Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER [EKİM 2009]
MesajGönderilme zamanı: 06.10.09, 22:59 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER [EKİM 2009]


İNDEKS



Ekim 2009

1 Ekim 2009, Islam hakikatlarla doludur
2 Ekim 2009, Temiz hayat
3 Ekim 2009, Şeref elbisesi giyinin
4 Ekim 2009, İlahi ikaz 1
5 Ekim 2009, İlahi ikaz 2

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER [EKİM 2009]
MesajGönderilme zamanı: 06.10.09, 23:02 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Mevlana Șeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya

Perşembe, Ekim 1, 2009

Lefke, Kıbrıs

ISLAM HAKIKATLARLA DOLUDUR


Bizi kabul et, biz çok faydasız. Ey Allahim bizi affeyle, bizi affeyle, O en Mübareğin hürmetine, o en Sevgilinin hürmetine. Sen bizim rabbimizsin. Ya Rabbena. Bütün övgüler, bütün nurlar, bütün şanlar sanadır Ey Rabbim. Biz sana teslim oluyoruz. Ve itaatsız nefsimizi senin ilahi hizmetine sunuyoruz. Ey Rabbim, bizi affeyle ve daha çok güç ver.

“ Elfu Selat Elfu Selam Aleyke Ve Ala Alike Ve Ashabike Ve Esvaike Ya Rasurullah, Minel Nebiyin Vel Murseliyin , Selavullahi Selamu Aleyke Ve Ala Alike Ve Aleyhim Ya Rasurullah. Bize şefaatini ve.

Biz birşey bilmeyiz. Biz zayıf kullarına bu dünyayı titret, titret. Batıl adındaki herşeyi helak etmeni istiyoruz. Bu bizim tek hedefimiz, hiç değişmeyen hedefimiz, batılı ve şeytanın saltanatını düşürüp ayağımızın altına almaktır. Ey Rabbim, bizim zayıf yalvarışımızı kabul eyle. Biz birşey değiliz. Bizi destekle. Ey Rabbim sana hitap edip bizi destekle demeye utanıyorum.

Ey Rabbim, tek ancak tek, zayıf bir varlık, şeytan ve takipçilerini helak edebilir. Utanıyorum ama sen Âlemlerin Rabbisin onun için sana hitap etmekten gurur duyuyorum. Ey Rabbim.

Ey insanlar. Ey insanlar, ben zayıf bir kulum. (gözlük takıyor). Bazı insanlar bana der ki, gözlük takta en küçük şeyi gör. O batılı helak edip herşeyi değiştirsin. Bakıyorum nerde diye. Büyüklerden birisi bana hitap ediyor, “ Bu gözlükten görürsün”. Gözlükten bakıyorum ve fark etmez diyorum. Eğer Allah (cc) kuluna birşey göstermek isterse bu çok kolaydır, gözlükle veya gözlüksüz gösterir.



Sonsuz şükürler Rabbimedir ki, o beni hiç böyle aletlere ihtiyaç duydurmamıştır. Elhamdülillah. Sayısız, sonsuz şerefler, benim zayıf arzum bana ikram ettiğini benden almadı. Bunu söylemek içinde af diliyorum. Bu çok kötü bir iddiadır, Rabbin sana ikram ettiğini geri aldı demek. Estağfurullah. Bizi affeyle ey Rabbim. Sen kuluna birşey verirsen, geri almazsın ama kapatırsın.



Ey insanlar, doğudan batıya, dinleyin! Önce kirli nefsime bağırıyorum. Kabul etmeliyiz ki, nefislerimiz kirlidir, belki en kirli olandır. Nefis. Nefislerimiz kirlidir. Yaratanımız nefsimiz hakkında der ki; en kirli olan, disiplin kabul etmez, en cüret sahibidir. O kadar kirlidir ki, yaratana karşı gelir. Yaratanı Allah (cc)’dır. Kirlilik nerden gelir?



Ey insanlar, eğer kendinizi günde bir kere değil, 70 kere bile yıkasanız, banyo yapsanız, temizleyemezsiniz. Nefsini eğitirsen onu aşağı düşürürsün. Âlemlerin Rabbi, Subhanehu Ve Teâlâ, bütün övgüler ve şanlar O’nadır. O herşeyi ilahi kitaplarda ifade eder. İlahi kitaplar. İlahi haberler.



Ey insanlar, ben birşey değilim ama bazı ilimlerin pınarlarına girmek için acele ediyorum. Ben ilahi okyanuslara girerim diyemem ama çok çok çok küçük bir pınara ulaşmaya çalışıyorum. Ayağımı basmaya çalışıyorum. Yeni bir güç almak için, bu yeni bir hayat, yeni ilahi destek demektir. Ben o kadar acele ediyorum ki ulaşmak için. Manevi varlığım içine girmek istiyor. Onun için bugünde Rabbimden, Rabbimden, Rabbimden af diliyorum.



Başlamak için o kadar acele ettim ki, o ilahi ilim pınarlarına zıplamak istedim. Ve “Euzubillahimineşşeytanirraciym “ ‘ı çok geç söyledim. Ama onlar beni konuşturdular ve durduramadım çünkü edebimi korumam gerekiyordu. Edep, ilahi protokol. İlkönce yanlışlıklardan, kötülüklerden ve şeytandan kaçmamız gerekiyor. İlkönce bunu yapmalıyız. Şeytanlar var mı bakayım (gözlük takıyor).

Gelen ateşe yaklaşmayın, insanları veya cinleri yakar. Yaklaşmayın! Burası korunmuş alandır, ey kötüler, burada yaşayamazsınız! Büyüklerim aracılığınla göklerde gelen nur onları yakar. Kuranı Kerimde yazdığı gibi; eğer kötü bir ruh, bu demektir, cinler, yerlerde koşarlar, göklerin ilk seviyesine ulaşmak isterler orada ne söylendi diye. Ama ilahi emirlerle, ilahi bölgelerin etrafında o kadar çok bekçiler vardır. Bekçiler. Şeytanın orduları oraya girmek isterler ama onlar şehab tarafından atılırlar.


Bazen insanlar gece bir yıldızın koşup bittiğini görürler. Onlar yıldız değil. Kuranı Kerimde yazdığı gibi; onlar kötü ruhlara ve şeytanın takipçilerine atılan taşlardır, onları uzaklara atmak için.

Burada en Şerefli Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in şerefine oturuyoruz. Seyyidina Muhammed (s.a.v.). Selefilere, Vehhabiler karşı ayağı kalkıyorum, 70 seneden daha fazla, daha fazla ve daha fazla, ta ki kıyamet gününe kadar. Bu bana şeref verir. Allah (cc) bana hiç bir zaman sormaz, neden en sevgili kulumun adını andığında ayağı kalktığımı. Sorarsa derim ki; “ Ey Rabbim, sen ona en çok şerefi verdin, ben nasıl otururum”. Oturamam. Ey Allah (cc) ‘im beni affeyle.



Zannediyorlar ki burada tiyatro yapıyoruz. Hayır! Bu göklerin ilahi bekçilerin hareketlerinin görüntüsüdür, o insanlara karşı, onlar en yüksek şerefini vermezler O’na, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) . Bir daha…(ayağı kalkıyor). Bir daha kalkarım 70 kere daha kalkarım, 70 milyon kere daha kalkarım, o kişinin şerefine. Ey insanlar, ayağı kalkın!!!


" Dum dum dum dum dum dum dum dum "

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) , en sevgili olan ve onun yavar (arapça). Bir kral yürürken yanında resmi bekçileri olur kılıçlarınla şeref verirler. O akilsiz vehhabiler ve selefiler, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bekçisiz gezdiğini zannederler. Onun ilahi bekçileri vardır. O nereye giderse onlar ordadır. Allah (cc) Allah (cc) .



Ve diyoruz ki; “ Bismillahirrahmanirrahim”.
“ Bismillahirrahmanirrahim” dememiz gerekir.
“ Bismillahirrahmanirrahim “, ” Bismillahirrahmanirrahim “ .
Rabbim bize “Bismillahirrahmanirrahim” ‘in şerefini ve kuvvetini giydir.



Ey insanlar duyun ve dinleyin. Dinleyin ve itaat edin ve manevi emirlere ve maneviyata inanın. Siz ilahi kuvvetlerden şekil’e geldiniz. Zannetmeyin ki hareketiniz, gitmeniz, gelmeniz, bakmanız, duymanız, konuşmanız kendi kendinizedir. Hayır. İlahi kuvvetler sizi kuşatır. Onun için beni konuşturuyorlar. Ve ben “ Bismillahirrahmanirrahim “ demek istiyorum.



“ Bismillahirrahmanirrahim “ ‘in her birinin bilinmeyen okyanusları, sonsuz okyanusları vardır. Oraya “Bismillahirrahmanirrahim “ demekle girersin. “ Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim “ dersen sana açılış gelir.



Ey insanlar, ey kardeşlerim ve bacılarım veya torunlarım. Dedelerim demiyorum çünkü ben çok insanin dedesi olurum. Ama anlaşılmak için soyluyorum. Ey benim etrafımı saran insanlar. Şeyh ne söyleyecek diyen insanlar. Sorun ki; o yaşlı kulu kim bize konuşturup hitap ettiriyor? Kimdir o kişi? Ben diyorum ki ben birşey değilim.



“ Oooooo…” Bütün ilahi huzurdaki şan ve şeref tek bir kişiye sunulmuştur. Ona ikram edilmiştir. Bir gece, miraç gecesinde, Cebrail a.s. onun elini tuttu ve uçtular. Bizim gibi uçmadılar. Allah (cc) Allah (cc) SubhanAllah. Onların uçması bizim bedenimizin hızından daha cok hızlıydı. 7 göklerin bir makamından öbürüne bir göz açıp kapana kadar uçtular. Cebrail a.s. ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) durdular. Orada bir tören vardı. Geniş ulaşılmaz sıralar vardı. Onların kolları vardı ama onların kolları bu dünyadaki kirli insanların kolları gibi değil. Hayır. Özel kollar. Onlar çok hızlı geçerlerdi. Her sıranın sonu görünmezdi, rüzgâr gibi geçerler ve selam verirler. Bu tören kime diye soruyorum. Vehhabiler ve selefilere soruyorum, bu tören kime? Törenler sadece sizin krallarınıza veya sultanlarınıza mı? Seçilmiş olanlara tören olmaz mı?



Her peygambere bir tören yapılır. En Şanlı tören Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e. En şerefli kişi, en sevgili kişi. Cebrail a.s. geldi dedi ki; “Ey Rabbimizin en sevgilisi, onları selamla, onlar seni selamlıyor. Bu tören senin şerefinedir.



Ey doktorlar. Yeni doktorlar. Siz doktorsunuz, böyle şeyleri ilahi kitaplarda bilir misiniz? Ancak dersiniz,” biz PhD’iz, biz doktoruz, filosofi doktoruyuz”. Mutlu olmazlar ama yinede İslam doktoruyuz derler. “ Evet, bizim Sorbondan sertifikamız var PhD doktoru olmak için.” “ Ben filosofi doktoruyum, İslami filosofi hakkında birşey öğrendim.” Derim ki ; “ Söylediğini duyuyor musun, duymuyor musun?

İslamda filosofi olmaz, yanlışsınız. İslam hakikatler getirir, sizin hayal ettiklerinizi değil. Biz sizin hayallerinizin getirdiklerini hiçbir zaman kabul etmeyiz. Biz, ilahi varlıkların ve dünya varlıkların İslami hakikatlerini kabul ederiz. İslam hakikatlerle dolu gelmiştir. Tamamlanmış. Mükemmel hakikatler.



Hak, hakikat, doğrular göklerden. Batılda filosofların hayalidir. Onun için kimse filosofiyi kabul etmezler. Taklit unvanlarla, doktoruz, filozofuz diyenlere şeref verilmez. Doktor veya filozofun değeri birşey değildir. Âlim veya Kuranı Kerimin hakikatlerinden eğitilmiş kişi olmaya çalısın. Bu size şeref verir.



Ama simdi insanlar sorbon’a veya karbon’a veya toronto’ya veya maronto’ya veya cambridge’e, oxfort’a, foxfort’a giderler. Foxfort da vardır. Berlinde çok ünlü bir din akademisi vardır, değeri yok. İslamın getirdiğinin değeri vardır. Islama gelin ve hakikatlere bakın. İslam ne ve hangi hakikati getiriyor ona bakın. Bakarsanız anlarsınız. Nefsinizi, nefsanî düşüncelerinizi ve fikirlerinizi tekmeleyip atarsınız.



Ey insanlar. “ Marhaban”, “ Marhaban”, “ Marhaban”, “ Ya Marhaban”.
Ey dinleyicilerimiz, beni dinlemiyorsunuz. Bir zayıf kulu dinlemiş olsaydınız her zaman fakir kalırdınız. Ama göklerin ilimlerinden bir temsilciyi dinlerseniz, size öyle bir ilim gelir ki, kimse ne o ilime ulaşabilir ne de anlayabilir. “ Evet beyim. “



Ayağı kalkıyoruz Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e, en sevgiliye. İlahi taht tarafından tören verilmiştir o en sevgiliye. O herşeye kadir olanın mutlak temsilcisidir. Bu tören onun için. Bütün peygamberler göklerin daha yüksek makamlarına ulaşırken onlara selam ve karşılama yapılır. O dev törenler kime verilir? O selamı kime veriyorlar? Ey sevgili, ey Rabbim, bu senin şerefine. (Cebrail a.s. soyluyor) 50 bin senedir ben buradayım. Yaratıldığım günden beri bakıyorum birisi için bu tören halen devam ediyor, şimdi anladım ki bu kişi sensin Ya Muhammed (s.a.v.) !!! Maşallah. Maşallah.



Ey insanlar onun zamanında yaşadığınız için mutlu olmayız. Kıyamet gününde gelecek. Ey insanlar onun ümmeti olduğunuz için mutlu olun. Ve sonsuz sevginizi, saygınızı, âlemlerin rabbinin katında en şerefli olana verin. Âlemlerin Rabbinin ilahi huzurunda evvelden ahire tek olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.) ‘in hakiki varlığıdır. Kimse giremez oraya. Başka kimse. Allahu Ekber. Allahu Ekber.



Ey Rabbimiz bize biraz anlayış ver. İlahi anlayış. Ama bu iyi bir işarettir ki, bu sene bütün dünyaya hitap etmek en zayıf kulu tayin ettiler. Sonsuz okyanusta bir damla kadar bazı hakikatleri bildirmek için. Yaptığımız budur, başka birşey değildir.



Ey insanoğlu mutlu olun! Ey insanoğlu şerefli olun! Ey insanoğlu şanlı olun. Ey insanoğlu sevgili olun Rabbimizin en sevgilisinin ilahi huzurda. O Rabbini temsil eder ona en yüksek saygınızı tutun. Ve ona en yüksek saygınızı ve en derin sevginizi, en derin şerefinizi verin.



Bu büyük şeyhimizden anladığımız size konuşmak için. Bu iyi bir işarettir, bu dünya değişmesi gerekir ve değişecektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in hakkındaki her yanlış anlayış düzeltilmeli. Herkes inanmalı ve onu en yüksek takdir etmeli.



Ey insanlar, gelin ilahi huzurda şerefli kişilerden olun. Veya ilahi kişilerin yanında. Allah (cc) bizi affeylesin. Ey insanlar, ben bilmem ama bilmeye ve öğrenmeye çalışıyorum. Ben zayıf bir kulum ama Allah (cc) isterse zayıf bir kul tüm dünya dolu varlıklarını korkutabilir. Derse ki bir karıncaya, bütün dünya sakinlerine karşı tehlikeli ol, o zaman o tehlikeli olur. Ey insanlar. Biz burada saka yapmıyoruz. Hayır. Beni konuşturuyorlar, ben en düşük seviyedeyim olsam bile beni bu sekil konuşturuyorlar. Ben birşey bilmem.


" Dum dum dum dum dum dum dum dum "

Herşeye kadir olan Allah (cc) ‘in şarkı dinlemeye ihtiyacı yoktur. Hayır. Allah (cc)’in hakiki varlığı en derin karanlıktadır, kimse giremez oraya. O tektir. Onun için bana söyletiyorlar.



" Dum dum dum dum dum dum dum dum "

Eğer bir insan bu ilahi müziği bir saniye dinlese düşer ölür.
Çünkü onun ruhu o ilahi şarkılara acele edip, koşup içine girmek ister.



“Dum dum dum dum dum dum dum dum"



Ey papa, büyük müftüler, büyük ulemalar, doğudan batıya, düşünün, durdurun. Düşünün, durun ve dinleyin, kalbinize ne geliyor diye. Ey haham başı ne diyoruz.



" Dum dum dum dum dum dum dum dum "




Fatiha

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER [EKİM 2009]
MesajGönderilme zamanı: 22.10.09, 18:57 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291


Sultanul Evliya Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Çarşamba, Ekim 21, 2009

Lefke, Kıbrıs

ATMOSFER DALGALARLA DOLUDUR


Destur Ya Ricalallah Medet.

Allahu Ekber Allahu Ekber Lailahe illAllahu Allahu Ekber Allahu Ekber velillahil hamd.

Cenâb-ı Allah, Âlemlerin Rabbi, İlahi huzurun Rabbi için çok mütevazı bir övgüdür. Eğer ömrümüzün sonuna kadar ayağa kalksak veya şimdiden dünyanın sonuna kadar veya bugünden ebediyete kadar, bu birşey değildir. Âlemlerin Rabbine hiçbir tazim edemeyiz. Ama biz zayıf kuluz, ancak bunu yapabiliriz. O herşeye kadir olan Allah’tır, kabul eder. Hem de övgümüzü ve şerefimizi veririz ilahi huzuru ikram ettiği kul Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’e.

Elfu Elfu Selat Elfu Elfu Selam.

Sana şeref ve şan ikram edildiğini sevmeyenlere karşı. Biz onlara karşıyız. Onlara karşı daha yüksek övgümüzü veriyoruz en Sevgili Peygamber Rasurullah Seyyidina Muhammed (s.a.v.). İlahi makam vardır orda bütün melekler selamlarını verir o ilahi huzurda en Şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’e. Miraç gecesinden ebediyete kadar melekler Ona daha cok selam verdi. Ve dediler ki; Elfu Selat Elfu Selam Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahiriyn.

Rabbimden af istiyorum, Âlemlerin Rabbinden. Hayatımın sonunda daha zayıf olmayım. En yüksek saygımı ikram edeyim Onun ilahi huzurda en Şerefli olan kişiye. Ve büyüklerimden destek istiyorum. Antrenörüm beni eğitir. Edep bu dünyanın büyüğünden başlar. Derim ki ey büyüğüm, beni destekle çünkü ben birşey bilmem. Benim için ne gerekiyorsa, insanoğluna ve kullarına ne söylenmesi gerektiğini bilir. Serair (arapça). İnsanoğlunun sırrı.

O kutuptur, kutup yıldızı hiç değişmediği gibi, O da hiç yerini değiştirmez. Her zaman değişirler ama aynı istikamette. Onlar bütün dünyayı tutarlar ve gözetirler. Onların dev kuvvetleri vardır, bu dünya ve üstünde olan herşeyi gözetmek için. Onların dev kuvvetleri vardır. Bu dünyada herşeyi idare etmek için onların olağan üstü güçleri ve imkânları vardır.

Biri diyebilir bu nasıl olur diye. Bu sadece Âlemlerin Rabbinin emri ile olur. O giydirir. Eğer o bir atomu bile giydirse o atom yapabilir. Yetkili kişi. Kimden yetkili? O kişiden ki, o İlahi huzurda en Şerefli ve en Şanlı kişi. Yetki olmalı tabiatlar arasında, bu gezegende ve biz şimdi üzerindeyiz. Ama Âlemlerin Rabbinin hâkimiyetleri sayısızdır. Sayısız. Hâkimiyetler her zaman ana merkezine göredir o da yaradılışa ikram edilmiştir. O âlemlerde sayısız varlıklar vardır. Sonsuz.

Nasıl olur diye sorma. Sorma. İlahi emir gibi sorma. ... (arapça). Bu sonsuz okyanustur ve dibi yoktur, kıyısı yoktur çünkü siz taşıyamazsınız. Eğer sorduğun birşey senin aklına zahmet verirse, o akil taşıyamaz. O zaman zarar görürsün. Onun için böyle şeyleri sormak gerekli değildir, sorma. Sorma. Belki senin için dehşetli olur. Onun için birşey söyleyince, nasıl olur diye sormayın. İnanmalısınız ki, O herşeye kadir olan, muktedir. Kadir, kudretidir. Kudreti sonsuzdur. Sonsuz.

O herşeyi yapabilir. Belki o şey sizin için o imkânsızdır ama imkânsız değildir. İmkân bu gezegendeki insanoğlu için biri ikramdır. Ve sayısız dünyalar ve sayısız yaradılışların hepsine bazı imkânlar ikram edilmiştir ve ulaşabilir. Ama imkânsız şeyleri aklimiz taşıyamaz ve bize zarar verir. İnsanlara zarar verir çünkü Âlemlerin Rabbine ve onun ilahi sıfatlarına bir ölçü bulamazsınız.

Diyebiliriz ki, Âlemlerin Rabbi isterse bu dünyayı bir atom mesafesine yerleştirebilir. Bu varlıklar için imkânsızdır. Ama Yaratan için bu onu aciz yapan birşey değildir. Hayır. Ama belki herşeyin mümkün olabileceği bir dünyada yaşıyoruz. Ama bu imkânların arkasında ne olduğunu söylemiyoruz. İmkânın arkasında ne var sormayın. Bu size zarar verir. Evet. Bir kişi bu dünyayı doğudan batıya, kuzeyden güneye idare edebilir. Cenâb-ı Allah ona kuvvet giydirirse, öyle bir kuvvettir ki, hayal edemezsin. Öyle küçük bir yetkidir bu dünyayı bir kişini idaresi altına vermek. Evet.

Her zaman şaşırıyorum dev bir uçak gemisi görünce. Bakınca dersin ki, bu bir ada gibi. O da bir kişinin idaresi altındadır, elini böyle yapar ve o dev uçak gemisi böyle böyle yapar. Düşünürsek imkânsız deriz. Bir kişi hiç böyle büyük bir gemi, savaş gemisi görmediyse, diyebilir ki; biliyor musun o büyük uçak gemisi kendi kendine hareket ediyor. Hayır olamaz der.

Eğer dersek ki, sadece senin gibi bir insan. Senin gibi bir insandan bir milyon tane olsa bile bu uçak gemisi kadar olmaz. “ Bak şimdi o küçük varlığın idaresi altında sağa veya sola yol alıyor. Bu geminin kaptanı, onun idaresi altında hareket ediyor. Eğer bir insan için bunu yapmak mümkünse Yaratan için olmaz mı?

Eğer O bir kişiye giydirirse, bir atom gibi, o en küçük madde parçası, insan gibi olabilir. Bir kişi bu dev gezegeni idare ediyor dersek, olamaz dersin. Nasıl olamaz? Olmalı!! Onun için dini inançlar insana her zaman yeni ufuklar acar. Her zamanın en küçük parçası o kişiye öyle bir ilim ve imkân verebilir bu kocaman dünyayı idare etmek için.

Bir atom bu kocaman dünyayı idare edebilir. Olamaz deme, olur. Mümkündür. İlahi huzurda imkânsız yoktur. Herşey mümkündür. Bildiğimiz o imkânların dışında o kadar imkân hakimiyetleri vardır. Ufff ufff... Onun için diyoruz ki: Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekberul Ekber Allahu Ekberul Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber!!

Ey insanlar, şimdi bu dünyadaki sürenin sonuna ulaşıyoruz. Onun için ilahi kişilerden bu dünyaya kuvvet dalgaları halinde bazı yeni anlayışlar gelmeye başlıyor. Onlar en zayıf varlığa bile ikaz yaptırıyorlar.

Ey insanlar, yakında bu gezegenin sonuna ulaşıyoruz. Hazırlıklı olun, anlayışınızı daha genişletmeye, daha genişletmeye çalışın çünkü karşınızda bazı olaylar olacak. Göreceksiniz, duyacaksınız ve anlayacaksınız veya anlamayacaksınız. Kendinizi hazırlamalısınız. Böyle şeyleri üniversitelerde veya liselerde veya yüksek okullarda öğrenmeniz mümkün değildir. Hayır.

İlahi kuvvetler şimdi insanları zorluyorlar. Ayağa kalkın ve bakın. Maddi varlığınızla sarhoş olduğunuz yeterlidir. Ayağa kalk ve hakikatleri gör, Uyan!! Şimdi böyle dalgalar gelmeye başladı. İnsanlar o küçük aletlerin onlara konuştuğuna inanırlar, bazı sesler çıkar ve size hitap ediyoruz ey batı ülkelerdeki Müslümanlar. “ Evet, mümkündür ”, derler ama atmosferden gelenlere dikkat etmiyorlar.

Böyle aletler bu atmosferin boş olmadığını ispat eder. Kuvvetlerle doludur. Yukarıdan bu gezegene sayısız kuvvet nurları ulaşıyor. Anlayışınızı genişletin. O zaman maneviyatınız için sayısız ilahi ilim ufuklarına ulaşırsınız. Maddi varlığınız toz olacak.

Ama ondan sırrı almalısınız. O sır insanlara çok şey yaptırır. Birşeyleri anlamak için. Ama sır kuvvetini alırsan....onun için değeri yoktur ve seni kabristana koyarlar, biter. Atmosfer dalgalarla doludur. Atmosferimizin dışında sayısız atmosferler vardır. Bu gezegeni boşluk üzerinde zannetmeyin. Hayır. Boşluk yoktur. Uzayda boş bir nokta bulamazsınız. Boş değildir ama acayip dalgalarla doludur. Biri ikincisine benzemez. Hepsi insanoğlunu kıyamet gününe veya hesap gününe hazırlamak içindir.

O gün nasıl olacak. Orası açılacak. Onun için Âlemlerin Rabbi buyurmuştur; Ikra kitabek (arapça).
Bütün hayatından ne anladığını söyle. “ Ey Rabbim, sadece maddi varlığımı mutlu etmek istedim. Onun için koşturdum. Maddi varlığım için yaşadım, bıraktım ve sana geldim. Cahil gibi birşey anlamadım.”

Şimdi zaman bitti. Bu bütün milletler, bütün dinler ve insanoğlu için bir hazırlıktır.
Dinleyin ve anlamaya çalışın. Beni konuşturdukları seviye en düşük seviyedir.
Çok fazla birşey zannetmeyin. Hayır. Bu en düşük seviyedir. Acayip ilimler Yaratan içindir. Yaratanın işi içindir. Âlemlerin Rabbi için bu dünya bir iştir.

Bir gün kayıp olacak. Bu dünya sonsuz kuvvet okyanuslarına girecektir. Âlemlerin Rabbinin kuvvet okyanusları sonsuzdur. Ve emreder; “ Gelin ve bazı benim varlıklarım sizin olsun diye hazır olun. Ve kendiniz için birşeyler öğrenmeye çalışın. O zaman onlara hakikatler açılacak.
Rablerini anlamak için bu bir giriş olacak başka bir ilme ulaşmak için. O kadar derin okyanuslardır.

Ve zaman şimdi bittiği için, böyle konuşmayı zayıf bir kula yaptırıyorlar.
Kur'an-ı Kerim her ilmi vermiştir. Olmuş veya olacak herşeyi. Veya olması gerekeni.
Estaizubillah... (arapça).
Âlemlerin Rabbi buyurdu ki; “ Bir karınca kabilesini ikaz eder. Der ki: “ Ey karıncalar, dikkat edin. Dikkat edin çünkü Süleyman a.s.’ın orduları geliyor. Orduların atları sizin üstünüze basmasın. Yol verin!!”

Şimdi böyle bir durumdayız, Kur'an-ı Kerim bazı hakikatlere açıklık verir. Kur'an-ı Kerim sonsuz okyanustur. Bir okyanus değil, sonsuz okyanuslardır. Şimdi öyle bir zamandır ki göklerden ikaz geliyor. Kabilesine konuşan bir karıncaydı. Ve ben burada oturuyorum, Âlemlerin Rabbi, doğrudan doğruya değil ama bu dünyanın Kutbunun aracılıyla insanları ikaz ediyor.

Ey insanlar dinleyin, arkanızda çok acayip ve dehşetli şeyler geliyor. Kendinize dikkat edin!! Kendinizi yolda tutun!! Sizi birşeyler bitirmesin. Şimdi çok korkunç şeyler yaklaşıyor. Bu bir ikazdır ve beni söyletiyorlar; Dikkat edin!! Korunmaya bakın. Kendinizi korumaya çalışın.

Bakıp görüyorsunuz ki doğudan batıya, kuzeyden güneye insanlar kendi aralarında savaşıyorlar. Bu bir başlangıçtır, ama çok ağır havadisler bunun arkasından geliyor. Bu sadece bir rüzgârlı hava gibidir. Ama arkasından kasırgalar geliyor. Dikkat edin! Onun için bu aletler Cenâb-ı Allah’ın bize ikram ettiği Kur'an-ı Kerim’den bazı yeni anlayışları duyuruyor ve dinletiyor. Eğer olmazsa alıp götürülecekler. Kasırgalar onları alıp götürecek.

Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
....

Bu güzel şarkıları duymuş olsaydınız, ruhlarınız bedeninizi doğrudan doğruya bırakırdı ve o ilahi şarkıların peşine giderdi.

" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
....

" Sen bizim Rabbimizsin, şüphe yoktur. Bütün övgüler ve şerefler ve şanlar sanadır ey Âlemlerin Rabbi. " ... (arapça)

Biz o seviyede anlıyoruz, onun dışında bize daha ikram edilmemiştir. Bu seviyenin son noktasına ulaştığın zaman, başka bir seviye açılır. Sayısız seviyeler vardır. Oooo... Bütün şerefler ve şanların hakimiyetleri.

Ey insanlar, gelin ve dinleyin!!!

Bu kafesin peşinde koştuğunuz yeterlidir. Kafes. Kafes.

Sadece yiyip içmek istiyor ve lağım kanallarını doldurmak istiyorsunuz. Bu insanoğlunun hakiki varlığı için bir şeref değildir. Biraz dikkat edin.

Ey papa, sabah akşam açıklama yap.
Ey haham başı, sabah akşam bunu konu yap.

Ey Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim’e bir daha bakın, sabah ve aksam size böyle kuvvetli anlamlar açilsin Rabbimizin hâkimiyet okyanuslarından.

Allahu Ekber velillahil Hamd
Vesselatu Vesselamu ala Seyyidina Muhammed (s.a.v.) ..... (arapça)

Esselamun Aleyküm dinleyicilerimiz,
Ey insanoğlu nerdesiniz?
Mutsuz musunuz? Mutlu olmalısınız.

Fatiha.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye