Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Allah'ın Ordusu Değil Amerika'nın Ordusu
MesajGönderilme zamanı: 27.08.09, 10:33 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 253
Allah'ın Ordusu Değil Amerika'nın Ordusu

İbrahim Karagül


Kürt meselesi, Belucistan meselesi, iki müttefik ülkeye atılan kazık, bir itiraf ve gerçekler… Bugün biraz çevrede dolaşalım. Frances Stonor Saunders'ın "Who Paid the Piper: The CIA and the Cultural Cold War" adlı kitabı "Parayı Verdi Düdüğü Çaldı" adıyla Türkçe'ye çevrilmişti. Kültürel savaşı konu eden kitap, bugünler için, gelecek için, bizler için çok önemli ipuçları sunuyor. Kitapta, Soğuk Savaş döneminde ABD istihbaratının, Batılı kurumların aydınları, yazarları, akademisyenleri, sanatçıları, şairleri, müzisyenleri, örgütleri nasıl kullandığına dair çarpıcı örneklerin yer alıyor. Batı karşıtı olan kişi ve çevrelerin bile nasıl kullanıldığına dair bilgiler aktarılıyor.


Kitapta, Marshall Planı ile paralel yürütülen çalışma çerçevesinde, Jackson Pollock, Irving Kristol, Andre Malraux, Reinhold Neibuhr, George Orwell, Bertrand Russell, Stephen Spender, Arthur Schlesinger Jr., Arnoldo Toynbee, Vladimir Nabokov, Jean-Paul Sartre, Herbert Spencer gibi daha birçok yazarın CIA tarafından finanse edildiği, gazete, dergi, kitap ve radyoların nasıl kullanıldığı, Encounter dergisinin 1953-1990 yılları arasında CIA parasıyla çıkarıldığı, Orwell'ın "1984" ve "Hayvan Çiftliği" gibi kitaplarının CIA tarafından basılıp dağıtıldığı, yine CIA'nın "demokratik sol" grupları komünizme karşı kullandığı ve bu çevrelerin yayınlarını finanse ettiği, sinemaya büyük paralar aktarıldığı, onlarca dergi çıkarıldığı, Amerikan yemek kültürünün, giyiminin, şarkılarının ve sanatının teşviki için kültür merkezlerinin, sinemanın, tiyatronun desteklendiği anlatılıyor.


Kitabın yayınından sonra İslam dünyasına yönelik kültürel savaşın elli yıl sonra nasıl bir kitaba konu olacağını tartışmıştım. Topyekun kuşatma, topyekun denetim ve yönetimdi asıl konu. Yoksa Batı'nın kendi muhalefetini nasıl yönettiği, CIA'nın hangi ülkelerde ne tür örtülü operasyonlar yaptığı bizce az çok bilinen şeylerdi. Bugünü ve yarını merak ediyorduk. Yarın "Kimlerin para alıp düdük çaldığı" yazılacaktı?


Ve merak ettiklerimiz sadece kültürel savaş değildi. Sıcak çatışmalar içinde yer alan İslami kimlikli yapıların ne kadarının kimler tarafından finanse edilip kullanıldığını merak ettik hep. Bu yüzden bazı ülkelerde "özgürlük" adına harekete geçen İslamcı savaşçıların aslında hem Müslümanlara hem tarihe hem kendilerine büyük bir ihanet itinde olduklarını üzülerek izledik.


Aslında Kürt meselesine benzeyen bir Belucistan sorunu vardır. İran'ı ve özellikle Pakistan'ı ciddi oranda yıpratan bir sorun bu. Büyük Belucistan devleti için geçtiğimiz yıl haritalar bile yayınlandı. Tabii hepsi ABD kaynaklı. Tıpkı Türkiye'nin bir bölümünü kesip alan haritalar gibi.


Pakistan'da istikrarsızlığı tartışırken, Benazir Butto suikastini tartışırken ABD ve İngiltere'nin müttefiki olan Pakistan'a karşı Özgür Belucistan Hareketi'ne destek verdiğini fark edince hayretler içinde kaldım. Bir yandan müttefikleri olan ülkeyi destekliyorlardı diğer yandan ülkeyi bölecek harekete silah ve finansal destek sağlıyorlardı. Ne gariptir ki, o bölgenin özgürlüğü için savaşan, ABD ve İngiltere'den para ve silah alan gruplar İslamcı gruplardı.


ABD ve İngiltere'nin, jeopolitik hesapları, enerji planları için projelendirdiği Büyük Belucistan için örgütler kuruluyor, harekete geçiriliyordu. Bu örgütler İslamcı'ydı ve kimlikleri yüzünden İslam dünyasında sempati bile topluyordu. Ne yazık ki hepsi birer taşerondu. Ne yazık ki, bu gerçeği anlatmak çok zordu.


Birkaç gün önce, İran Belucistan'ı için savaşan "Cundullah" (Allah'ın ordusu) örgütünün lideri olan Abdülmelik Rigi'nin kardeşi, örgütün İran topraklarındaki saldırılarını ABD'nin talimatıyla yaptığını açıkladı ve; "Cundullah'ı ABD kurup destekledi. Talimatlarımızı ondan alıyorduk. Kime saldırıp kime saldırmayacağımızı ABD'liler söylüyordu. Para ve teçhizat onlar tarafından veriliyordu" şeklinde sözler söyledi.


Pakistan'ı tartıştığımız hemen her yazıda Belucistan'daki garip ilişkiden söz ettik. Şimdi şartlar değişiyor. Belki Büyük Belucistan Devleti projesi bir süreliğine ertelendi. Bu örgütler de ortada kaldı. Birer birer deşifre oluyorlar, bağlantılar ortaya çıkıyor.


Ne tuhaf, Belucistan meselesi ile Kürt meselesi birbirine benziyor. ABD ve İngiltere, iki konuda da müttefiklerine kazık attı. Hem de çok büyük zarar vererek. Şimdi iki konuda da rüzgar tersine dönmüş gibi. Belucistan için savaşan örgütler ortada kalırken, Kürt meselesinde olumlu anlamda çok ciddi gelişmeler yaşanıyor.


Hayırlısı…


İbrahim Karagül / Yeni Şafak


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Allah'ın Ordusu Değil Amerika'nın Ordusu
MesajGönderilme zamanı: 30.08.09, 22:58 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 12:10
Mesajlar: 26
Çok önemli bir yazıymış.Yayınlanıdığı gün okumamıştım şimdi burada debk geldim. Teşekkürler.

Kitabı not aldım yazıda da ilginç anektodlar var:

Alıntı:
Kitapta, Marshall Planı ile paralel yürütülen çalışma çerçevesinde...George Orwell,Bertrand Russell...gibi daha birçok yazarın CIA tarafından finanse edildiği


George Orwell'in "1984" isimli kitabını okuyan zaten ister istemez şüphelenir.despotizmin'in varolduğu "hayali" bir dünyada olabilecek "hayali" sorunları kurguladığı kitabını (ABD-CIA'i kullanalar tarafından) CIA'ye desteklettirmeleri Anti-Komünist bilinç yaratmak açısından -gayet doğal olarak- ilk bakışta düşünülebilir... Bilindiği gibi “soğuk savaş”, “büyük birader”, “düşünce polisi” gibi kavramlarda bu kitap ile dünya diline kazandırılmıştı.Ancak unutmamak gerekir ki anti-komünist olduğu kadar anti-kapitalist de olan "1984"'e ve George Orwell'a atfedilen "CIA tarfından desteklendiği iddiası" da naylon olabilir.Bir CIA iftirası olabilir =)

Benim asıl şaşırdığım Bertrand Russell oldu. Birkaç kitabını okumuştum.Politik İdealler kitabını (İçerisinde bazı kendi düşüncelerimi bulduğumdan olsa gerek) baya beğenmiştim.
Kendisi yukarıda bahsedilen George Orwell'ın 1984 isimli kitabına Önsöz olarak şunları yazmıştır:

"George Orwell, önce döneminin ve ülkesinin toplumsal düzenine karşı çıktı.Büyük Rus Devrimine inandı.Troçki'ye hayrandı.Ancak, İspanya İçsavaşı sırasında Stalinistlerin Troçkistlere karşı tutumu,umutlarını yıktı.Bu durum ve yakalandığı hastalık, Orwell'i 1984'ün mutlak umutsuzluğuna sürükledi..."
Kendisi Sosyal Demokrat olarak bildiğimiz Russell'le ilgili yazının devamındaki şu tepit açıklayıcı olabilir:

Alıntı:
...CIA'nın "demokratik sol" grupları komünizme karşı kullandığı ve bu çevrelerin yayınlarını finanse ettiği...


Ancak bunlara kesin doğruymuş gibi bakmak hata olur. Bunlar öyle sıradan insalar değildir.CIA personeinin yarısına bedel zihinsel güçleri vardır bana göre.Örneğin Russell matematik ve felsefe dehasıdır."CIA'in kullandığı bir adam" deyip geçmek çok basit kaçar.

Eğer meselelere böyle bakılırsa ABD ile ortak düşünceleri olupta çeşitli vesileler ile karşılıklı yardımlaşmada bulunmuş tüm kurum,kuruluş,örgüt ve kişileri hiçe saymak gerekir.

Bu mantıkla bakarsak Kurtuluş Savaşı'nın olmadığını söyleyebilir, Alparslan Türkeş ve tüm MHP-Ülkü Ocakları yapılanmasını ABD'nin güdümünde görebilir, Nur Cemaati'ni ABD'nin taşeronu olarak değerlendirebilir, Bülent Ecevit'i ABD'nin adamı sayabiliriz...

Son olarak ABD -müminleri değil- Müslamanları kullanıyor, Kürtleri kukla gibi oynatıyor, İslamcı terörist adı altında canlı bomba yetiştirip İngiltere'de , Türkiye'de eylem yapabiliyor tespitlerinde bulunmak ümitsizlik yaratnaktan başka hiçbir işe yaramaz.

Adam oyun yapıyorsa oyuna gelme kardeşim, bizim elimiz armut mu topluyor?
Neden bizim Sufi teşkilatımız yoktur.Cenab-ı Allah "Savunma tedbirlerinizi alın" diye emir buyurken biz yatarsak , bir vizyonumuz , misyonumuz olmazsa elin gavuru kendince haklı olarak hesap da yapar plan da yapar, İslam'a çamur atma teşebbüsünde de bulunur, istediğini yapar işine gelmezse Yanlış yaptık der Özür dileyiverir biz de saf gibi yatışıveririz.

Suç Zalim diye nitelediğimiz ABD'de değil iş yapıp değer üretmeyen, savunma tedbirlerini almayan,çalışmayan, yorulmayan, Allah yolunda çabalamayan biz müminlerdedir.

Herşeye rağmen, başımıza musallat olan bu zalimlere rağmen ümit kesmemek , sanki elimizde avucumuzda hiçbir şey yokmuş gibi çalışmak, örgütlenmek gerekir.Güzel günler de göreceğiz inşalah.

Hayırlı diye biten yazıya bir gönderme olarak bir ayetle sonlandırayım:

"İnsan hayr istemekte usanmaz. Fakat kendisine bir şer dokunursa hemen ümitsizliğe düşer üzülüverir." (Fussilet 41/49)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye