Mevlana Șeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya
Perşembe, Ekim 1, 2009
Lefke, Kıbrıs
ISLAM HAKIKATLARLA DOLUDUR
Bizi kabul et, biz çok faydasız. Ey Allahim bizi affeyle, bizi affeyle, O en Mübareğin hürmetine, o en Sevgilinin hürmetine. Sen bizim rabbimizsin. Ya Rabbena. Bütün övgüler, bütün nurlar, bütün şanlar sanadır Ey Rabbim. Biz sana teslim oluyoruz. Ve itaatsız nefsimizi senin ilahi hizmetine sunuyoruz. Ey Rabbim, bizi affeyle ve daha çok güç ver.
“ Elfu Selat Elfu Selam Aleyke Ve Ala Alike Ve Ashabike Ve Esvaike Ya Rasurullah, Minel Nebiyin Vel Murseliyin , Selavullahi Selamu Aleyke Ve Ala Alike Ve Aleyhim Ya Rasurullah. Bize şefaatini ve.
Biz birşey bilmeyiz. Biz zayıf kullarına bu dünyayı titret, titret. Batıl adındaki herşeyi helak etmeni istiyoruz. Bu bizim tek hedefimiz, hiç değişmeyen hedefimiz, batılı ve şeytanın saltanatını düşürüp ayağımızın altına almaktır. Ey Rabbim, bizim zayıf yalvarışımızı kabul eyle. Biz birşey değiliz. Bizi destekle. Ey Rabbim sana hitap edip bizi destekle demeye utanıyorum.
Ey Rabbim, tek ancak tek, zayıf bir varlık, şeytan ve takipçilerini helak edebilir. Utanıyorum ama sen Âlemlerin Rabbisin onun için sana hitap etmekten gurur duyuyorum. Ey Rabbim.
Ey insanlar. Ey insanlar, ben zayıf bir kulum. (gözlük takıyor). Bazı insanlar bana der ki, gözlük takta en küçük şeyi gör. O batılı helak edip herşeyi değiştirsin. Bakıyorum nerde diye. Büyüklerden birisi bana hitap ediyor, “ Bu gözlükten görürsün”. Gözlükten bakıyorum ve fark etmez diyorum. Eğer Allah (cc) kuluna birşey göstermek isterse bu çok kolaydır, gözlükle veya gözlüksüz gösterir.
Sonsuz şükürler Rabbimedir ki, o beni hiç böyle aletlere ihtiyaç duydurmamıştır. Elhamdülillah. Sayısız, sonsuz şerefler, benim zayıf arzum bana ikram ettiğini benden almadı. Bunu söylemek içinde af diliyorum. Bu çok kötü bir iddiadır, Rabbin sana ikram ettiğini geri aldı demek. Estağfurullah. Bizi affeyle ey Rabbim. Sen kuluna birşey verirsen, geri almazsın ama kapatırsın.
Ey insanlar, doğudan batıya, dinleyin! Önce kirli nefsime bağırıyorum. Kabul etmeliyiz ki, nefislerimiz kirlidir, belki en kirli olandır. Nefis. Nefislerimiz kirlidir. Yaratanımız nefsimiz hakkında der ki; en kirli olan, disiplin kabul etmez, en cüret sahibidir. O kadar kirlidir ki, yaratana karşı gelir. Yaratanı Allah (cc)’dır. Kirlilik nerden gelir?
Ey insanlar, eğer kendinizi günde bir kere değil, 70 kere bile yıkasanız, banyo yapsanız, temizleyemezsiniz. Nefsini eğitirsen onu aşağı düşürürsün. Âlemlerin Rabbi, Subhanehu Ve Teâlâ, bütün övgüler ve şanlar O’nadır. O herşeyi ilahi kitaplarda ifade eder. İlahi kitaplar. İlahi haberler.
Ey insanlar, ben birşey değilim ama bazı ilimlerin pınarlarına girmek için acele ediyorum. Ben ilahi okyanuslara girerim diyemem ama çok çok çok küçük bir pınara ulaşmaya çalışıyorum. Ayağımı basmaya çalışıyorum. Yeni bir güç almak için, bu yeni bir hayat, yeni ilahi destek demektir. Ben o kadar acele ediyorum ki ulaşmak için. Manevi varlığım içine girmek istiyor. Onun için bugünde Rabbimden, Rabbimden, Rabbimden af diliyorum.
Başlamak için o kadar acele ettim ki, o ilahi ilim pınarlarına zıplamak istedim. Ve “Euzubillahimineşşeytanirraciym “ ‘ı çok geç söyledim. Ama onlar beni konuşturdular ve durduramadım çünkü edebimi korumam gerekiyordu. Edep, ilahi protokol. İlkönce yanlışlıklardan, kötülüklerden ve şeytandan kaçmamız gerekiyor. İlkönce bunu yapmalıyız. Şeytanlar var mı bakayım (gözlük takıyor).
Gelen ateşe yaklaşmayın, insanları veya cinleri yakar. Yaklaşmayın! Burası korunmuş alandır, ey kötüler, burada yaşayamazsınız! Büyüklerim aracılığınla göklerde gelen nur onları yakar. Kuranı Kerimde yazdığı gibi; eğer kötü bir ruh, bu demektir, cinler, yerlerde koşarlar, göklerin ilk seviyesine ulaşmak isterler orada ne söylendi diye. Ama ilahi emirlerle, ilahi bölgelerin etrafında o kadar çok bekçiler vardır. Bekçiler. Şeytanın orduları oraya girmek isterler ama onlar şehab tarafından atılırlar.
Bazen insanlar gece bir yıldızın koşup bittiğini görürler. Onlar yıldız değil. Kuranı Kerimde yazdığı gibi; onlar kötü ruhlara ve şeytanın takipçilerine atılan taşlardır, onları uzaklara atmak için.
Burada en Şerefli Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in şerefine oturuyoruz. Seyyidina Muhammed (s.a.v.). Selefilere, Vehhabiler karşı ayağı kalkıyorum, 70 seneden daha fazla, daha fazla ve daha fazla, ta ki kıyamet gününe kadar. Bu bana şeref verir. Allah (cc) bana hiç bir zaman sormaz, neden en sevgili kulumun adını andığında ayağı kalktığımı. Sorarsa derim ki; “ Ey Rabbim, sen ona en çok şerefi verdin, ben nasıl otururum”. Oturamam. Ey Allah (cc) ‘im beni affeyle.
Zannediyorlar ki burada tiyatro yapıyoruz. Hayır! Bu göklerin ilahi bekçilerin hareketlerinin görüntüsüdür, o insanlara karşı, onlar en yüksek şerefini vermezler O’na, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) . Bir daha…(ayağı kalkıyor). Bir daha kalkarım 70 kere daha kalkarım, 70 milyon kere daha kalkarım, o kişinin şerefine. Ey insanlar, ayağı kalkın!!!
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) , en sevgili olan ve onun yavar (arapça). Bir kral yürürken yanında resmi bekçileri olur kılıçlarınla şeref verirler. O akilsiz vehhabiler ve selefiler, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bekçisiz gezdiğini zannederler. Onun ilahi bekçileri vardır. O nereye giderse onlar ordadır. Allah (cc) Allah (cc) .
Ve diyoruz ki; “ Bismillahirrahmanirrahim”. “ Bismillahirrahmanirrahim” dememiz gerekir. “ Bismillahirrahmanirrahim “, ” Bismillahirrahmanirrahim “ . Rabbim bize “Bismillahirrahmanirrahim” ‘in şerefini ve kuvvetini giydir.
Ey insanlar duyun ve dinleyin. Dinleyin ve itaat edin ve manevi emirlere ve maneviyata inanın. Siz ilahi kuvvetlerden şekil’e geldiniz. Zannetmeyin ki hareketiniz, gitmeniz, gelmeniz, bakmanız, duymanız, konuşmanız kendi kendinizedir. Hayır. İlahi kuvvetler sizi kuşatır. Onun için beni konuşturuyorlar. Ve ben “ Bismillahirrahmanirrahim “ demek istiyorum.
“ Bismillahirrahmanirrahim “ ‘in her birinin bilinmeyen okyanusları, sonsuz okyanusları vardır. Oraya “Bismillahirrahmanirrahim “ demekle girersin. “ Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim “ dersen sana açılış gelir.
Ey insanlar, ey kardeşlerim ve bacılarım veya torunlarım. Dedelerim demiyorum çünkü ben çok insanin dedesi olurum. Ama anlaşılmak için soyluyorum. Ey benim etrafımı saran insanlar. Şeyh ne söyleyecek diyen insanlar. Sorun ki; o yaşlı kulu kim bize konuşturup hitap ettiriyor? Kimdir o kişi? Ben diyorum ki ben birşey değilim.
“ Oooooo…” Bütün ilahi huzurdaki şan ve şeref tek bir kişiye sunulmuştur. Ona ikram edilmiştir. Bir gece, miraç gecesinde, Cebrail a.s. onun elini tuttu ve uçtular. Bizim gibi uçmadılar. Allah (cc) Allah (cc) SubhanAllah. Onların uçması bizim bedenimizin hızından daha cok hızlıydı. 7 göklerin bir makamından öbürüne bir göz açıp kapana kadar uçtular. Cebrail a.s. ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) durdular. Orada bir tören vardı. Geniş ulaşılmaz sıralar vardı. Onların kolları vardı ama onların kolları bu dünyadaki kirli insanların kolları gibi değil. Hayır. Özel kollar. Onlar çok hızlı geçerlerdi. Her sıranın sonu görünmezdi, rüzgâr gibi geçerler ve selam verirler. Bu tören kime diye soruyorum. Vehhabiler ve selefilere soruyorum, bu tören kime? Törenler sadece sizin krallarınıza veya sultanlarınıza mı? Seçilmiş olanlara tören olmaz mı?
Her peygambere bir tören yapılır. En Şanlı tören Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e. En şerefli kişi, en sevgili kişi. Cebrail a.s. geldi dedi ki; “Ey Rabbimizin en sevgilisi, onları selamla, onlar seni selamlıyor. Bu tören senin şerefinedir.
Ey doktorlar. Yeni doktorlar. Siz doktorsunuz, böyle şeyleri ilahi kitaplarda bilir misiniz? Ancak dersiniz,” biz PhD’iz, biz doktoruz, filosofi doktoruyuz”. Mutlu olmazlar ama yinede İslam doktoruyuz derler. “ Evet, bizim Sorbondan sertifikamız var PhD doktoru olmak için.” “ Ben filosofi doktoruyum, İslami filosofi hakkında birşey öğrendim.” Derim ki ; “ Söylediğini duyuyor musun, duymuyor musun?
İslamda filosofi olmaz, yanlışsınız. İslam hakikatler getirir, sizin hayal ettiklerinizi değil. Biz sizin hayallerinizin getirdiklerini hiçbir zaman kabul etmeyiz. Biz, ilahi varlıkların ve dünya varlıkların İslami hakikatlerini kabul ederiz. İslam hakikatlerle dolu gelmiştir. Tamamlanmış. Mükemmel hakikatler.
Hak, hakikat, doğrular göklerden. Batılda filosofların hayalidir. Onun için kimse filosofiyi kabul etmezler. Taklit unvanlarla, doktoruz, filozofuz diyenlere şeref verilmez. Doktor veya filozofun değeri birşey değildir. Âlim veya Kuranı Kerimin hakikatlerinden eğitilmiş kişi olmaya çalısın. Bu size şeref verir.
Ama simdi insanlar sorbon’a veya karbon’a veya toronto’ya veya maronto’ya veya cambridge’e, oxfort’a, foxfort’a giderler. Foxfort da vardır. Berlinde çok ünlü bir din akademisi vardır, değeri yok. İslamın getirdiğinin değeri vardır. Islama gelin ve hakikatlere bakın. İslam ne ve hangi hakikati getiriyor ona bakın. Bakarsanız anlarsınız. Nefsinizi, nefsanî düşüncelerinizi ve fikirlerinizi tekmeleyip atarsınız.
Ey insanlar. “ Marhaban”, “ Marhaban”, “ Marhaban”, “ Ya Marhaban”. Ey dinleyicilerimiz, beni dinlemiyorsunuz. Bir zayıf kulu dinlemiş olsaydınız her zaman fakir kalırdınız. Ama göklerin ilimlerinden bir temsilciyi dinlerseniz, size öyle bir ilim gelir ki, kimse ne o ilime ulaşabilir ne de anlayabilir. “ Evet beyim. “
Ayağı kalkıyoruz Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e, en sevgiliye. İlahi taht tarafından tören verilmiştir o en sevgiliye. O herşeye kadir olanın mutlak temsilcisidir. Bu tören onun için. Bütün peygamberler göklerin daha yüksek makamlarına ulaşırken onlara selam ve karşılama yapılır. O dev törenler kime verilir? O selamı kime veriyorlar? Ey sevgili, ey Rabbim, bu senin şerefine. (Cebrail a.s. soyluyor) 50 bin senedir ben buradayım. Yaratıldığım günden beri bakıyorum birisi için bu tören halen devam ediyor, şimdi anladım ki bu kişi sensin Ya Muhammed (s.a.v.) !!! Maşallah. Maşallah.
Ey insanlar onun zamanında yaşadığınız için mutlu olmayız. Kıyamet gününde gelecek. Ey insanlar onun ümmeti olduğunuz için mutlu olun. Ve sonsuz sevginizi, saygınızı, âlemlerin rabbinin katında en şerefli olana verin. Âlemlerin Rabbinin ilahi huzurunda evvelden ahire tek olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.) ‘in hakiki varlığıdır. Kimse giremez oraya. Başka kimse. Allahu Ekber. Allahu Ekber.
Ey Rabbimiz bize biraz anlayış ver. İlahi anlayış. Ama bu iyi bir işarettir ki, bu sene bütün dünyaya hitap etmek en zayıf kulu tayin ettiler. Sonsuz okyanusta bir damla kadar bazı hakikatleri bildirmek için. Yaptığımız budur, başka birşey değildir.
Ey insanoğlu mutlu olun! Ey insanoğlu şerefli olun! Ey insanoğlu şanlı olun. Ey insanoğlu sevgili olun Rabbimizin en sevgilisinin ilahi huzurda. O Rabbini temsil eder ona en yüksek saygınızı tutun. Ve ona en yüksek saygınızı ve en derin sevginizi, en derin şerefinizi verin.
Bu büyük şeyhimizden anladığımız size konuşmak için. Bu iyi bir işarettir, bu dünya değişmesi gerekir ve değişecektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in hakkındaki her yanlış anlayış düzeltilmeli. Herkes inanmalı ve onu en yüksek takdir etmeli.
Ey insanlar, gelin ilahi huzurda şerefli kişilerden olun. Veya ilahi kişilerin yanında. Allah (cc) bizi affeylesin. Ey insanlar, ben bilmem ama bilmeye ve öğrenmeye çalışıyorum. Ben zayıf bir kulum ama Allah (cc) isterse zayıf bir kul tüm dünya dolu varlıklarını korkutabilir. Derse ki bir karıncaya, bütün dünya sakinlerine karşı tehlikeli ol, o zaman o tehlikeli olur. Ey insanlar. Biz burada saka yapmıyoruz. Hayır. Beni konuşturuyorlar, ben en düşük seviyedeyim olsam bile beni bu sekil konuşturuyorlar. Ben birşey bilmem.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
Herşeye kadir olan Allah (cc) ‘in şarkı dinlemeye ihtiyacı yoktur. Hayır. Allah (cc)’in hakiki varlığı en derin karanlıktadır, kimse giremez oraya. O tektir. Onun için bana söyletiyorlar.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
Eğer bir insan bu ilahi müziği bir saniye dinlese düşer ölür. Çünkü onun ruhu o ilahi şarkılara acele edip, koşup içine girmek ister.
“Dum dum dum dum dum dum dum dum"
Ey papa, büyük müftüler, büyük ulemalar, doğudan batıya, düşünün, durdurun. Düşünün, durun ve dinleyin, kalbinize ne geliyor diye. Ey haham başı ne diyoruz.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
Fatiha
_________________ " Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."
|