Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Bir Yazar Kitap Fuarına Neden Gitmez?.
MesajGönderilme zamanı: 18.09.09, 04:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Zeki Bulduk
Bir Yazar Kitap Fuarına Neden Gitmez?.
18.09.2009


Aklından süzdüğü, gönlünden damıttığı, teriyle yoğurduğu, uykusuz gecelerde başını beklediği, zamanını ve okumalarını maya kılıp, kelime kelime süzdüğü kitabını görmek, okuyucularıyla tanışmak, yeni kitapların o iç açıcı kokusunu içine çekmek için hangi yazar kitap fuarına gitmez ki!



Yaşamak ve okumak hız kavramına adapte olmuşsa bir ülkede; salim düşünenler susturuluyor, edebiyatın en devrimcisinden en tutucusuna kadar insanların kalplerinde ve beyinlerinde bir ışık yakmak namına ağır ağır acele eden bir yanı olduğu görülmüyorsa;



Yazarlar takımları için sloganlar üretiyorlar ve bunları uygun poşetler içinde “tüketime” sunuyorlarsa;



“Takım”ları namına ürün piyasaya sunmak için yayınevleri ticarethane olmuşlarsa;



Düşünce ya da bir akış halinde öykü, roman, şiir nüzul olmuyorsa yazarların beyinlerinden;



Eser yerine ürün mantığıyla fuar zamanlarına hazırlanıyorsa yazarlar;



Kimliğinden dolayı yazarların eserlerine bakma gereği dahi duymuyorsa editörler;



Dini fuarlarda dualar poşetlenip satılıyor; ulusal fuarlarda ırkçı olmanın en kolay yolu, ilerlerken insanların tepesine basma sanatı, mistisizm yok, büyü bu kitapta çok yollu allı güllü kitaplar vitrinleri dolduruyorsa;



Edebiyatı silah gibi kullananlara yazar; edebiyatı edep dairesinde kullananlara, “çok didaktiksin be hocam!” deniyorsa;



Bir yazarın kitabına dört yayınevi talip olup, “kitabını basarız abi! Senden iyi yazar mı bulacağız?” diye, aylarca kitapları kenarda tutup, yazar, “ne oldu benim kitaplar?” diye sorduğunda; kimi, “artık bu tarz kitaplar basmıyoruz”; kimi, “şu kısımları sansürlesek mi?”; kimi, “ya hu sen güzel yazmışsın ama bizden değilsin” diyorsa; kimi, “he ya senin kitapları basacaktık…” diye lakaytlaşıyorlarsa;



Mesela Halk Edebiyatı mesnevilerinden birini güya günümüz diliyle yazan bir yazar sanki o kitap ilk kez yazılmış gibi el üstünde tutulup, başka bir yazar o mesneviyi “modernize” ettiğinde, “eski mesnevilere hiç benzemiyor, bu kitap tutmaz”, deniyorsa;



Günü birlik konuşmalar dahi kalıcı eser adı altında eleştirmenlerce allanıp pullanıyor, eleştiriden çok taltif yazısı yazılıyorsa;



Tanpınarı, Vedat Türkali’yi, Orhan Kemal’i, Kemal Tahir’i, Sabahattin Ali’yi, Tarık Buğra’yı, okumamış yayınevi editörleri Türk Siyasi ve Sosyal tarihi üzerine ahkam kesebiliyorsa;



Yalçın Küçük öfkesi, Cübbeli Ahmet komikliği, Fatih Altaylı’nın eşinin romancılığı, Osmanlıcanın güya bir roman dili olarak servis edilmesi, uydurukçanın kısırlığının dilin tekamülü zannedilmesi prim yapıyor ve okuyucu bu örneklerle tatmin oluyorsa;



Edebiyatı yeşil, kırmızı, beyaz diye ayıranlar, edebiyatı bir mahallenin dar sınırlarında Hüseyin Rahmi’nin kadınlarının dedikodularından öte geçmediğini görmüyorlarsa;



Sait Faik’ten başka- Ömer Seyfettin’i de ekleyelim, hak geçmesin- öykücü, Reşat Nuri’den ve Elif Şafak’tan başka romancı tanımayan, dizi filmlerle açık kapatmaya çalışan “izleyicilerin” olduğu bir temaşa alanında bir yazar “keyif verici ve eğlenceli” yazıyor ve yaptığının dürüstlük olduğunu düşünüyorsa;



İmbikten süzdüğü kelimelerin bir fuarda mahcup bir kitap kapağının altına sığınıp, “beni niye bunların arasına koydun?” diyen kitap-çocuğunun sesini duymamak için yazar, kitap fuarına gitmez.



Zira, kitap fuarında günübirlik bir hız vardır. Bu hıza dingin kelimeler uymaz. Eğer, dingin, sakin, düşüne taşına yazılmış, güncelin batağına saplanmamış, edebiyatta kalıcı olanın “insani” olan olduğunu anlayan bir yazar, o hız trenine binerse, çok geçmez Laleli’de trenden iner. Zira, bu ülkenin edebiyatı hala 2. Yeni’nin o meşhur tarifinde olduğu gibi; dünyaya açılamıyor.



Kitapların pazarda iç çamaşırı satılır gibi satıldığı fuarlara giden birçok yazar boynu bükük dönüyorlar kitapları meydana getirdikleri vefalı masalarına.



Kitabının orasının burasının ellendiğine şahit olan yazar, tacize uğramış bir genç kız kederiyle, bir daha fuara gitmemek için yayıncısına diller dökedursun…



Bir yazar kitapların değil de yayınevlerinin ve tacirlerin cıfıt çarşısında kendini kaybetmemek için gitmiyor o fuarlara.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye