takım sefih (cahiller) yakında: ''Onları üzerinde bulundukları kıblelerinden çeviren sebep nedir?''diyecekler.Sen o süfehaya (akılsızlara) deki:''Meşrik (doğu) ve mağrib (batısıyla bütün kürrei arz) Allah'ındır.O, dilediğini dosdoğru bir yola hidayet eder.''(Bakara Suresi-142)
Cenab-ı Hak kıble için mücadele verenleri sefihlikle andı, onlara ahmak dedi.
Siz Allah'ın işine ne karışyorsunuz.Allah'u Teala bilmiyormu ki, kıble neden döndü, neden dönmedi.İşte bugün okunan aşr-ı şerif de buna tam cevap olarak indirildi.DERS AYETİ MEALİ ŞERİFİ (Bakara-177)
''Birr (iyilik ve takva), yüzlerinizi (namazda) doğu ve batıya doğru çevirmeniz değildir.Fakat birr (asıl iyilik) Allah'a, ahiret gününne, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman eden,malı(anı Allah) sevgisiyle (veya mala olan sevgisine rağmen) karabet sahiplerine, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve (köle ve esirlerin) boyunlar(ını azad etme hususun)da veren, namazı (nı) dosdoğru kılan, zekatı(nı) veren; birde muahede yaptıklarında ahitlerini yerine getirenlerdir.Sıkıntıda, hastalıkta ve muharebenin kızıştığı zamanlarda (sabredenlerin takvasını özellikle överim).İşte sadık (iyilik iddiasında doğru) olanlar onlardır.Ve mütta ki olanlarda ancak onlardır''.
Şimdi ayeti kerimenin izhatına geçelim.
''Sofuluk, takva sahibi olmak yüzleriniz doğuya ve batıya çevirmenizle değildir''
Yani Mevla Teala buyuruyor ki:''Ey yahudi ve hıristiyanşar'Niçin bu iş üzerine duruyorsunuz?Peygambere iman etmiyorsunuz, dinin hiçbir emrini yapmıyorsunuz.Kıbleyi konuşmakla işin biteceğini sanıyorsunuz.İnsanı cennete ve cemalullaha kavuşturacak birr (iyilik, hayır, takva) dır.İbadet esnasında şarka garba dönmek değildir.
Ayeti celilede geçen ''meşrik'' den maksad, nasaranın kıblesidir.''Mağrib'' den maksad ise Yhaudilerin kıblesidir.Zira yahudiler Mekke ufkunun batı tarafına düşen Beyt-i Mukaddes'e doğru, Hıristiyanlar ise doğuya doğru kılardı.
İşte bu ayeti celilede Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kabe'ye döndürüldüğünde ehl-i kitabın çok itiraz etmeleri ve her taifenin diğerini reddederek birr ve takvayı sadece kendi kıblelerine yönelmeye bağlamaları üzerine, onların hepsini reddetmek için nazil olmuştur.
''Ancak birr (asıl iyilik, insanı cennete ve cemalullaha kavuşturan takva) Allah'a iman edenin takvasıdır.''
Siz Allah'a (Celle Celaluhu) imanınızı doğru dürüst yapmadınız.Ey yahudiler ve Hıristiyanlar!İman olmadıktan sonra ne tarafa dönseniz fayda yok.Şu halde asıl iş o kimsenin işidir ki Allah'a (Celle Celaluhu) iman etti.
Allah-u Teala Hazretlerine iman edebilmek için evvela onu bilmek lazımdır.Allahu Teala hazretlerini bilmek ise indirmiş olduğu Kur'an-ı, Kuran'ın tercümanı olan Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den veya Peygamberimizin varislerinin birinden öğrenmekle, Kuran'ı Azimüşşan'ı tekrar tekrar okumakla, müzakere etmekle, zikrullaha çalışmakla, farzları, vacipleri, sünnetleri, müstehapları, edepleri yerine getirmekle, haramlardan ve mekruhlardan kaçınmakla olur.
El Hac Mahmud El Ofi K.s
_________________ Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |
|