Şeyh Adnan Kabbani (kuddise sırruh) Mehdi Aleyhisselâm konusunda bütün soruları mufassal olarak cevaplıyor.Konu: Mehdi Aleyhisselâm'ın Zuhuru
Röportaj: Güzin Osmancık
Konuk: Şeyh Adnan Kabbanî Hz.Kasım-2009 (H. Zilhicce-1430)
İZLEYİN :
http://www.vimeo.com/8128252TV RÖPORTAJININ TAM METİN DEŞİFRESİ:Güzin Osmancık: Sayın Şeyh Adnan Kabbanî Hazretleri bizlere İnsanoğlu ile Kuran-ı Kerim arasındaki ilişkiden bahsedebilir misiniz?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz:
“Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillahirrahmânirrahîm”
Kadir- i Mutlak olan Allah’u Teala Hz.’leri insanoğlu için ilahi bir öğreti olarak Kur’anı Kerim-i indirmiştir. Onları zulmetten nura çıkarmak için, Onları ilahi güçlerle ikaz etmek için, Kadir- i Mutlak olan Allah-u Teala Hz’lerinin ilahi deryalarının irfanıyla, Rasulullah (s.a.v.)’in ilahi deryalarının irfanıyla. Kuran-ı Kerim’i insanoğlunun kalbine tekrar yerleştirmek için, Böylece insanoğlu Allah’ın programladığı şekilde hareket edecektir, Çünkü Kadir-i Mutlak Allah, insanı yaratırken kendi istekleri doğrultusunda programlamıştır. Kadir-i Mutlak Allah Kuran-ı Kerim’i hayatın kaynağı, hayatın akarsuyu kılmıştır. Böylece Kuran’ı kalplere akıtır,
Ve böylece kalpler Allah’ın ruha ve nefse giydirdiği manevi hayatın tüm güçlerine sahip olacak, onları görecek, duyacak ve hissedecek şekilde aktive olur. Mübarek Kuran-ı Kerim olmadan hiç kimse hakikate ulaşamaz,
“Hiç kimse ruh vücudu ve nefs vücudu Allah’a teslim edemez”, Boş bir fizik vücuttan ibaret kalırız, Onun da hiçbir önemi yok çünkü o mezara girecek, “Ancak ruh vücudumuz, nefs vücudumuz ve kalbimiz kalacak”, Öz asla ölmez, yani insanın nefsi ve dolayısıyla insanlık asla ölmeyecek, Bundan dolayı Allah-u Teala Hz’leri nefsi saklayacak. Ve yevmel kıyame’de ( ahirette) fizik vücudumuzun içine nefsimizi tekrar bağışlayacak,
Bu hayatta yaptıklarının hesabını sormak ve Kadir-i Mutlak Allah’a itaat edip etmediğini sorgulamak için,
Bu sebeple Allah’u Teala Kuran-ı Kerim’i indiriyor ki insanlar cennete girebilsinler diye. Kuran-ı Kerim olmadan hiç kimse cennete giremez ve Allah’a ulaşamaz.
Güzin Osmancık: Sadece Kuran-ı Kerim Allah’a ulaşmamız için yeterlimi?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz : Allah’la insanoğlu arasındaki rabıta için vardır Kuran-ı Kerim. Rasulullah’ın (s.a.v) söylediği gibi Kuran-ı Kerim Allah’la kendisi arasındaki ipe sıkıca tutunan kimseleri Mürşid-i Kamile teslimi külliyle bağlananları Allah kendi zatında son bulan ilahi makamlara ulaştıracaktır. Allah Kuran’da diyor ki;
“ Ey müminler, ey iman edenler ! İtaatkâr olun.“
“ İtaatkar olmak için kuran’ın sırlarının ve gerçeklerinin yoluna girmeye çalışı”
“ İçinde bulunduğunuz dünyevi halde kalmayın. Dünyevi halinizi değiştirin”
“ Fiziksel halinizi ve insanlığınızı dünyevi hallerden ilahi hallere çevirin”
“Karanlık halden (dalaletten) nurlu hale (hidayete) çıkın”
“Böylece Kadir-i Mutlak Allah’a ulaşırsınız ve O sizi kendisinden ilahi bir vücudla süsler”. Bundan dolayı Rasulullah (s.a.v.) bir hadisinde şunu söylüyor;
“İçinizden kim Kuran-ı Kerim’in emrettiği her türlü görevi Allah kendisine muhabbet duyana kadar yaparak Allah’a yakınlaşır ve Allah o kişiyi severse, Allah o kişiyi gözünden gözle, kulağından kulakla, dilinden dille, elinden elle süsler. Onu ilahi bir makama yüceltir. Ve o kişi bir şeyin olmasını isterse o şey olur “İşte bunun gibi Kuran-ı Kerim bilginin, hikmetin, sırların ve gerçeklerin ilahi deryalarının toplamıdır.
Kuran insanı Kadir-i Mutlak Allah’ın cennetinde parıldatır, ışıldatır. Rasulullah’ın (asv) sahabesi için dediği gibi;
“ Benim sahabem yıldızlar gibidir. İçlerinden hangisini takip etseniz en güzel şekilde rehberlik edilirsiniz.”Kim yıldız olmak istiyorsa o Kuran-ı Kerim’i giyinmelidir.
Güzin Osmancık: Kuran-ı Kerimi giymekten bahsediyorsunuz. Kuran-ı Kerim nasıl giyilir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Kuran’ın her harfine, sırlarının ve hikmetinin deryalarına girmekle giyilir Kuran. Mevlana der ki; “Kuran-ı Kerim’deki her bir harfin insanı Allah’ın ilahi mevcudiyetine ve Hz.Peygamber’in (s.a.v.) manevi şahsına ulaştıran 24 bin sırrı, hikmeti ve manası vardır.
Güzin Osmancık: Bulunduğunuz ülkede İslamın yaşanma şekli nasıldır?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Suriye’de, Lübnan’da, Ürdün’de ve tüm diğer ülkelerde İslâm’ı temsil eden birkaç çeşit insan vardır. Her biri İslâm’ı farklı şekilde temsil eder. Bazıları İslâm’ı ana babalarından aldıkları bir mirasmış gibi temsil ederler. Bazı insanlar ise hakikati araştırırlar.
Bazıları ise Allah’ın onları cehenneme göndermesinden korkarlar ve bundan dolayı Allah’ın kendilerinden razı olması için ellerinden gelenin en iyisini yaparlar. Dünyayı düşündüğümüzda sadece Şam’daki değil, diğer yerlerdeki insanlar İslâmiyet’in aslından çok uzaktalar. Hiç kimse İslâm’ı temsil etmesi gerektiği gibi temsil edemiyor. İslâm’dan çok uzaktalar.
Sadece Evliya ve ulema insanları İslâm’a davet etmeye çalışıyorlar, ancak içinde olduğumuz asırda bu zor bir iş. Çünkü Rasulullah (s.a.v) bunu çok öncelerden görüyor ve; “ öyle bir zamana yaklaşıyoruz ki İslâm’ın adından başka bir şey kalmayacak “ diyor. Ve bütün insanlar Allah ve Hz. Rasulullah’tan (s.a.v.) uzaklaşacaklar
Çünkü insanların çoğu arzularının ve dünya hayatının peşinden gidiyor.
Hakikat kimsenin umurunda değil, insanların yüzde birlik gibi sadece çok ufak bir kısmı hakikati , sırları ve hikmeti araştırıyor.
Güzin Osmancık: Kimlerdir bu yüzde birlik kısım?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz : Onlar kendilerini cennete götürecek olan yolu talep eden ehli tasavvuftur. İşte bundan dolayı İslâm bugün Şam’da veya diğer ülkelerde ilk dönemlerde olduğu durumda değildir
Şimdilerde sadece İslâm’ın adı kaldı. İnsanlar müslüman olduklarını düşünüyorlar ama hakikatte kimse İslâmi öğretiyi uygulamıyor.
Güzin Osmancık: Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri Mehdî Aleyhisselâm zuhuru konusunda ne buyuruyorlar acaba?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Tüm evliyalar ve büyük şeyhimiz evliyalar sultanı Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’leri insanlara Hz. Mehdi aleyhisselamın zuhuruyla ilgili müjdeler veriyorlar. Rasulullah (s.a.v.) diyor ki;
“ Kadir-i Mutlak Allah beni ahir zamanda (yevmel kıyameh) gönderecek ” Ve o esnada iki parmağını işte bu şekilde birbirine çok yakın tutuyordu. Bunun üzerine sahabe Hz. Rasulullah’a “ Ahir zaman senin döneminde mi olacak? “ diye sordu. Rasulullah (s.a.v.); “Hayır” dedi. “Benden sonra halifelerim gelecek” Ve bildiğiniz gibi Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali efendilerimiz halifelik yaptılar
Sahabe bu sefer; “ Ahir zaman halifeler döneminde mi olacak? “ diye sordu. Bunun üzerine Hz. Rasulullah; “ Halifelerden sonra prenslikler (Emeviler ve Abbasiler) gelecek ve dünyayı yönetecek” dedi
Sahabe; “ Ahir zaman prenslikler (Emeviler ve Abbasiler) döneminde mi olacak? “ diye sordu. Hz. Rasulullah; “ Hayır. Prensliklerden (Emeviler ve Abbasiler) sonra dünyayı yönetecek olan padişahlar gelecek “ dedi. Ve sonra dünya hükümranlığı yedi yüzyıldan fazla Osmanlı Padişahlarına verilmiştir. Sahabe tekrar sordu; “ Peki ahir zaman padişahların döneminde mi olacak?” Rasulullah (s.a.v.); “ Ahir zaman padişahların döneminde de değildir. Padişahlardan sonra diktatörler ve tiranlar zuhur edecek. Ama bu diktatörlerin dönemi çok uzun sürmeyecek.Sonra…Burada Rasulullah “sümme” diyor. Yani sonra?. Çünkü bu yüzyıl çok kısa olacak, fazla uzun değil. Bu tiranlar belki yüzyıl bile hüküm süremeyecekler
“ Sonra “ diyor Rasulullah (s.a.v.); “ Varislerimden biri (Mehdî Aleyhisselâm) zuhur edecek. Dünyaya hükmedecek, yeryüzünde adaleti ve gerçek İslâm’ı tesis edecek. Tüm insanlığa Allah’ın ve Rasulullah’ın ilahi öğretilerini yayacak “
Bugün bu diktatörlerin ve tiranların devrinin sonuna geldik. Rasulullah’ın (s.a.v) çok öncelerden müjdelediği gibi Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhuruna çok yaklaşmış bulunuyoruz
Mehdî yedi yıl dünyaya hükmedecek. Sonra Mesih (Hz. İsa) yeryüzüne inecek ve kırk yıl da o dünyaya hükmedecek. Hz.İsa’nın kırk yıllık hükümranlığından sonra Allah İsrafil Aleyhisselâm’a sur’a üflemesini emredecek. İşte bundan dolayı bütün evliyalar yüzyıllardan beri Mehdî’nin zuhurunu bekliyorlar
Rasulullah (s.a.v.) sahabesine diyor ki; “ Her kavim için belli bir zaman vardır. Kimse milyonlarca yıl yaşamayacak. Benim ümmetimin de bir vakti var “
“ Ümmetimin vakti doğru yolda olurlarsa bir gün olacak, yanlış yolda giderlerse yarım gün olacak ” Biliyorsunuz Allah’a göre bir gün bizim hesabımızla bin yıl eder. Yani Rasulullah’ın (s.a.v.) ümmetinin ömrü bu hesaba göre bin beş yüz yıl eder. Şu an 1430 yıldan fazla zaman geçmiş bulunuyor
İşte bundan dolayı bütün evliyalar ve hepimiz dünyadaki tüm haksızlıkları ve kötülükleri bitirip İslâm’ı Rasulullah’ın dönemindeki gibi zirveye taşıyacak olan Mehdî Aleyhissselâm’ın zuhurunu bekliyoruz.
G.Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm zuhur edecek. Çünkü onun görevi Kuranı yeniden yaşanır hale sokacak. Yani insanlar Kurandan bu kadar uzaklaştılarmı?
Şeyh Adnan. Kabbanî Hz: Evet, İnsanların neredeyse hepsi Allah’tan, Rasulullah’tan ve ilahi öğretiden uzaklaştılar. İnsanların çok az bir kısmı Rasulullah’ın sahabesine öğrettiklerini yolda ilerleyen gerçek evliyaları, Allah dostlarını takip ediyorlar.
Güzin Osmancık: Gerçek Allah dostlarına ulaşmak insana ne kazandırır?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Evet, işte kim Allah dostlarının yoluna adım atarsa o Allah’ın manevi mertebelerine ulaşır. Allah’ın evliyalarını ve evliyaullahın öğretilerini takip etmek insanın kalbini Kuran-ı Kerim’le ve hakikat öğretisiyle yeniden diriltir. Kuran’ı ya da başka hiçbir şeyi takip etmeyen milyonlarca insanı uyandırmak için muazzam bir güce yani ilahi bir güce ihtiyacınız vardır. İşte Allah bu gücü ahir zamanda gelecek olan Rasulullah’ın varisine ( Mehdi’ye) vereceğine dair Rasulullah efendimize söz vermiştir. Rasulullah’ın ümmeti Kuran’dan ve İslâmi hakikatlerden uzaklaştıkları zaman (ahir zamanda) Allah Rasulullah’ın zuhur edecek olan varisini (Mehdi’yi) ilahi güçlerin her çeşidiyle donatacak.
Güzin Osmancık: Mehdî Aleyhisselâm’ın zuhuru ile neler değişecektir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz : Mehdî zuhur ettiğinde sıradan teknolojiyi kullanmayacak, O Kuran-ı Kerim’in teknolojisini kullanacak. Bismillahirrahmanirrahim deyip üç defa Allahu Ekber diye tekbir getirerek tüm insanlığın kalbini Allah’a ve Rasulullah’a çevirecek. Mehdi Aleyhisselâm insanları öylesine cezbedecek ki; onları kendi iradelerine bırakmadan cebren Allah’ın ve Kuran’ın hakikat yoluna iletecek, insanlar O’nu gayri ihtiyari takip edecekler.Ve insanlar hakikate giden bu yolda tıpkı Rasulullah’ın sahabesi gibi olacaklar.
Mehdi Aleyhisselâm insanların gönlünü bozunmuş olan bu dünyadan Kuran-ı Kerim’e, hadislere ve Rasulullah’ın şeriatına çevirecek, İlahi öğretiyi insanlara öğretecek, böylece insanlar Allah’a ve Rasulullah’a ulaşacaklar. Allah insanları ilahi nurlarla süsleyip kalplerini Allah’ın evi haline getirecek
Allah diyor ki; “ Ne dünyayı ne de cenneti kendime ev olarak seçtim. Yanlızca gerçek müminlerin kalpleri benim evimdir “
İşte o zaman insanlar Allah’ın evini temsil ediyor olacaklar. Onların kalplerine gök katlarından Allah’ın ve Rasulullah’ın nurları (fazl ve salavat nurları) iner.O insanlar Kuran’ın hikmet ve sırlarının şelaleri gibi olurlar. Hem bir hadis-i kudside hem de Kuran’da şöyle bir ifade vardır;
Tüm ehli kitap özellikle de hristiyanlar Hz.İsa Aleyhisselâm’ın vefatından önce ona iman edecekler. Kalu bela gününde ( bizler henüz dünyaya gelmeden önce) Allah hepimizin ruhlarını çağırdı ve “ Ben kimim? “ diye sordu. İnsanlar da “Sen bizim Rabbimizsin, biz de senin aciz hizmetkârlarınız “ dedi.
Allah’ın Rasulullah’ın ümmetine olan (özellikle de ahir zaman ümmetine) rahmetini görünce bütün peygamberler dediler ki; “ Ya Rabbi biz peygamberlik sırlarını istemiyoruz. Bizi de Rasulullah’ın ahir zamanda gelecek ümmetinden kıl “ Allah aralarından yalnızca Hz. İsa Aleyhisselâm’ın duasını kabul etti. Ve dedi ki; “ Hayır. Herkes kendi döneminde zuhur edecek. Sadece İsa Rasulullah’ın ümmetine ve tüm insanlığa hizmet etmek için ahir zamanda tekrar yeryüzüne gelecek “
Ama bu defa bir peygamber olarak değil Rasulullah’ın ümmetinden biri olarak yeryüzüne gelecek. Sadece hristiyan alemi ya da gayri müslimler için değil İmam Mehdi Aleyhisselâm’ın emrinde O’na yardımcı olmak için gelecek
Müslim ya da gayrimüslim bütün insanlığı imana getirmek, Allah’ın ve Rasulu’nun yoluna sevketmek için gelecek.
Güzin Osmancık: Hz İsanın yeryüzüne inmesi nasıl ve ne zaman gerçekleşecek?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Allah Hz. İsa Aleyhisselâm’ı beş bin melekle birlikte Şam’daki Emeviyye Camii’nin doğu tarafındaki beyaz minaresine indirecek.
Ve Mehdi Aleyhisselâm (…) namazını kıldırmak üzereyken Hz. İsa’nın geldiğini görünce (…) namazını O’nun kıldırması için geri çekilir.
Bunun üzerine Hz.İsa Aleyhisselâm Mehdi Aleyhisselâm’a der ki; “ Hayır! Namazı sen kıldır. Çünkü sevgili Muhammed Aleyhisselâm ümmetine; Hz. İsa yeryüzüne indiğinde imam sizin aranızdan birisi (Mehdî Aleyhisselâm) olacak demiştir “ Hz.İsa inmiş olsa bile imam müslümanların arasından birisi olacaktır. Müslümanların imamı Hz. Muhammed’in ahir zamanda zuhur edecek olan torunu Mehdi Aleyhisselâm’dır.
Güzin Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm zuhuru ile alakalı şeyhinizden aldığınız önemli bilgiler nelerdir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’leri bir zamanlar bize bir şey açıklayıp öğretmişti: 1936 ’da yani büyük sultan Şeyh Şerafeddin ed-Dağıstani Hz’leri döneminde (makamı Bursa-Yalova arasında Güney Köy’dedir.) Şeyh Şerafeddin Dağıstani Hz’leri kendisi şöyle anlatıyor: “ İnzivaya çekildiğim bir gün melekler bana küçük bir bebek getirdiler.
“ İşte bu çocuk Mehdi Aleyhisselâm ‘dır …”
“ Melekler çocuğu bana getirdiler çünkü O’nun kulaklarına tekbir okuyacak kişi bendim. Bu elest bezminde yazılıdır…”
Bebeğin doğduğu o günden bugüne yaklaşık 70 yıldan fazla geçmiştir. Yani Mehdi Aleyhisselâm şu an zuhur edecek donanımdadır. Mehdi Aleyhisselâm, Rasulullah (s.a.v) ‘in manevi terbiyesinden geçmiştir, yani Rasulullah’ın ruhundan,ruhaniyetinden eğitim almıştır.
Allah Mehdi Aleyhisselâm’ı her çeşit nübüvvet sırrının bilgisiyle ve Hz. Peygamber (s.a.v.) ‘in mührüyle donatmıştır.
Ve Mehdi Aleyhisselâm gelmiş geçmiş tüm ademoğlunun imamı olacaktır. Sadece müslümanların değil tüm insanların imamı. Hz isa ile İkisi birlikte Deccal’i ve Deccal’in ordusunu bitireceklerdir. Böylece dünya üzerinde “ La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah” tan başka bir şey kalmayacaktır. Bu vakte çok yaklaşmış bulunuyoruz. Şeyh Abdullah Dağıstani Hz’leri 1967’deki bir halvetlerinde halefi Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerine Mehdi Aleyhisselâm’ı (manevi alemde) ziyaret edeceklerini söyler
Medine’ye yaklaşıp Ashab-ı Kef’in makamına geldiklerinde Mehdi Aleyhisselâm’ı orada bekler bulurlar.
Mehdi Aleyhisselâm mağaradan dışarı çıkar ve iki kolunu bu şekilde kaldırarak onlara şunları söyler:“ Sakın buraya girmeyin. Eğer girecek olursanız buradan asla çıkamazsınız. Buraya giren ben zuhur edene kadar içeride kalır . İnsanları tasavvufi yola, hakikatlere,Allah’ın sırlarının yoluna ve ilahi yola çağırmaya devam etmelisiniz. Yolculuğunuz burada bitiyor. Bu sizin için yeterli. “
Ve Mehdi Aleyhisselâm onları geri yolladı. Onlar da Medine’de inzivaya çekildikleri odalarına geri döndüler. Allah İslamiyet’i yeryüzünde tekrar diriltmesi ve insanların kalplerini ilahi öğretiyle donatması için İmam Mehdi Aleyhisselâm’ı gönderecektir. Rasulullah (s.a.v.) bir hadisinde sahabesine şöyle söylüyor; “Ümmetimin en hayırlısı Hz. Mehdi döneminde yaşayanlardır” Bunun üzerine Hz.Ömer de dahil olmak üzere bütün sahabe; “ Keşke biz de o dönemde yaşasaydık ya Rasulullah “ dediler.
Rasulullah “ Hayır ya Ömer, hayır ya Ömer, hayır ya Ömer “ dedi. “ Bu sözlerim Hz. Mehdi döneminde yaşayanlar içindir “
“ Onlar benim en sevdiklerim olacaklar. Sizler benim sahabemsiniz, arkadaşlarımsınız. Ahir zamanda gelecek olanlarsa ümmetim arasında en değerli olanlar, benim en sevdiklerimzdir. “
“ Çünkü onlar beni görmedikleri halde çok kuvvetli imana ve inanca sahiptirler. Onlar sadece benim adımı duyarak beni sevdiler. Muhammeden Rasulullah. “ Siz sahabem olduğunuz için beni ve bana nasıl vahiy indiğini görüyorsunuz. Ama onlar hiçbir şey görmüyorlar. Buna rağmen kalplerinde aşk var. Onlar; hakikatlerle, ilahi sırlarla ve Allah’ın bana ahir zamanda göstermemi emrettiği ruhaniyetimle donanmışlardır.”
Güzin Osmancık: Şeyh Nazım Kıbrısi hazretleri ile Mehdi Aleyhisselâm arasındaki bağ ne boyuttadır?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Mehdi Aleyhisselâm’la Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’leri arasında çok sağlam bir bağlantı vardır. Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’leri Mehdi Aleyhisselâm’ın halifelerinden biridir ve Mehdi Aleyhisselâm’ın tüm manevi ilminin kapısıdır.
Mehdi Aleyhisselâm ‘ı takip eden herkes Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerinin manevi terbiyesi altındadır. Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’leri İmam Mehdi Aleyhisselâm ‘dan insanların kalbine gelen ilahi bilginin aktığı kanaldır. Bir keresinde evliyalar sultanı büyük şeyh Dağıstani Hz’leri şöyle söylemişti; “Allah ve Rasulü beni her neyle donattıysa hepsini benden sonra gelecek halefim Şeyh Nazım Kıbrısi’ye miras bırakıyorum. Sadece insanlar ya da sizin için değil bütün evliyalar için bu manevi mirasımı Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerine bırakıyorum.”
Güzin Osmancık: Şu an yeryüzünde yaşayan büyük evliyalar kimlerdir?
Şeyhh Adnan Kabbanî Hz: Her zaman diliminde hayatta olan 124.000 evliya bulunur. Şu an bu evliyalar gizlidirler. Çünkü Mehdi Aleyhisselâm’ın zamanına çok yakınız. Bunun için yaşayan evliyaları arasanız da bulamazsınız. Ancak eski dönemlerde yaşamış ve şu an türbelerindeki makamlarında yatan evliyaları bulabilirsiniz. Rasulullah (s.a.v.) Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’leri için bir istisna yapmış ve O’nun velayetini (veli olduğunu) ifşa etmiştir. Çünkü Mehdi Aleyhisselâm’ın ortaya çıkması çok yakındır. Bütün evliyalar, kutuplar, gavslar ve hatta en yüksek makamdaki evliyaların bile Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerinin kendilerine vereceği manevi güçlere ihtiyaçları var. Hiçbiri bu manevi güçleri bu kanal olmadan Rasulullah’dan direk olarak alamaz.
Güzin Osmancık: Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretlerinin Mehdi Aleyhisselâm zuhuru için çalışmaları nelerdir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Allah’u Teala ve Rasulullah (s.a.v.) bugün dahi Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerinin gerçek mahiyetini insanlardan saklıyor. Sürekli oturuyormuş görüntüsü vererek kendini gizliyor. Çünkü bütün evliyalara bu talimatları, bu ilahi öğretileri, Allah’ın nurlarını ve manevi güçleri vermekle son derece meşgul. Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhuru için hazırlıklar yapıyor.
Güzin Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm zuhuru ne zaman gerçekleşecektir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Şeyh Şerafettin ed-Dağıstani Hz’leri 1933 yılından 1982’ye kadarki süreç içinde Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhur edeceğini ve herkesin O’nu göreceğini müjdelemişti. Ancak hikmetini sadece Allah’ın bildiği bir sebepten dolayı Allahu Teala Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhurunu bugünlere kadar ertelemiştir.
Güzin Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm zuhurunun ertelenmesi sizce neye bağlıdır?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: İnsanların tolere edemeyeceği bazı manevi sırlar vardır. Mesela Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhuru, Hz. İsa Aleyhisselâm’ın yeryüzüne inmesi. Çok kısa bir zaman diliminde herkes sadece Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhur ettiğini öğrenmekle kalmayacak aynı zamanda Rasulullah’ın hakikati, Rasulullah’ın ruhaniyeti herkese görünecektir. Allah’ın Kuran-ı Kerim’de söylediği ve Rasulullah’a söz verdiği gibi;
“ Sana Kuran’ı indiren Kuran’ın sırlarını vermek için seni tekrar gönderecek İşte bundan dolayı Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhuru ertelenmiştir. Şeyh Şerafeddin ed-Dağıstani Hz’leri bu vakti 1982 olarak müjdelemişti ancak Allah Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhurunu bugüne kadar yani Kuran’ın sırrı Adem Aleyhisselâm ‘dan bu yana göçüp gitmiş herkesin kalbine tamamen yerleşene kadar sürekli ertelemiştir. Sonra Rasulullah (s.a.v.) hâlâ hayatta olup da Mehdi Aleyhisselâm’la birlikte olanların kalplerine bunu yerleştirmek için zuhur edecek.
Güzin Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm zuhuru ile yeryüzünde neler değişecektir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Herşey tümüyle değişecek. Her yer cennet gibi olacak. Bu günkü gibi değil. Çünkü bugünkü teknoloji ve icat edilen herşey duracak. Sonra semavi teknoloji yani ilahi teknoloji ortaya çıkacak. Artık bu teknoloji olmayacak. Mehdi Aleyhisselâm’ın döneminde herşeyin aslı meydana çıkacak. Mesela güneş hakkında bilgi edinmek istediğinizde güneş konuşup Allah’ın onu niçin yarattığını ve kendisiyle ilgili hakikatin ne olduğunu size anlatacak. Ay da aynı şekilde. Bitkiler sizinle konuşacak. Dağlar ve hayvanlar Allah’ın onları niçin yarattığını ve insanoğlunun onlardan nasıl yararlanabileceğini anlatacak. İşte Mehdi Aleyhisselâm’ın dönemi böyle olacak.
Güzin Osmancık: MehdiAleyhisselâm zuhurunda Kutsal emanetleri teslim alacağını biliyoruz. Bu emanetleri kimin elinden teslim alacaktır?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Kutsal emanetlerin bir kısmı meleklerin elindedir, bir kısmı cinlerde ve bir kısmı da evliyaların, kutupların elinde.
Emanetleri taşıyan ya da koruyan herkes vakti gelince Rasulullah’ın emriyle bunları Mehdi Aleyhisselâm’a teslim edecekler. Özellikle de kutsal emanetlerin en önemlisi olan ve Topkapı’da bulunan Rasulullah’ın sancağını (liva-yı hamd sancağı) teslim alacak. Bizzat kendisi gelip Rasulullah’ın sancağını, asasını, sarığını ve abasını alıp üzerine giyecek.
Yine Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerinin talimatıyla bütün evliyalar Mehdi Aleyhisselâm’ın bu emanetleri giymesi için bir merasim düzenleyecekler. Mehdi Aleyhisselâm’a kutsal emanetleri evliyalar sultanı yani zamanın gavsı giydirecek. Ve sonra Mehdi Aleyhisselâm Rasulullah’ın (s.a.v.) sancağını açacak.
Güzin Osmancık: Geldiği zaman onun geldiğine dair bir işaret olacak mı?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Hani fırtına olur, şimşek çakar ya da yıldırım atar ya... Mehdi Aleyhisselâm zuhur edeceği vakit…Allah müsaade edip Rasulullah (s.a.v.) emrettiğinde zuhur edecek ve Şam’da Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber diye tekbir getirecek. Doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün dünya bu tekbir sesini yıldırım gibi duyacak.
Ve herkes O’nu parlayan bir güneş gibi görecek, tekbirinden tanıyacak. İkinci kez tekbir getirdikten sonra tüm silahlar ve teknolojinin icat ettiği herşey tamamen duracak. Mehdi Aleyhisselâm üçüncü kez tekbir getirdikten sonra da bütün imansızlar dağlara ve mağaralara kaçacak...
Ve bütün herkes Mehdi Aleyhisselâm ‘ı tekbir sesinden dolayı sanki yanındaymış gibi duyucak ve O’nu tanıyacaklar. Doğuda ya da batıda olsun kalbinden Mehdi Aleyhisselâm ‘ı takip etme niyetini geçiren herkesi melekler alıp O’nun huzuruna götürücekler.
Rasulullah (s.a.v.) ‘in sancağını (bir Osmanlı Türk’ü olan) Mehdi Aleyhisselâm taşıyacaktır. Mehdi Aleyhisselâm Sultan Abdülhamid’in torunlarından birini kendi emri altında hükmetmek üzere tayin edecek ve sonra Allah’ın (cc) Levh-i Mahfuz’da yazdığına göre tüm ülkelerde atanan kişiler Mehdi Aleyhisselâm’ın emri altında hükmedeceklerdir.
Güzin Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm hangi tarihlerde bekleniyor. Çıkışı yakın mı?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Biz O’nu sabah akşam bekliyoruz. Kulaklarımız Mehdi Aleyhisselâm’ın tekbir sesini bekliyor. Ortaya çıkmasına artık çok az kaldı.
Önümüzdeki Muharrem Ayı’nda zuhur edebilir. Bize göre bu bile çok uzak bir tarih. Biz çok daha yakın bir zamanda bekliyoruz. Ama bu Allah’u Teala’nın elinde olan bir şeydir. Bundan dolayı kesin bir zaman veremeyiz. Bu bir gayb’dır. Ve Allah; “ O benim elimdedir “ diyor. Ve Allah emir verir vermez, Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhuru bir anda gerçekleşecektir.
Güzin Osmancık: Evliyaların Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhuru ile alakalı açıkladıkları alametler nelerdir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Şeyh Nazım Kıbrısi Hz’lerinin Şeyh Şerafeddin ed-Dağıstanî Hz.’lerinden aktardığına göre Mehdi Aleyhisselâm’ın zuhurunun iki alameti vardır; Bunlardan birincisi Rusya Türkiye’ye girecek; üç ay yani doksan gün sürecek. Bu doksan gün içinde üçüncü dünya savaşı, yani büyük katliam, yani Armageddon gerçekleşecek. Bu savaşta her türlü atom silahı kullanılacak. Rusya’nın Türkiye’ye girmesinden doksan gün sonra Mehdi Aleyhisselâm’ın tüm silahları durduran tekbir sesleri duyulacak.
Aksi takdirde dünyanın atom bombası gibi patlaması sözkonusu. Mehdi Aleyhisselâm herşeyi durduracak. Ve ikinci tekbirden sonra melekler insanları Mehdi Aleyhisselâm’ın yanına taşıyacaklar. Üçüncü tekbirden sonra Mehdi Aleyhisselâm’a düşman olan herkes kaçacak.
Güzin Osmancık: Mehdi Aleyhisselâm ilk geleceği şehir neresidir?
Şeyh Adnan Kabbanî Hz: Mehdi Aleyhisselâm Şam’dan İstanbul’daki Asitane’ye Rasulullah’ın sancağını alıp dikmeye gelecek.
Bütün evliyalar gece gündüz O’nun gelişini bekliyorlar. Ve bu süre fazla bir zaman değil. Çünkü evliyaların ve Rasulullah’ın (s.a.v.) söylediği bütün alametlerin ve müjdelerin hepsi gerçekleşti. Gerçekleşmeyen başka alamet kalmadı. Muhyiddin İbn-i Arabi Hz’lerinin söylediğine göre Mehdi Aleyhisselâm’ın bundan yaklaşık 30 yıl önce ortaya çıkmış olması gerekiyor. Bu da 1975 yılı civarına denk geliyor. Ama Allah’u Teala bu vakti hikmetini kendisinden başka kimsenin bilmediği özel bir sebepten ötürü erteliyor. Allah’ın tayin ettiği vakitte Mehdi Aleyhisselâm zuhur edecektir. Allah’ın “Kün feyekün” demesiyle hemen olur.
O vakte son derece yaklaşmış bulunuyoruz. Bundan dolayı bütün Arap Alemi’nin ya da Avrupa’nın, yani kısacası tüm dünyanın kaynadığını ve acı içinde kıvrandığını görüyorsunuz. Ve hiçkimse barışa, huzura ve adalete nasıl kavuşacağını bilemez bir durumda. Bu; etrafımızı kuşatmış bulunan uğursuzluğun ve fitnenin yansımasıdır.
Bu fitneyi Mehdi Aleyhisselâm’dan başka hiçkimsenin durdurmaya gücü yetmez.--------------------------------
Adnan Kabbani kuddise sırruhun mufassal Mehdi A.S. Sohbetinin deşifre edilmiş tam metni verilmiştir.(Bu tam metin deşifreyi foruma ulaştıran program yapımcısı Güzin Osmancık'a teşekkür ederiz.Güzin Osmancık; MPLTV'de sadece program yaptığını bu TV ile özel bir ilişkisi olmadığını bildirmiştir.)